1.
üç kelimede istanbul
haydarpaşa'da kalan çocukluğum.
devamını gör...
kalbimiz seninle
son tanımları
2.
sessizlik
sesin olmaması hali.
anadolunun küçük bir şehrinde; şehirden nazaran uzak, dağları ve gün doğumunu izleyebildiğimiz bir balkonumuz vardı. üniversite yıllarımda evi zaman zaman ziyaret ettiğimde en sevdiğim aktivite seher vakti o balkonda battaniyeye sarınıp oturmak ve hissetmekti: beşere ait zerre iz bulunmayan serin sabahlarda, kuşlarla hemhal olup rüzgarlarla salınmayı; güneşin dağların sırtından yükselip kemiklerimi ısıtmasını, göğün renkleri içinde yitip zamandan soyutlanmayı, şükür hisleriyle dolup taşmayı ve gözlerimi ıslatan birtakım yaşları. sessizlik'i ne zaman özlesem kendimi hayalen o balkonda bulurum.
anadolunun küçük bir şehrinde; şehirden nazaran uzak, dağları ve gün doğumunu izleyebildiğimiz bir balkonumuz vardı. üniversite yıllarımda evi zaman zaman ziyaret ettiğimde en sevdiğim aktivite seher vakti o balkonda battaniyeye sarınıp oturmak ve hissetmekti: beşere ait zerre iz bulunmayan serin sabahlarda, kuşlarla hemhal olup rüzgarlarla salınmayı; güneşin dağların sırtından yükselip kemiklerimi ısıtmasını, göğün renkleri içinde yitip zamandan soyutlanmayı, şükür hisleriyle dolup taşmayı ve gözlerimi ıslatan birtakım yaşları. sessizlik'i ne zaman özlesem kendimi hayalen o balkonda bulurum.
devamını gör...
3.
open sky
(bkz: mark eliyahu) beyefendinin, 2020 yılında en çok ihtiyaç duyduğum anlardan birinde yayınlayıp göğümle beraber göğnümü açan şarkısı.
şimdi, yine, bazı hesaplaşmaların peşine düştüğüm anda youtube algoritması tarafından mahkemelerime arka fon müziği olarak atandı.
neleri göze alıyor, neleri gözden kaçırıyor, neleri gözardı ediyordum? talip olduklarıma bulunduğum noktadan bakmak ne zor, ne uzak ufuk! ne çile ki bu ne vazgeçebiliyorum, ne ilerleyebiliyorum.
şimdi, yine, bazı hesaplaşmaların peşine düştüğüm anda youtube algoritması tarafından mahkemelerime arka fon müziği olarak atandı.
neleri göze alıyor, neleri gözden kaçırıyor, neleri gözardı ediyordum? talip olduklarıma bulunduğum noktadan bakmak ne zor, ne uzak ufuk! ne çile ki bu ne vazgeçebiliyorum, ne ilerleyebiliyorum.
devamını gör...
4.
doğum felaketi
bu düşüncelerin peydah olmasına, şuura, ifade etmeye sebep olduğu için de felakettir doğum.
devamını gör...
5.
ben savcıyım kamu malına zarar verebilirim
bu ifadeleri kullanan herhangi bir makam sahibi yahut halktan birini işittiğimde gitmek biraz daha kolaylaşıyor. teşekkürler türkiye.
devamını gör...
6.
kişinin büyüdüğünü fark ettiği anlar
soran değil sorulan olunan an, alan değil veren olduğun an, isteyen değil istenilen olduğun an, yaslandığın sırtların artık kamburlaşıp sırtında taşıdığını fark ettiğin an.
devamını gör...
7.
içindeki çocuk için içinde bebek bakıcısı olan birini aramak
içindeki çocuk için içinde bebek bakıcısı olan birini ara-
ara- : yüklem
arayan kim(özne): ben
aranan ne (belirtisiz nesne) :içinde bebek bakıcısı olan biri
kimin için(edat tümleci) :içindeki çocuk için.
ygs türkçe sinapslarım nicedir çakışmamıştı, başlığı anlayamayanlar için amme hizmeti.
ara- : yüklem
arayan kim(özne): ben
aranan ne (belirtisiz nesne) :içinde bebek bakıcısı olan biri
kimin için(edat tümleci) :içindeki çocuk için.
ygs türkçe sinapslarım nicedir çakışmamıştı, başlığı anlayamayanlar için amme hizmeti.
devamını gör...
9.
görmek inanmak ilişkisi
görünen köyün kılavuz istediği durumlar mevcuttur. gözlerin kör olduğu bazı noktalarda insan gördüğünü kalbiyle tasdik etmek isteyebilir.
devamını gör...
10.
ortanca
hydrangea cinsinden, asyadan dünyaya saçılmış kapalı tohumlugillerden bir bitki.
soğuk bir kış akşamında, kendimi kapıdağ'ın ılık bir ikindi üzerinde hayal ettim: burnumdan genzime yayılan hanımeli kokusu, gözlerime şenlik olan henüz açmış ortancalar, fıskiyelerinden sular sıçrayan bahçeler, rüzgarın ılıkçacık esip sırtımı sıvazlaması.
soğuk bir kış akşamında, kendimi kapıdağ'ın ılık bir ikindi üzerinde hayal ettim: burnumdan genzime yayılan hanımeli kokusu, gözlerime şenlik olan henüz açmış ortancalar, fıskiyelerinden sular sıçrayan bahçeler, rüzgarın ılıkçacık esip sırtımı sıvazlaması.
devamını gör...
