eniyienkötüerkekoyuncu yazar profili

normalde mevsimim değil ama bu aralar libidom çok yüksek.

“seni seviyorum ama nasıl”
en sevdiğim şiirlerden.
edit: ulan yuh kimse de şiiri paylaşmamış, pü!

bir ayrılış hikayesi

erkek kadına dedi ki:
- seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
erkek kadına dedi ki:
- seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
kadın erkeğe dedi ki:
- baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
ve artık
biliyorum:
toprağın
yüzü güneşli bir ana gibi
en son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olanın parmaklarına
başımı kurtarmam kâbil
değil!
sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak...

sen
yürümelisin,
beni bırakarak...

kadın sustu.

sarıldılar

bir kitap düştü yere...
kapandı bir pencere...

ayrıldılar...

bi şey sormak istiyorum. 3,44 faizle 125 bin lira kredi çekmek mantıklı mı sizce? 36 ay boyunca ayda 7 bin olarak ödenecek, toplamda 253 bin falan.

ya naçizane ben şunu söylemek istiyorum. daha taze başıma geldi de o yüzden. mesela birine bi şey soruyosun cevap veriyo, teşekkür ediyosun cevap yok. ulan sokuk, insan olup rica ederim demek bu kadar mı zor? öküz oğlu. diyesi geliyo insanın ama demiyorum. :)

konu dışı ben bi şey sormak istiyorum, ben de fotoğraf paylaşıyorum ama direkt yan yatırıyor. benim cahilliğim mi? siz nasıl düz paylaşabiliyosunuz? bazen içimden fotoğraf paylaşmak geliyo, bok gibi oluyo vazgeçiyorum.
edit: üşenmeyip cevap veren birkaç kişi olmuş, hepsine teşekkür ediyorum, bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp, bunu da öğrenmiş olduk :)

filmi sinemada iki kez izlemiştim. ümit ünal’a olan sevgim de bu filmi izledikten sonra başladı, atlara olan korkum da.

yukarda yazar yazmış benim içim pismiş demek ki ahaha, gerçekten güzel bi bj olsa tam süper olurdu.
onun dışında 16 17 saat uyuma şansım olsa da tam süper olurdu.
şöyle birkaç günlük tatil de iyi olurdu. tatil dediğim evde geçirilecek, sorumluluk olmayan boş günler ahaha.
düşük faizli bi krediye de okeyim mesela, gerçekçi düşünüyorum, hesapta şu kadar para olsa falan diyemiyorum çünkü olmaz en azından düşük faizli kredi.
bi de şu kaybettiğimiz paranın bir kısmını kurtarabilsek tadından yenmezdi. bi de son olarak… neyse o bana kalsın ama olduğu an sözüm var, öğrenci okutucam.

yaptığım yatırımla durduğu yerde kar edecek parayı, yüzlerce bin liralık zarara uğrattım. şu olay bi sona ersin bir daha tövbe, aman aman.

çok sevdiğim bi laf var, karnının doymayacağı yerde aç olduğunu belli etme. şimdi burda ciddi ciddi dert anlatılmaz bence, e tanımadığımız kişilerle boş muhabbet yapacak yaşı da geçtik. o yüzden biraz tırt geldi bu başlık. ha flört etmeye insan ayıklıyosanız orası ayrı, saygımız sonsuz.
ayrıca benim derdimi en güzel annem dinler, allah başımdan eksik etmesin. o kadar saçma şeyler geldi başıma son zamanlarda, sağolsun desteğini hiç eksik etmedi. yoksa en yakın arkadaş bile bi yere kadar. devir çok değişti, çok.

geçen gün nerden aklıma geldiyse geldi, tnk diye bi grup vardı ya, ben de bayaa dinlerdim diye aklıma geldi.
lise yıllarıma gittim. hüzünlendim, hatta bayaa bayaa üzüldüm.
lisedeyken sevgilimsi bi kız vardı hayatımda, ilk aşkım. o dinler ve severdi bu grubu. bana da sevdirdi. hatta fanta gençlik festivalinde çıkmışlardı yanlış hatırlamıyorsam, antalya’da dinlemiştim, tnk, ceza ve şebnem ferah.
bu sevgilimsi bu konsere gitmek için kapak biriktirdiği için ben de biriktirmiştim. o’nsuz gidip dinlemiştim. şimdi bakınca cidden ilginç.
neyse ne diyordum, aklıma geldi arabada giderken söyle ruhum şarkısını açtım, ulan hala hüzünlüyüm ya. aradan geçen 15 seneye hüzünlendim, zamanın su gibi akıp gitmesine hüzünlendim, değişen binlerce şeye hüzünlendim. 17 yaşımda severek dinlediğim şarkıyı 32 yaşımda buruk şekilde dinlediğime hüzünlendim. sonra baktım albümdeki diğer şarkıları dinledim. hatta sevgilimsinin en sevdiği şarkı dans et şarkısıydı, bi de onu dinledim. şarkıları da listeme aldım dinlerim artık.
zamanın bu kadar hızlı geçip gitmesine çok tatsızım sadece bu aralar, belki de orta yaş bunalımındayım bilmiyorum.

adıma başlık açıldığını nerdeyse bir sene sonra görmem ahaha.
yazarın kafa karışıklığını giderelim madem aylar sonra da olsa.
kafa sözlük olarak açıldığında kayıt olmuştum fakat sadece kayıt olmuştum, sonra şifremi falan da unuttum, yıllar sonra aa benim böyle bi hesabım vardı noldu acaba diye geri döndüm bi de ne göreyim, kafa sözlük olmuş normal sözlük, sonrasında buralarda takılmaya başladım bir süre sonra da çaylaklığımı bitirip yazar yaptılar. kısacası durum bundan ibaret :)
tanım: en kötülerin en iyisi olan yazar.

tek gecelik ilişkiler.

bugün oturup kopya cinayetler isimli filmi izleyelim dedik. filmde türkçe altyazı seçeneği yok. yuh ulan size ayılar, yuh! türkçe dublaj izleyeceksin ya da başka dilde izleyeceksin. altyazılarda da seçeneklerde yunanistan, arapça falan yazıyo. ulan netflix türkiyenin önceliği arapça mı? kimse kusura bakmasın böyle şeyler bana hiç masum gelmiyo. bi altyazı ekleyemediniz mi aqduğumun filmine. beceremiyosanız bana ulaşın altyazısını ben göndericem size, hatta işe de alabilirsiniz, çoğu türkçe altyazılı filmde imla hataları, anlam bozuklukları falan oluyor zaten en azından onları düzeltirim de biraz eli yüzü düzgün bi platform gibi görünürsünüz. sizin ben ta! neyse.

ahaha askıya bi tane bırakalım biz de, hiç güleceğim yoktu

şirinler köyüne gidebilmek için yapılmış olabilir.

tam zamanlı mutsuz.

gülüş ve kalça.

uzak durulası kişi.

daha henüz gerçekleşmedi.

normal sözlüğe girdiğimde içimden sorduğum soru.