levent kırca

kaybettiğimiz çocukluğumuz. 90'ların o iç sıkıntılı havasında bizi güldüren neredeyse tek kişiydi. ama devlet sanatçılığı ünvanını bile aldılar elinden. hoş.. o halkın sanatçısıydı zaten. ama ona yapılan tiranlık ve onun hep dik duruşu ancak örnek alınacak hüzünlü ve kahramanca bir hikaye. ışıklar içinde uyusun.

iğneli mizahıyla siyasetçileri dahi eleştirebilen komedyenlerin en iyilerinden. ruhu şad olsun.

diktatörlere karşı dik durabilip kansere yenilen büyük insan.

çoğu kişi onu 1980'lerin ikinci yarısında trt ikinci kanala geçtiğinde (tv2) bu kanalda yayına ilk defa başlayan "olacak o kadar" ile tanır, siyasi görüşüne ve mizahına göre sever ya da sevmez, orası ayrı konu.

1975 öncesi doğanlar hayal meyal de olsa onu ilk kez siyah beyaz trt ekranında yayınlanan çocuk programı "oyun treni" nden hatırlar ama ben çok iyi hatırlarım:) çünkü tee 1970'lerin ortalarında bebeklikten yeni çıkmış ufacık bir çocukken, her akşam onun programını sabırsızlıkla bekler, daha çok genç bir yaştayken tren makinisti kıyafeti giydiği o "ilkel" çocuk programını ilgiyle izler, bittiğinde ise yaygarayı basardım "nooluur amaa bitmesiinn!" diye:) zavallı annem beni susturmak için -tabii şiddet hariç- her şeyi dener "yarın yine var kızım" derdi. o zamanlar televizyon programcılığı teknik açıdan çok geri, yayınlar günde akşam sadece 4 - 5 saat, ancak işinin ehli ve eğitimli kişilerce hazırlanan, şimdinin mahalle karısı kavgalarının, kahvehane muhabbetlerinin, üçüncü sayfa kepazeliklerinin ekrana taşınmadığı ciddi bir kurumdu.

şimdi o tren ebediyen durdu…

aç gözünü seyret tekrarı yok bunun
işimiz muhabbet efkarı yok bunun
arada bir dilimiz sürçer ise affola
susmasını biliriz de kemiği yok bunun
olacak, olacak, olacak o kadar
olacak, olacak, olacak o kadar
niyetimiz kimseyi kırmak değildir
şurdakini buraya koymak değildir
arada bir zülfü yare dokunduk
tam yerine rast geldi manzara koyduk
olacak, olacak, olacak o kadar
olacak, olacak, olacak o kadar
niyetimiz kimseyi kırmak değildir
şurdakini buraya koymak değildir
arada bir zülfü yare dokunduk
tam yerine rast geldi manzara koyduk
olacak, olacak, olacak o kadar
olacak, olacak, olacak o kadar

90'lı yıllara olacak o kadar programı ile damga vurmuştu.90'lı yılların ilk yarısında komedi ağırlıklı iken program daha sonrasında siyasi eleştiri ağırlıklı olmuştu.çünkü sanatı halkın yararı olarak görüyordu.toprağı bol olsun.

zamanında alo fatih maymuna çevirip içimizi rahatlatmışlığı da vardır.

gerçekten büyük bir sanatçı olmayı başarmış kişi.
yeri geldi oyunlarının biletlerini sattım, yeri geldi kendisi için oy istedim. yaşayanlar arasında saygı duyduğum nadir insanlardan. huzur içinde yat.

