elentari - tüm tanımları (2. sayfa)
1.
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
arabanın arkasında mesainin bitmesini bekleyen bavul.
devamını gör...
2.
yazarların profil fotoğraflarıyla verdikleri mesaj
nickimin bir illüstrasyonu olduğundan olsa olsa tolkien'i severiz yıldızları daha çok olabilecek mesajdır.
devamını gör...
3.
öğretmene aşık olmak
lisedeyken dershanedeki geometri hocama hayrandım, en çok matematik- geometri sorusu çözer sürekli çözemediğim soruları gidip sorardım, hatta o kadar çok soru soruyordum ki bir yerden sonra haftalık soru çözme dersi koymuştu bana özel.
sıkılası tombik yanakları vardı, hep gülüyordu.
kendisi artık aramızda değil, o hep gülen adamın gülümsemesinin bile solması hayatımda yaşadığım en üzücü şeylerdendir hala*
sıkılası tombik yanakları vardı, hep gülüyordu.
kendisi artık aramızda değil, o hep gülen adamın gülümsemesinin bile solması hayatımda yaşadığım en üzücü şeylerdendir hala*
devamını gör...
4.
sinirli kadınları sakinleştirme yolları
biraz uzaklaşarak.
ama bunun işe yaramadığı zamanlar da oluyor mesela ben eşimin söylediği bir şeye sinirlenip trip atıyorken uzaklaşınca neden gönlümü almaya çalışmıyorsun diye bir daha trip atıyorum.
(bkz: iki ucu boklu değnek)
tanım: bir kadın olarak benim de bir çözümüm olmayan sorunsaldır. sinirlendirmemek en mantıklısıdır.
ama bunun işe yaramadığı zamanlar da oluyor mesela ben eşimin söylediği bir şeye sinirlenip trip atıyorken uzaklaşınca neden gönlümü almaya çalışmıyorsun diye bir daha trip atıyorum.
(bkz: iki ucu boklu değnek)
tanım: bir kadın olarak benim de bir çözümüm olmayan sorunsaldır. sinirlendirmemek en mantıklısıdır.
devamını gör...
5.
yazarın şu an yapmak istediği şey
şişme deniz yatağı üzerinde kendimi dalgalara bırakmak.
dandik olan deniz yataklarından olsun ama o plastik kokusu gelsin burnuma.
dandik olan deniz yataklarından olsun ama o plastik kokusu gelsin burnuma.
devamını gör...
7.
karikatürlere gülmek
yaptığım için zekasız olduğumu öğrendiğim eylem.
olsundu, küçükken kafama saksı düşmüştü, ondan gülüyorumdur belki, hakir görmeyin,lütfen.
olsundu, küçükken kafama saksı düşmüştü, ondan gülüyorumdur belki, hakir görmeyin,lütfen.
devamını gör...
8.
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
dün ikea fırsat köşesinde bulduğum sıfır hasarlı paketi açılmış olduğu için yarı fiyatına düşmüş olan boy aynası.
bugün mutlu olacak pek bir şey bulamadım henüz, hala dünkü mutlulukların dibini sıyırıyorum.
bugün mutlu olacak pek bir şey bulamadım henüz, hala dünkü mutlulukların dibini sıyırıyorum.
devamını gör...
9.
yazarların hayatta aldığı en doğru karar
evlendiğim adamla evlenme kararı hayatımda aldığım en doğru karar olabilir.
ikinci sıraya ise ise ben evde de otururum sıkılmam diyip kariyeri için izmir'e taşınmayı destekleme kararımı koydum, eşim 50000 kat daha mutlu, ben de 50000 kat daha iyi bir iş buldum*
ikinci sıraya ise ise ben evde de otururum sıkılmam diyip kariyeri için izmir'e taşınmayı destekleme kararımı koydum, eşim 50000 kat daha mutlu, ben de 50000 kat daha iyi bir iş buldum*
devamını gör...
