dr journo yazar profili

dr journo kapak fotoğrafı
dr journo profil fotoğrafı
rozet
karma: 726 tanım: 53 başlık: 1 takipçi: 29

son tanımları


insanı en çok kıran şey

bir insanı en çok kıran şey yalan olmalıdır. o öyle bir şey ki içerisinde aldatılmak, güveni kaybetmek, inancını yitirmek, oynanmak, üzülmek, kırılmak, şok olmak vb. bir çok kavram var. tek başına "yalan" kelimesi bir çok şeyi ifade ediyor.
devamını gör...

belirsizliğe karşı olan tahammülsüzlük

belirsizliğin her zaman canımızı sıkmasının sebebi bence her zaman bilmek her zaman başarmak veya her zaman öğrenmek istiyor oluşumuzdan kaynaklanıyor. ilgi duyduğumuz, ilk defa gördüğümüz veya uzun zamandır önümüzde olan şeylere karşı bilgi gereksinimi çekiyor olmamızdan dolayı belirsiz olan şeyler hisler, düşünceler, davranışlar veya adına her ne derseniz deyin olursa olsun canımızı sıkıyor.
devamını gör...

geceye anlık dinlediğin şarkıdan bir alıntı bırak

biri vardı
sever gibi yapıp kandırdı
biri vardı
ateşi yüreğimde yangındı
biri vardı
kalbinde güzü bahar sandırdı
ona sorsan ben yokum
ama bende biri vardı
devamını gör...

sözlükçülerin bugünkü yorgunluk sebebi

ales sınavının hemen ertesi günü vizelerin başlamış olması
devamını gör...

seni aldattım diyen sevgiliye söylenecek ilk söz

yapılabilecek en iyi şey sessizliğimizi ona vermek olur aslında. sessiz kalmanın şiddetini fark etmesini sağlamak ve suskunluklarımız ile aslında anlatmak istediklerimizi hissetmesini sağlamak. kısacası susmak ve uzaklaşmak.
devamını gör...

birini tanımanın en iyi yolu

o kişi ile yaşanacak ufak bir problem meydana gelmesi o kişiyi tanıyabilmemiz için en güzel yoldur.
devamını gör...

tıbbın çare bulamadığı hastalıklar

kalp yarasıdır. bu kalp yarası ölümle, kayıpla, ayrılıkla, sevgisizlik ile ve umutsuzlukla en çok da elinden zorla umudu alınanların yaşadıkları ile açılır. tıbbın hiçbir dalında buna fayda bulamazlar. telkinde bulunurlar veya güzellikleri anlatırlar, sözde düşüncelerine girer derinliklerine inerler ama o yara açılmıştır bir kere edeceğiniz bir iki kelam veya vereceğiniz ilaçlar kapatmaz o yarayı ya kendi kendine iyileşecek ama izi asla geçmeyecek her dokunuşta kendini hatırlatacaktır ya da yaranın sahibini bir sonsuzluğa taşıyacaktır. büyüğü küçüğü de yoktur bu yaranın öyle ya herkesin derdi kendisine büyüktür. bir şarkıda da dediği gibi "ötme de keklik derdim bana yetiyor." ve vurgulayarak yeniliyor "yetiyor." kelamlarınız için sağ olun ama çaresiz kalmış bu ruha beden ağır geliyor ve çaresi siz değilsiniz.
devamını gör...

mustafa kemal atatürk

kelimelerin yetersiz kalacağı, sayfalarca tanıma sığmayacak, karakterinden becerilerine kadar tüm detaylarına karşı imkansız hisler besleyebileceğin ve yine de eksik hissedeceğin efsanevi bir önder, lider, komutan veya herhangi aklına gelebilecek düzey kademesinin sonrasına adını ekleyebileceğin kişidir kendisi. idol kabul edilecek en büyük muasır vatandaş.
devamını gör...

