öne çıkanlar | diğer yorumlar

kitabın son öyküsü demiryolu hikayecileri / bir rüya'nın mehmet atay tarafından yapılmış mükemmel bir seslendirmesi vardır. karakterlerin kimler olduğu ve anlatmak istediğiyle boğaza bir yumru oturtur.
ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?
demiryolu hikayecileri / bir rüya
devamını gör...
oğuz atay'ın öykülerini topladığı kitabı. beyaz mantolu adam, unutulan, korkuyu beklerken, bir mektup, ne evet ne hayır, tahta at, babama mektup ve demiryolu hikâyecileri - bir rüya öykülerini ihtiva eder.

kitaba ismini de veren "korkuyu beklerken" herkesin daha bir gözünün önündedir ama "unutulan" da pek bir şahanedir.

"seni çok mu yalnız bıraktılar sevgilim?"

ayrıca atay'ın o meşhur "ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?" alıntısı da bu kitaptan işte. hatta son hikayenin son cümlesi.
devamını gör...
oğuz atay'ın her satırının altının çizilmesi gereken kitabıdır.

acaba iyi birşey olacak mı? hayır, dedim kendime. iyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. ya da hiçbir şey
devamını gör...
yazarı roman konusundaki başarısı kadar önemli bir yeteneği olduğunu düşündüğüm öykücülüğünün kanıtı kitaptır. her yazar hem iyi roman hem iyi öykü yazamaz. ama oğuz atay bu işi becerir. hiç yazarı okumamış olanlar önce bu kitabı okuyup devam edip etmemeye öyle karar vermelidir. içindeki beyaz mantolu adam hikayesi 2011-2012 lise edebiyat kitabında olması ve yazarla tanışmam açısından büyük bir öneme sahip ve yeri bende ayrıdır.
devamını gör...
oğuz atay'ın ilk kez 1975 yılında basılan öykü kitabıdır.
2020 yılında 56. baskısını yapmış kitap. oğuz atay'ı okumaya başlamak için ilk tercih bu kitap olmalı bence.
bu kitaptaki kısa öykülerle oğuz atay'ın diline aşinalık kazanan okur, tutunamayanlar'ı koltuk altında taşımak yerine en derininde hissetmeyi öğrenecektir diye düşünüyorum.

benim en sevdiğim öykü demiryolu hikayecileri oldu.

son söz korkuyu beklerken öyküsünden gelsin o halde;

yalnız kalmaktan korktukça, yalnızlığım artıyor.
devamını gör...
sevgili oğuzcum atay'ın tutunamayanlar kitabından sonra en sevdiğim kitabıdır kendisi.
korkuyu beklerken oğuz atay'ın hikayelerini derlediği kitabıdır. öykü derlemesi olarak geçer türü. 1975' te yayımlanmıştır. bu derleme kitapta iki hikaye vardır çok dikkat çeken; beyaz mantolu adam ve korkuyu beklerken.
diğer eserleri gibi bu kitabı da derinliklerle dolu bir kitap. derinliği ve üslubundaki o zenginlik sizi alıp götürür.
oğuzcum atay bu derlemelerinde genellikle sorunlu bireyleri anlatmıştır. toplum tarafından dışlanmış, itelenmiş, içinde yaşayan, benliğini kaybetmiş kişileri katmıştır hikayelere. bunalımlı yaşamların hikayelerini derlemiş de diyebiliriz bir bakımdan.


bu sefer, sarı yapraklar kaybolmadan onları uzun uzun seyrettim. her zaman kaçırırdım da. insanlar ne buluyordu bu sarı yapraklarda? yağlı boya tablolarda gene neyse, fakat yerde? bilmem ki..
devamını gör...
unutulan öyküsünü şimdi okudum. o kadar çok sözü geçmiş ki sözlükte.

kaotik bir kısa öykü.

sevdim.

neyse ki kendi kendine konuşuyormuş. yani eski kitaplardan birini okuyordu sanırım.

