survivor muhabbetleri. izlemeyen kişilerce maruz kalındığında insanı hayattan epey soğutan, anlamsız ve bomboş olmasıyla birlikte izleyen kişilerce keyfin doruklarda yaşandığı, saatlerce süren konuşmalardır. düşmanımın bile başına gelmesini istemem.
narsistlik ve bencillik arasında gidip gelen toksik insan grubu. bütün duyguları bir tek kendi yaşıyormuş gibidirler. en çok canı acıyan, en çok sevinen, en çok korkan hep onlardır. dünyada sadece kendi benlikleri varmışçasına yaşarlar. dolayısıyla empati yetenekleri de oldukça düşüktür. “nasılsın?” diye sorduğunda bile kendini anlatmaktan karşıdakine “sen nasılsın? iyi misin?” diye sormak akıllarının ucuna dahi gelmez. o an sen ölüyor olsan bile hep öncelikli olan kendileridir. yazık onlara. uzak durun, uzak tutun.
sahtelikten ibaret o toksik ortamdan uzaklaşmış yazarların bulunduğu başlık.
ortaokul sonuncu sınıftan beri ben de kullanmıyorum. yıllardır hiç eksikliğini hissetmedim, hissedeceğimi de düşünmüyorum. bütün liseyi kafam daha rahat geçirdim. zaten okulda yeterince gereksiz kişiye maruz kalmak yetiyor da artıyor.
bu uygulamayı düzenli olarak kullananların (iş vesaire için kullananlar dışında tabi) daha takıntılı, maddeye ve görüntüye fazla önem veren, gittikçe beyinlerini uyuşturan insanlar olduğunu düşünüyorum. * başka insanların gerçek dışı hayatlarına özenmeleri de cabası.
cahil turnusolu işlevi gören başlık. evrim bir inanç meselesi değil, bilimsel bir gerçektir. bir insan nasıl bu kadar bilgisiz ve bilimsiz kalır anlam veremiyorum. ha pardon (bkz: evrimin müfredattan çıkarılması). unutmuşum.
bütün metalcileri “saçı yağlı ve simsiyah giyinen” olarak tanımlayanların varlığını görünce şaşırdığım başlık. sanıyorum ki dinlediğin müzik türleri ve dış görünüşün paket halinde gelen özellikler değil. bıktık kalıplarınızdan.
ayrıca metalci gençlik olarak z kuşağında hatrı sayılır bir nüfustayız. sessiz sedasız kendimizce yaşayıp gidiyoruz. popülaritenin gürültüsünden fark edilmiyoruz sadece.
arkadaşımın podcast yayınlarını tavsiye etmesiyle tanıdığım kişi. podcast tamamen kendi gittiği terapilerden edindiği fikirler ve hayat çıkarımlarından oluşuyor. seven sevebilir ama bana bilenen şeylerin tekrarı gibi geldi. az da olsa psikoloji bilgisine sahip birini pek açmaz.
başta aksiyonlu bir bilim kurgu gibi başlamışken sonlara doğru psikolojinin dibini sıyıran, insanı dumura uğratan, ne olduğunu anlamadan kendi benliğini sorgularken bulduğu efsanevi anime. izleyicileri son iki bölüme hiç anlam veremeyince yönetmen “the end of evangelion” filmini çıkarmış. bu filmin “third impact” sahnesi insanın tüylerini ürpertir.
başta bana itici gelen fakat izledikçe benimsediğim, bok gibi kitapları okurken sarf ettiği sabrı takdir ettiğim dili sivri feminist kişi. ayrıca renkli saç ve makyajlarını kendisine fazla yakıştırıyorum.
kişiyi tanımanın tek yolu onunla vakit geçirmektir. başta her şey mükemmel gibiyken zamanla içlerinde yatan gerçek insan görünür. ama şüphesiz ki her biri için o kadar vaktimiz yok.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.