ingiliz köylüsü yazar profili

ingiliz köylüsü kapak fotoğrafı
ingiliz köylüsü profil fotoğrafı
rozet
karma: 451 tanım: 30 başlık: 2 takipçi: 10
Şu yeryüzünde kimin kimsesi yok kendinden başka bir de koca evren başının üstünde

son tanımları


evi ev gibi hissettiren detaylar

kimsenin omuzunda bir yük gibi hissetmediğin, kuş kadar hafif olduğun yerdir ev gibi ev.
devamını gör...

düşünceleri asla tam olarak aktaramayacağımız gerçeği

ne demiş theodore dreiser abimiz sözcükler düşüncelerimizin anlaşılmaz gölgeleridir. sözcükler bile düşündüklerini, hissettiklerini tam olarak anlatmaya yetmeyecek anlaşılmanı sağlamayacak. iyisi mi hiçbir zaman tam olarak anlaşılamayacagini kabullen keyfine bak, çayını iç.
devamını gör...

1. nesil

emeklilik sıkıcıymış ya ben buraları çok özlemişim..
devamını gör...

tanrının insanda olmasına izin verdiği en ciddi kusur

kusursuz olma isteğidir

mükemmeliyetçilik adı altında hata payını, eksikliği, yoksunluğu, yani normalliği anormalleştirmişiz gibi geliyor bana. her ne kadar hoşnut olmasam da bu meret şahsımda da vardır biraz. kusur dediğimiz şeyin olumsuz bir olgu olduğunu kim çıkardıysa geri yerine soksun rica ediyorum. kusurlu var olduk, kusurlu yok olacağız sayın canlarım, iyi geceler kusurlu kalın *
devamını gör...

back to the future radyo yayını

ankara düğünü mü dediniz aman efendim bir kere katılma şansım olmuştu sonrasında hafiften tövbe ettim. apartmanın zemin katında sıkış tepiş oturmaktan hallice bir hâlde gece boyu davul zurna dinlemiştik. elbette çalınsın davul zurnalar da hiç mi durmak bilinmez, gıpta ettim doğrusu. e düğün sonunda da kafa ağrısından bir dolorex farz olmuştu. *
devamını gör...

şehit murat tekin

söze nereden nasıl başlanır bilemediğimden günlerdir erteliyordum bu başlığı açmayı, lakin nereye kadar? biraz da olsa kendimi toparladım geldim, buradayım.

şehit murat tekin, 15 temmuz darbe girişiminde halk tarafından delici ve kesici aletlerle katledilen hava harp okulu öğrencisi. vatani görevini yaparken teröristler tarafından vurularak can vermedi murat, uğruna ölmeyi bile göze aldığı halkı tarafından sorgusuzca, sualsizce, acımadan katledilerek öldürüldü.

bundan 2 yıl kadar öncesinde şehit murat tekinin evini ve ailesini ziyaret etme fırsatım olmuştu, şevkiye annem karşıladı bizi önce biraz havadan sudan muhabbet ettik sonrasında konu geldi tabi muratına. anlatmaya başladı; o vakitte öğrenciler kamptalarmış, komutanlarından bir emir geliyor 'kalkın tatbikata gidiyoruz' üstüne söz söylenir mi? emir demiri kesmez mi?... hepsi kalkıp her şeyden bihaber yola koyulmuşlar. gece 2 suları boğaz köprüsünde indirilip halkın ortasına atılmışlar. önce otobüsleri taşlanmış, çoğu orada yaralanmış zaten. komutanlardan bir tanesi öğrencilerin bir kısmını oradan bir şekilde çıkarmış ama kalan öğrencileri tek bir kurşun dahi sıkmamalarına rağmen kesici aletlerle katletmişler. o gece görevli bir polis memurunun söylediği şeye göre "ellerinde g3 vardı biz ise beylik tabancası ve sadece 4 kişiydik isteseydiler bizi çok rahat geçebilirlerdi ama durumu fark edince silahları bıraktılar." ailesi de herkes gibi medyadan takip ediyor olayları bir kaç gün sonra murata ulaşmayı deniyorlar ama nafile. her yolu deniyorlar lakin hiçbir haber yok murattan günler sonra mecbur adli tıbba bakmak zorunda kalıyorlar. sonrası malum tanınmayacak halde olan cesedini buluyorlar ve alıp izmire getiriyorlar. ailesi bu acıyla yüzleşmeye çalışırken bir de camide cenazesi kabul edilmeyince selasını okumuyorlar muratın. en çok hakettiği şehitlik mertebesine bile layık görmüyorlar onu.


oturduğumuz odadaki duvara murat için bir köşe yapmışlar okuldaki eşyaları, üniformalı fotoğrafları... resmini çekmiştim o köşenin ne vakit karşıma çıksa, adını bir yerlerde duysam kalbim sıkışıyor, gözlerim doluyor. bazen hiçbir yerde görmeden duymadan öylece aklıma düşüyor. o kadar zoruma gidiyor ki bütün bu olanlar, anlamıyorum anlam veremiyorum. öğrenciydi bu çocuklar vatana millete hizmet etmek için gittiler o okullara. kim, hangisi terörist olma düşüncesiyle orada bulunabilir? senin benim gibiydiler hayalleri vardı hepsinin, bu ülkeye hizmet edeceklerdi, iyi pilotlar iyi askerler olacaklardı. kendi ellerinizle kıydınız onlara ey halk! tilkileri koruyup köy bekçilerini feda ettiniz.

katilleri yargılanmadı onları kahraman ilan ettiler, yerine geride kalan harbiyeli öğrencileri cezaevine koydular. müebbet aldı bu çocuklar müebbet. kimse görmedi, duymadı, bilmek istemedi. hepsi aynı fotoğraf karesindeydi bir zamanlar, yan yanaydılar şimdi birisi cezaevinde birisi mezarda. canını aldınız bu çocukların, özgürlüklerini, hayallerini çaldınız yetmedi bütün bunların üstüne bir de milyarlarca tazminat isteyip haciz mi koyuyorsunuz bu insanlara. rahat uyuyor musunuz? o kafayı o yastığa rahatça koyabiliyor musunuz? çok merak ediyorum.
niye anlatıyorsun bunları bize şimdi demeyin öğrenin, farkında olun ve unutmayın diye anlatıyorum. çünkü ben unutmayacağım, şevkiye annenin güçlü durmaya çalışırken oğlunun ölümünden her bahsedişinde sesinin titremesinde duyduğum o acıyı asla unutmayacağım. benim oğlum karıncayı dahi incetmezdi tanısalardı öldürmezlerdi onu deyişini de.

"neredeyse her biri genç yaşta hikayesi çalınmış insanlar ülkesi"
devamını gör...

tanımadığın biriyle sohbet etmek

yapmayı oldukça sevdiğim eylemdir. buna dair olan anılarımdan birini de anlatmak isterim.

bundan yaklaşık 8 ay kadar öncesi, bir kafede çalışıyorum, malum kafe sektörü gece geç çıkıyoruz işten. o vakitlerde de sokaklarda in cin top oynuyor hızlı hızlı biraz da ürkerek * yürüyorum durağa. oturup otobüsü beklerken yanıma bir erkek çocuğu geldi elinde bir adet cüz var bana satmak istedi. böyle çocukları görünce oturup saatlerce konuşmak istiyorum onlarla, ona da sorular sormaya başladım. kaç yaşındasın? annen baban nerede? okula gidiyor musun?...
yanıma oturdu o da, sohbet etmeye başladık. babası hapisteymiş annesi de çalışmayıp çocuğu çalıştırıyormuş işte, onun da bir şikayeti yok gerçi başka bir ihtimal olduğundan haberi yok ki. bizim ailede kadınlar çalışmaz abla, evin erkeği çalışır o da benim diyor. okul falan hak getire. o gün otobüsüm gelinceye kadar sohbet ettik. ertesi gün yine aynı yer, aynı saat karşılaştık. oturdu yanıma bekledi benimle otobüsü. ertesi gün yine... sonra yine...
bir gün arkadaşlarından biri de geldi yanımıza, yaşı ondan daha küçük bir erkek çocuğu, hikayeleri aynı. baba hapiste annenin ya bebeği var ya çalışmıyor. tek dertleri izleyemediği çizgi filmler, oynayamadığı oyunlar olması gerekirken ekmek derdine düşmüşler.
velhasıl alıştık birbirimize her gün gözüm onu arardı, sonrasında işten çıktım bir daha hiç göremedim hâlâ dışarda zaman zaman gözüm arıyor, bir gün yine denk gelmek umuduyla mehmet.
devamını gör...

eşine 12 lira bırakarak canına kıyan genç

hayatta geriye bırakabildiği şey bir allahaısmarladık bir de 12 lira... 6 ekmek parası, dolapta yanında yiyebileceği bir şeyler kaldıysa 2 günü geçirirlerdi. sonrası? sonrası yok.
nedendir bilmem şeyma subaşının mısırlı milyarder sevgilisinin özel jet bulamayınca bir yolcu uçağını kiralaması aklıma düştü. bilmiyorum ya hayat çok zıt.
devamını gör...

10 yıl sonraya bir mesaj bırak

akıl sağlığın yerindedir umarım.
devamını gör...

çocukluğu anımsamak

insanın iyiyi ve güzel olan hatırlayıp canlı tutma isteğinden ötürü olsa gerek sık sık çocukluğumu anımsarım. sobaya ıslak saçla eğilince damlayan suyun çıkardığı çıtırtıları, kardeşlerimle hep birlikte sıkış tepiş aynı odada kalmayı, en sevdiğim arkadaşımla atıldığımız küçük çaplı maceraları, okulların açıldığı dönemlerde ablama kitaplarımı kaplaması için yalvarışlarımı (renkli ve desenli olanlarından alındıysa bir de benden mutlusu yok)...

tüm gün oyun oynanır akşam ezanı okunmadan 1 saniye önce bile eve adım atılmazdı. aileden 25-50 kuruş para alınabildiyse koşarak heyacanla bakkala gidilirdi. * çok bir şeye sahip değildim ama en mutlu günlerimi de o zamanlar yaşadım şüphesiz. can sıkıcı şeyler yok muydu? ooo gırla... ama çok da önemli değildi işte. o gün arkadaşlarınla gönlünce oyun oynayabildiysen gerisi tırı vırıydı. evde bilgisayar varsın olmasın, olan başka bir arkadaştan izlenirdi buz devri. her gün abur cubur yemesek de olurdu, yediğimiz günün kıymeti 10 katına çıkardı. komşunun yaptığı mangalın kokusu duymamazlıktan gelinirdi, yeter ki annen üzülmesindi.

öyle bir şey ki her şeye rağmen çok güzeldi. anımsayınca insana başka bir mutluluk getirse de tekrar oraya dönemeyecek olmanın verdiği hüzün de bir burukluk yaratıyor. sonuç olarak yüzünde buruk bir gülümseyle öylece kalıyorsun. hani o umut elini uzattığın pencereden zamanı bükebilir tekrar o günlere dönebelirsek orada bir yerlerde sıkışıp kalalım, geri dönmeyelim.
devamını gör...

