ivan dimitriç yazar profili

ivan dimitriç kapak fotoğrafı
ivan dimitriç profil fotoğrafı
rozet
karma: 3583 tanım: 251 başlık: 232 takipçi: 41

son tanımları | başucu eserleri


korkuyu beklerken (kitap)

oğuz atay'ın ilk kez 1975 yılında basılan öykü kitabıdır.
2020 yılında 56. baskısını yapmış kitap. oğuz atay'ı okumaya başlamak için ilk tercih bu kitap olmalı bence.
bu kitaptaki kısa öykülerle oğuz atay'ın diline aşinalık kazanan okur, tutunamayanlar'ı koltuk altında taşımak yerine en derininde hissetmeyi öğrenecektir diye düşünüyorum.

benim en sevdiğim öykü demiryolu hikayecileri oldu.

son söz korkuyu beklerken öyküsünden gelsin o halde;

yalnız kalmaktan korktukça, yalnızlığım artıyor.
devamını gör...

ölümü düşünüyorum

cahit sıtkı tarancı şiiri. 1956'da ölen şair ölüm yılı olarak 1961 demiş (!)


ölümü düşünüyorum
o büyük yalnızlık içindeyim,
kulaklarımda duymadığım bir musiki,
kaskatı kesilmişim, kalbim durmuş,
artık hiç bir şeyi görmüyor gözlerim,
içimde ne bir umut, ne yaşama zevki,
elim, ayağım buz gibi olmuş,
ölümü düşünüyorum,
kulaklarımda duymadığım bir musiki…

ölümü düşünüyorum,
laleli’de bir sokaktan tabutum geçiyor,
saygı duruşunda bilmediğim insanlar,
bütün pencereler açık biri kapalı,
kederlerim, ümitlerim, hayallerim,
ve gelen bir iki dost mezarlığa kadar,
sonra kadınlar kadınlar gözleri yaşlı,
ölümü düşünüyorum,
bütün pencereler açık biri kapalı…

ölümü düşünüyorum,
şimdi beni gömüyorlar bak,
ağlıyorsun, ellerinde dağ menekşeleri,
hazin bir parıltı gözbebeklerinde,
için izyanla doluyor, kahroluyorsun,
hatırladıkça geçmiş günleri geceleri,
bir acı ki öyle büyük öyle derinde,
ölümü düşünüyorum,
ağlıyorsun, ellerinde dağ menekşeleri…

ölümü düşünüyorum,
dediği çıkmıyor cahit sıtkı’nın,
otuz beş duvarını aşamıyorum,
üzülme sevdiğim artık ayrılıyoruz,
inan yokluğuma ben de bir ölüyüm,
o yalan dünyanızda yaşamıyorum,
yıl 1961, ya haziran ya temmuz,
ölümü düşünüyorum,
üzülme sevdiğim artık ayrılıyoruz…

devamını gör...

gösteri peygamberi

ilk kez 1999 yılında yayınlanmış, 2010 yılında ayrıntı yayınları'ndan funda uncu'nun enfes çevirisiyle dilimize kazandırılan okuduğum en iyi chuck palahniuk kitabı.

kara mizah sevenlerin favorisi olacağını düşündüğüm bir kitap. ölüm ve popüler kültür eleştirisi olmasının yanında bilincimizin ne kadar kontrol edilebilir bir şey olduğunu da gözler önüne seriyor.
kitabın enteresan noktalarından biri ise gerçek hayatta kullanabileceğimiz püf noktaları içermesi. leke çıkarma konusundaki çözüm önerileri cidden doğru. tavsiye ederim.

seveceğinizi düşündüğüm alıntılar;


“intihar etmekle şehit olmak arasındaki tek fark gazetede manşet olmaktır.”



isa çarmıha gerilmeseydi kimi kendine inandırabilirdi? uyku hapları yutup, bir banyonun zemininde tek başına ölseydi, cennete gider miydi? kendisinin kimsenin izlemediği, kimsenin ona işkence etmediği ve başında ağlayıp sızlamadığı bir kodeste can verseydi acaba bizi kurtarabilir miydi?



"tanrı’nın yarattığı başka bir canlıya bakmayı ve sevmeyi öğrenmem için ailem yıllar önce ilk balığımı almıştı. sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. o özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin"
devamını gör...

devir saati

gültekin karakuş'un 2020 yılında yayınlanan kitabı.

okuduğum en en en iyi türkçe distopya diyebilirim. kusursuz bir senaryosu var. adaletsizlik ve eşitsizliğin ortadan kaldırıldığı bir dünya kurgusu içinde bugüne bakıp bugünümüzü yeniden yorumlamamızı sağlıyor.
keşke imkanım olsa da veba geceleri'nden daha çok basılmasını sağlayabilsem bu kitabın. okuyunca hak vereceksiniz bana eminim.
devamını gör...

murat gülsoy

2000 yılında yayınlanan belki de gerçekten istiyorsun kitabıyla tanıdım yazarı.
türkiye'de yayınlanmış ilk distopik özellikler taşıyan kitap olduğunu düşünüyorum. bildiğim kadarıyla şu an basılı formu bulunmuyor kitabın, ama illa okumak isterseniz e-kitap versiyonunu bulabilirsiniz.

yazar, boğaziçi üniversitesi elektrik elektronik mühendisliği mezunu ardından aynı üniversitede psikoloji yüksek lisansı yapmış ve sonrasında istanbul teknik üniversitesinde biyomedikal mühendisliğinde doktorasını tamamlamıştır.
halihazırda boğaziçi üniversitesinde biyomedikal mühendisliği bölümünde ders vermekle birlikte aynı üniversitede nazım hikmet kültür ve sanat araştırma merkezinde yaratıcı yazarlık dersleri de vermektedir.
aynı zamanda boğaziçi üniversitesi yayınlarının genel yayın yönetmenliği görevini de yürütmektedir.

ayfer tunç'la birlikte diyaloglar adı altında kitaplar üzerine söyleşi yapmaktalar.

devamını gör...

etgar keret

1967'de ramat gan'da doğan israilli yazar. ülkemizde bilek kesenler ismiyle bir çizgi romanı yayınlanmıştır. daha çok kısa öyküler yazsa da aynı zamanda senaristlik* de yapmaktadır.
ülkemizde uzun yeleli kedi çocuk ismiyle çocuk kitabı da yayınlamıştır.
kitapları genelde siren yayınlarından avi pardo'nun muhteşem çevirisiyle yayınlanıyor. bildiğim kadarıyla sadece uzun yeleli kedi çocuk can yayınlarındanmahir ünsal eriş'in çevirisiyle basıldı.

"kitapları şimdiye dek 14 dile çevrilen israilli yazarın kendi hikayesi, yazdığı hikayeler kadar tuhaf. ibranice’de etgar zorluk demek, üç düşük ve bir riskli hamilelikten sonra dünyaya geldiğinde bu isim ona boşa verilmemiş. israil’de üç yıl zorunlu olan askerliği başladığında etgar keret’e “al sana zorluk” demişler ve keret üç yıl boyunca tuvalet temizlemiş. ilk bakışta komik gelen bu hikâye aslında keret’in yazarlık yaşamının başlangıcı. “askerde hayatta kalmak için bana dair ne varsa gizlemek zorundaydım ve yazmaya başladım. bana gerçekte kim olduğumu hatırlatan tek şey yazı oldu.”"
kaynak

kendisiyle ilgili daha yeni tarihli bir röportaj okumak isterseniz buradan okuyabilirsiniz.
devamını gör...

varlık ve piçlik

hakan akdoğan'ın 2014 yılında yayınlanan, adıyla sartre'a selam çakan kitabıdır. başarısız bir intihar girişimini tüm açıklığıyla okumaya yüreğiniz yetiyorsa doğru adrestesiniz.

"yaşamın gerçekleri, katlanılması gereken acılara dönüşürken, masumiyetin yavaş yavaş kirlenişini izler.
elinde kalan, sadece çocukluğudur. ona tutunur, bir sokağın ortasında, karanlıkta, tek başına, çocuk hâliyle. yine bulamamıştır kendisini ve yine kaybetmiştir. kendisini bulma yolunda.
anlamak istemez; çocukluğu kimliğidir kişinin. değiştiremez.
varacağı nokta, yola çıktığı yerdir."
devamını gör...

kadınlar (charles bukowski)

charles bukowski şöyle diyor kadınlar kitabında;


"...ama yine de kadınlar-iyi kadınlar-korkutuyorlardı beni, çünkü er yada geç ruhuna sahip olmak istiyorlardı, oysa ben ruhumdan artakalanı kendime saklamak istiyordum. esasen fahişeleri arzuluyordum, çünkü ölümcül ve acımasızdırlar, özel isteklerde bulunmuyorlardı. gittiklerinde hiçbir şey yitirilmiş olmuyordu.
ama bedeli fahiş de olsa sevecen, iyi bir kadının özlemini çekiyordum. iki türlü de kayıptaydım. güçlü erkek ikisinden de vazgeçerdi. oysa ben kadınlarla, kadın fikriyle savaşmayı sürdürüyordum"
devamını gör...

son adım

2010 yılında yayınlanan ayhan geçgin kitabıdır.
kitaptaki ikinci tekil şahıs hitabını ilk başta yadırgasam da çok hızlı bir şekilde adapte oldum. kitabın son kısmındaki siyasi gönderme oturmamış gibi geldi hikayeye. yani keşke daha detaylı anlatılsaydı ya da hiç yer almasaydı bu hikayenin içinde.

camus'nun yabancı kitabındaki hazzı aldım desem çok demiş olmam. o ilk başta yadırgadığım sen hitabı, zaman geçtikçe içime içime sorular soran acımasız bir savcı oldu sanki.



"bazen kendin için bir gelecek hayal etmeye çalışıyorsun, ama gözünün önünde yalnızca titreyen bir koyuluk, dalgalanan bir karanlık beliriyor. ya gerçekten gelecek çoktan olup bitti, ya da sen hayal etme gücünden yoksunsun. o karanlıkta koyu bir leke görüyorsun: rüzgarda çırpınan siyah bez parçası, ya da yüzeyde sürüklenen kara bir yelken paçavrası gibi bir şey.

gelecek, diyorsun, içinde benim olmadığım, asla olamayacağım, bana asla gelmeyecek olan gelecek..."



"gelecek bir yaşam hayali kurduğun yok. ne de her şey başka türlü olsaydı şimdi başka bir yaşamının olabileceğine inanıyorsun. dahası: bin farklı türde yaşama şansın olsaydı bile içindeki duygunun yine bu, ağızda bu berbat tadı, bu pas tadını bırakan kaçınılmazlık duygusu olacağını düşünüyorsun."



"gitmek, ama nereye? gidecek bir yer yok, adım atacak bir yer yok, öyle hissediyorsun ki senin için her yer hiçbir yere dönüşmüş."
devamını gör...

youtube'da az bilinen kaliteli kanal önerileriniz

okur sohbetleri

iki farklı jenerasyondan okurun kitaplar üzerine olan keyifli sohbetleri yer alıyor kanalda. edebiyatla ilgileniyorsanız özellikle de rus edebiyatını seviyorsanız keyif alacaksınız diye düşünüyorum.
devamını gör...

1 kelimelik hikayeler

yaşayamadı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim