21.
fakir baykurt'tur, talip apaydın'dır
devamını gör...
22.
bir çeşit luçescu gibidir. her tıkandigimizda onun kurtarıcı olduğunu düşünürüz. yoruldum yeminle.
devamını gör...
23.
hasan alî yucel'i rahmetle anıyorum..
devamını gör...
24.
izmir iktisat kongresinin ardından 442 sayılı köy kanunun inşa ettiği aydınlanmaya 1940’ta köy insanının da katılmasını amaçlar. mezunlarından biri hocamdı, daha iyisini görmedim
devamını gör...
25.
bu ülkenin kaçırdığı trendir köy enstitüleri.
devamını gör...
26.
türkiye'nin kalkınması için atılmış büyük bir adım. baktığımızda o dönemde kırsalda yaşayan nüfus çok fazlaydı ve bu insanlar okuma yazma dahi bilmiyordu. kapatılması bir hataydı fakat ülkede sosyalizmin yayılmasını önlemek için atılmış bir adımdı.
eğer bizim köy enstitülerini açtığımız dönem soğuk savaş döneminde denk gelmemiş olsaydı şu anda çok farklı bir türkiye'de yaşıyor olabilirdik. hem iyi anlamda hem de kötü anlamda.
eğer bizim köy enstitülerini açtığımız dönem soğuk savaş döneminde denk gelmemiş olsaydı şu anda çok farklı bir türkiye'de yaşıyor olabilirdik. hem iyi anlamda hem de kötü anlamda.
devamını gör...
27.
adnan menderes tarafından kapatılmışdır. işin ilginç tarafı twitterdeki belli bir kitle köy enstitülerinin ismet inönü tarafından kapatıldığını söylüyor. böylelerini gördükte kaçınız.
devamını gör...
28.
kapatılmaları şuanda içinde bulunduğumuz cehalet kara deliğinin temelini atmıştır.
devamını gör...
29.
kurulma fikri ilk kez john dewey tarafından ortaya atılan pek yararlı eğitim sistemidir. avrupa'nin bile imrenerek baktığı bu enstitüler sayesinde halk en alttan yani köylüden eğitilmeye başlanmış ve köylü kendi kendine yeter hale getirilmiştir. yapılan tarım, hayvancılık gibi faaliyetlerin bilinçli bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanmıştır. dönemin milli eğitim bakanı hasan ali yücel'in de büyük katkılarıyla devam ettirilen sistem dp döneminde 1954 yılında sonlandırılmıştır.
ıyi mi olmuş? olmamış.
ıyi mi olmuş? olmamış.
devamını gör...
30.
gelişmiş toplumlar, önce bir temel kurar ve geri kalan her kurumu, her yapıyı bu temelin üzerine kurar. kurumlar, üst yapılar yetersiz kalsa, yıkılsa bile temel hazır olduğundan, sistem yeniden, kolayca inşa edilebilir.
işte türkiye cumhuriyeti devleti'nin üzerine oturtulacağı temel, demokrasi ve köy enstitülerinden oluşan temeldi. ki bu iki temel yerleştiğinde yıkılması imkansıza yakın olacaktı zira bu temel sayesinde özgürleşen ve eğitilen toplumdan ne süleyman demirel, ne adnan menderes, ne kenan evren, ne de tayyip erdoğan yetişecekti.
bunu gören ve baştan engel olmak isteyen dönemin abd'si ve onların zımnen ya da açıkça desteklediği yukarıdaki isimler ve kadroları 70-80 yıldır bu temeli yok etmeye uğraşırlar. köy enstitüleri ihaneti sonrası 70-80 yılda üst yapıyı bir hayli yok ettiler. sıra temelin tümünü yok etmekte.
işte türkiye cumhuriyeti devleti'nin üzerine oturtulacağı temel, demokrasi ve köy enstitülerinden oluşan temeldi. ki bu iki temel yerleştiğinde yıkılması imkansıza yakın olacaktı zira bu temel sayesinde özgürleşen ve eğitilen toplumdan ne süleyman demirel, ne adnan menderes, ne kenan evren, ne de tayyip erdoğan yetişecekti.
bunu gören ve baştan engel olmak isteyen dönemin abd'si ve onların zımnen ya da açıkça desteklediği yukarıdaki isimler ve kadroları 70-80 yıldır bu temeli yok etmeye uğraşırlar. köy enstitüleri ihaneti sonrası 70-80 yılda üst yapıyı bir hayli yok ettiler. sıra temelin tümünü yok etmekte.
devamını gör...
31.
vakti zamanında bir vesile pek çok orijinal görselini inceleme fırsatını bulmuştum. orada bir noktaya fena halde takılmıştım. öğrenciler ile birlikte bir eğitimcimizin çekilmiş fotoğrafları vardı. buraya kadar her şey normal elbette. fotoğrafta mı çektirmesinler değil mi? *
ama mevzu şu; aynı eğitimcimizin farklı köy enstitülerinde ve farklı tarihlerde çekilmiş bir kaç fotoğrafına denk geldim. bütün fotoğraflarda eğitimcinin üzerinde aynı takım elbise, aynı yün çoraplar -çoraplar pantolonun üzerine çekilmiş vaziyetteydi- ve yine tahminim odur ki aynı ayakkabılar vardı. fotoğrafların arkasına tarihler yazılmış, hangi köy enstitüsü olduğu da belli. lakin o eğitimci kimdir nedir? bir türlü o bilgiye ulaşamamıştım. sonrasında da çok fazla inceleme yapamadım. başka şeyler girdi araya.lakin ne zaman birisi köy enstitülerinden bahsetse benim gözümde o fotoğraflar canlanır ve o eğitimcimizin hali ahvali gelir gözümün önüne. hangi şartlarda ve zorluklarda bu işe girişildiğini düşünürken bulurum kendimi. hayıflanırım da biraz. bu konu hakkında bilgisi olan ya da daha derin araştırma yapma imkanı bulmuş olan bir yazar arkadaşımız varsa ve kafamdaki fotoğrafın baş kahramanın adını koyabilirse çok sevinirim. bunu yapan arkadaşımız zihinsel anlamda bir tamamlanma yaşamama vesile olmuş olur.
diğer mevzulara ise hiç hiç girmeyeceğim zira herkes neyin ne olduğunu biliyor. enstitülerin kapatılmalarını meşrulaştırmak adına türlü bahaneler üretildi. çoğu da bugünün magazin haberciliği kıvamındaydı. yetiştirdiği eğitimciler, yazarlar ve o güzel kuşak zaten her şeyin ispatı. gerisi laf-ü güzaf...
ama mevzu şu; aynı eğitimcimizin farklı köy enstitülerinde ve farklı tarihlerde çekilmiş bir kaç fotoğrafına denk geldim. bütün fotoğraflarda eğitimcinin üzerinde aynı takım elbise, aynı yün çoraplar -çoraplar pantolonun üzerine çekilmiş vaziyetteydi- ve yine tahminim odur ki aynı ayakkabılar vardı. fotoğrafların arkasına tarihler yazılmış, hangi köy enstitüsü olduğu da belli. lakin o eğitimci kimdir nedir? bir türlü o bilgiye ulaşamamıştım. sonrasında da çok fazla inceleme yapamadım. başka şeyler girdi araya.lakin ne zaman birisi köy enstitülerinden bahsetse benim gözümde o fotoğraflar canlanır ve o eğitimcimizin hali ahvali gelir gözümün önüne. hangi şartlarda ve zorluklarda bu işe girişildiğini düşünürken bulurum kendimi. hayıflanırım da biraz. bu konu hakkında bilgisi olan ya da daha derin araştırma yapma imkanı bulmuş olan bir yazar arkadaşımız varsa ve kafamdaki fotoğrafın baş kahramanın adını koyabilirse çok sevinirim. bunu yapan arkadaşımız zihinsel anlamda bir tamamlanma yaşamama vesile olmuş olur.
diğer mevzulara ise hiç hiç girmeyeceğim zira herkes neyin ne olduğunu biliyor. enstitülerin kapatılmalarını meşrulaştırmak adına türlü bahaneler üretildi. çoğu da bugünün magazin haberciliği kıvamındaydı. yetiştirdiği eğitimciler, yazarlar ve o güzel kuşak zaten her şeyin ispatı. gerisi laf-ü güzaf...
devamını gör...
32.
kapatılmasaydı çoban / profesör oylarının nispeten 'bir' olacağı, çoğulcu ve nitelikli demokrasinin sistemsel nimetlerini görebilmemizi sağlayacak 'hayat akademisi' idi.
"sürer, eker, biçeriz biz,
güvenip ötesine;
milletin her kazancı,
milletin kesesine .."
bugün 81 yaşında. kutlu ola.
(bkz: hasan ali yücel)
(bkz: ismail hakkı tonguç)
ayrıca (bkz: john dewey)
"sürer, eker, biçeriz biz,
güvenip ötesine;
milletin her kazancı,
milletin kesesine .."
bugün 81 yaşında. kutlu ola.
(bkz: hasan ali yücel)
(bkz: ismail hakkı tonguç)
ayrıca (bkz: john dewey)
devamını gör...
33.
hasan ali yücel ve ismet inönü mustafa kemal atatürk
devamını gör...
34.
kurucuları, ağzından salyalar akarak kendi kokuşmuş inanç ve siyasi görüşleri uğruna bir devrimi yiyenlerin, heykelle ve müzikle medeniyyet mi olur diyenlerin tırnağı olamayacağı eğitim devrimcileridir. evet medeniyyet çıplak heykel, müzik, felsefe, edebiyat ve kız erkek birlikte oynanan tiyatro oyunlarıdır.
medeniyet devrimcisi olabilmek ise bunları bu ülkenin istanbul'da doğmuş elit kesimine değil, diyarbakır'da sivas'da kastamonu'da doğmuş çiftçi çocuğuna, imam torununa dahi götürebilmektir. yok öyle batı'nın teknolojisini alalım kendi ahlakımız bize yeter geyikleri. o teknolojiyi üreten sosyal bilinç olmadan o teknoloji bir halta yaramaz. medeniyet yunan(yani batıdır) fakat o artık öyle bir hale gelmiştir ki bütün dünya için çağdaş bir ortak kültürdür. demişti ahmet arslan.
ama bazılarımız bunu anlayamayacak kadar cahil ve kötü. ismail hakkı tonguç'un hasan ali yücel'in açtığı güzel yerleşkeleri kapatıp anadolu halkını fetoş ve türevlerinin kucağına attınız,(bkz: 15 temmuz 2016 darbe girişimi) memlekette bilim ve sanat bırkmadınız. hala utanmadan bu kurumlara sallıyorsunuz.
medeniyet devrimcisi olabilmek ise bunları bu ülkenin istanbul'da doğmuş elit kesimine değil, diyarbakır'da sivas'da kastamonu'da doğmuş çiftçi çocuğuna, imam torununa dahi götürebilmektir. yok öyle batı'nın teknolojisini alalım kendi ahlakımız bize yeter geyikleri. o teknolojiyi üreten sosyal bilinç olmadan o teknoloji bir halta yaramaz. medeniyet yunan(yani batıdır) fakat o artık öyle bir hale gelmiştir ki bütün dünya için çağdaş bir ortak kültürdür. demişti ahmet arslan.
ama bazılarımız bunu anlayamayacak kadar cahil ve kötü. ismail hakkı tonguç'un hasan ali yücel'in açtığı güzel yerleşkeleri kapatıp anadolu halkını fetoş ve türevlerinin kucağına attınız,(bkz: 15 temmuz 2016 darbe girişimi) memlekette bilim ve sanat bırkmadınız. hala utanmadan bu kurumlara sallıyorsunuz.
devamını gör...
35.
hasan ali yücel ve hakkı tonguç önderliğinde kurulan, eğitimi tabana yayılması ve gerçeklikten uzaklaşmadan yapılmasını sağlayan cumhuriyet döneminin en büyük eğitim reformudur. bir süre sonra bölge halklarının spekülasyonları ve iktidarın nefretiyle kapatılmıştır.
devamını gör...
36.
günümüz şartlarında yenileyerek tekrardan faal bir duruma geçmesi halinde 5-15-25 yıllık bir düzlemde türkiye ara elaman, ucuz işçi kavramından çıkarak yükselecektir.
devamını gör...
37.
yapılandırmacı yaklaşımın bizdeki en güzel karşılığı olan ancak esasicilik felsefesine dönen bizler için pek uygun olmayan uygulamalı ve teorik temelli okullardır.
devamını gör...
38.
keşke köy enstitüsü döneminde doğmuş büyümüş olsaydım. belki enstitü öğrencisi olur, yüksek öğrenimde görmediğim dersleri, kitapları ve pratiği görmüş olurdum.
devamını gör...
