eşimdir. gerçekten çok konuşur ama boş konuşmaz, sohbeti muhabbeti iyidir, espriler yapan eğlenceli bir tiptir. sabaha kadar konuşsun yine dinlerim onu. birçok kadın, çok konuşan erkeği sevmez çünkü, öyle her şeye karışan kıl bir tip olduğunu düşünürler ama bence eşim, onlardan biri değil. beni ona bağlayan şey, zaten böyle sohbet edebildiğim biri olmasıydı. çünkü, hayatımda ilk tanıdığım erkek yani babam, hiç konuşmayan, sürekli suratı asık, ev halkı olarak asla yanında şaka, espri yapamadığımız, hatta gülemediğimiz inanılmaz despot biriydi. böyle bir erkek figürü sonrasında eşim gibi saatlerce sohbet ederek espriler yapan birini bulmuş olmam ve birlikte gülmekten yanaklarımızın ağrıması gibi durumlar, benim için cennete düşmüş olmak gibi bir şey.*
sosyal medyada en popüler olan kişilik bozukluğuna sahip olan kişiye aşık olmuşsunuz, siz de onun sayesinde popüler olacaksınız, gittiğiniz ortamlarda o karizması ile herkesi büyüleyen insana kalbinizi kaptırmışsınız, daha ne istiyorsunuz?*
sosyal medyadaki yaşam koçları, psikologlar vs sayesinde hepimiz narsist uzmanı olduk, iyi mi? hele o narsistin sizi kendine aşık ettiği o love bombing* evresinde yaptıklarını ezberledik, değil mi? hani dünyada bir daha hiç kimse seni bu kadar sevemezmiş gibi hissettirmesi, anormal atraksiyonlarda bulunması falan bunlar hep bildiğimiz şeyler.. hem böyle şeyler kimin hoşuma gitmez allah aşkına? kendimizi kandırmayalım.
sonra o minicik narsist videolarında bu evreden sonra narsistten kurtulmamız gerektiği söylendi hep ama kolay mıydı öyle kurtulmak?
kimi uzmanlar, hemen kaç kurtul dedi, kimisi işin uzmanı değilseniz hiç kimseyi narsist diye etiketlemeyin, narsistik eğilimler hepimizde var, düzeyi önemli dedi. çözemezseniz terapiye başvurun dedi. dediler de dediler ama hariçten gazel okumak kolaydı tabii... işin içine güçlü duygular girince o işler öyle olmuyor işte moduna geçmeyi de bildik, orası ayrı.*
-şifa restaurantta başlangıç olarak konya usulü bamya çorbası, ana yemek olarak ya bıçak arası, etli ekmek ya da fırın kebabı, tatlı olarak sac arası ile kapanış.
-kadınlar pazarındaki küflü peynir.
-konya'nın yöresel lezzeti olan (bkz: yağlı gevrek) zafer'deki herhangi bir unlu mamuller'den alınabilir.
(bkz: terekeme). kaç tane karslıyla tanışsam, terekeme olduğunu söyledi. soylarının kiziroğlu mustafa bey'e dayandığını iddia ediyorlar. (bkz: ozan akbaba) terekeme olan ünlü bir oyuncu. adam, kökeniyle öyle barışık ki* kod adının terekeme olduğu (bkz: çırak) adlı bir dizinin hem başrolünü üstlenmiş, hem de senaryosunu birol tezcan birlikte kaleme almış. dizi sardı da bir yandan ama diziyi izlerken resmen kars pardon terekeme zehirlenmesi yaşadım.*
bazı ev hanımlarının topluma faydası olmayan boş insanlar olduğunu düşünüyorum. genelleme yapmak istemiyorum elbette, eşiyle görev paylaşımı yapıp ev işleri ve çocuklarıyla ilgilenme işini üstlenmiş olup görevlerini hakkıyla yerine getirmeye çalışan kadınları tenzih ediyorum ama toplumda bazı ev hanımları var ki, ne eviyle, ne eşiyle, ne de çocuklarıyla doğru düzgün ilgileniyorlar. sabah çocukları okula götürüp sonrasında gündüz kuşağı programlarıyla günü geçirdikten sonra çocukları okuldan alma saatinden bir saat önce yalapşap etrafı toparlayıp ocağa bir yemek koyabildiyse ne âlâ! sonrasında çocukları okuldan almaya giden ve aslında pek bir şey yapmadığı halde çok fazla yorulduğunu iddia eden kadınlardan bahsediyorum. çocuklarla ilgileniyormuş gibi görünüp aslında eline tableti verip çocukları uyuşturuyorlar. kocasıyla her türlü münasebeti de affedersiniz ya çoktan bitmiştir ya da bir görev veya zulüm haline gelmiştir. kocası, artık onun için sadece bankamatik görevi görmektedir. ama sorsanız, en iyi kadın onlardır, çalışan kadınlar kötüdür, namussuzdur, ahlaksızdır...
hava atma peşindedir, muhtemelen yeni evlenmiştir. etrafındaki bekar arkadaşlarına "kuzum inan hiç beklemediğin bi' anda oluyor, darısı başına canım allah sana da nasip etsin inşallah." diyordur.* bakın bu gelinleri öyle misafirliğe giderken 3-5 tane bileziğini koluna takan anneler, annelerimiz ile karıştırmayın. tüm altınlarını takıp şıkır şıkır kuyumcu dükkanı gibi etrafta salınmak, bambaşka bir seviye. ben oldum olası altın sevmiyorum, sevemedim. zaten bizim trakya'da* öyle fazla altın takma adeti yok, o yüzden belki de öyle tüm altınlarını takıp gösteriş yapanlar bana çok komik geliyor.*
ismini bilmiyorum ama salgın gibi bir şey var ve benim başka rahatsızlıklarımla da birleşince hayatı çekilmez hale getiriyor. bir gün üşüyorum, bir gün aşırı terliyorum. bir gün aşırı öksürük yapıyor, başka bir gün halsizlik derken, aralık ayının ortalarından beri böyleyim. bazı günler sesim tamamen gidiyor, konuşamıyorum, bazı günler sesim açılıyor aşırı enerjik oluyorum, nasıl dengesiz bir şey bu çözemedim. ben birkaç haftadır sürekli hastanelere gidip geliyorum, oralardan kaptım sanırım, salgın mı artık bu her neyse resmen insanı süründürüyor..
sen çok masumane bir şekilde bana bir şey diyeceksin, senin yanlış anlatma ihtimalin yok, ben geri zekalı olduğum için onu yanlış anlayacağım, öyle mi?
bak şimdi yıllar yıllar önce eski patronuma yeğeninin verdiği ayar geldi aklıma. patronum, telefonda bir müşteri ile görüşürken "yanlış anlamayın ama.." dedi. neyse konuşması bitince yeğeni "amca, yanlış anlamayın denmez, ben yanlış anlattım sanırım gibi şeyler söylenir." dedi. yeğeni 20'li yaşlarda üniversite mezunu genç bir erkek, amcası olan patronum ise 40'lı yaşlardaydı. helal sana fatih, işler yoğun olduğu için bize yardıma gelmiştin ama sadece yardım etmekle kalmayıp amcana da güzel bir şey öğretip gitmiştin.*
eşimle yeni tanıştığımız zamanlar yani henüz arkadaşız, birbirimize açılmamışız falan. yeşilköy sahilinde yürüyoruz. bir ablamız yanımıza yanaşıp "abe alasın güzel ablama bi' çiçek?" dedi eşime. biz umursamıyoruz, yürümeye devam ediyoruz. "çok yakışıyorsunuz, boy boy çocuklarınız olur beya." dedi. öyle utanmıştık ki o an suratlarımız kıpkırmızı olmuştu. bu arada geleceği görmüş sanki ablam, şimdi boy boy, hatta boyumuzu aşan çocuklarımız var.*
kampa gittiğimizde gökyüzünün inanılmaz karanlık olduğu anda yıldız kayar da görürüz diye kumsalda yatıp gökyüzünü izlerken, nokta halinde hareket eden birkaç cisim gördüm, tek tek hızlı hızlı sanki bir yere yetişmeye çalışır gibi gidiyorlardı. bir başka gece de gökyüzünde konvoy halinde hareket eden ışıklı cisimler görmüştüm. acaba ufo mu diye düşünmedim desem yalan olur, meğer onlar hep uydular, starlink uydusu falanmış. istanbul'un ışıklı gecelerinde gökyüzünde neler olup bittiğini bilmeden yaşıyormuşuz meğersem. gökyüzünde bildiğin trafik var, uydu trafiği... hiç ışık olmayan yerlerde kamp yaparak geceleri gökyüzündeki bu trafiğe şahit olmak lazım bazen..
bunun benzer versiyonu da cinsiyet partisinde bebeğinin cinsiyetini öğrendiği anda yanında duran eşine sarılmak yerine annesine sarılan kocadır. amerikalı bir çiftti sanırım, videoyu yabancı bir sayfada görmüştüm* yalnız kadın çok bozulmuştu ki haklı da..
#3358594 çok teşekkür ederim.* tüm çabam iyileşmek için.. günün yarısını uyuyarak geçiriyorum* bu süreçte iş hayatından da bayağı soyutlandım, bir gün iyi gibiyim, diğer gün kötü. öyle öyle iyileşeceğim sanırım..
#3357526 hoş buldum elma kurdu, ben de seni tekrar buralarda gördüğüme sevindim, en çok da pes etmemiş olman, beni mutlu etti.*çok teşekkür ederim, her şeyin üst üste geldiği bir dönemdeyim, birtakım iltihabi durumlar var, tedavilerim başladı. bu hafta biraz daha iyiyim gibi, umarım yakın zamanda iyileşirim..
#3357488 gençlerin tam da okula/işe gittiği saatlerde doktordan randevu alıp metrobüste kalabalık yaratan teyzeler bile bu sözlükte yazıyor, yazıklar olsun!
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.