90'ları bu kadar değerli ve unutulmaz yapan şey geçiş dönemi olmasıdır. en güzel tarafı da budur. teknolojinin yeni yeni hayatımıza girdiği, ilk özel televizyonların yayına başladığı, sokaklarda bu kadar çok arabanın olmadığı, komşuluk ilişkilerinin doyasıya yaşandığı, insanların nispeten daha saf ve temiz olduğu yıllardır.
örneğin o zamanlar doğalgaz yoktu. koca koca kömür tezekleri gelirdi. şimdiki gibi torba kömür de yoktu. kime kömür geldiyse bütün sokak toplanır kömürleri balyozlarla kırar, kömürlüğe taşır istiflerdik. sonra da ev sahibiyle birlikte annelerimiz yemek, çay vs hazırlar hep birlikte sohbet muhabbet gece yarılarına kadar otururduk.
teknoloji yoktu. cep telefonları yeni yeni çıkmaya başlamıştı. takoz gibi kocaman telefonlardı. öncesinde renkli televizyonlar bile çok yaygın değildi. bizim televizyonumuz siyah beyaz ve kumandasızdı ki uzaktan kumanda bile yoktu. çocuklar olarak o vazifeyi biz görürdük. o yüzden şimdi yüzüne bakmadığımız o televizyonlar, o kumandanın ilk kez geldiğini görmenin yaşattığı çocuksu heyecanı bir düşünün. herkes kafasını telefona gömüp odalarına çekilemiyordu. şimdiki gibi bireysel ve mutsuz değil, bir arada ve mutluyduk.
okulumuzu galiba 1996 yılında bilgisayar gelmişti. sınıf sınıf gidip bilgisayarı gezip nasıl çalıştığını ne işe yaradığını falan anlatıyordu öğretmenler. ertesi sene de bilgisayar sınıfı açılmıştı. sonrasında zaten evlerde internet ve pc yaygın olmadığı için yoğun internet kafe trafiğimiz başladı ama o daha 2000'lerin başı bir dönem gibi sanki.
dediğim gibi özel tv kanalları ülkeyi bambaşka bir yere götürdü. o trt tekeli ve ciddiyeti gitti zamanla. biraz daha rahat bir yayın anlayışı ile yozlaşma da beraberinde geldi. bu kadar sansür yoktu. küfür, sigara sevişme gırlaydı. metin akpınar ve zeki alasya'nın
hasip ile nasip filmi vardı mesela. yarış içinde olan ikili ilk önce kimin çocuğu olacak diye de yarışıyordu ve çocuk yapma yarışları ayan beyan gösterilirdi. sonradan hep sansürlendi bunlar. kırmızı noktalı filmler ve cine5 dönemini de es geçmek olmaz. valla arkadaşlar pornoya erişim bile şu an bulunmaz nimet en basitinden. bizim dergilerimiz vardı agkds sayfaları yapış yapış. oradaki seks hikayelerini okuyup ufkumuzu genişletirdik ahsdkjdls
yani bugünün aksine o dönemde her şey için büyük emek gerekirdi. kanal değiştirmeden tut banyo yapmak bile zahmetliydi. ödevlerimizi ansiklopediden yapardık mecburen. ödev konusunu bulana kadar tonla şey okumuş olurduk. bazı şeyler ilgimizi çeker dalar giderdik. o yüzden mesela istemeden de olsa daha donanımlı olduk bence. sis tem buna itiyordu sizi. oysa şimdi her şey çok basit. iki tuşla her şey elinin altında. ama bu çabuk tüketen, tatmin olmayan, mutsuz bir nesli yarattı. bunlar genç arkadaşlara lafı güzaf gelebilir ama teknoloji bugünkü mutsuzluğumuzun en büyük nedeni. buna dair sosyolojik tespitlerimi paylaşıp uzun uzadıysa anlatmak, temellendirmek isterdim ama zaten yeterince yazdım. 90'lar deyince bana bir haller oluyor hababam sınıfındaki müfettiş gibi adjsjkhfjl
valla ben seviyorum ve çok özledim. çocukluğumu özledim, o dizileri o günleri özledim. tasolarımı, sporcu kartlarımı özledim. sevdiğim şarkı çıksın diye radyo başında tv başında beklemeyi bile özledim. ulan en basitinden şu an istediğinizde istediğin şarkıyı dinlemek bile ne büyük nimet. ama o şarkılar bile o yüzden bu kadar kıymetli belki de...
devamını gör...