kesinlikle tatile çıkılmalı. hatta imkan varsa yurt dışına gidilmeli. çoğu yakın arkadaşımdan birlikte çıkılan tatiller esnasında tiksindim diyebilirim. sadece iki tatil örneğiyle kaç yıllık arkadaşınızdan nasıl soğursunuz anlatayım.
yurt dışında ilk defa gidilen ve pahalı olduğu için de bir kere daha gidilmesi imkansız bir şehir, zaten süremiz kısıtlı üç beş günlüğüne gelmişiz. sanki her yıl gelinen sahil kasabası muamelesi yapılıyor.
-hadi hazırlan merkeze inelim.
+yorgunum, biraz uyuyacağım sonra gideriz (ertesi güne kadar uyudu, sabahında da hiçbir şey olmamış gibi kalktı)
-hadi şurada şu yemeği yiyelim burada çok meşhurmuş.
+oraya sırf popüler diye gitmem ben, niye illa oraya gidiyoruz (ne?)
-bak konser varmış, müzik dinleriz.
+ergen miyiz biz ne konseri?
-biraz daha erken kalkar mısın, günü uykuyla yemeyelim zaten hava erken kararıyor.
öğlen bire doğru anca otelden çıkıyorduk, o saate kadar da yatakta televizyon izliyordu saçma sapan.
yukarıdaki diyaloglar en yakın olarak gördüğüm arkadaşımla çıktığımız ilk yurt dışı tatilinde neredeyse her gün yaşandı.
bunlar yine bir derece. her markete, mağazaya girdiğimizde on saat çıkamadık mıy mıy onu mu alsam bunu mu alsam diye düşündü durdu. üstünü ince getirmiş (internette on yıl sonrasının hava durumu veriliyor neredeyse, kontrol edip ona göre bir şeyler al yanına bir zahmet), her gün istisnasız dramatik bir şekilde üşüdü ve çoğu planladığımız şeyi yarıda bırakıp otele döndük. günlerinin çoğunu da uyuyarak geçirdi. halbuki haftalarca planlamıştık bu geziyi. kendisinin bencil, uyuşuk ve uyumsuz olduğunu anladığım ve bende hiç güzel anı bırakmayan bir gezi oldu.
aynı kişinin de içinde olduğu birkaç arkadaşımızla bu sefer yurt içinde hafta sonu kısa bir tatil yaptık en son. o da son oldu zaten. hayatı boyunca hayvan ürünlerinin yanına yatılı giden canım arkadaşım, bu tatile çıkmadan önce veganlığı denemeye karar vermiş. tabii ki istediğini yapabilir, saygım sonsuz ama markette kendine uygun yemek bulacağım diye de saatlerce gezinmezsin. tabii ki yine bütün tatil boyunca uyudu, mütemadiyen üşüdü ve markette saatlerce arayıp aldığı yemeklerin çoğunu yemedi. şehri gezmek istediğimizde hepimize karşı argümanlar geliştirdi ama onda çoğunluğa uydu şükür.
kendisiyle bir daha ortak bir plan yapmadık. telefonda da nadiren konuşuyoruz. kendisine hayatta başarılar ve yakınlarına büyük büyük sabırlar diliyorum.
devamını gör...