10.
huzurlu bir iş hayatının sırrı
yönetime karşı hükümet yanlısı seçmen tutumu takınmak.
zam yapmazlarsa, buna da şükür işimiz var demek,
terfi edemezsen terfi vermiyor ama bak maaş zammı yapıyor demek,
patron sana maaş ödemeyip yeni araba alırsa itibardan tasarruf olmaz gibi ponçik düşünceler ile patronunuzu sevebilirsiniz.
kalan bütün sıkıntılara yine aynı tutumu takınarak hayatınıza devam edebilirsiniz.
zam yapmazlarsa, buna da şükür işimiz var demek,
terfi edemezsen terfi vermiyor ama bak maaş zammı yapıyor demek,
patron sana maaş ödemeyip yeni araba alırsa itibardan tasarruf olmaz gibi ponçik düşünceler ile patronunuzu sevebilirsiniz.
kalan bütün sıkıntılara yine aynı tutumu takınarak hayatınıza devam edebilirsiniz.
devamını gör...
11.
selam söyle dediklerinde selam söylememek
en son birisi selam ilettiğinde, ilettiği kişiyi görünce "ya x firmadan birinin sana selamı var ama kimdi unuttum" dememle sonuçlandığından, gerçekleştirdiğim eylemdir.
unutuyorum ben, selam göndermeyin benimle.
unutuyorum ben, selam göndermeyin benimle.
devamını gör...
12.
sohbetinden keyif aldığınız ama artık hayatınızda olmayan insanların bıraktığı anılar
aklıma güzel olanları gelmeyen anılardır.
sonradan düştü tabi jeton, aslında sohbetinden hiç keyif almamışım.
sonradan düştü tabi jeton, aslında sohbetinden hiç keyif almamışım.
devamını gör...
13.
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
tekrar merhaba deme vakti gelmiş olabilir sanırım.
uzunca zamandır buralara yazmadım, son bir aydır ofiste sıkılınca bir gündeme bakıp çıkıyordum,
bugün bir yazasım geldi, yarın aklıma gelir mi burası, sıkılacak boş zamanım olur mu bilmiyorum. yine de neyse, hoşbuldum.
uzunca zamandır buralara yazmadım, son bir aydır ofiste sıkılınca bir gündeme bakıp çıkıyordum,
bugün bir yazasım geldi, yarın aklıma gelir mi burası, sıkılacak boş zamanım olur mu bilmiyorum. yine de neyse, hoşbuldum.
devamını gör...
14.
yazarların şu an olmak istedikleri yerler
evim.
11 ay önce yorgunluktan aynı tanımı yazmışım, şimdi evimden uzakta olduğum için yine evim diyorum.
11 ay önce yorgunluktan aynı tanımı yazmışım, şimdi evimden uzakta olduğum için yine evim diyorum.
devamını gör...
15.
öğretmenim melis ağlıyor tuvalete gidebilir miyiz
büyüdüğünde kyk yurdunda sevgilisi ile kavga edince sinir krizi geçirip, ambulans ile hastaneye götürülen melis'e dönüşecektir.
devamını gör...
16.
mutfak dolabı
çok pahalı zımbırtıdır.
mutfakta bulunan su ve doğalgaz tesisatları mutfağa karga salınıp, karga nereye pislediyse oraya konumlandırıldığı için, saçma sapan olan mutfağımı değiştirmeye karar verdim.
bir mutfak düşünün ki musluk ve bulaşık makinası bağlantıları ile doğalgaz tesisatı alt alta olsun, ama su gideri bu musluklara 3 metre uzakta kalsın, tüm mutfak dolaplarının arkasında bu saçma tesisat nedeni ile borular olduğundan 20 cm boşluk kalsın, ve tüm alt dolapların arkası bakım nedeni ile kapatılamayıp duvara açık kalsın.
tesisat ve dolapları değiştirmek için, zembille para ödeyecek olmanın yanı sıra bir de usta terörü var gerçekten.
sırf usta teröründen kaçmak için ikea'dan alırım dedim, ama ikea belki 10 seferde teslim yaparız, belki 4 ayda gelir belki de 8 ama gelenleri size göndermek zorundayız burada tutamayız dediğinden koşarak uzaklaşmayı seçtim.
önce yazılmış ama gerçekten ülkedeki dolap üreticilerinden mi yoksa moda diye mi anlamlandıramadığım bir pasparlak beyaz dolap krom rengi kulp, paslanmaz çelik eviye takıntısı var.
gayet normal bir şekilde, mat, altları su yeşili üstleri beyaz mutfak dolapları, siyah renk düz kulplar, beyaz mermer desen tezgah, küvet modunda kocaman bir siyah granit eviye istiyorum ve nedense bu hangi ustaya söylense "öyle mutfak mı olurmuş bak ben sana şöyle yapayım diye pasparlak beyaz dolap krom rengi kulp, paslanmaz çelik eviye gösteriyor.
"ben zevksizim kardeş boşver yap geç "diyorum artık.
bütün ustalarda bir akrilik mutfak dolabı takıntısı var, ama renkleri gerçekten çok çirkin be, fıstık yeşili, kusmuk sarısı, fuşya, bebe mavisi falan var. hani böyle açık pastel renkler olsa pembe bile yaptırırım mutfağı ama tüm renkler bülent ersoy'un sahne kıyafetleri modunda.
lan kataloğunda keten (bildiğimiz kumaş olan keten) mutfak dolabı var benim mat su yeşilime laf söylüyorsun.
mutfakta bulunan su ve doğalgaz tesisatları mutfağa karga salınıp, karga nereye pislediyse oraya konumlandırıldığı için, saçma sapan olan mutfağımı değiştirmeye karar verdim.
bir mutfak düşünün ki musluk ve bulaşık makinası bağlantıları ile doğalgaz tesisatı alt alta olsun, ama su gideri bu musluklara 3 metre uzakta kalsın, tüm mutfak dolaplarının arkasında bu saçma tesisat nedeni ile borular olduğundan 20 cm boşluk kalsın, ve tüm alt dolapların arkası bakım nedeni ile kapatılamayıp duvara açık kalsın.
tesisat ve dolapları değiştirmek için, zembille para ödeyecek olmanın yanı sıra bir de usta terörü var gerçekten.
sırf usta teröründen kaçmak için ikea'dan alırım dedim, ama ikea belki 10 seferde teslim yaparız, belki 4 ayda gelir belki de 8 ama gelenleri size göndermek zorundayız burada tutamayız dediğinden koşarak uzaklaşmayı seçtim.
önce yazılmış ama gerçekten ülkedeki dolap üreticilerinden mi yoksa moda diye mi anlamlandıramadığım bir pasparlak beyaz dolap krom rengi kulp, paslanmaz çelik eviye takıntısı var.
gayet normal bir şekilde, mat, altları su yeşili üstleri beyaz mutfak dolapları, siyah renk düz kulplar, beyaz mermer desen tezgah, küvet modunda kocaman bir siyah granit eviye istiyorum ve nedense bu hangi ustaya söylense "öyle mutfak mı olurmuş bak ben sana şöyle yapayım diye pasparlak beyaz dolap krom rengi kulp, paslanmaz çelik eviye gösteriyor.
"ben zevksizim kardeş boşver yap geç "diyorum artık.
bütün ustalarda bir akrilik mutfak dolabı takıntısı var, ama renkleri gerçekten çok çirkin be, fıstık yeşili, kusmuk sarısı, fuşya, bebe mavisi falan var. hani böyle açık pastel renkler olsa pembe bile yaptırırım mutfağı ama tüm renkler bülent ersoy'un sahne kıyafetleri modunda.
lan kataloğunda keten (bildiğimiz kumaş olan keten) mutfak dolabı var benim mat su yeşilime laf söylüyorsun.
devamını gör...
17.
yaz sıcağında içilebilecek güzel içecekler
iki limon ve bir avuç kadar çileği alıp yıkayıp küp küp doğrayıp bir kavanoza alın,
üzerine iki yemek kaşığı toz şeker* ekleyip kavanozun kapağını kapatın ve çalkalayın.
iki saat dolapta beklettikten sonra 4-5 şişe maden suyunu üzerine ekleyip karıştırın ve afiyet olsun.
bir başınaysanız iki yemek kaşığı kadarını bardağa koyup, bir şişe maden suyunu üzerine ekleyebilir, ve porsiyonluk hale getirebilirsiniz.
üzerine iki yemek kaşığı toz şeker* ekleyip kavanozun kapağını kapatın ve çalkalayın.
iki saat dolapta beklettikten sonra 4-5 şişe maden suyunu üzerine ekleyip karıştırın ve afiyet olsun.
bir başınaysanız iki yemek kaşığı kadarını bardağa koyup, bir şişe maden suyunu üzerine ekleyebilir, ve porsiyonluk hale getirebilirsiniz.
devamını gör...
18.
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
daralmış.
az önce girdiğim bir toplantıda kurduğum cümlenin ortasında çat diye babamın mezarının resmini gönderen mezarcı amca yüzünden hep bunlar.
tepki bile veremeden toplantıya devam etmek zorunda kaldım içimde kaldı.
az önce girdiğim bir toplantıda kurduğum cümlenin ortasında çat diye babamın mezarının resmini gönderen mezarcı amca yüzünden hep bunlar.
tepki bile veremeden toplantıya devam etmek zorunda kaldım içimde kaldı.
devamını gör...
19.
yazarların yüksek lisans tavsiyeleri
yüksek lisans yapmış biri olarak, keşke akademik kariyer ve yüksek lisans, ilk tanımı yazan yazarın hayalindeki gibi olsaydı dedirten bir başlık olmuş.
benim yüksek lisans yaparken amacım bambaşkaydı aslında, ama sonunda
hocaların kaprisleri,
araştırma görevlisi alımlarında hocaların net ve bariz torpili ile hakeden kişinin kazanamaması,
araştırma görevlilerinin bölüm sekreteri yerine kullanılması,
artık emekli olması gereken, ders bile vemeyen hocaların emekli olmayıp, profesör olacak kadar deneyimi ve yayını olan bazı hocaların, kadro açılmadığı için doçent bile olamaması,
öğrencileri seninle yayın yapalım diyerek gaza getirip angarya işleri, deneyleri, deney düzeneklerini yaptıran, sonra yapılan yayında öğrencinin ismine yer vermeyen hocalar,
okulda ders vermekten ve verdiği derste bildiklerini öğretmekten çok, dışarıdaki firmalara danışmanlık yapan ve bilgi birikimini para ile satan hocalar,
derste anlattığı konu hakkında herhangi bir soru soramadığınız, sorsanız da yanıtlamayan hocalar,
ders dışında yüzünü bile göremediğiniz, odasına bile giremediğiniz hocalar,
ve daha nice gördüğüm saçmalık nedeni ile hevesle başladığım yüksek lisans için artık bitirdim kurtuldum diyorum.
tabi bu olayların yaşandığı üniversitede;
tez yazacak sakin bir yer olmadığı için öğrencisine odasının anahtarını bırakıp giden ve istediği kadar çalışmasına izin veren hocalar,
uygulamalı derslerde her detayı tane tane anlatıp, yeni teknolojilerden bahseden hocalar,
keyifsiz gördüğü öğrencisine ders çıkışında "bir sıkıntın mı var" diye sessiz sakin soran hocalar,
birden fazla öğrencinin anlamadığı için sorular sormaya gittiği konuyu "geçen hafta tam anlatamamışım galiba çok soru geldi tekrar yapalım" diyen hocalar,
uygulamalı dersler için laboratuvar ekipmanlarının eksik olduğunu düşünüp, kendi cebinden alan hocalar,
görmedik mi? gördük.
lisans çift anadal ve yüksek lisans döneminde aynı ortamda bulunmanın etkisi ile, okudukça farkediyorsunuz yukarıdaki çirkin davranışları. lisans eğitimim süperdi ya, derken çift anadal'da hocaların egosuna katlanamayıp bıraktım, yüksek lisans dönemini ise zorla da olsa bitirdim, doktora dediler, yok anam kalsın dedim.
ama siz yine de deneyin şansınızı tabi, yüksek lisans yapın, araştırmaya ve öğrenmeye aç olun.
sadece güzide ülkemizde artık üniversitelerin içi boşaltılmış ve bürokrasi ve açgözlülükle doldurulmuş kurumlara dönüştüğünü bilin, ama şimdilik görmezden gelmeye çalışın.
benim yüksek lisans yaparken amacım bambaşkaydı aslında, ama sonunda
hocaların kaprisleri,
araştırma görevlisi alımlarında hocaların net ve bariz torpili ile hakeden kişinin kazanamaması,
araştırma görevlilerinin bölüm sekreteri yerine kullanılması,
artık emekli olması gereken, ders bile vemeyen hocaların emekli olmayıp, profesör olacak kadar deneyimi ve yayını olan bazı hocaların, kadro açılmadığı için doçent bile olamaması,
öğrencileri seninle yayın yapalım diyerek gaza getirip angarya işleri, deneyleri, deney düzeneklerini yaptıran, sonra yapılan yayında öğrencinin ismine yer vermeyen hocalar,
okulda ders vermekten ve verdiği derste bildiklerini öğretmekten çok, dışarıdaki firmalara danışmanlık yapan ve bilgi birikimini para ile satan hocalar,
derste anlattığı konu hakkında herhangi bir soru soramadığınız, sorsanız da yanıtlamayan hocalar,
ders dışında yüzünü bile göremediğiniz, odasına bile giremediğiniz hocalar,
ve daha nice gördüğüm saçmalık nedeni ile hevesle başladığım yüksek lisans için artık bitirdim kurtuldum diyorum.
tabi bu olayların yaşandığı üniversitede;
tez yazacak sakin bir yer olmadığı için öğrencisine odasının anahtarını bırakıp giden ve istediği kadar çalışmasına izin veren hocalar,
uygulamalı derslerde her detayı tane tane anlatıp, yeni teknolojilerden bahseden hocalar,
keyifsiz gördüğü öğrencisine ders çıkışında "bir sıkıntın mı var" diye sessiz sakin soran hocalar,
birden fazla öğrencinin anlamadığı için sorular sormaya gittiği konuyu "geçen hafta tam anlatamamışım galiba çok soru geldi tekrar yapalım" diyen hocalar,
uygulamalı dersler için laboratuvar ekipmanlarının eksik olduğunu düşünüp, kendi cebinden alan hocalar,
görmedik mi? gördük.
lisans çift anadal ve yüksek lisans döneminde aynı ortamda bulunmanın etkisi ile, okudukça farkediyorsunuz yukarıdaki çirkin davranışları. lisans eğitimim süperdi ya, derken çift anadal'da hocaların egosuna katlanamayıp bıraktım, yüksek lisans dönemini ise zorla da olsa bitirdim, doktora dediler, yok anam kalsın dedim.
ama siz yine de deneyin şansınızı tabi, yüksek lisans yapın, araştırmaya ve öğrenmeye aç olun.
sadece güzide ülkemizde artık üniversitelerin içi boşaltılmış ve bürokrasi ve açgözlülükle doldurulmuş kurumlara dönüştüğünü bilin, ama şimdilik görmezden gelmeye çalışın.
devamını gör...
20.
ölümü size çok dokunan insanlar
keşke gönül dağındaki dilek * yazabilecek olsaydım dediğim başlık.
ama maalesef ki babamdır.
ama maalesef ki babamdır.
devamını gör...