recep tayyip erdoğan’ın kendi döneminde tekrar yayım hayatına başlayan olacak o kadar adlı programını engellediği kişidir de aynı zamanda.
geçmişin siyasetçileri, hatta en sağ-otoriter olan özal, demirel, erbakan bile bunu asla yapmadı. tam tersi, başta özal olmak üzere, kendilerine ait karikatürleri albümleştiren, siyasetinin eleştirildiği oyunlara gidip, eğlenip, alkışlayan ve sanatçıları tebrik edenler bile oldu. bu insanlar, kendi dönemlerinde birçok hatalı, zararlı, kötü siyasi uygulamalar yapmış dahi olsalar, vatandaşların onları anarken bir yandan da gülümsüyor olmalarını mizahçılara, levent kırca'nın olacak o kadar'ına, zeki - metin ikilisinin devekuşu kabaresi'ne, müjdat gezen vs. ye borçlular. onlar bir yandan mizah yoluyla ülke siyasetini eleştirirken, aynı zamanda siyasilerin vatandaşların zihinlerinde yer eden profillerini yumuşatıyorlardı: özal'ın "tonton", demirel'in "şapkamı alır da giderim", erbakan'ın "kadayıfın altı kızardı mı?" olarak hala zihinlere yansıması bu yüzdendir. en çok nefret kazanmış kenan evren'in bile "netekim paşa" olarak insanları gülümseten bir yönü bulunur. tüm bunlar mizahçilar sayesindedir.

"senin de zamına korum, onun da zamına korum, hepinizin zamına korum."
repliğin sahibi mizahın babası.

(bkz: demokrasi apartmanı) skeci ile 20 sene önce bugünleri anlatan nostradamus.

1950 doğumlu sanatçımız ,her dönemde geçerli tespitler de bulunmuş ,bu ülkenin sorunları çekinmeden dile getiren cesur ve yürekli tiyatro sanatçımızdır.sahneye ilk kez ilk kez 1964'te ankara devlet tiyatrosunda çıkmıştır.nasreddin hoca, oyun treni, siz olsaydınız ne yapardınız?, bu oyun nasıl oynanmalı?, sağlık olsun!, ne olur ne olmaz? gibi televizyon dizilerinin yapımcılığını üstlenmiştir.1988'de başlayıp 22 yıl süren olacak o kadar adlı televizyon programını hazırladı. ilk sinema yönetmenlik denemesini son adlı filmle yaptı. daha sonra şeytan bunun neresinde adlı filmi yönetmiştir.2015 yılında vefat etmiştir,nurlarda uyusun.

çok kaliteli bir komedyen, senarist. bülent ecevit'i bir keresinde nasreddin hoca kılığına girerek ziyaret etmiştir. buradan dediğim fotoğraflara ulaşabilirsiniz.

yaşarken ki yaptığı olacak o kadar programıyla ağlanacak halimize bizi güldüren güzel insan. yokluğu her geçen gün daha çok hissediliyor ve özlettiriyor..
huzurlar içinde uyu levent abi.

kimseden çekinmeden her zaman doğru olanı konuşan, doğrudan yana olan usta komedyen.
olacak o kadar adlı programı ile gerçekleri yüzümüze bir tokat gibi değil, yanağımıza kondurulmuş bir buse gibi aktarırdı. ağlayacak halimize gülerdik sayesinde. atatürk cumhuriyetine sahip çıkmıştır, son nefesine kadar duruşundan hiç taviz vermemiştir.
ayrıca zamanında yaptığı ve söylediği şeyler de bir bir çıkmıştır. aç gözünü seyret tekrarı yok bunun....

kemal sunal'ın filmleriyle yapmaya çalıştığını, o tiyatro skeçleriyle yapmaya çalıştı. ülkenin sorunlarını mizahi bir dille bize gösterdi.
bizim kuşağın çocukluktan en büyük kahramanlarından biridir bence kemal sunal ve barış manço ile birlikte.

hemşerim güzel insan. komikti, sanatçıydı ve eski türkiye'nin en özel simgelerindendi.

atatürk'le kalın,
cumhuriyet'le kalın,
hoşçakalın...

ilerde resmini evime asmak istediğim aşırı sempatik insan.

şu videosunu ne zaman izlesem en yakın arkadaşımla altıma sıçmışım gibi bir his kaplıyor beni.

trt arşiv'de gezerken kendisinin gerçekleştirdiği sokak röportajlarını görünce anımsadığım güzel insan.
1976 yılında " nasıl evlenilmeli" konulu sokak röportajı.

içmeyen sarhoş üstat.