kiralıköğretmen yazar profili

kiralıköğretmen kapak fotoğrafı
kiralıköğretmen profil fotoğrafı
rozet
karma: 248 tanım: 22 başlık: 0 takipçi: 8

son tanımları


bir zamanlar moda olan şimdi yüzüne bakmadığımız şeyler

buzlaşşş
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

ayni mevsim farklı iklim
sen sıcak
ben ayaz
sen güneşli
ben yağmurlu
sen gece parlayan ay ışığı
ben kara gece
sen yalnız
ben yalıtılmış
sen coşkulu
ben kuşkulu
sen tükenmez kalem
ben tükenmiş yüklem
sen çağlayan
ben ağlayan
sen kaçan
ben kalan
sen bir tepe
ben bir ova
sen yalan dolan
ben gözleri dolan
sen dolunay
ben yarım ay
sen yokluk
ben boşluk

sayıyor musun kaç kez gün doğup karardı bensiz
sayma

biliyor musun kaç bahardır aşktan mahrum yüreğim
bilme

duyuyor musun bulutların haykırarak ağlamasını
duyma

hissettin mi ansızın aklına düştüğüm anları
hissetme

sevdin mi kendine bile en yakın yabancı olduğun günleri
sev, çünkü başka çaren yok
devamını gör...

unutulmayan roman karakterleri

kürk madonna'nın "raif efendisidir" benim için.
en sevdiğim cümlesi ise hayatı boyunca susmuş bir adamın son söz olarak "seninle hiç şöyle uzun boylu konuşamadık evladım... yazık!" deyip ve gözlerini kapamasıdır.
devamını gör...

yazarların yazdığı hikayeler

hikaye değil hikayem...
hayat basiretsiz düşüncelerimizden ibaretmiş. bir anlık ertelemeler bir anlık olarak kalmazmış , sızısını taşırmışsın bir ömür. alarmını da ertelersin ya sonra sen uyanana kadar periyodik olarak çalmaya devam eder hani, aynen öyleymiş fakat tek farkı ansızın içini sızlatmasıymış.
benim için anlamı farklı bir kelimeydi "babaanne". bir kelime nasıl olurda içinde geçen iki farklı kelimenin tam sentezi olarak ortaya çıkar hep şaşırmışımdır. hem baba hem anneydi işin doğrusu, daha farklı bir isim kullanılamazdı.
kendi halimizde ufak bir düğün salonu işletirdik ailecek. babaannemde o sıralar birkaç aydır hastane yatıyordu. bazen yoğun bakımda bazen de odaya çıkarıyorlardı durumuna göre. lise dönemimdi, arkadaşlarım her öğlen arası eve ya da kafeye giderlerdi yemek yemeye. ben ise hastaneye giderdim koşa koşa üç beş dakikada olsa görelim diye. ne açlık ne yorgunluk gelirdi gelirdi aklıma o sıralar. dedem tek çocuk, babam tek çocuk ve bende ailede tek çocuktum. bu çekirdekten başka kimsemizde yoktu. kendi halimizde ufak bir düğün salonu işletirdik ailecek. istisnasız her gece düğün sonrası hastaneye uğrar kısa sürede olsa babaannemi görür gelirdik bu gece hastaneye uğramayalım, sabah gideriz dedik. işte o basiretin bağlandığı gece çok yorulduk sabah uğrarız dedik. evimize döndük uykuya dalma arasında bir telefon geldi hastaneden. bakmayın böyle duygusalmış gibi yazdığıma aslında duygularımı çoktan aldırmış biriyimdir. fenalaştı dediler telefonda ama ikimizde anladık babamla. hastaneyle evimizin arası tam on dakika. hiçbir on dakikadan bu kadar korkmamışım o güne kadar. bir idam mahkumunun urganıyla bakışması kadar uzundu benim için. hastaneye vardığımızda doktor geldi yanımıza. "bende böyle annemi kaybettim burada. biz elimizden geleni yaptık ama başarılı olamadık hayata döndüremedik inanın " dedi kısık ses tonuyla. doktorlar... kendilerini açıklamaları bile ne kadar garip aslında, kim bilir kaç gece onları suçlu buluyor böyle ölümlerde. yoğun bakıma çıktık, cansız bedenini bir ceset torbasına koymuşlar. bizim elimize de ufak bir poşet verdiler. "kalan eşyaları" dediler. kimlik, takma diş, yelek vs şeyler vardı torbada. koskoca 60 yılı bir bakkal poşetine sığdırmışlar. morg görevlisi, ben, babam ve babaannem asansöre bindik o anda morga inmek için. tam kapı kapanacakken morg görevlisi " ben bir şey unuttum hemen gelicem siz inin deyip gitti. asansörün kapısı kapandı ama şans bu ya asansör bozuldu ve elektrikler gitti. asansörde canlı 2, cansız 1 bir kişi kaldık. karanlıkta olunca insan bir tırsmıyor değil. neyse ki birkaç dakika içinde geldi de daha farklı bir travma yaşamadık. en can alıcı yerine geldik belki şimdi. " son kez görmek ister misiniz" dediler. fermuarı açtılar ya işte. hala gözümün önünden gitmeyen o son bakış var. bazen keşke görmese miydim, hep eskisi gibi mi hatırlasaydım diyorum ama yine de iyi ki diyorum. görmesem hayatım boyunca yine bu sorumluluğunun ağırlığını üzerimde hissedecektim. ellerini görmüştüm. yumruk gibi sıkmıştı avuçlarını. kim bilir ne kadar can çekişti ruhu bedeninden ayrılırken. ölüm çok garip, fazla garip, sanki bu dünyada ölüm kavramını bastırıp yaşıyoruz. ardından kaç sabah uyku sersemi kapısının ziline basıp bekledim. bilinçli falan değil öyle, alışkanlıktan. sonra üç beş saniye geçince yokluk geliyor aklınıza. yürüyüp gidiyorsunuz. o yürüyüşlerde içtiğim sigaranın tadını hiç bir sigara vermedi bana bugüne kadar. o sigaranın kokusu bile bir başka geliyordu. o koku öylesine rahatsız edici öylesine insancıldı. yokluk dolmaz belki ama siz var edebilirsiniz. artık onların hayalleri sizin hayalleriniz olabilir, en azından içiniz rahat edecekse bunu yapabilirsiniz. ben bunu tercih ettim. babaannemin yapamadıkları, edemedikleri hayalleri benim gerçeklerim olsun diye uğraştım.
umarım, umarım bir gün yine bir yerlerde...
devamını gör...

halen türkiye'de yaşayan en klas insan

rasim ozan kütahyalı...
devamını gör...

monroe doktrini

abd'nin yalnızlık, infirat politikasıdır. abd şöyle demek istiyor monreo doktriniyle: ben şuan pek güçlü değilim size söz geçiremem, sizi kontrol altına alamam. bana müsade edin, ne ben sizin ne de siz benim iç işlerimize karışmayalım diyor. ilk kez bu politikadan 1. dünya savaşında wilson ilkelerini yayınlayarak vazgeçen abd. savaş sonunda tabiri caizse hala ingiltere'nin borusu öttüğü, ingiltere'nin yanında küçük kardeş gibi göründüğü için tekrar yalnızlık politikasına geri dönmüştür. 2. dünya savaşında japonların abd'ye yaptığı pearl harbor baskınından sonra bu kez de atlantik bildirisini yayınlayarak savaşa girmiş ve tarih kürsüsüne çıkıp bir daha kabuğuna geri çekilmemiştir.
devamını gör...

geceye bir poyraz karayel repliği bırak

replikten ziyade sanırım en sevdiğim tirat şudur :