39.
aklıma hep "beyaz zambaklar ülkesinde" adlı kitabı getiren ve bir zamanlar ülkeye fazla katkı sağlamış ama kısa sürede kapatılmış eğitim kurumudur.
günümüzde belki finlandiya bunu uygulamıyordur fakat türkiye cumhuriyeti'nin mutlaka uygulaması gereken bir eğitim sistemidir. verimli topraklarımız var. hayvancılığımız var... ülkemizdeki bir çok zanaat ve sanat yok oluyor. herkes şehirlerde yaşıyor ve büyük bir işsiz ordusu var.
bu işsizler ordusu eğitimli, bir konuda eğitim almış ve o mesleği icra etmek istiyor; fakat herkes aynı şeyi yapmaya çalışıyor. herkes aynı mesleklere sahip artık. en son ne zaman bir ipek böcekciliği yapan biriyle tanıştınız?
halbuki, bölgesel olarak ipek böcekciliği eğitiminin bile verildiği kurumlarmış.
aşağıdaki fotoğraflarda kız çocuklarını da görüyoruz, demek ki köylerimizde yaşayan kız öğrencilere bile ulaşmış eğitimdir. bir kadın olarak bu kurumdan mezun olmayı yeğlerdim. işsiz kaldığım bir mühendislik diplomam var elimde ama sırf "mühendis" olabilmek için bir zanaat veya sanat öğretilmedi bizlere.
galeri1
dersler
günümüzde belki finlandiya bunu uygulamıyordur fakat türkiye cumhuriyeti'nin mutlaka uygulaması gereken bir eğitim sistemidir. verimli topraklarımız var. hayvancılığımız var... ülkemizdeki bir çok zanaat ve sanat yok oluyor. herkes şehirlerde yaşıyor ve büyük bir işsiz ordusu var.
bu işsizler ordusu eğitimli, bir konuda eğitim almış ve o mesleği icra etmek istiyor; fakat herkes aynı şeyi yapmaya çalışıyor. herkes aynı mesleklere sahip artık. en son ne zaman bir ipek böcekciliği yapan biriyle tanıştınız?
halbuki, bölgesel olarak ipek böcekciliği eğitiminin bile verildiği kurumlarmış.
aşağıdaki fotoğraflarda kız çocuklarını da görüyoruz, demek ki köylerimizde yaşayan kız öğrencilere bile ulaşmış eğitimdir. bir kadın olarak bu kurumdan mezun olmayı yeğlerdim. işsiz kaldığım bir mühendislik diplomam var elimde ama sırf "mühendis" olabilmek için bir zanaat veya sanat öğretilmedi bizlere.
galeri1
dersler
devamını gör...
40.
sağlam disiplinin olduğu okullardır. çünkü otorite olmadan asla öğretemezsin insan yavrusuna. icabında dayak da serbestti bu okullarda.
günümüzde bu okullardan romantik cümlelerle bahsedenlerin bir kısmı emin ol veledi azarlandığında okul basıp öğretmen döven velilerdir. dövmese de şikayet eder falan...sonra döner köy enstitüsü güzellemeye devam eder twitter'da.
ek: bu okulları eğitim enstitüsü ile karıştıran biri kaç yaşında gençlere ne dayağı diye sordu. ortaöğrenim kurumudur köy enstitüsü dediğimiz. ilkokuldan sonra girilen bir okuldur. 5 yıl süren bir eğitimden sonra çoğunlukla 18 yaşına bile girmeden öğretmen çıkardı öğrenciler. babamın ve halamın bu okullardan 17 yaşında mezun olup mahkemeden kaza-i rüşt kararı çıkardıktan sonra öğretmenliğe başladığını da hatırladım bak şimdi. 18 yaşında köylerde huzur içinde öğretmenlik yapabilmeleri için de devlet bu öğretmenlere laf söylemeye kalkan veliyi bizzat öpmüştür. iyi de yapmıştır.
günümüzde bu okullardan romantik cümlelerle bahsedenlerin bir kısmı emin ol veledi azarlandığında okul basıp öğretmen döven velilerdir. dövmese de şikayet eder falan...sonra döner köy enstitüsü güzellemeye devam eder twitter'da.
ek: bu okulları eğitim enstitüsü ile karıştıran biri kaç yaşında gençlere ne dayağı diye sordu. ortaöğrenim kurumudur köy enstitüsü dediğimiz. ilkokuldan sonra girilen bir okuldur. 5 yıl süren bir eğitimden sonra çoğunlukla 18 yaşına bile girmeden öğretmen çıkardı öğrenciler. babamın ve halamın bu okullardan 17 yaşında mezun olup mahkemeden kaza-i rüşt kararı çıkardıktan sonra öğretmenliğe başladığını da hatırladım bak şimdi. 18 yaşında köylerde huzur içinde öğretmenlik yapabilmeleri için de devlet bu öğretmenlere laf söylemeye kalkan veliyi bizzat öpmüştür. iyi de yapmıştır.
devamını gör...