hamambocekleri içine yuva yapmamış.
devamını gör...
kitabın içinde 8 hikaye var. ama biri var ki, kitabı adını veren, işte o beni mest etti.
adsız kahramanın korkuyu karşılarken ki tavrı çok tanıdık geldi. her bir satırı içime işledi.
bazı yerlerin altı zihnimde defalarca çizildi.

benden ne istiyorsunuz?
neden her şeyi, tam istemediğim sırada veriyorsunuz bana?
neden bu kadar bekletiyorsunuz?
neden bir şeyi elde etmenin anlamı kalmayıncaya kadar, onu vermemekte inat ediyorsunuz?

kitabın son cümlesinde ise oğuz atay'ı yanınızda hissediyorsunuz:

ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?
ben de buradayım, burada...
(bkz: en iyi bitiş cümlesine sahip kitaplar)
devamını gör...
babama mektup ile demiryolu hikayecileri - bir rüya bölümlerini ayrı bir sevdiğim oğuz atay’a ait öykü kitabıdır.
babama mektubun bazı yerlerini babama söylemek isterdim açıkçası mesela;

galiba biz, babacığım, birbirimizi hep böyle anlamadan sevdik. aslında yazdıklarım senin deyiminle ‘uydurma ‘ şeylerdi; annemin seyrederken ağladığı filmler ya da okurken duygulandığı romanlar gibi ‘hepsi uydurma ‘. sana yazdığım bu satırların da bir kısmı ‘uydurma ‘ olabilir; sana açıklamakta zorluk çekeceğim bazı nedenlerle senin anladığın biçimde bir gerçeklikten uzaklaşmak zorundayım. ayrıca gerçek ya da uydurma olan bu satırları benim hissettiğim şekilde anladığından da şüphedeyim, hatta anlayıp anlamadığını da bilemiyorum.


ve evet bu meşhur alıntı

ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?

bu kitaptadır.
devamını gör...
kitap tavsiyesi sorulduğunda önerdiğim ilk kitaptır. gerçek anlamıyla başucu kitabımdır. her sene illa ki alır bir karıştırırım. "unutulan" öyküsünün yeri bende ayrıdır. gerçeklikle kurgunun iç içeliği muazzamdır. nitekim hikâye tam anlamıyla semboller bütünüdür. tavan arası, beynin böcekler tarafından yenip kalbe dokunulmamış olması vs. döner döner okurum anlayacağınız.

bir de "babama mektup" var tabii ki. "türk aydını"nın itiraflarının bir otoportresi sayılabilecek ifadeleri kanımca çok değerlidir. varoluşçuluk ve babasının fotoğrafı arasında kurduğu ilişki kültür tarihimiz adına bir nokta atıştır.
devamını gör...
bir oğuz atay kitabıdır.

ben korktum bu kitabı okurken. hem de hiç beklemeden. ubor metenga benim de kapıma gelebilir bir gün. kendimde o potansiyeli görüyorum.

yukarıdaki paragrafta en ufak bir abartı ya da alaycılık yok. ilk kez okuduğumda çok küçüktüm ve çok güzel bir kitap olduğunu düşünüp geçmiştim. ama tekrar okuyunca ne kadar değiştiğimi anladım.

o zamanlar bu kadar dünyadan kopuk değildim. dolayısıyla da dünyaya dair umutlarım vardı ve içinde bulunduğum kayıtsızlık şenliği bana çok uzaktı.

sonra her şey değişti. yaşadığım zaman yaşayacağım zamandan daha fazla oldu. bir kayıtsızlık çöktü üstüme. beyaz mantolu bir adama döndüm resmen. elimi kaldırma isteğim bile yoktu bir şeyler istemek için.

sonra ubor metenga korkusu. bu dünyada böyle bir şey bir kişinin başına gelmişse eğer mutlaka benim de başıma gelebilir. ve ben böyle bir mektup alırsam onu dinlerim. çünkü ben apartmana girmeden önce bana elektriklerin kesik olduğunu söyleyen adama inanıp merdivenleri karanlıkta çıkan insanım. eve gelince fark ettim elektriklerin kesik olmadığını.

bu kitap beni korkuttu. bekletmeden.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"korkuyu beklerken (kitap)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim