jess yazar profili

jess kapak fotoğrafı
jess profil fotoğrafı
rozet
karma: 39652 tanım: 3530 başlık: 271 apolet: 2 takipçi: 204
Hikayesi olan insanları seviyorum ve de hikayesi olan yerleri... çünkü, en nihayetinde hikaye hikaye yaşıyoruz bu hayatı...

son tanımları | başucu eserleri


kolay giren ama zor çıkan şeyler

hem somut anlamda * hem de soyut anlamda* düşünüldüğünde (bkz: alyans).
devamını gör...

bir kadının kendine yapabileceği en iyi şey

ekonomik bağımsızlıktan önce duygusal bağımsızlığını ilan edebilmesidir. yani sevgi, ilgi ve onay bağımlılığından sıyrılabilmesi, kendi içindeki gücün farkına varabilmesi yani kendisi olmaktan korkmamasıdır.. kendi hayallerine, hedeflerine ve ideallerine sahip çıkması ve kendinden beklentisini maksimumda, başkalarından beklentisini ise minimumda tutabilmesidir.
devamını gör...

yemek yapabilen erkek

ironik olan; dünya çapında en ünlü aşçılar erkek iken, yemek yapan erkek görünce şaşırılıyor olmasıdır.
devamını gör...

narsist anne

hiçbir zaman sevildiğinizi, gerçekten ilgilenildiğinizi hissedemediğiniz, hiçbir zaman yaranamadığınız annedir. ne yapsanız yaranamazsınız. yaptığınız hiçbir şeyi beğenmez, aşağılar, hakaretler yağdırır, sözünü dinlemediğinizde acımasızca eleştirir, yerin dibine sokar. onun yanındayken gittikçe küçüldüğünüzü, enerjinizin çekildiğini hissedersiniz. sürekli suçlar.. en çok hissettiğiniz duygu, suçluluk duygusudur. öyle bir manipüle eder ki "kötü, yetersiz, değersiz, nankör" biri olduğunuza sizi inandırır. sevgiyi hissedemezsiniz çünkü sevmeyi bilmez, sürekli kontrol eder. çocuğunu kendi uzantısı olarak görür, o yüzden her yaptığına karışır, asla onu bir birey olarak görmez. kendini çok değersiz ve yetersiz hissettiğinden haliyle onun uzantısı da onun gibi değersiz ve yetersizdir.

"zor bir ailede büyümek" kitabı, benim bu konuda farkındalık kazanmamı sağladı. annenizin narsist olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zordur zira kendisi tam bir görev yapıcıdır. yedirir, içerir, güzel kıyafetler giydirir ama duygusal olarak hiçbir zaman yanınızda yoktur. mesela fiziksel olarak hasta olduğunuzda çayınızı çorbanızı yapar ama duygusal sorunlarınıza asla yanınızda yoktur. duygularınızı yok sayar, "sen de amma abartıyorsun, kafanda kuruyorsun" gibi şeyler söyler. üzüldüğünüzde teselli etmez, niye üzülüyorsunuz diye kızar. yanlış bir şey yapsa bile, hiçbir zaman özür dilemez çünkü hiçbir zaman pişmanlık hissetmez. size kötü davrandıysa siz zaten hak etmişsinizdir, niye sizden özür dilesin ki?
her zaman haklıdır. kendini her durumda haklı görür.

böyle biriyle mücadele çok zordur ama farkındalık kazandığınızda olgunluk sahibi bir birey oluyorsunuz. öncelikle, kendinizi suçlamayı bırakın, ne olursa olsun siz koşulsuz sevilmeyi, iyi davranılmayı hak eden iyi birisiniz. ondan ilgi, sevgi, onay beklemeyin. kendi kendinizi sevmeyi, sarıp sarmalamayı ve onaylamayı öğrenin. siz böyle duygusal olarak güçlendikçe sizin üzerinizde etkili olamadığını görecek, belki ilk zamanlar daha da saldıracak ama siz, kararlılıkla kendi arkanızda durdukça o da mecburen sizi olduğunuz gibi kabul edecek ki etmese bile, siz zaten bunu umursamayacaksınız...

benim yıllarımı aldı, hiç kolay değil ama sonundaki ödül yani kendimi bulmam için tüm bu mücadeleye değdi...
devamını gör...

bir tweet görseli bırak

kimseciklere yaranamadık, biz de insanlara yaranmayı bırakıp kendi yolumuzu çizmeyi öğrendik.. böyle böyle güçlü kadınlar olduk işte bizim kendimiz olma hikayemiz tam da böyle başladı...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazarların en köylü özelliği

başım ağrıdığında tülbent sarıyorum.
devamını gör...

ev temizliği

teknoloji bu kadar gelişmesine rağmen, halen daha ev temizliğini yapmak zorunda olmamıza şaşırıyorum, oysa küçükken, 2000'li yıllara geçince, her evde bir robot hizmetçi olacağını sanıyordum.*
devamını gör...

bızıklamak

trakya yöresinde ve benim de tabii olduğum bulgaristan göçmenleri arasında yaygın olarak kullanılan bir kelimedir. trakyalı bir dayı, "bızıklama oraları be yaa" diyorsa bilin ki size kızmaya başlamıştır.
devamını gör...

hayaldi gerçek oldu

çok hayal kuran biri olarak diyebilirim ki çoğu hayalim de gerçekleşti, çok şükür.. bence hayallerin gerçekleşmesinin sırrı, o hayalin içine girmek, yani o hayal gerçekleşse nasıl hissedersen şimdi de öyle hissetmek. o duyguya şimdiden girebiliyorsan, "yok ya saçmasapan şeyler bunlar, benim hayalim gerçekleşmez ki" diye kendini sabote etmiyorsan ve hayalini gerçekleştirmek için gereken aksiyonu alıyorsan o hayali olmuş bil...
devamını gör...

evlatlık olduğunuzu öğrenseniz biyolojik ailenizi arar mısınız sorunsalı

kim olduklarını merak ederdim, haklarında bilgi edinirdim, uzaktan görürdüm ama asla "canım anam babam" diyerek boyunlarına sarılmazdım. bunca sene beni yok sayanı ben var saymam, düzenimi de hiç bozmam. doğuranı değil, emek vereni bağrıma basarım.
devamını gör...