hoşlanılan kişinin başka birinden hoşlanması

insanlar hislerini kontrol edemez onları sadece bastırabilir. bastırılan hisler ya düşüncelerimize zarar verir ya da zamanla daha gür bir şekilde ortaya çıkıverir. bir insanın bir insandan hoşlanması hiçbir zaman hor görülmemelidir ve tabii ki hor görülmemesi gerektiği gibi ayıplanmamalıdır da. bir insanın bir başkasından hoşlandığını bilerek o kişiden hala hoşlanmaya devam ediyor olmak hislerimizi kontrol edemiyor oluşumuzdandır ve bu yanlış bir şey değildir. tüm bu davranışların yanlış görülmemesi ve ayıplanmaması için saygının ne demek olduğunu anlamış erdemli bir birey olmak gerekmektedir. senin tercihin nasıl o kişiden hoşlanmak olduysa o kişi de kendi hür iradesi ile bir başka tercih yapmıştır. kalp bu illaki üzülecek illaki zihnini karıştırarak düşlerini hüzne boğacaktır. unutulmaması gereken en önemli kavram sadece sevginin saygıyla başlayacağıdır.
devamını gör...

alışkanlık

bazen kendimizi zorlayarak bazen ise istemesek bile gerçekleşen mucizevi olarak tanımladığım olaydır. acıya alışkan bir başka, mutluluğa alışmak bir başkadır. bazen çok kolay kazanabilirsin ve olumsuzluklar yoluna çıkmaz fakat bazen kazanmak için savaşman, mücadele etmen gerekir. hüzün ve olumsuzluklara alışmak bir nevi acıyı hafifletmek gibi gelir insana ama mutluluğa ve güzelliklere alışmak onları sıradanlaştırmaktır ve onların gerçek hazzını yok ederek bir nevi olumsuz duygular kazanmaktır aslında. kısacası üzerinde ne kadar düşünürsek veya konuşursak konuşalım kişiler, olaylar, zamanlar değiştikçe öznelleşen bir durumdur alışkanlık veya alışmak.
bu başlığı gördüğümde zihnimde beliren bir şarkıyı da bu satırlara bırakayım isteyenler satırlarımı okuduktan sonra kısa bir dinginlik alemine dalsın.
şarkı linki
devamını gör...

whatsapp'ta gece saat 3'de çevrim içi olan eski sevgili

kendisini başka nedenlere bağlamıştır. edebiyatını yapmaya gerek yoktur. herkes tercihlerinde mutlu olsun diyerek uzaklaşmak en makbulüdür. kimsenin kalbini kırmaya gerek yoktur.
devamını gör...

sözlükte yazmak ama okumamak

kişinin isteğine ve keyfine bağlı olan durum. istediğini yapmakta özgürdür kişi. kuralların arasında belirtilmeyen bir durum, hiç kimseyi alakadar ettiğini düşünmüyorum.
devamını gör...

kaybetmek bazen kazanmaktır

bazen hayatta bir şeylerin elimizden alınması gerekir başka bir şeylere yer açılabilmesi için. bazen elimizden alınacak olan şey çok sevdiğimiz birisi, bazen elimizden alınacak bu şey çok sevdiğimiz bir eşyadır, ama mutlaka çok sevdiğimizdir. çok sevdiğimiz olmasa hatırlamayız bile bir süre sonra. elimizden alınan bu şey bizim kendimizi yıpratmamıza hatta harap etmemize neden olabilir ama bunun ne denli yanlış bir şey olduğunu hiçbir zaman göremeyiz. öyle bir an gelir ki her şeyimizi bağladığımız hatta yaşam felsefemiz haline getirdiğimiz bir şeyin elimizden belki sessiz sedasız belki de göz göre göre kayıp gittiği anları yaşarız. bu şeyin gidişini durdurabilmek için hiçbir şey yapamasak da yine de çabalarız, savaşırız hatta ve hatta çok fazla üzülürüz. peki neden hayatımızda, benliğimizde yeni bir şey için yer açıldığını düşünmeyiz? kaybettiklerimiz için üzülmek yerine bizim için verilecek olanı elimizden alınanın yerine koyulacak olanı düşünmeye başlamamız gerekiyor. eğer bir şeyi kaybettiysek onun bizim için hayırlı olmadığını ve hayırlısını isteyerek çabalamaya devam etmemiz gerektiğini görmemiz gerek. geçmişten gelen büyüklerimizden her zaman duyduğumuz öyle güzel başka bir cümle vardır ki o da şu şekilde; gidenin arkasından ağlanmaz. eğer bir gün siz de bir şeyinizin veya bir kimsenizin elinizden alındığını düşünürseniz bu gün bu satırları okuduğunuzu aklınıza getirin ve hüzünle dolan fikirlerinizi, düşüncelerinizi, kalbinizi yani bütün benliğinizi daha hayırlısının hayatınıza girmesi için yer açıldığını unutmayın.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dibe vurmuş insanlara tavsiyeler

