sokrates’in ölümünden yaklaşık iki bin yıl sonra
italya’da genç ve hırslı bir profesör
pisa kulesi’nin tepesine çıkarak kendisiyle dalga geçmeye hazır olan öğrencilerinin ve meslektaşlarının bakışları karşısında, farklı ağırlık ve aynı büyüklükteki kurşun topları aşağı doğru atmaya başlar. profesörün amacı
aristoteles’in yaklaşık iki bin yıl önce ortaya attığı ve o güne dek mutlak doğru olarak kabul edilen ''cisimler ağırlıklarıyla orantılı hızda düşerler'' tezini çürütmekti.
bu çılgın adamın adı galileo galilei idi. tezi çürütmüş ama dönemin yöneticilerinin ve
kilise’nin ilk tepkisini çekmişti bile. galileo iki bin yıldır hiç bir şekilde sorgulanmayan bir ''doğru''nun yanlış olduğunu kanıtlamıştı. bu ''düzen bozucu'' bilim insanı daha sonra kilise’nin çok daha büyük öfkesini çekecek bir alana daha el atacaktı.
bilinenin aksine
dünya'nın yapısının dünya merkezli olmadığını, dünya'nın sabit olmayıp
güneş'in çevresinde dönen bir
gezegen olduğunu ileri sürer. en önemli iddiası olan “dünya tepsi gibi değil, bir top gibidir ve sürekli olarak hem kendi etrafında, hem de güneş'in çevresinde dönmektedir”i öne sürdüğü an ise kilise’yi ayaklandırır. kilise’nin doğrularına karşı çıkmak kimsenin haddi değildi. öyle ki
engizisyon mahkemesi daha on altı yıl önce doğa filozofu
giordano bruno’yu kilise’nin dogmalarına aykırı fikirlerinden dolayı kafir ilan etmiş ve yakmıştı.
galileo galilei, bugün bile hala tartışılan bir karar alarak “insanlığın boş kahramanlara değil, onu ileriye götürecek bilim insanlarına ihtiyacı var” der ve bulgularının yanlış olduğunu ve bu nedenle bağışlanmasını talep eder. bunun üzerine affedilerek müebbet ev hapsine mahkum olur. mahkemeden çıkarken ''
eppur si muove'' (bkz:
dünya yine de dönüyor) şeklinde bağırdığı kilise’nin kayıtlarında yer alır. affedilen galileo daha sonraki hayatında gizlice köşesinde çalışmalara devam eder. onun geri çekilmesi aslında bilimin gelişmesi, ve insanlığın evrilmesi için yapılmış taktiksel bir tavırdı.
devamını gör...