gereksiz abartılan şeyler

geçmişe yapılan güzellemeler.. ahh seksenler, doksanlar ne kadar güzeldi muhabbetleri.. fakirdik ama mutluyduk, aman ne güzel günlerdi gibi palavraları bırakalım artık.. insan, şimdi bulunduğu anda mutlu olacak bir şey bulamazsa geçmişteki mutlu anlara tutunurmuş, o zamanlardaki mutlu 1-2 anıya tutunmayı bırakmak ve bugünlerimizi mutlu anılarla doldurmak için çabalamak lazım.. oralardan açıkçası fazla ekmek çıkmıyor, çıksa da karın doyurmuyor..
devamını gör...

kalbinizi en çok kıran cümle

abartıyorsun çok hassassın..
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının almış olduğu en güzel iltifat

oğlumun "anne, seninle gurur duyuyorum" demesi..
devamını gör...

ölmüş birini özlemek

babaannemi çok özlüyorum, beni büyüten ve bu hayatta koşulsuz seven tek insandı.. tam bir istanbul hanımefendisiydi, konuşması, duruşu, sevgi dolu bakışları halen aklımda.. 2015'ten beri yanımda yok ama zihnimin bana bir hediyesi mi bilmiyorum ama ara sıra rüyamda görüyorum, sıkı sıkı sarılıp özlem gideriyorum. o rüyalar da olmasa hasretine nasıl dayanırdım bilmiyorum..
devamını gör...

kendi kendine konuşmak

kendime söylediklerimi, dünya üzerindeki herhangi biri bana söylemiş olsaydı, onu parça pinçik ederdim herhalde... insanın en büyük düşmanı kendisidir, net!
devamını gör...

kitaplardaki cümlelerin altını çizmek

yazarın, okurun kalbindeki duyguları nasıl da bu kadar güzel ifade ettiğine şaşırarak okurun, hararetle kitapta kendini bulduğu o satırların altını çizme, yazarı onaylama, yazarı bağrına basma eylemidir. anlaşılma ihtiyacı yoğun olan kişiler için kitaplar, sığınılacak bir limandır ve o yüzden bu limanda istediğini yapmakta özgür hissederler, o satırların altını çizmeyi kitaba saygısızlık olarak düşünmezler, bilakis belki de onu anlayan nadir kişilerden biri olan yazara teşekkür etmenin tek yolunun bu olduğunu düşünürler.
devamını gör...

durduk yere insanı mutlu eden şeyler

bir dergide yazdığım/tercüme ettiğim makaleyi okuyan birinin, teşekkürlerini iletip çok etkilendiğini söylemesi yani birinin hayatında pozitif etki bırakabilmek..
devamını gör...

fas

"bir şehri keşfetmenin en zevkli yolu, şehrin sokaklarında kaybolmaktır." derler. 2011'in şubatında eşimle birlikte gittiğimiz fas öyle büyüleyici bir ülkeydi ki sokaklarında saatlerce yürüsek de hiç yorulmadık… kazablanka, fes, tanca, agadir, meknes, rabat ve tabii ki marakeş.. bugüne kadar gittiğim ülkeler arasında sokaklarında kaybolmaktan en keyif aldığım ülkeydi. her sokakta, her tanıştığımız insanda bambaşka bir hikaye vardı. özellikle fes sokakları, yüzyıllar öncesindeki bir şehrin ortasına düşmüş hissiyatı veriyordu. pandemi bitsin tekrar gitmek istiyorum..
devamını gör...

manipülasyon teknikleri

manipülatörler, zaafınız neyse oradan sizi vurarak manipüle ederler. onaylanma ihtiyacınız yoğunsa, sizi pohpohlayarak; kendinizi kanıtlama ihtiyacınız yoğunsa, "sen yaparsın" diye gaz vererek, ya da "sen kim şunu yapmak kim" gibi ters algı oluşturarak; aşırı vicdan yapan biriyseniz, vicdanınıza oynayarak; özgüveni düşük ve kendisini savunamayan boyun eğici bir tipseniz, yapmadığınız şeyleri söyleyip iftira atarak ve suçlu hissettirerek; kendisinden şüphe eden biriyseniz, sizi şüpheye düşürecek hareketlerle bedensel ve ruhsal dengenizi* bozarak; kendinizden çok başkalarını düşünen aşırı fedakâr biriyseniz, surat asarak veya pasif agresif davranışlarla istediklerini yaptırırlar. işin özü, kendine güveneceksin kardeşim, hiç kimse senden üstün değil, kendi merkezinde kalmayı öğreneceksin ki manipüle edilmeyesin.
devamını gör...

sadece cahillerin kuracağı cümleler

-bu kadar kitabı ne yapacaksınız, çok toz olur..
-taşınırken bu kitaplığı atarsanız herhalde.
-çok okumayın, kafayı yersiniz.
-boşuna okuyorsun, dünyayı mı kurtaracaksın?
-kadın, erkekten çok okursa, sorun olur.
-antik kentlere niye giderler anlamıyorum, sadece taş yığınlarını mı görmeye gidiyorsunuz?
-ingilizceyi herkes biliyor, google translate var, tercümanlara gerek yok, ben de tercüme yaparım ne var ki? *
devamını gör...
devamı...

mutlu evliliğin sırları

-sohbet etmekten keyif aldığın biriyle evlenmek.
-ortak hedef, ideal ve hayallere sahip olmak
-anne baba zoruyla evlenmemek.
-sırf evlenmek için evlenmemek.
-baştan gördüğün kötü huylarını "ben onu değiştiririm nasılsa" diyerek evlenmemek.
-1-2 ay gibi kısa sürede evlenmeye karar vermemek, en az 2 sene flört etmek.
-evlenmeden önce ailesiyle, etrafıyla ilişkisini gözlemleyerek başkalarına kaba, kötü davranır ama bana davranmaz diye düşünerek evlenmemek.
-başka bir ilişkiden yeni çıkmışken hemen ona inat, komşulara nispet olsun diye evlenmemek.
-olduğu gibi kabul edebileceğin biriyle evlenmek.
- en önemlisi gerçekten sevdiğin biriyle evlenmek. çünkü bu dünyadaki en büyük azap, birbirini sevmeyenlerin mecburen yürüttüğü evliliktir.
edit: aslında evlenmeden önce dikkat edilmesi gerekenleri yazdığım bir tanım olmuş sanki ama zaten bunlara dikkat edilmeden yapılan bir evlilikte mutlu olmak pek mümkün değil bence..
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının ölümden döndüğü anlar

maalesef ki benim annem bir çocuk gelin, 17 yaşındayken beni dünyaya getirmiş, 2 kg doğmuşum, "yaşamaz" demişler, yaşamışım, göreceğim acı tatlı günlerim varmış meğer...
devamını gör...

okuduğun kitaptan bir alıntı bırak

"kadınlar çiçektir derler ya... günümüz kadını çiçek açmıyor artık. yüklendiği bu kadar sorumluluk, üzerinde bunca baskıyla çiçek açmak ne mümkün zaten?"
tülay kök - terapi odası konuları
devamını gör...

küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan sözler

abartıyorsun... (kırıldığını söylediğinde "abartıyorsun" derler. hem neden kırıldığını anlatırsın hem de anlaşılamamanın acısıyla bu sözü duymak daha da canını yakar)
devamını gör...

pandemide özlenen şeyler

pandemiden önce her yaz kamp yapmaya gittiğimiz bir yer vardı * yazları 3 ay çadır kurduğumuz o sahilde tekrar çadır kurmayı, mangal yapmayı, akşamları ateş yakmayı, çocuklara ateşin etrafında hikayeler anlatmayı, ormandan topladığımız çam kozalakları ile yaktığımız semaverden çam kokulu çay içmeyi, çadır komşularıyla sohbet etmeyi, ateş sönünce dalga sesleri eşliğinde yıldızları izlemeyi, kayan yıldızları saymayı, sabahın ilk ışıklarıyla uyanmayı, köyden aldığımız kahvaltılıkla kahvaltı yapmayı, denize girmeyi ve akşam ne yemek yapacağımı düşünme derdi olmadan her akşam mangal yapmayı çok özledim..
devamını gör...

bir cümle ile çocukluğunu tanımlamak

2 yaşında terk edilmeyle başlayan, sonra yıllarca tekerrür eden terk edilme hikayeleriyle büyümeye çalışmış çalışmasına ama çok acı bir zehri yutmuş ve kırkına merdiven dayamak üzere olmasına rağmen halen daha vücudundan o zehri atamamış biriyim işte, daha ne olsun...
devamını gör...

konuşacak kimsenin kalmaması

aslında üzücü olan, çocukluktan beri konuşacak kimsenin zaten hiç olmamasıdır, yani bu yalnızlık hissi çocukluğun erken zamanlarına dayanıyor. mesela, çocukken bir sorun yaşadığında anlatacak hiç kimsen yoktur, annen hiç seni dinleyip teselli etmemiş, sakinleştirmemiştir. sen de bundan sonra hiç kimsenin seni anlamayacağına, hep yalnız kalacağına inanmışsındır. yıllar geçtikçe bu yalnızlık hissi daha da büyür ve boğucu bir hal alır. zihindeki bu sınırlı inançtan kurtulmak zordur ama imkansız değildir. çocukluktaki gibi aslında yalnız değiliz, zihin ancak yeni şeyler öğrenerek eski bilişleri bırakır, harekete geçmek, insanlarla iletişim kurmaya çalışmak ve öğrenilmiş çaresizliğe mahkum olmamakla kısır döngü yavaş yavaş kırılabilir. bu konuda hayatı yeniden keşfedin kitabını tavsiye ederim.buradan
devamını gör...

anneliğin kutsallaştırılması

iki çocuğu olan bir anne ve kendi annesiyle halen daha sorunları olan biri olarak yazıyorum.. kutsallık atfedince annelik sorgulanamaz hale geliyor, özellikle ülkemizde anneliğin kutsallaştırılması, aslında annelere büyük bir yük oluyor. "anneler bilir, anneler hata yapmaz, anneler mükemmeldir, anneler öyle giyinmez, anneler oraya gitmez, anneler yemez yedirir, anneler çocuklarına saçını süpürge eder" vs. bunların, bir kadın için ne kadar büyük bir psikolojik yük olduğunu anlayabiliyor musunuz? anneleri gizli gizli öyle bir manipüle ediyorlar ki anneler de anneliğin ekmeğini yemekten hoşlandıklarından dolayı "kutsal" unvanını almakla şereflendirildiklerini düşünüyorlar çünkü hayatta kimliklerini tanımlayabilecekleri başka bir başarıları yok maalesef.. bir kadına kim olduğunu sorduğunuzda ilk olarak "anneyim, 3 çocuk annesiyim vs." kendini tanımlıyorsa, hayattaki tüm enerjisini anneliğe akıtmış, saçını süpürge etmiş ve bundan dolayı da çocuklarına her türlü psikolojik baskıyı yapmaya kendinde hak görür hale gelmiştir.. halbuki kadın, doğumdan önce hangi huylara sahipse doğumdan sonra da aynı.. karakteri değişmez, yalancıysa anne olunca yalancılığı bırakmıyor. dürüstse yine dürüst, narsistse yine narsist... şahsen annem narsist biri olduğundan dolayı kırk senedir çok eziyet çektim, halen daha çekiyorum ama ne zaman acılarım biraz azaldı biliyor musunuz? onu anne olarak değil de "normal bir kadın" olarak görmeye başladığım zaman.. dedim ki onun sadece annelik görevi yok ki.. o da bir insan ve onun da travmaları var ve doğum yapar yapmaz hokus pokus tüm travmaları yok olarak bana annelik yapmadı.. şimdi annemi "kutsal" biri olarak değil, sadece bir kadın olarak görüyorum ve kendisine şefkat beslemeye bile başladım.. size de tavsiye ederim, kendi anneliğimde de kusurlarım çoktur elbet, ama böyle şöyle iyi bir anneyim diye ortalarda dolanmam, annelik kimliğimle kendimi tanımlamam, elimden geleni yaparım, böylesi daha huzur verici..
devamını gör...