11.
kallavi
büyük başların başlarına giydikleri avama nazaran daha kallavi olan kavuk.
kallavi kelimesi ağız dolusu söylendiğinde anlamını bilmeyen biri için bile anlaşılır olabilir.
ipliği iğneye geçiren ellerine hayretle baktım. parmak uçları nasırlamış, kallavi ellerinden çıkan pantolonlar nasıl intizamlıydı!
kallavi kelimesi ağız dolusu söylendiğinde anlamını bilmeyen biri için bile anlaşılır olabilir.
ipliği iğneye geçiren ellerine hayretle baktım. parmak uçları nasırlamış, kallavi ellerinden çıkan pantolonlar nasıl intizamlıydı!
devamını gör...
12.
düğüm
dolanmış iplerin boğumları yahut birbirine karışmış düşünce ve duyguların insanı boğumu.
ilk kaybedişim değildi, kalbimin parçalarını daha önce de toprağa vermiştim. üstelik bu seferki, öncekilerden daha sevimli de değildi nazarımda. yine de kaybetmek fikrinin kalbime yansımaları zelzelesi oluyor fikrimin. "dönüş onadır" demeklere alışmış dilim, bu sefer dönmekte zorlanıyor. ölümün rahmet frekansından gelişleri bile içimde düğümleniyor. tutamadığım yaslar seneler sonra içimde işte böyle ayaklanıyor.
ilk kaybedişim değildi, kalbimin parçalarını daha önce de toprağa vermiştim. üstelik bu seferki, öncekilerden daha sevimli de değildi nazarımda. yine de kaybetmek fikrinin kalbime yansımaları zelzelesi oluyor fikrimin. "dönüş onadır" demeklere alışmış dilim, bu sefer dönmekte zorlanıyor. ölümün rahmet frekansından gelişleri bile içimde düğümleniyor. tutamadığım yaslar seneler sonra içimde işte böyle ayaklanıyor.
devamını gör...
13.
sinirsiz stressiz bir hayat
sinirli stresli bir hayatı yaşarken neyin bana hitap etmediğini keşfedip -siz versiyonuna geçmek için adımlar attığım hayat biçimi.
devamını gör...
14.
sevmek
kainatın özü. farklı oranlarda farklı duyguların bir araya gelip insanın yüreğinde şekil alması.
bugünlerde en sık şefkat damarlarımdan besleniyor. nerde minik, muhtaç bir yavru görsem içimden ılıkça akıp gidiyor. kucaklayıp içimde saklamak, her şeyden korumak, sakınmak istiyorum. gözlerime doluyor sevmeklerim.
bazen bu tam tersi tezahür ediyor; küçücükleşmek, yitmek, kaybolmak istiyorum bi selde. tamamen kendimi bırakayım, teyakkuza sarılmış ellerimi çözeyim, teslim olayım, sığınayım akıp gideyim.
bugünlerde en sık şefkat damarlarımdan besleniyor. nerde minik, muhtaç bir yavru görsem içimden ılıkça akıp gidiyor. kucaklayıp içimde saklamak, her şeyden korumak, sakınmak istiyorum. gözlerime doluyor sevmeklerim.
bazen bu tam tersi tezahür ediyor; küçücükleşmek, yitmek, kaybolmak istiyorum bi selde. tamamen kendimi bırakayım, teyakkuza sarılmış ellerimi çözeyim, teslim olayım, sığınayım akıp gideyim.
devamını gör...
15.
belirsizlik
kimi zaman nimettir, ümittir. vadesi doldurulacak ümitler de belirsizliğe dahildir. vazgeçmek eşiğine getirdiği gibi kavuşmak eşiğine de getirebilir.
devamını gör...
16.
baş ağrısı
birtakım duyguların sırtlan gibi çöreklenmesiyle ağırlığını iyice hissettiren ağrıdır.
devamını gör...
18.
ezginin günlüğü
papatya isimli şarkısıyla, bu kadar az kelimeye bu kadar büyük bir öykü sığdırmış; insanı papatya gibi hissettiren grup.
boynu bükük bi papatya olduğuma bakıp da
senden vazgeçtim sanıp sakın aldanma.
yedi kat yerin altından örgütlenip takılıverdim saçının arasına
boynu bükük bi papatya olduğuma bakıp da
senden vazgeçtim sanıp sakın aldanma.
yedi kat yerin altından örgütlenip takılıverdim saçının arasına
devamını gör...
20.
zabağnan zor uyanıyoz
iç anadolu ağzının fantastik söylemlerinden olan "zabağ", o vakitte gerçekleşen eylemden bahsedilmiş haliye "zabağnan" zor uyananların serzenişi.
devamını gör...