belirsizliğe karşı olan tahammülsüzlük

belli olsaydı da tahammül edemezdik. ne zaman öleceğini bilsen yerinde durabilir miydin?

mutluolmayibilenbiri ukdesi.

"belirsizliğe tahammülsüzlük, belirsiz olay ve durumlara karşı duygusal, bilişsel ve davranışsal olumsuz tepki verme yatkınlığı olarak tanımlanır."
yaşım ilerledikçe belirsizliğin beni ne kadar rahatsız ettiğini anlıyorum. kaygılı, endişeli biri de değilim üstelik. derdim sadece benim için önemli konularda, hem kısa hem de uzun süreli belirsizliklerle. şöyle bi 5 yıl sonraya gitsem direkt, belki rahatlarım.

edit: "belirsizliğe tahammülsüzlük" olan başlık adı değiştirilmiş. belirsizliğe tahammülsüzlük, üzerine araştırmalar yapılan bir kavram. yani doğrusu o.

belirsizliğin bilgeliği denen bir şey vardır. belirsizlik aslında olması gerekendir, yazın bunu kenara. bizi asıl sıkan şey, belirsizliği yanlış anlamak ve belirsizliğin bilgeliğine karşı namüsait olmaktır..

bence belirsizlik sadece iliskiler konusunda tahammul edilemeyecek bir seydir. yoksa hayatin geri kalaninda zaten her seyi bilmek istemez kimse. ki bilemezde

biraz da kontrolcülük tüketir insanı.

ortada bir belirsizlik varsa bu çoğu zaman kişinin kendisi ile ilgilidir. olaylar, insanlar, istekler vb olgular üzerinde bulunan seçim ve tercihten ötürü yaşanması muhtemel.

hayatta gelemediğim, koşarak uzaklaştığım durum.

belirsizliğin her zaman canımızı sıkmasının sebebi bence her zaman bilmek her zaman başarmak veya her zaman öğrenmek istiyor oluşumuzdan kaynaklanıyor. ilgi duyduğumuz, ilk defa gördüğümüz veya uzun zamandır önümüzde olan şeylere karşı bilgi gereksinimi çekiyor olmamızdan dolayı belirsiz olan şeyler hisler, düşünceler, davranışlar veya adına her ne derseniz deyin olursa olsun canımızı sıkıyor.