çaresiz kalmak nedir ? kimler hangi durum veya durumlarda çaresiz kalır ? bizler bu durumu aşmak için ne veya neler yapabiliriz ? hepimizin aklında bu ve bunlar gibi yüzlerce soru olabilir ve bu soru veya siz ne dersiniz bilmem sorunlarımıza diyelim yüzlerce cevap var fakat benim önerilerim biraz daha farklı ve kişisel olacak. çaresiz kalmak nedir öncelikle hep birlikte bunu ele alalım genç yaşta veya orta yaşta en son olarak ileri yaşta bir birey olarak hepimiz çaresiz kalabilir, çaresiz hissedebiliriz. bu durum her yaştan insan için geçerlidir, hani derler ya ''herkesin yüke kendisine ağır.'' diye kimse kimsenin derdinin ne denli aşılmaz olduğunu anlamaz. benim için imkansızın sınırlarını zorlamayı gerektirecek bir durum başka bir insan, herhangi bir kişiye en basit düzeyde ki bir zorluk olarak gelebilir aynı durum tamamı ile benim için de geçerlidir. hiç kimsenin hayatı hakkında bilgimiz olmadan çektiği veya yaşadıkları zorluklar hakkında yorumda bulunmayalım hatta bilgimiz olsa dahi bulunmayalım elbette ki içimizden kendimizle o kişinin düştüğü zor durumlara düşmemek adına serzenişlerde bulacağızdır ama bunu karşıda ki kişiye belirtmemiz o kişinin kalbinde burukluklara ve üzüntülere yol açabilir. 12-13 yaşında ki bir çocuk için belki çaresizliğin adı liseye geçerken gireceği sınavdır ve korktuğundan dolayı ona imkansız gibi gözükür ve yapamayacağını sanarak kendi sonunun geldiğini düşünür. 17-18 yaşında ki bir genç için ise üniversiteye geçiş sınavı olabilir. tabii ki bunlar tamamı ile düz bir bir bakış açısıyla söylediğim varsayımlar o yaşlarda bambaşka dertlere ve çaresizliklere sahip olan yüz binlerce kişi mevcuttur. 20'li yaşlarında seyretmekte olan bir genç için maddi sıkıntılar, eğitim hayatında ki sıkıntılar, kendi hayatına atılma sürecinde ki sıkıntılar gibi dertler baş gösterebilir. daha ilerleyen yaşlarda ailesini geçindirme, çalıştığı iş yerinde konumu veya kalıcılığı, borçları, maddi yetersizlikler, aile içerisinde ki anlaşmazlıklar gibi çeşitli çaresizlik konumuna sürükleyecek durumlar ortaya çıkabilir. ne denli bir sürü konu başlığı olduğunu hep birlikte görmüş olduk değil mi ? ama sana bunların hepsinin tek bir çözümü olduğunu söylesem bana inanır mıydın ? bence inanmazdın ama emin ol bunların hepsinin tek çözüm yolu kaçınılmazın yani zamanın ilerlediğini bilmek ve o ilerleyen zamanın sana neler getireceğini bilmediğin için korkusuz bir şekilde tüm sorunlara karşı dik bir duruş sergileyerek o durumlar ile yüzleşmen olacaktır.

bu durumda korkusuzluğa erişemeyen ve kendisini çaresizliğin bitkinliğine, çaresizliğin kanlı ellerinin kucağına kendisini bırakan insanlar yaşamaya değer bu hayata karşı tavırlarını göstermek için kendi hayatlarına son vermeyi seçiyorlar. ne büyük bir yanılgı.. oysa ki her şey bizim ellerimizden çıkmaktaydı. içerisine düştüğümüz bu durum veya çıkabileceğimiz konumlar hemen hemen her şey bizim çabalarımız ve gösterdiğimiz korkusuz özveri sonucu ortaya çıkmaktaydı.

gelin bu gün evet evet bu yazıyı okuduğun gün birlikte bir karar verelim. çaresiz hissettiğimiz vakitlerde, bir çıkar yolun kalmadığını ve sonucun kaçınılmaz şekilde sizin için felaket olduğunu düşündüğünüz zamanda duraksayalım, birkaç dakika duraksayalım ve derin bir nefes alarak ben korkmuyorum! bu sorunların oluşmasını nasıl kendi ellerim ile sağladıysam bu sorunları ortadan kaldırmayı da başarabilecek güce sahibim diyerek korkusuzluğumuzu ve çaresizlik durumuna savaş ilan ettiğimizi evrene haykıralım.

zamana güvenelim çünkü zaman bizi o korktuğumuz çaresizliğin kucağına atacatır. günler veya haftalarca bekleyeceğizdir belki ama vakit gelecek ve zaman bizi çaresizliğin kucağına yüzleşmemiz için atacaktır işte o vakitte yukarıda birlikte yaptığımız haykırışları yapacağız. savaşımızı başlatacağız ve kazanacağız.

ve bu yazımızı şu güzel sözle noktalıyorum. bu sözün sizin yol göstericiniz olmasını ve karanlık sanarak ay'ın ışığını unuttuğumuz gecelerde penceremizden içeriye korkusuzluğun timsali bir ışık gibi doğmasını diliyorum..

''ümitsizliğin ardından nice ümitler var. karanlığın ardından nice güneşler var.''
devamını gör...

geceye bir fotoğraf bırak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


"artık demir almak günü gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol."


sessiz gemi

artık demir almak günü gelmişse zamandan,
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

biçare gönüller. ne giden son gemidir bu.
hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
bilmez ki,giden sevgililer dönmeyecekler.

bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
devamını gör...

uzun süredir konuşmadığın birinin sadece ismini yazıp mesaj atması

tepkimizi ölçmek veya donuk bir anı aktarmak için yapılan bir eylem olarak düşünüp yaşamaya çalışıyorum aksine inandırmayın üzülmek istemiyorum
devamını gör...

doğum gününü yalnız geçirmek

bazen kişinin kendi tercihi bazen ise mecbur kaldığı bir durumdur. kendi tercihimiz olduğunda kendi kendimizi mutlu edebilmeyi seçtiğimizi ve kafa dinginliğimizi sağlayabilmenin bir yolu iken mecbur kaldığımız veya bırakıldığımız bir durum olduğunda ise kişiye hüzün, kırgınlık ve kalbinde buruk bir ukte bırakan bir haline gelir.
devamını gör...

eski fotoğraflara bakarken hissedilenler

mutlu bir an da olsa hüzünlü bir sonucu da olsa o kareyi görmek her zaman hüzün kaynağıdır. bir daha yaşayamayacağın bir an olması buruk bir his, ağızda ekşi bir tat bırakır. her ne kadar hüzün dolu da olsa anı biriktirmek güzeldir. anı yaşamaktan asla vaz geçmeyin ama anı biriktirmeyi de ihmal etmeyin.
devamını gör...

sevgiyi bir cümleyle tanımla

sonucu ne olursa olsun hayatın anlamına erişebilme halinin hislere dökülme durumu.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim