aşk bir turşuysa, biz o turşuyu kuracak salatalığı bile bulamamış kişileriz. ya da şöyle diyelim: kavanozumuz hazır, suyumuz dinlenmiş, sirke ve tuzu ayarladık... ama ne yazık ki tezgahta bekleyen, kıtır kıtır bir sebze yok.
yani biz, turşunun fermente sürecindeki sancıları yaşamaktan çok, turşu kurma eylemine dahi başlayamamanın yarattığı o sessizliği yaşıyoruz.
haftasonu aile ile izlenebilecek aksiyon filmi. kardeşinin küllerini everest dağının zirvesine çıkarmak için hindistana doğru yola çıkan mike bir takım olayların ortasında bulur kendini. yönetmen jonathan hensleigh. başrolde liam neeson ve bingbing fan bulunmaktadır. film 15 eylül 2025'te netflix'te yayınlanmıştır.
sen bu dünyadan ayrılalı uzun zaman oldu ve biliyor musun, senden sonra başka bir kediyi sevemedim. seninle kurduğumuz bağ o kadar eşsizdi ki, o bağı yeniden kurmaya ne gücüm var ne de isteğim.
maaş farkı ne olursa olsun, bir evlilikte aslolan güven ve destektir. kadının kazancının yüksek olması, erkeği ezmez; aksine, omuzlarındaki yükü hafifletir ve eşinin başarısıyla gurur duyma fırsatı verir. bu bir güç savaşı değil, güçlü bir çiftin finansal bağımsızlık zaferidir.
sanayiye gitmek tehdit değil, aksine garantili bir gelecektir. o çocuk, teorik derslerde debelenmek yerine, orada altın bileziğini takacak, elinin ekmek tutmasını sağlayacak ve somut bir zanaat öğrenecek. yarın öbür gün trafoda elektrik kesilince ya da su tesisatı patlayınca, kurtarıcımız ne profesör ne de plazadaki beyaz yakadır; elindeki anahtarla gelen, "sanayiye verilmekle tehdit edilen" o çocuktur. bu, ceza değil, hayatta kalma becerisini garanti altına almaktır.
bir sahnenin bitmesini bekleyecek tahammülün kalmaması durumudur. modern insanın, sosyal medya akışına alışmış beyninin, uzun soluklu anlatılara gösterdiği isyan bayrağı.
aslında sorun filmde değil, bizde. 10 saniyelik instagram reelslerine öyle bir şartlandık ki, bir sahnenin gelişmesini beklemek, atmosferin kurulmasına izin vermek bize işkence gibi geliyor. beynimiz, sürekli yeni bir görsel veya bilgi girişi talep ediyor.
sonuç: yönetmenin 120 dakikada özenle kurduğu eseri, elimizdeki o lanet olası kumanda ile zırt pırt ileri sararak 15 dakikalık bir özetine dönüştürüyoruz. sonra da "ya, film güzeldi ama çok yavaştı" diye eleştiriyoruz. hayır, yavaş olan film değil, tahammül süremiz. hepimiz, hızlandırılmış hayatlarımızın kurbanlarıyız.
bugün de sağlıklı bir gün geçirdiğim için mutluyumda, adam işe gitmediğini sözlükte yazabileceği her başlığa ısrarla yazmaya devam ediyor o benden de mutlu olsa gerek *
bir bakıyorum 100 tane mesaj olmuş. ne oldu diye tahmin etmeme gerek yok yine birileri vefat etmiştir diyerek geçiştiriyorum. herkes yazmak zorunda mı? bence değil. o yüzden bu tarz grupları hep sessizde bekletiyorum.
net, kısa ve kesin: sürekli arkamdan konuşan, yüzüme gülerken başkalarına dedikodumu yapan bir "arkadaş"ı hayatımda tutmak için tek bir sebep bile yok. bu durum, arkadaşlığın temel direği olan güveni komple çökertiyor.
benim için bu, bir "hata" ya da "yanlış anlama" değil, düpedüz karakter problemidir. böyle bir insanı hayatımdan çıkarmak, zehirli bir bağı kesmekten farksızdır. arkamdan konuşuyorsa, zaten benim yanımda olmayı hak etmiyordur. net bir kararla, o kapı bir daha açılmamak üzere kapanır.
çıldırmamak elde değil gerçekten. kendisi için bilginin derinliği değil, sadece varlığı önemli olan, wikipedia'nın yürüyen "giriş" kısmı. gün içinde tanık olunan panoramaya bakın: sabah toplantısında çip krizi analizi yapar, öğleden sonra kahve molasında moğol tarihi hakkında ders verir, akşam yemeğinde ise uzay turizminin etik boyutlarını tartışır.
bir insanın ilgi alanı elbette geniş olabilir ama bu eleman, "bilmiyorum" kelimesini sözlükten çıkarmış. 5 dakikalık yüzeysel google aramasıyla edindiği bilgiyi, 5 yıllık akademisyen edasıyla sunma yeteneğine sahip. en kötüsü de, her seferinde onu dinlemek zorunda kalmak ve asla fikirlerinin yanlış olabileceğini düşünmemesi. hayat enerjimi sömüren, tükenmişlik sendromumun başrolü.
geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın sırf markayı övebilmek için, bir şirketin elde ettiği yıllık kârı çocuksu bir heyecanla anlatacak kadar düşmesine sebep olan marka. kullanmıyorum.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.