umut

"bir çeşit uyuşturucu." umut, çok pozitif çağrışımlı ve pek sevimli bir kelime gibi dursa da, kimi zaman umudu tehlikeli bir inkâr biçimi olarak kullanıyoruz. mesela, toksik insanların* aslında iyi insanlar olduklarına ve bir gün değişeceklerine, hatalarının farkına varacaklarına ve bize ne kadar kötü davrandıklarına pişman olacaklarına dair umudunu diri tutan ölümüne iyimser insanlarız. sanki hep bize söyledikleri gibi sorunlu olan bizmişiz ki günün birinde biz tam da "onların istediği gibi biri" olursak işlerin düzeleceğine inanarak beslediğimiz umut yüzünden, onlara bağımlı olmaya devam ediyoruz çünkü onların kötü olduklarını kabullenmek istemiyoruz ve onlar tarafından sevilme hayalini hep diri tutuyoruz ama maalesef ki onlar, bu umudumuzu bizi sömürme ve kontrol etme aracı olarak kullanıyorlar ve aslında artık yapmamız gereken; onların değişeceğine dair umudumuzu kesmek ve kendi mutluluğumuzu ve iyileşmemizi, onların hatalarını anlayıp kabul etmesine bağlamamak ve kendi içgüdülerimize güvenip gerekli sınırları çizmeyi öğrenerek kendi mutluluğumuzu bir başkasının onayına, sevgisine ve ilgisine bağlamaktan vazgeçip kendimiz olacak kadar cesur olmaktır...
devamını gör...

anne babası boşanan çocuk

annemdir kendisi.. alkolik ve şiddet uygulayan bir kocadan 50 sene önce boşanmış anneannem.. o zamanlar 9 yaşında olan annem o kadar etkilenmiş ki zona olmuş, tüm vücudunu sarmış.. anneannem nişanlıyken dedemin nasıl biri olduğunu çözmüş aslında, babasına nişanı atacağını söylemiş ama babası "bir it bir deriyi nasılsa sürükler" demiş ama sürükleyememiş maalesef.. evlilik, insanları değiştiren mucizevi bir ilaç değildir..
devamını gör...

annesinin yakışıklı oğlum dediği çocuğun tipsiz olması

annesi olduğum için demiyorum ama benim oğlum gerçekten çok yakışıklı *
devamını gör...

doritos risk 5.0 wasabi acısı

oğlumun "iğrenç bişey bu ya elektrik kablosu kemirmek gibi bişey" dediği cips. (bkz: çocuktan al haberi)
devamını gör...

sedona yöntemi


sedona yöntemi, 35 yılı aşkın süredir bağımsız araştırma kurumları ve önde gelen uzmanlar tarafından dünyanın en etkili kişisel gelişim metodu olarak kabul edilmektedir. ayrıca yıllardır, binlerce insan, harvard medical school tarafından bilimsel olarak onaylanmış sedona yöntemi’nin, var olan en hızlı, en kolay ve en güçlü kişisel gelişim tekniği olduğunu keşfetmiştir.

sedona yöntemi, size, acı veren, istenmeyen, olumsuz duyguları anında serbest bırakmayı öğreten; eşsiz, sade, öğrenmesi kolay ve çok güçlü bir araçtır. sedona yöntemi, serbest bırakmayla ilgilidir… serbest bırakma, herkesin sahip olduğu doğal bir yetenektir, ancak çok az kişi bunu bilinçli ve sürekli olarak kullanmayı bilir.


ayrıntılı bilgi için buradan

çeşitli serbest bırakma uygulamaları için youtube kanalınaburadan ulaşabilirsiniz.

bonus: bugün başlayıp 15 gün boyunca devam edecek olan momentum programının 1. günündeki uygulamaya da buradan ulaşabilirsiniz.
devamını gör...

çocukların yarattığı kelimeler

kaju-ay fındığı
devamını gör...

kendime not

geçmişe takılı kalma, geleceği geldiğinde düşünürsün.. sadece şuanda kontrolünde olan şeyleri düşün, harekete geç..
devamını gör...

geceye bir söz bırak

hüzün, yalnızlıktan ibarettir…
ve yalnız yaşanır…

hüzün paylaşılmaz,
evet, belki paylaşılır ama artmaz ve eksilmez…
sadece karşı tarafa da bulaşır…

her gözyaşının ardında tebessüm, her tebessümün ardında burukluk…

zaman, öğüten acımasız değirmen…

zaman paramparçaydı…
kanıyordu…
velakin zaman geçiyordu yaralara aldırmadan…
devamını gör...

hayata dair iç burkan detaylar

sokakta, parkta, markette annesi, babası veya etraftakiler tarafından dalga geçilen, aşağılanan, hakarete uğrayan ve o kadar masum ve savunmasızken böylesine duygusal şiddete maruz kalan çocuklar hep burnumun direğini sızlatıyor..başka ülkelerde durum nasıl hiç bilmiyorum ama bazen oğlumun benden 10 metre gitmesine izin verdiğimde insanların çocuklara nasıl da hoyrat davrandığını, hemen azarlama moduna geçtiğini görüyorum ama sonrasında sahipsiz olmadığını yani annesini görünce de hemen kendilerini düzeltmeye çalışmaları yüreğimi acıtıyor.. bu ülkede maalesef öfkesini çocuklara kusan insanlar çok ve bunu gördükçe çok üzülüyorum..
devamını gör...

1 yıl sonraki kendine not

umarım kendini sabote etmeyi bırakıp bedenindeki ve ruhundaki ağırlıklardan kurtulmuşsundur.. artık kendin olmaktan korkmayan biri olmayı başarmışsındır..
devamını gör...

insanın zoruna giden şeyler

çocukluğunda çok acı çekenlerin, yetişkinliklerinde o yaraları iyileştirmek için herkesten çok emek vermek zorunda olması..
devamını gör...

yapılmış en aptalca dalgınlık

boyu benden uzun diye aylar sonra karşılaştığım erkek kardeşimin elini öpmeye çalışmam..
devamını gör...

yazarların kötü olduklarında aradıkları ilk kişi

arasam ne olacak ki zaten beni hiç kimse anlamıyor, diye düşünüyorum, duygularımı ham olarak biriyle paylaşmak, sonrasında paylaştığım kişiden vaaz dinlememe neden oluyor, bunu da istemediğimden, hiç kimseyi aramıyorum, ancak kendi kendime ağlarım, günlüğüme yazarım..
devamını gör...

yemek pişirmenin püf noktaları

sinir, stres vb negatif duyguyla yemek pişirmeyiniz. ne zaman stresli olarak yemek yapsam, ya yemeği yakıyorum, ya elimi yakıyorum, ya da taşırıyorum, saçma gibi gelebilir ama o negatif enerji yemeğe bile geçiyor. bir yemeği aynı ölçülerle aynı yöntemlerle iki farklı kişi yaptığı halde yemeğin tadının farklı olmasını sağlayan, yemeği yapan kişinin içinde bulunduğu ruh halidir. mümkünse önce sakinleşin, sonra yemeğinizi sevgiyle pişirin, sonra da yemeğinizi yiyenlerden iltifatlar alırken ağzınız kulaklarınıza varsın..
devamını gör...

hanımına içişleri bakanı diyen koca

hanımını övdüğünü zannederken aslında gömen, sevgi, ilgi gösterirse hanımının şımaracağını düşünen, hiç çaktırmayıp efelenen bir tip olmasına rağmen bilinçaltında "aman dışarı çıkmasın yoksa gözü açılır, beni terk eder" kaygısı taşıyan, hanımının çöp atmaya giderken bile ondan izin alması gerektiğini söyleyen, aslında sevmeyi bilmeyip tek amacı kontrol etmek olan erkek türünün evlenmiş versiyonu.
edit: tabii ki herkes, hanımına istediği gibi hitap edebilir ama bu hitapta gizli bir manipülasyon var, o yüzden hanım kardeşlerim bilsin istedim. kocasının içişleri bakanı dediği bir kadın, dışarıda çalışamaz, çünkü kocası çalışmasına izin vermez, bunu da içişleri bakanı kimliğini üzerine giydirerek yani onu manipüle ederek yapar. inanmayan, bunu söyleyen biriyle sohbet etsin, 2 dk. sonra ne demek istediğimi anlayacaktır.
devamını gör...

ailenin en büyük çocuğu

günah keçisidir. anne babanın tüm olumsuz duygularını kustuğu evlattır. hele de oturmamış bir evliliği kurtarma nesnesi olarak doğmuşsa ömür boyu genetik olarak aktarılan zor duygularla mücadele eder. hem daha az sevilmiştir hem de kendisinden daha çok şey yapması beklenir. beklentilere göre hareket etmezse nankör evlat ilan edilir. suçluluk duyguları yoğundur, ailedeki huzursuzluğu gideremediği için kendini suçlu hisseder, "senin suçun değil kızım, boyundan büyük işlere kalkışma, kendi hayatına bak" diyerek kendime sarılmak istiyorum ah canım kendim...
devamını gör...

yazarların karantinada kendi için yaptığı en faydalı şey

kendimle yüzleştim. iyi yönlerimi, zaaflarımı, duygu ve düşüncelerimi analiz ettim, yazdım çizdim. yıllardır süren depresyonu yendim gibi bir şey.. aslında iyi biriymişim ben yaa.
devamını gör...

insanın kendini çaresiz hissettiği anlar

en zor günlerinizde ailenizin bile destek olmadığı anlar.. bu kadar kötü günümde ailem bile yanımda yoksa bana bu dünyada kim destek olabilir ki diye tüm insanlığa küstüğünüz ve dibe doğru sürüklenmeye başladığınızı hissettiğiniz anlar.. ama zamanla anlıyorsunuz ki hayat onlardan ibaret değil.. onların insafsızlığını tüm insanlığa yüklemek çok büyük bir haksızlık.. size verecek birşeyi olmayandan bir şey istememeyi öğreniyorsunuz.. yani çare olmak istemeyenden çare bulamazsınız ama neyse ki iyi insanlar hep var, ailenizden birisi olmasa bile iyi ki iyi insanlar hâlâ var...
devamını gör...

çocukken sahip olmak isteyip sahip olamadığınız şeyler

kavga, gürültü vs. olmayan huzurlu, sevgi dolu bir aile ortamı...
devamını gör...

her şeyi içine atan insan

kütüphanesinin yarısı, kendi günlüklerinden oluşur..
devamını gör...

geceye hayatta öğrendiğin bir şey bırak

damdan düşenin halini damdan düşen anlamıyor..iki yaralı bir tam etmiyor..ne başkasına yara bandı olun ne de başkasını kendi yaralarınıza yara bandı olarak kullanın. önce kendinizi bulun ki karşınıza da sizin gibi kendini bulmuş biri çıksın..
devamını gör...

ilk bilgisayar kullanımında yapılan mallıklar

bilgisayar kullanmayı öğrenmek için bilgisayar kursuna gitmem. sene 1999.. üniversite sınavına girmişim, tercihleri yapmışım, sonuçları beklediğim o dönem boş geçmesin diye gitmiştim herhalde.. bir de meb onaylı sertifika veriyorlardı, sertifika sınavının bir gün öncesi yani 17 ağustosta deprem oldu, kurs binası yıkıldı, kurs da sınav da sertifika da yalan olmuştu.
devamını gör...

sizi olduğunuz gibi kabul etmeyen insanlar

"ben senin iyiliğin için söylüyorum" gibi sözlerle manipüle etmeye çalışırlar..iyi niyet adı altında aslında amaçları sizi kontrol etmek ve hayatınıza müdahale etmektir.. ama artık biliyorum ki cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir..
devamını gör...

ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler

"kamp atmak" ifadesini kim uydurdu ya.. kamp atılmaz, yapılır..
devamını gör...

yanlış anlaşılan şarkı sözleri

sezen aksu'nun sen ağlama parçasındaki
"sen ağlama, dayanamam
ağlama göz bebeğim sana kıyamam
al yüreğim senin olsun
yüreğim bende kalırsa yaşayamam" kısmındaki "yüreğimi", "küreğim" sanıyordum. hatta zihnimde hikaye bile uydurmuştum, deniz kıyısında oynayan bir anne ile kızı varmış, kızı küreğini kaybetmiş, çok ağlıyormuş, annesi dayanamamış, kızına kendi küreğini vermiş *
devamını gör...

geceye acı ama gerçek bir cümle bırak

bildiklerini hayatına geçirmedikçe hep aynı kısır döngüde debelenip duracaksın..
devamını gör...

normal sözlük'ün 30 yaş üstü yazar kaynaması

39 yaş.. burada yazmak bana terapi gibi geliyor.. belki birilerine de bi nebze faydam oluyorsa ne mutlu bana...
devamını gör...

yaş ilerledikçe azalan şeyler

enerji seviyesi.. enerjinizin hiç bitmeyeceğini sanırsınız ama enerji bitebilen bir şeymiş meğer... 20'li yaşlarda kişisel gelişim kitaplarının gazına gelip her şeyi yapabileceğiniz inancıyla gereğinden fazla üstlenilen işler, görevler, sorumluluklar sizi dibe doğru sürüklerken 30'lu yılların sonlarına doğru geldiğinizde bazı işleri delege etmeyi, görev edindiğiniz şeylere hayır demeyi ve enerjinizi ihtiyatlı kullanmayı öğrenirsiniz. acı olan ise, öncelikler sırasında kendinizi birinci sıraya koymamış olduğunuzu fark etmenizdir. bu farkındalıkla enerjinizi öncelikle kendiniz için kullanmayı öğrenirsiniz böylece azalan enerjinize rağmen kalan yıllarınızı daha verimli geçirirsiniz..
devamını gör...

affetmek

son yapılan araştırmalara göre affetmek iyileştirmiyor, öyle affettim demekle yaralar kapanmıyor. eskilerin dediği gibi yaralar uhuletini alınca geçiyor.. her şeyin bir zamanı var, yara ne kadar derinse affetme süreci de o kadar uzayabilir.. zamanından önce yani o sizi yaralayan kişiden artık etkilenmeyecek kadar duygusal olarak güçlenmeden yapılan affetme, sizi tekrar o kişinin karşısında istismara açık hale getirir.. en iyisi güçlenene kadar mesafe koymak ve tekrar yara almadan kendini korumayı öğrenmektir ki tüm bu süreçlerin sonunda zaten yaralar kabuk sarar ve af süreci gerçekleşir.. tüm bunlar, alınan yaranın derinliğine bağlı olarak on yıllar boyunca sürebilir.. affetmek ruhsal düzeyde gerçekleşen bir süreçtir. affetmek, tekrar samimi olmak anlamına da gelmez,
bundan sonra o kişiyle mesafeli bir ilişki kurabilirsiniz ya da bir daha o kişinin yüzünü görmemeye de karar verebilirsiniz..buradan
devamını gör...

birini olduğu gibi kabul etmek

ancak kendini olduğu gibi kabul edebilenler başkalarını da olduğu gibi kabul edebilir çünkü insanın kendisi dışındaki herkesle ve her şeyle kurduğu ilişki, aslında kendisiyle olan ilişkisinin bir yansımasıdır. derin bir konu ama kısaca kendini çözen, herkesi ve her şeyi çözer..
devamını gör...

espri anlayışını kazanım yolları

bir filolog olarak benim tespitlerim şu şekilde:
-dil becerisinin gelişmiş olması
-kelimeleri doğru zamanda doğru yerde kullanabilme becerisi
-bilgili, kültürlü olmak. her bilgili, kültürlü insan güzel espri yapamaz ama espri yapabilen insanların bilgili, kültürlü olması da tesadüf değil bence..
-eleştirel analizci bir zihin yapısına sahip olmak. çünkü zihinde süreçler o kadar hızlı ilerliyor ki bir bakmışsın, karşındaki hemen bir espri patlamış.
-sürekli görüşülen kişiler arasında jargon oluşturmak da etkili bir yöntem bence.. aynı jargona sahip olduktan sonra bir bakmışsın ki beraber olduğunuz sürece o kadar çok gülersiniz ki gülmekten yanaklarınız ağrır, bizzat tecrübeyle sabit *
devamını gör...

çocukken yapılan salaklıklar

bayır aşağı bisiklet sürerken ellerimi ve ayaklarımı bırakmak.. bayırın aşağısında da dere vardı, bir keresinde dereye uçuyordum son anda yırttım. tabii sonuç faciaydı * dirseklerimin ve diz kapaklarımın yara bere içinde olduğunu söylememe gerek yok sanırım..
devamını gör...

psikolojik şiddet

fiziksel şiddetten daha kötüdür bence.. dayak yesen, kolun morarsa, gözün şişse insanlar neye maruz kaldığını anlarlar, yardım ederler ama psikolojik şiddeti hem anlamak hem de anlatmak çok uzun zaman alıyor. insanlara söylesen de kimseyi inandıramıyorsun, "sen abartıyorsun, sen de amma hassassın ya çok şımarıksın, çok şey istiyorsun, işinde gücünde o kadar da olsun" vs. diyerek yok sayabiliyorlar. bir yandan için yanarken bir yandan da anlaşılmamanın acısıyla boğuşuyorsun...psikolog tülay kök bu durumu çok güzel açıklıyor bkz. buradan
devamını gör...

ben onsuz yaşayamam

dediğin herkesin bir gün hayatından çıkaracağı ilk kişi sen olacaksın çünkü senin içindeki o muhtaçlığı hissediyor, gidemeyeceğini biliyor o yüzden en zalim yüzünü sana gösteriyor ama bir gün olur da güçlenirsen, dengeler bozulacak, ya seni olduğun gibi kabul etmek zorunda kalacak ya da sana zulüm edemediği için senden uzaklaşacak ve ağına düşecek başka bir muhtaç tip bulacaktır..
devamını gör...

kolay gibi görünen ama çok zor olan şeyler

sınır çizebilmek, sürekli hayatını didikleyen insanlara neden onlarla aynı fikirde olmadığını sakin ama kararlı bir ses tonuyla anlatabilmek..
devamını gör...

kolay harcanan şeyler

fedakarlık yapmakta sınır tanımayan iyi niyetli insanlar.. iyiliği bile sınırlı yapmak lazım ki kolayca harcanmayalım...alma verme dengesi önemli, verdiğinden daha azını alanlar maalesef harcanıyor..
devamını gör...

başkaları eğleniyor ben mutsuzum hissi

"kıyaslama mutsuzluğa giden otobandır" der nil gün [[alıntı]]
sadece kendine odaklanarak yaşamak en iyisi..
devamını gör...

marifet sanılan şeyler

eve ekmek getirmek, sadece para kazanmayı marifet bilip ev halkına kaba davranarak evde terör estirmek..
devamını gör...

sadece türkiye'de karşılaşılabileceği düşünülen şeyler

para üstünü tam almak için bozuk para vermek.
devamını gör...

aşk

aşk bir hastalıktır. kişinin kendi benliğini yok sayarak sadece karşı tarafa bağımlı olduğu bir haldir. aslında insanlar, çocukluklarında yaşadıkları travmaları onlara tekrardan yaşatacak olan kişilere aşık olurlar. o yüzden bilinçdışı olarak o kişiyi tanırlar ve aralarında güçlü bir çekim oluşur. sonra geçmişin hesaplarının olduğu defteri aşık olduğu kişinin önüne koyar, ondan hesabın tamamını ödemesini bekler ama bu, o kişi için çok ağır bir yüktür.. onda da dolu bir defter vardır. yani ödenmemiş hesaplar, karşılıklı psikolojik oyunlarla, manipülasyonlarla, tekrar ede ede ödenmeye çalışılır ama bu arada kişiler çok yıpranır. çünkü hiç kimse, bir başkasının geçmişten getirdiği hesapları ödeyemez. bu ilişki, iki şekilde sonlanır. ya kişiler artık geçmişten taşınan yükleri kaldıramayacak kadar tahammülsüz hale gelerek ayrılırlar ya da geçmişin hesabını bugüne taşımamayı öğrenirler, bu çok zorlu ama farkındalık dolu bir yoldur.. bunu becerebilenlerin ilişkisi, aşktan sevgiye doğru evrilir. artık iki yetişkin arasında sağlıklı bir ilişki kurulmuş olur…
devamını gör...

kişinin kendine vereceği öğüt

kendini, başkalarının gözünden görmeyi bırak..
devamını gör...

yazarların kendilerini teselli etmek için kullandığı cümleler

allah büyük..
olur öyle bazen..
bu da geçer..
bunda da vardır bir hayır..
sen neleri atlatmadın, okyanusu geçip derede boğulacak değilsin..
devamını gör...

sevilen latince deyişler

carpe diem : anı yaşa. nasıl hiç kimse yazmamış hayret, bir 20 sene önce falan carpe diem çok moda olan bir deyişti. renkli kalemlerle defterlerimize yazardık.
devamını gör...

evliliğin aşkı öldürmesi

aşk, hastalıklı bir haldir, karşınızdaki kişiyi olduğu gibi değil olmasını istediğiniz gibi görmenizi sağlar. sanki gözünüzde pembe bir gözlük vardır ve onun yaptığı her şeyi size güzel gösterir. o yüzden sizin aşıkken göremediklerinizi etrafınızdakiler görür ve sizi uyarır ama hiç oralı olmazsınız. ara ara aslında sizin de rahatsız olduğunuz şeyler vardır ama evlenince düzelir, aşkımızla her şeyin üstesinden geliriz, diye kendinizi kandırırsınız.. ama bir gün evlenip pembe gözlükleri çıkardığınızda o kişinin gerçek yüzünü görürsünüz ve büyük bir hayalkırıklığı yaşarsınız, işte insanların "evlilik aşkı öldürdü" dedikleri şey bu haldir. siz, aslında o kişiye değil, hayalinizdeki kişiye aşık oldunuz, o da bir süre hayalinizdeki kişi gibi size davrandı ama er ya da geç her şey aslına rücu eder, o da etti. şimdi burada suçlu kim? karşısındakini olduğu gibi göremeyecek kadar kendini kör edip gerçeklerle karşılaşınca şok geçiren siz mi yoksa sizin yüreğinizdeki duygusal boşluğu çok iyi bilip size hayallerinizdeki kişi gibi davranan kişi mi? bana göre her ikisi de suçlu. aslında aşıkken evlenmek hiç akıl kârı değil. evlilik, kişilerin aşkın hastalıklı bakış açısından sıyrılıp birbirlerini olduğu gibi kabul ettiği bir ilişki olduğunda ölmez.
devamını gör...

zafer hep kötülerin midir sorunsalı

kime göre kötü? senin kötü, zalim dediğin kişilerin çoğu, kendi yaptıklarını rasyonalize etmenin bir yolunu bulup seni haksız çıkarır. gerçekten pişman olup hatasını telafi etmeye çalışanları hariç tutuyorum ama bazılarına karşı asla haklı çıkamazsın çünkü kendi yaptıklarını görmeyip seni manipüle ederler, hani masada kartları el çabukluğuyla değiştiren tip gibi birden seni haklıyken haksız duruma düşürür. ne olduğunu anlamadan kendini suçlanırken bulursun. dengeni bozar, hayatı zehir eder, kendini kaybetmek istemiyorsan giden gitti, üzerine bir bardak su iç, kayıplarına ağla ama zararın neresinden dönülse kârdır deyip onlardan uzak dur..
devamını gör...

yazarlardan hayat tavsiyeleri

atalarımız boşuna "ağacın kurdu içinde olur" dememişler.. size en çok zarar veren kişiler, en yakınınızdaki kişiler olabilir. farkında bile olmadan enerjinizi çalan, duygularınızı alt üst eden, birdenbire "ne oldu bana ya güne ne güzel başlamıştım, birden moralim bozuldu" dediğiniz anların birkaç dakika öncesine gidin, bir de bakacaksınız ki o en sevdiğiniz aile üyesinin duygusal manipülasyonuna uğramışsınızdır. sürekli enerjisi düşük, kafası karışık biri iseniz, muhtemelen ailenizde genelde sözleriyle enerjinizi düşüren biri vardır... bu hayatta öğrendiğim en önemli şeylerden biri de "hepimiz, enerjimizi korumaktan sorumluyuz". kim olduğunu bilen birinin enerjisini çalmak kolay kolay mümkün değildir. örneğin, birisi çok başarılı bir uzakyol kaptanına "sen gemi kullanamazsın" dediğinde nasıl ki hiç oralı olmazsa, biz de ne kadar kendimizi iyi tanırsak o kadar manipülasyonlara kapılmadan, enerjimizi kaptırmadan kendi yolumuzda yürüyebiliriz.. ezcümle, kendini tanı ki enerjini kaptırma...
devamını gör...