ölüm korkusu

yüzme bilmeden daha
deniz görmeden
hiç güneşte yanmadan
şimdi ölmek istemem
bir kalbi sarmadan

aşkı tatmadan daha
onla sarhoş olmadan
hiç sevişmeden daha
şimdi ölmek istemem
daha hiç gülmeden
devamını gör...

zengin bir eş bulma hayali

ben sersemin biriyim
oturmuş senin için aşk şiirleri yazıyorum
ellerinin beyazlığından
gözlerinin güzelliğinden bahsediyorum
oysa ki sen bir ettir,ekmektir tutturmuşsun
gözün dünyayı görmüyor
al bu şiirimi, götür sat
para ederse
bir ekmek, yarım kilo pirzola al
otur zıkkımlan

(bkz: ümit yaşar oğuzcan)
devamını gör...

ali insan

2006 doğumlu 15 yaşındaki ali insan almanya'da yaşayan türk bir ailenin çocuğudur. anaokulunda müzikal yönünün güçlü olduğu keşfedilince tavsiye üzerine bir müzik okuluna gitmiştir. yaklaşık 8 yıldır keman çalan ali insan almanya'da birçok başarıya imza atmıştır. 54. jugend muzisiert yarışmasında birincilik elde etmiş ve mozart'ın "voi che sapete" adlı eserini seslendirmesiyle "wolfgang amadeus mozart" ödülüne layık görülen almanyadaki ilk yabancı olmuştur.

kargalar arasında ak bir güvercin gibisin ali. o huzurlu sesinle ve kemanınla kulaklarımızı ve ruhumuzu beslemeye devam etmeni dilerim, başarıların daim olsun.

zülfü livaneli'nin 'güneş topla benim için' şarkısını sevdalım hayat ekibi ile seslendirdiği konserine de buradan gidebilirsiniz.
devamını gör...

okuduğun bir kitabı pudra şekerine uyarla

dünyaya düşen pudra şekeri
(bkz: dünyaya düşen adam)
devamını gör...

sözlük yazarlarının okudukları ilk kitap

kapağı yırtıldığından ötürü adını anımsamıyorum ama kalınca bir hikaye kitabıdır. içinde farklı farklı onlarca hikaye vardı. okumayı daha bilmiyor oluşumdan annem okurmuş içindeki hikayeleri (bunu yazarken gidip sordum bazı hikayeleri hâlâ hatırlıyormuş açıp birlikte birkaç hikaye tekrar okuduk) ama okumayı öğrendikten sonra defalarca hatmetmiştim kitabı o ayrı. babam bir alışveriş merkezinden almış, ona dair nadir güzel bir anı. velhasıl yeri bende çok başkadır aynı zamanda bu kadar uzun süre saklayabildiğim de başka hiçbir şeyim yoktur.

edit: bir arkadaş sayesinde kitabın adını da öğrenmiş oldum. kendisine buradan sevgiler saygılar. buradan
devamını gör...

az bilinen muhteşem gruplar

genelde gruptaki herkesin asıl mesleği başka başka şeylerdir. birisi mühendistir, birisi öğretmendir, birisi ticaretle uğraşır, birisi boş gezendir. sana yapma demiyorum hobi olarak yine yap evladım öğüdünü benimsemişlerdir. büyük kitlelere hitap etmediklerinden öyle beğenilme ve para kazanma gibi kaygıları da yoktur bu da çok iyi işler çıkarmalarına sebep olur fikrimce. *
devamını gör...

ümit yaşar oğuzcan


"düşmanlıkmış, kinmiş kalmayacak dünyada
bir hiç uğruna kanlar dökülmeyecek
iki gözümüz iki çeşme
birinden umut akacak, birinden hürriyet
kiracı ev sahibini sevecek
kaynana gelini
sonu gelecek bunca namussuzlukların
inadına dostluk, inadına kardeşlik yüreklerde
sen dertten, kahırdan kurtulacaksın
ben yarını düşünmekten
balık kavağa çıkınca"
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği

beyaz alma çok kirlenir diyorum.
devamını gör...

geceye bir şarkı bırak

dengesiz herifler - sen ve ben buradan
devamını gör...

akraba

yokluğu mutluluk getirecek olan şeydir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim