ben rüzgâr değilim, dokunmam çiçeklere
ben kara parmaklı insan değilim
kirpik uçlarımdan kayar yıldızlar
bilemezsin, hayal akşamlarında
renklerini kuşatan
damıtılmış gözyaşıdır ömrümün
ben boşluğa üfleyen cellat değilim
karayele verdim ayaklarımı
söyle bana, eceli kim tutar perçeminden
hangi ölü bilmez nereye gittiğini
sen miydin o mehpâre, o memnû, o dilruba
söyle bana hindiba
sen nasıl bu kadar bulut gülmesi
sen nasıl bu kadar bıldırcın sesi
sen nasıl bu kadar pencere önü
sen nasıl bu kadar gök gürlemesi
buradan
devamını gör...