28 şubat

teoride ütopya olan, pratikte distopyaya evrilen süreç.
ama bugün ama yarın her ne olursa olsun irticaya geçit yok.

islamcı gerici çomar yobazların kudurduğu, yerinde yapılan haklı ve doğru bir müdahale. bedellii ne olursa olsun, irticaya asla geçit yok!..
sözde 28 şubat mağduriyeti...

muhafazakarlığın cılkını çıkaranlarda bugün. hakettikleri muameleyi yıllar önce bu tarihte görmelerine rağmen hâlâ akıllanmadılar. yok cemaati, cemiyeti derken başımıza nice dertler açtılar. haa tabii bir de gitmek bilmeyen iktidar vardı demi?

beni üniversite son sınıfta iken bulan gün.

kimse bana ama işte öyle değil böyle demesin.sonrasında okuduğum üniversiteye uzun yıllar giremedim.uzun yıllar, bırakın kamuyu, özelde bile çalışamadım.

ben o günleri hiç hoş anmıyorum. benden sonra o günleri yaşayan kız kardeşim çok daha travmatik anıyor.

sözlük z kuşağını anlıyorum, hep böyle idi sanıyorlar. benim çocuklarım bile anlayamıyor bizi. hep böyle değildi. okul sonrası için kurduğum tüm hayallerimi aldı benden. hayalimdeki hayata 24 sene sonra kavuştum. akranlarım emeklilik hayali kurarken ben ölene kadar çalışma hayali kuruyorum.

beni kılık kıyafetim yüzünden yakınında görmek istemeyenlere hakkımı helal ettim. sırf onlarla kıyamette karşılaşmak istemediğim için.

o günden istifade edenler edebiyatı yapanlar, benim gibilerle empati kurmaya çalışırlarsa bir nebze olsun olayın içine girebilirler. girmek isterlerse tabii. zaten girmek istemeyenler, kinini gütmeye devam edecek. sadece artık benim için önemli olmayacak. o yüzden ben bugün rahatım. kimsenin keyfi muamelesine, anlayışına muhtaç değilim. kılık kıyafetimi, sadece kendi kafama göre şekillendiriyorum. bu anlayana çok ciddi bir nimet.

dönemin idarecilerine methiyeler dizenlere diyecek lafım yok. ben onları sizin gibi görmedim. çünkü onlar beni görmek istemediler. benim yaşantı şeklimin kabul olmayacağını, kanun haline getirdiler.

dönemi kullanan oldu olmadı, edebiyatı yapmıycam. siyasilerin büyük bir kısmının kalbi olduğunu düşünmüyorum. ben kendi kalbime ve sevdiklerimin kalbine bakıyorum. benim kalbimi kırabilenle muhabbetimi devam ettirmem olur biter. bu burda da geçerli.

her şeyin yazılabilir olması, okunanların incitebileceği gerçeğini yok etmiyor. ötekileştiren, zorbalık yapan, itham eden türde yazılanlar mesela. gençler ordan nasıl hissediyorsunuz bilmiyorum ama burdan kalbiniz yokmuş gibi görünüyor.

geçtiğimiz 20 yılda zulüm değil gereklilik olduğu kanıtlanmıştır. hayır türban bazında değil irtica bazında.

zaten türban uygulamaları anti demokratik onu geçelim konuşmaya yorumlamaya gerek yok.

ama ülkede vahhabi/emevi ve siyasal islam itlerinin, tarikatlarin içinden geçilmesi gerektiğini bu 20 sene size ogretmedi ise iflah olmaz bir optimist yada malsiniz demektir bunun ortası yok.

türban konusu hariç, diğer yapılan her olay doğrudur. yapılması gereken yapılmıştır, zira halimiz ortada. tarikatlara, tekkelere geçit verilmemeli, din bu adamların elinde olmamalı. tanrı kuran vermiş, insanlar okusun anlasın diye.

bu görüntüye hiç kimse tepkisiz kalamazdı...

kafamdaki bandanayı zorla çıkardılar. biz de arkadaşlarla toplanıp kahrolsun laiklik diye avazımız çıktığı kadar bağırdık. bandanayı bırakıp şapka takmaya başladım inancım gereği. çünkü saçlarım görünürse cehennem diye bir başka/öte dünya var, oraya gitmek istemiyordum. sonra şapkamı da çıkarttılar. ikna odasında beni zorladılar buna. biz de ibda-c'li arkadaşlarla toplanıp rejimi yıkmaya kararlı olduğumuzu yüksek sesle haykırdık. cuma eylemleri düzenledik. kafamızda poşetler vardı. ya allah bismillah allahu ekber diye böğürdük. poşetleri de çıkarmamızı istediler. şeriat isteriz diye yeri göğü inlettik. sonunda bunca acılı deneyim meyvesini verdi ve artık kafasında bir bez takılı olmayan kadınlar rahat edemez hâle geldi. bu bizim direnişimizin eseridir. her türlü kamu işinde bezimiz âdeta liyakat sebebi oldu. atamalarda öncelik tanınır oldu bizlere. makbul kadınlar olduk, necip ayak takımımız nazarında. mutmain olduk. unutmayın, kanımız aksa da zafer islamın. cumhuriyetin canına okuduk, okumaya devam edeceğiz. tekbir, allahu ekber.

aklara, beşikten mezara kadar konuşabileceği, sakız gibi uzayan bir konu verdiler. kıyamete gidene kadar kürt sorunları ve türban kardeşlerinin sorunları hep gün yüzünde olacak. bu da chp'nin yaptığı en büyük aptallıklardan biridir. chp kendi ayağına sıkmıştır. chp, atatürk'ü harbiden çok yanlış anlamış.

ne olursa olsun insanların özgürlüklerinin kısıtlanmasına karşıyım. isteyen istediği gibi giyinebilir, istediği örtüyü takabilir ama bunun askeriyede olmaması gerektiğini düşündüm her zaman. neyse ki şu an öyle bir durum yok ortada ve akların övünebileceği tek konu da bu tabii. yazık yani.

şubat geldiğinde 28 şubat akla gelirdi. bundan böyle artık 6 şubat akla gelecek.

iyi ki varım, canım kendim??

şöyle güzel bir tanıma konu olandır.

"asker elli kere evin içinde top oynamayın vazoyu kıracaksınız bak dedi. 28 şubat bunlardan biriydi."

sonra 15 temmuz'da ne vazo kaldı ne pencere. 15 temmuz'da can verenler, maalesef, o şutları evin içinde deneyenler değildi. neredeyse hepsi domuz gibi sağlam bugün. 28 şubat ağlaklığı yapanlar, 15 temmuz'un sorumlularıdır.

allah vural avar'a rahmet eylesin. emekli albay eşine metanet versin.

hadi ordan hadi ordan haydi türkiye ileri ne mutlu türküm diyene ne mutlu türküm diyene hah hah hah hah hah burası devlete meydan okunacak yer değildir

orduyu ve askeri peygamber ocağı olarak gören bir milleti, ordu ile bütünleşmiş bir milleti, hatta diğer adı asker millet olan bir milleti ordudan tiksindirecek ve hatta düşman olacak kadar ordudan nefret ettiren , cuntacı, fişlemeci , dışlayıcı, hukuk dışı, insanlık dışı , haddinden fazla faşizan ve utanç verici bir süreç.

bu halkı da aziz nesin tiplemerindeki gibi geri zekalı bir halk zannedip , bir iki fadime- müslüm gündüz videosuyla basını da arkasına alarak ketenpereye getiririz ve mankurtlaştırırz zannettiler ama çok kısa sürede kendi mallıklarını tüm dünyaya ispat ettiler. ve iman derecesinde inandıkları "28 şubat 1000 yıl sürecek" safsatası da iki dakkada tarihin çöp sözlerinden biri olarak kayda geçti.

bu milletin tarihi ve milli köklerinden korkan, utanan, tımarhanelik ruh hastası faşist ve yobaz nesillere de en az 1000 yıllık da ders olacaktır.

postmodern midir bilmem ama darbe olduğu kesindir.

sen kimsin ki millet adına konuşabiliyorsun? bizim ordu ile bir sorunumuz yok. ama senin gibi siyasal islamcılar orduyu rezil etti. tükürelecek suratınız bile yok.

rejimin istemediği siyasilerin, kukla olarak da olsa başa gelmesini engelleme operasyonudur.

olayın başörtüsüyle, yaşam tarzına müdehale korkusuyla, şeriyat gelir endişesiyle alakası yok. çünkü aynı şartlara sahip birçok devlet var, siyonizm güdümlü a.b ve a.b.d ortak pazarının sömürüsünde.

merhum erbakan, sömrülen bu eşşeklerin aklına karpuz kabuğu düşürdü. a.b ve a.b.d'de karpuzumuzu çaldığı gibi ,kabuğunu dahi bize göstermiyor. meymun gözünü açmasın, mevzu bu.

28 dakikada 28 şubat sürecini baştan sona özetlediğim, kimi zaman kişisel görüşlerime kimi zaman da nesnel gerçeklere yer verdiğim bir podcast ile bıraktım konu üzerine daha fazla konuşmayı. iyice reklam için kullanmaya başlamış gibi oldum sözlüğü ama ne yapayım efendim yaptığım şeyleri siz yazarlar ile de paylaşmayı, görüşlerinizi almayı çok istiyorum :)

spotify