elzem - tüm tanımları (2. sayfa)

çözüm üretme yeteneği
herhangi bir olayda, kargaşada ortalığı ayağa kaldırmasından korkmak yerine sakince bana yardım edeceğini bilmem gerek. beraber sorunu anlamalı ve çözüm için uğraşmalıyız.

bir sıkıntısı olduğunda can hıraş bir şekilde öğrenmek için çabalamamalıyım. "acaba şu an bilmediğim bir sıkıntıdan dolayı mı bana böyle davranıyor" dememeliyim. eğer bana anlatmak istemediği bir durum varsa dahi bunu belirtip, zamanı gelince söyleyeceğini bilmeliyim.

beyin jimnastiği yaptırtmadan, açık bir iletişim kurabilmeli


sevgisini göstermeyi esirgememesi
sevginin anlanılması beklenmeden, sürekli olarak gösterilmesi gerekir. bu bir zorunluluk değil içten gelen bir şeydir. sevgi sakınılmamalı gösterilmelidir.

insan sadece diliyle sevgisini gösteren bir varlık değildir. gözler de insanı okşayıp sarılabilir. bir hareket, bir gülümseme dahi bunu göstermeye yetebilir. hiç ummadık bir anda gelen "iyi ki varsın" cümlesi dâhi bir insanı 4 gün boyunca gülümsetebilir..
sevgi gösterilmesi tamamen içten gelen bir reflekstir.


dini inancı
inancıma ve inancımı yaşayış tarzıma uyum sağlayabilmeli. saygı göstermeli ve ayak uydurabilmeli.
belki bir çoğunuza abes gelebilir ama ben eşimle beraber namaz kılabilmek istiyorum. beraber dua edebilmek, kur'an okuyabilmek, sahur yapabilmek istiyorum.


yaşam biçimi
eskiden sevginin her şeyi aşabilecek güçte olduğunu -hala aynı düşüncedeyim ama ekliyorum- ve geri kalan her şeyin tümüyle önemsiz olduğunu düşünen biriydim. fazlasıyla ahmakça bir düşünce.

sevgi tabii ki her şeyin üstesinden gelebilir. iki kişi bir şeyi oldurmak istediği ve vazgeçmediği sürece tüm zorluklar aşılır fakat uyum göz ardı edilemeyecek bir gerçektir.

denge her şeyin üstünde belirir. bu statü ya da varlık dengesi olarak değil. ruhen bir denge ve uyum içerisinde olmanız gerekir.


çocuk yetiştirme anlayışı
her çocuk sevgi dolu bir ailede büyüme-yetiştirilme özgürlüğüne ve hakkına sahiptir. bunu sağlayamayacak bir ortamda sırf belki ilerde bana bakarlar düşüncesiyle bir "evlat" sahibi olmak çok bencilce bir davranıştır. ortak fikirler ve hislerde olunmadığına dair en ufak bir şüphe dâhi varsa o ilişki gözden geçirilmelidir.


sohbet edebilme yeteneği
sevdiğim kişiyle sabahtan akşama kadar susarak konuşabilirim. bunun dışında havadan sudan konuşabilmek, çizgi filmler hakkında tartışabilmek, arkadaşlarınızı çekiştirebilmek, gittiği pes atışmasında diğerlerini kaç kaç yendiğini sıkılmadan dinleyebilmek, ayda bir gelen arabasına bir şeyler yaptırma isteğini hevesle anlatışına ortak olmak gibi birçok şey de önemlidir.

aşk evliliği değil isteğim. huzur, sevgi ve anlayış evliliği.
yormadan yorulmadan bir hayat sürdürmek ve hayatımdaki insanda dinlenebilmek ne büyük bir lütuf olur..

insanın, parçalanmış hissettikten sonra aynada kendine baktığında gördüğü durum.

bugün ayrıca düşüneceğim bir mesele var ki zibilyon sene öncesinden beri arkadaşım olan en yakın erkek arkadaşımın beni hayatından alelade biriymişimcesine öylece çıkartması.

2016 senesinden beri tanıdığım ve 2 sene öncesine kadar -belki de 2 buçuktur hatırlamıyorum- çok yakın olduğum arkadaşım hiç bilmediğim ve belki de olmayan bir sebepten dolayı benimle iletişimini kesti.

sanıyordum ki kendisi her zaman hayatımda olacak ve ben onunla hep iletişim halinde kalacağım.

ulan be adam ben senin polis oluşundan tut özel harekat mülakatına kadar şahit oldum.
sen benim sülale dedikodularıma bile dahildin. ne olmuş olabilir de beni artık istemiyor olabilirsin ya?

birkaç ay önce kendisini rüyamda şehit olmuş şekilde gördüğüm için ağlayarak uyandım ve uyandığımda da şey diye sayıklıyodum "tamam konuşmuyoduk ama seviyodum ben onu yine de"..

yazamadım bile iyi misin bir şeyin var mı diye.
öyle bir kesti ki iletişimimizi, ölsem haberi olmayacak.

şimdi diyeceksiniz ki o kadar zaman geçmiş aradan şimdi niye harlandı bu öfken?
yahu birkaç saat önce fark ettim daha yeni spotify'dan engellemiş beni ya!

adam bana eski sevgili muamelesi yapıyor kafayı yiyeceğim. hani ben senin gülündüm, hani beni çok seviyordun, hani bensiz yapamazdın

her ne kadar olayı dalgaya alsam da kendisi benim için çok değerliydi ve hiç doğamamış abim yerine koymuştum onu. konuşmayı kestiğimizde de en çok sevgilimi ona anlatamadığıma üzülmüştüm. çünkü en son mutsuz hallerimi biliyordu ve ben ona sevincimi anlatmak için hevesliydim. beraber benim için mutlu olacağımızı falan sanıyodum saf gibi. o ise benimle konuşmayı kesmeyi bekliyormuş meğerse..

ne yaptım bilmiyorum ki bir şey yaptığımı da sanmıyorum ama olsun. -sülalesini pompalı tüfekle vurdum herhalde- neyse, yine de benim için hâlâ değerli.
ama bana herkesin hayatımdan çıkabileceğini öğrettiğin için sana hem teşekkür ederim hem de bu yüzden seni hiç affetmeyeceğim.
bunu sen bana yaşattıysan, herkes yaşatabilir abişim..

ha bir de, elimden benim abim polis özel harekat lan havasını aldın. allah da seni bildiği gibi yapsın!

ırgatsın sen ırgat kal temalı bir çelik burun fotosu

çok sevdiğim sanatçımın çok sevdiğim şarkısı olur kendileri..
kaderim uğraşacak bir beni seçti bu kısmı size bağırarak söyleten bir hayatınız yoksa ne mutlu * )

#2819033 ukdemi doldurduğu için kendisine teşekkür ediyor ve duruma göre toto yanağı da olabiliyor demek istiyorum.

yeni başlamış olmakla birlikte hakan günday-malafa diyorum.

yine bana kalırım..
(bkz: şanışer)

not: 1 sene önce de böyleymiş hâlâ bana kalıyorum.

aşık olduğum şehirdir. 10 ayımı geçirmeme rağmen sanki ömrümün yarısını oluşturuyor gibi benimsedim kendisini. bu aralar fazlasıyla burnumda tütüyor.

girince alısırsın dediler yazarımız unuttuğum ukdemi doldurarak şarkıyı ve grubu uzun zaman sonra bana hatırlatmış oldu. teşekkür ediyorum.

bulamam seni şarkısını tekrara alıp beşevler metrosundan aştiye kadar ağlayarak yürüdüğüm zamanlar olmuştu. sanırım bu şarkı en çok var olduğu yere, ankara'ya yakışıyor.

görüşmeyeli, konuşmayalı 1 seneyi geçmiş ama hâlâ bir umut bir yerlerden çıkar da yazarsın diye bekliyor olduğumu yeni fark ettim. zeze seni özledi..

ben kendisini çok önceden tanıyıp beyaz atını da prens olduğunu da yeni fark etmişim. zira kendisini hayatımın bir köşesinde olduğunu bile bilmediğim biriydi. kimin atı nerde hangi prense ait ya da sözlükte mi geziyor bilemeyiz. o yüzden 'ay kuzum, inan hiç beklemediğin bir anda'

... keşke sevgi dilini değiştirebilseydin ve azarlamak, inatlaşmak, aşağılamak yerine sarılmayı, iltifat etmeyi, kızım demeyi tercih etseydin.

öldüklerinde çocuktum ve çok etkilenmiştim şimdi büyüdüm ama şu iki isim beni hâlâ ürpertiyor,
özgecan aslan ve münevver karabulut

yaşama hevesim

insan sevgim

içten gülümsemem

benim için çokoprens vs probis, probis mi çokoprens mi diye soran kadın başlıkları durumu açıklıyor.*

deniz tekin'in sesinden dinlemeye ayrı bi' bayıldığım şarkıdır.
yani değişmedim hâlâ öyle biraz çocuk kaldım..

sevgili kişisinin hiç sıkılmadan, hesap kitap yapmadan su içme alışkanlığı misali yaptığı şey. aynı zamanda benim de gerçekleştirmekten yılmayacağım eylemdir.
bir insanın mesajıyla mı ayıyor günün? evet.
günaydın demeyince ne oluyor? olmuyor.

yapmam gerektiği bilincinde olmama rağmen bir türlü üşengeçliğimi bastıramayıp yenildiğim ve düzene oturtturamadığım eylemdir.
bir süre sadece farzları kılıp kendimi alıştırmayı denesem de bir yerde tekrardan başa dönüyorum. umarım başarabilirim..

sevgili kişisinin saçlarıyla oynamak.