yazarların kendi yazdığı enfes sözler

başarısızlıklarım, başarılarımın teminatıdır.
devamını gör...

kişisel gelişim kitap önerileri

sizi yöneten şemaları (çekirdek inançları), düşünceleri, duyguları fark edip dönüştürmek isterseniz aşağıdaki kitapları şiddetle öneririm:
-iyi hissetmek, david burns
-hayatı yeniden keşfedin, janet s. klosko, jeffrey young
-özsaygı - öncelikler listende kaçıncı sıradasın? nil gün, saim koç
-iletişimde ustalaşmak, saim koç
-çekirdek inanç, özlem şahin, atakan sönmez
devamını gör...

intihar etmek

kendini duygu ve düşünceleriyle özdeşleştirmiş olan insanın eylemidir. insanın aslında kurtulmak istediği o zorlayıcı duygu ve düşüncelerdir. duygu ve düşünceler, bedene gelen enerjilerdir, insan o enerjilerden ibaret değildir. yani insan, aslında duygu ve düşüncelerini yönetebilen bir varlıktır. mesela bir otobüs düşünün, onun sürücüsü ruhu ise, otobüse inip binenler ise bedene gelen enerjilerdir yani duygu ve düşüncelerdir. hiçbir otobüs şoförü, arıza çıkaran bıdı bıdı yapan yolcular yüzünden yolunu değiştirmez. seyir eden ile seyredenin farklı olduğunu çözdüğünde insan büyük bir aydınlanma yaşar, bunun için youtube'da sedona yöntemi kanalındaki buradanuygulamaları ve şu videodaki buradanmindfulness uygulamalarını öneririm.
devamını gör...

yazarların hayatını değiştiren kitap

iyi hissetmek- david burns. bilişsel terapi ile depresyonun nasıl yenilebileceğini anlatan kitap. antidepresanı bıraktıktan sonra okumaya başlamıştım. her şeyin düşüncelerden kaynaklandığını öğrenmek bende büyük bir farkındalık yarattı, içindeki uygulamaları yaptıkça günden güne daha da iyi hissetmeye başladım. tam olarak depresyonu yendim diyemem ama bayağı yol katettim..
devamını gör...

motivasyon

kuru motivasyon sözleriyle motive olamayanlardanım.. çok kişisel gelişim kitabı okudum ama pozitif düşünce kitapları okuyarak pozitif olunamadığını gördüm çünkü bilinçaltının derinliklerinde çok dinamikler olduğunu gördüm mesela:
-kendini sevmeyenler, sürekli kendini sabote ediyor, ya başarısız olmaktan korkuyorlar, ya başkalarının beklentilerinin artacağını düşündüklerinden dolayı başarılı olmaktan korkuyorlar, ya başarılı olmayı hak etmediklerini düşünüyorlar, ya zorluklar karşısında mücadele edecek kadar kendini güçlü hissetmiyorlar, ya mükemmeliyetçi bir bakış açısına sahipler yani ya hep ya hiç düşünce tarzına sahipler, ya da falcılık hatasına düşüyorlar yani nasıl olsa başarısız olacağım, diye hiç harekete geçmiyorlar bile.. bunların hepsine düşünce hataları deniyor. bu düşüncelerin üstesinden gelmek için david burns'ın iyi hissetmek kitabındaki uygulamalar benim çok işime yarıyor..
devamını gör...

başarıyı engelleyen faktörler

başarı korkusu.. ilginç gibi gelebilir ama bazen insan, başarmaktan da korkar çünkü başarılı oldukça beklentiler artar ve "ya bir gün bu beklentileri karşılayamazsam, ya bu sefer başarılı olamazsam" kaygısı başlar. bu kaygıyla baş etmek için hep daha fazlasını başarmalıyım güdüsüyle hareket eder ama maalesef bunun sonu yoktur. kendi kendini tüketir.. kendini başarılarıyla, başarısızlıklarıyla olduğu gibi kabul etmeye başladığında ve aslında hiç kimsenin beklentilerini karşılamak zorunda olmadığını idrak ettiğinde kısır döngüden çıkar.. "başarılarım ve başarısızlıklarımla ben buyum" dediğinizde bir rahatlama geliyor. dış referanslı olan motivasyon yıpratıcıdır ama en iyi motivasyon, kişi kendisi için harekete geçtiğinde gelendir.
devamını gör...

yazarları diğer insanlardan farklı kılan özellikleri

aşırı hassas kişilik yapısına sahip olmam. normalde insanların dikkat etmeyecekleri ayrıntılar dikkatimi çekiyor, başkalarının duygularını da hissedebiliyorum. bu çok yorucu oluyor o yüzden kalabalık ortamlar benim en büyük düşmanım. çekingen bir yapım var çünkü en ufak bir şey, zihnimde deprem etkisi yapıyor. normal insanlara göre daha sık yalnız kalma ihtiyacı hissediyorum. zihnin kısa süre içindeki algı seviyesi yüksek olduğundan kafa yorgunluğu oluyor. yani tahammül seviyem düşük, benim kabım çabuk doluyor, boşaltmak için de yalnız kalmaya ihtiyaç duyuyorum. iyi tarafı, duyguları en yoğun şekilde yaşıyor olmam ve tüm aşırı hassas kişilerin, yazarak kabını boşaltıyor olması.. içe dönük ve aşırı hassas kişiler arasından çok iyi yazarlar çıkması beni umutlandırıyor.. belki de bu durumum ileride daha da iyi bir yazar olmamı sağlar bilemiyorum.. (bkz: highly sensitive person)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim