hakkında gerek ukusalci/ülkücü gerekse muhafazakar ağırlıklı kesimin pek bir şey bilmediği, saçma sapan meteorlarla çürütmeye çalıştığı ideolojiye sahip olan, sanki her komzopolit toplumun hümanist anlaşma mantığıyla kurulduğunu zanneden insanların nefretini kazanmis; 20 yüzyılın en radikal devleti.
1 dünya savaşında çarın kötü ve acımasız politikalarına karşı yıllardır birleşen kesimler ilyiç ulyanov yani lenin'in kacak statüsündeki bulunduğu yıllardaki işaretiyle menseviklerle devrime çıkmıştır. fakat mensevikler yani azınlıklar diye geçen kesimle de iç savaş sonucunda kızıl ordu zaferle yükselmiş ve devlet resmen kurulmuştur. lenin'in uğradığı suikast sonucu yönetimden uzaklaşması ve yerine tartışmalara neden olan stalin'in geçmesiyle sovyetler uluslarasi arenada şova baslar. stalin ile her ne kadar dünyada zirveye oynasa da ülke içindeki despot ve paranoyak politikayla adından çok söz ettirir. şu an da günümüzde hala dillendirilen "uluslarin kaderlerini tayin hakki" tezini belirli koşullara bağlayan lenin, acaba vaadettiği gibi devrimden sonra diğer azınlık uluslara bağımsızlık tanıyacak mıydı? bence tanıyacaktı. çünkü lenin ile stalin anlayışı farklıydı. stalin demir perde mantigindayken lenin, dağılımcı ve etkileşimci mantıktaydi. çünkü lenin teorisyen, stalin askerdi. velhasıl kelam ne olurda olsun stalin ile zirvede olan sscb, stalin'in ölümüyle yavaş yavaş çökme sürecine başlayınca çernobil faciasiyla süreci hızlandırdı ve yerini neoliberalizmin talihli zaferine bıraktı. çift kutuplu dünyada söz hakkı tek bir devlete ait olmayınca birçok devlet gerek bağımsızlık, gerekse manevra alanı olarak daha rahatken şu an tek kutuplu dünyada anlayış aynı olduktan sonra eskiye göre daha kötü olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...