“anneleri hep kadınlardan seçiyorlar, ne ilginç. size annemi hiç anlatmadım mesela. pek konuşmazdı ama saçları ıhlamur kokardı. pek kitap okumazdı ama harika çamaşır asardı. annem gidince kalbime iyi bakamadım, erken kurudu albay'ım.

kalbimde bir sızı, bilincimde bir çatlak, zihnimde bir uyuşma… aşık olduğum ilk kadın coğrafya öğretmenim. karadeniz'de dağlar denize paralel uzanıyor ama biz onunla yan yana uzanamıyoruz. televizyon hala tek kanal, varşova paktı, soğuk savaş, nükleer tehtitler… insanlar ölüyor. insanlar ölüyor, ben büyüyorum. büyüdükçe kafam da büyüyor, ellerim büyüyor. büyüdükçe hayallerim küçülüyor. görüyorum, insanlık kan kaybediyor. ben insanlığa kan vermek istiyorum, kan gruplarımız uyumsuz çıkıyor. yıkılıyorum. her şey siliniyor, her şey. tam bitti diyorum, ufuktan ayşegül doğuyor. ayşegül, dünyanın en güzel şiiri. saçları, burnu, gözleri hepsi tam kafiye.

keşke az sonra ölmeyecek olsaydım. yalan yok, içten içe hayatım boyunca ben hep ölmeyi istedim. bazen durur, düşünür, yaşıyor olmanın ne kadar saçma olduğunu fark ederdim. size olmuyor mu ya? yaşamak ağır gelmiyor mu? hayat böyle sırtınıza bir kambur gibi binmiyor mu? bana oluyor. düşün ki altı milyar insan var dünyada. peki bana ne gerek var? gerek yok, bana gerek yok. tamam o zaman, tamam. bırakın beni öleyim. nasıl olsa unutuluruz be. ne mühendisler ne doktorlar unutulmuş. bir ayşegül üzülür bir de sinan. ama o da ertesi güne unutur, çocuk ne de olsa. ayşegül ağlar, çok ağlar, sonra daha çok ağlar ama sonra unutur. hepimiz unutulmak için yaratılmadık mı?

siz, siz yine de beni hemen unutmayın be. arada bir resmime falan bakın, söylediğim havalı sözleri bir kenara not edin. ben unutulacak adam mıyım be. son sözü ne oldu diye sorarlarsa şu şiiri okuyun:

“ölüyorum tanrım!
bu da oldu işte.
her ölüm erken ölümdür.
biliyorum tanrım!
ama ayrıca aldığın şu hayat fena değildir,
üstü kalsın.” “
devamını gör...

acının ilacı

onu bunu bilmem ama acının ilacı varsa kesin bize parol itelerler.
devamını gör...

sol belediyeler asla yerli ve milli değiller

hizmetinizde bir sıkıntı olmazsa, sizi sağcı, solcu, muhafazakar, ultra laik, içki içen, namaz kılan olarak ayırmıyorlarsa dert edinecek durum değildir. dünya değişiyor artık fransız ihtilalinden beri süregelen milliyetçilik duyguları eriyor. insanlar refah içinde yaşamak, hayatının tadını çıkarmak istiyor. ülkeye bir elma versek onu bile ikiye bölüp kavga edecek haldeyiz. uzlaşma kültürü, insanların birbirine tahammülü kalmadığı bir dönem için artık değişmesi gereken birçok şey olduğu kanısındayım.
devamını gör...

