nerden nasıl başlayacağım bilmiyorum. hayatımı bir anda tepe taklak etmen dışında bir sorun yok gibi ama tersten oralara bakmak cidden zormuş. ben de her şeyi ters çevireyim belki düz olur dedim ama o da olmuyor. uçuyorum şuan hiçbir şey umrumda değil gibi çok gülüyorum çok eğleniyorum inan bir saniye nefes almıyorum. alırsam şimdi olduğu gibi batıyorum en dipe. yarın sabah yine uçacağım mesela. geceler o yüzden çok garip. sana da o zamanlar gecelerden yakınırdım. 'çok fena bu geceler ikimizi de yıpratan bu, geceler olmasa çoktan gitmiştin gitmiştim' derdim. o geceler yine iyiymiş sen vardın çünkü bana katlanabilmen gerçekten güzelmiş. he bu arada birden aklıma geldi bana mükemmel vazgeçilmez bir insanmış gibi hissettirmenin sebebi neydi? bu his çok güzeldi. yani naparsam yapayım beni bırakmayacak hissiyle yola çıkmak cidden eşsiz bir his. ben seni çok yarı yolda bıraktım mesela. git dedim, olmaz bizden dedim, bak dedim, yok dedim, niye dedim, anla artık babuş dedim hatta bunu bağıra bağıra dedim. her seferinde sakinlikle gelip anlatan sen oldun. affetmek gibi durum yok dediğinde affetme başlığını açan da sendin. sahi tüm bunları yaparken nasıl başkasına da gidebildin. yani her seferinden gitmekten bahsederken ben ve her seferinde döndürmek için çok uğraşırken, yani gerçekten çok uğraşırken madem başkası vardı neden bu kadar mesai harcadın? cidden bir anlatsana bana bunu. ben düşündükçe işin içinden çıkamıyorum. sana güvenmeye güvenmeye bu kadar güvenir hale nasıl geldim bilmiyorum. daha geçen hafta diyordum hayatımda daha güvendiğim insan yoktur herhalde diye. nerden bilebilirdim ki aldatacağını. insan böyle konuşurken en kötüsünü düşünemiyor.
şimdi bakıyorsan kızıyorsundur belki bana, nasıl bu kadar çabuk atlattın diye. adını bir kere anmadım biliyor musun? biraz tanıyorsan biliyorsundur. ilk başlarda nefret ediyorum diyordum. şimdi yanıma gelsen onla gülümserim sadece. bilirsin duygularımı yansıtmamayı da bilen biriyim. mesela bunu da çok severdin. kardeşini hiç sevmezken senin için seviyormuş gibi yapmamı yada sevmediğin insanları sevmeme rağmen sevmiyormuş gibi yapmamı. 'bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama harikasın' derken yalan mıydı yani? değil miydim harika? madem öyleydim ona neden gittin? düşünmeden edemiyorum. biliyorum bu beni aciz biri haline getiriyor. sürekli içiyorum düşünmemek için. normalde de öyle yapıyordum biliyorsun. ne zaman elimde bira olsa neyi düşünmekten yoruldun diyordun. tanıyordun çünkü beni, beni en çok sen tanıyordun zaten.
bu arada sahiden mutsuz muydun anlattıkları kadar? o akşam el ele yürürken sarılırken öperken beni kokumu içine çekerken, biraz daha birlikte olmak için evime bıraktığın akşamlarda, aç olup bir ekmek alıp ısırarak yiyerek gittiğimiz o sabahta, yada kahvenin şekerlerini çaldığımda ne bileyim beni güldürmek için dalgaya tekme atmaya çalışırken düşer gibi yapıp ıslandığında, asfaltın tadına baktığın o gece elini yüzünü temizlerken gülüşmelerimizde... mutsuz muydun cidden? sen de az değilmişsin he belli etmemekte duyguları. benzer olduğumuzu bilmezdim bu derece.
yukarda ne yazdım ne ettim ne dedim hiç hatırlamıyorum bilmiyorum. okumak da istemiyorum. seni hala seviyorum ama bu seni ilgilendirmez benle benim sorunum artık. her zaman dediğim gibi ben ve kendim işte. ah etmedim diyemem ama benim ahlar dokunmaz biliyorsun. bir gün affetcem merak etme o zaman yitip gideceksin. unutmak istiyor muyum istemiyor muyum emin değilim ama bir gün istesem de istemesem de unutacağım zaten. sen de bil bunu unutulup gideceğiz. neyse onun ismi durumuna düşeriz belki. bilmiyorum. son paragrafta saçmalamayıp toparlayım demiştim ama onu da yapamadım. yine karmaşık şeyler yazdım ve bir son oldu. aydınlık kafamda karmaşık sonlar. beni hep böyle unut.
devamını gör...