bakın şu insanlara. onların yüzlerinde ve hareketlerinde ne görüyorsunuz? sizde neyi çağrıştırıyor? bir insan neden böyle olur? genetik deyip geçmek kolay tabii.
mesela yukaridaki arkadasin entry sinin 15 oy almasi ve benim ne diyor lan bu hırt deyip gecilmem olayi ozetler. olum hepiniz topsunuz top baska da bi sey demiyorum.
merhamet ve sevgi her zaman eyleme gecmeyi, her zaman sevdigin kisinin hayatinda olmayi gerektirmez. ve merhamet ile sevgiyi once kendine duymali insan.
sadece bazı tatsız durumlarda hissediyorsanız öpüp başınıza koyun, bilişsel ve davranışsal yollarla çözülür. bir de yaşadığın her an değersiz hissetmek var ki görünmez bir işkence.
bizim buralar hep yeşilliktir. dere boyu yollar, ağaçlar, kuşlar, temiz hava, sessizlik, yürüyüş yapan insanlar... akşamüstü gezmeleri güzel olur. yine bu akşamüstü köpeğimle gezmeye çıktım. yolda bir arkadaşım denk geldi. merhaba merhaba. dedim köpeği gezdiriyorum yürüyüşe çıktık. bana öyle bir tonlamayla köpeği mi gezdiriyorsun dedi ki... şaşırmanın da ötesinde. sanki akşamüstü köpekle gezmeye çıkıp mutlu olan ilk insan benmişim gibi. çocuk bitmiş. yaşamak ona enteresan bir şeyler yapmış.
lisede mezuniyet öncesi gömleğe yazı yazma merasimi vardır hani. saklanır o gömlek. sevgilim o gömleğe bir şeyler yazmıştı. tam kalbime denk gelen yeri ona ayırmıştım. mezun olduk, onun daha 1 yılı vardı. ayrıldık liselilerin çoğu gibi.
hani aşığız ya hâlâ... ben de o zamanlar bütün acı duyguları öfkeye dönüştüren öfke olarak yaşantılayan biriyim. klinik sorunlarım olduğunu bilmiyordum. gerçi hâlâ öfkeli biriyim eskisi kadar olmasa da. o gömleği gördükçe içimi ateşler basıyordu. bir gün, önce parçaladım sonra da yaktım gömleği. yok etmek... işte bütün olayım buydu, bir şeyi öldürmek... hırs...
şimdi diyorum ki keşke yapmasaydım. kendi sınıfımdan ve okuldan bir sürü arkadaşım bir hatıra bırakmıştı o gömleğe. şimdi bir köşede duracaktı. bağlarımızın çoktan koptuğu insanların yazdıklarını görüp onları anacaktım. sevgilimin yazdığı o masum cümlelere bakıp gülümseyecektim. kalp bile çizmişti.
bu da böyle bir çiziktirişim. 2010 mezunlarına selam.
bir çeşit psikolojik şiddete maruz kalmaktır. çocukluk çağında yaşadıysan bunu, ileride sağlam bir ruh sağlığın olmaz. bir de koca insanken yaşamak var, sevginden dolayı sineye çekersin, her sineye çekişinde için biraz daha yaralanır. bir kırgınlık tutar ki sorma. gözlerin hüzünlü bakmaya başlar. tam anlamıyla bir "sevgim acıyor" olayı.
güzel türkiye'mizin saçma dizilerinde arada bir karşımıza çıkan kız. esas oğlan biriyle kapışır. pata küte ortalık toz duman... ve kızımız kükrer: "buğra! yeterrrr!!" bir ağır çekim başlar, ses ekolanır. buğra bir an taş kesilir, şöyle bir etrafına bakar, sonra kavga sonlanır.
benlik saygısı kırılgandır. o sapasağlam görünen kabuk kartondandır. bu yüzden eleştirilmeye gelemez bazı insanlar. dahası için narsisizm ile ilgili birkaç yazı okunabilir.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.