5 ağustos 2021 ziya selçuk'un istifa etmesi

yanlış zaman, yanlış dönem. farklı bir ideoloji altında çok daha faydalı ve yararlı işler yapabilirdi belki ama maalesef ismiyle yaptığı gündemi, eylemleriyle projeleriyle gerçekleştirememiş eski bakanımız oldu. en son yapılan tek 20 bin atamayla iyice yorulmuş ve okulların açılacağına artık kendisi de inanmayınca bu sorumluluğu almaktan yorulmuş gibi okudum istifayı. seneye atamalar ne olacak, ücretli öğretmenlik ne olacak, mülakat ne olacak??? değişen sadece özneler, eylemler hep aynı...
devamını gör...

el âlem ne der

psikolojik olarak bir rahatsızlıktır efenim. "aşırı empati sendromu" derler. başkaları için değil kendiniz için yaşayınız. başkaları ayıplamasın diye değil kendinize uygun olmadığını düşündüğünüz için yapmayınız. başkalarını memnun etmek için değil, kendi iç dünyanızın huzuru için yapınız her ne varsa. elalem hep bir şeyler diyecek bu yadsınamaz. ama siz elalem olmayınız.
devamını gör...

yazarların en sevdiği türk sanat müziği eserleri

öyle çok beni içine çekebilen bir tür olmasa bile ara sıra dinlemekten keyif alınıyor elbette. bunlardan biride müzeyyen senar - kimseye etmem şikayet'tir.
en sevilen dizesi: "titrerim mücrim gibi baktıkca istikablime" olsa gerek
devamını gör...

insanı mutlu eden bedava şeyler

yazmayın lütfen, buralara bakıp yeni vergilendirmeler gelebilir :(
devamını gör...

82 plaka kodu için şehir önerileri

akhisar...
devamını gör...

balayına karadeniz'e giden vizyonsuz çift

kimi yeşillik sever, kimi deniz mavisi. kimi kasvetli hava sever, kimi güneş. beni, seni, bizi, sizi alakadar etmeyecek bir durumdur. insanların öznel zevk ve tercihlerinin kendilerine özel olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

eski sevgiliyle arkadaş olmak

neden büyütülür bu olay anlamam. sevgili demek zaten en yakın arkadaşın da demeki bunun yanında birde duygusal bir şeyler hissetmek demek. elbette eskisi gibi yakınlık kurulamaz fakat derdini, mutluluğunu onunla da paylaşabilmek varken neden silip atarsınız hiç yaşanmamış gibi. bir zamanlar ellerini tuttuğunda yüzünün güldüğü insanı neden bir süre sonra düşman gibi görürsünüz eyy ahaliii
devamını gör...

türkiye'nin tokyo olimpiyatları'nda sadece 6 madalya kazanması

bizler iyi yaprak testi çözen çocuk mücadelemizden ve bütün enerjimizi onlara harcamaktan asla vazgeçmiyoruz. çünkü iyi çocuk iyi yaprak testi çözen çocuktur bizim için! yeniden bir yapılanma falan değili tamamiyle eğitimde sıfırdan bir yenilik gerekiyor. artık çağ değişti. bundan 10 - 15 yıl sonra adını şuan bilmediğimiz meslekleri yapacak öğrenciler. biz bunlara hazırlamalıyız çocuklarımızı, böyle vizyon ve misyon yüklemeliyiz. ve gençlerin zihinlerini ancak sanatsal faaliyetlerle sporla dağıtabiliriz. çocuğa ver futbol topunu sonra keyfine bak olmamalı.
devamını gör...

temel karamollaoğlu

yangın haberlerine, yanan canlı cansız tüm varlıklara üzgünlüğünü dile getirmiş. acaba gözünün önüne madımak günleri de geliyor mudur merak ediyorum doğrusu.canlı cansız yanan varlıklara üzülem bir kişinin, kasıtlı ve bilinçli bir şekilde yakılan insanlaırn olduğu bir kentte zamanında yönetici olması şuan onun için bir vicdan meselesi olsa gerek...
devamını gör...

levent kırca

dün akşam aklıma gelen kişi. mevcut gündemi ve politikaları ne güzel hicvederdi şuan yaşasa. zam skeci gelir akıllara...
devamını gör...

kullandıktan sonra pişman eden cümleler

tamam ben halladerim derken kafa sesinin napıyorsun sen demesiyle başlar.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim