en efsaneolan james bond filmi. bundan sonrası hafif spoiler içerebilir;
--! spoiler !--
sadece türklerin anlayabileceği mantıksızlıklarla dolu açılış sahnesinden sonra, adele nin buğulu sesiyle renklenen, efsaneleşen jenerikle birlikte, james bond 'un, unutulmuş, önemsenmemiş bir ajan haline geldiğini anlıyoruz. dönüşü de aslında beklenen heyecanı ve sevinci yaşatmıyor. zira mi6 büyük yara almış, james bond ise eski meziyetlerini büyük ölçüde kaybetmiştir. artık yaşlanmaya başlamış, psikolojisi bozulmuş, ağırlaşmış, neredeyse işe yaramaz olarak görülmüş, adeta feda edilerek ölüme eşdeğer bir göreve gönderilmiştir. sonra düşmanı olan eski ajanla karşılaşır, eski ajan
javier bardem ona bir fare hikayesi anlatır. farelerin doğalarının değişip nasıl hemcinslerini yediklerini anlatır ve karşı karşıya duran biri eski biri gözden düşmüş iki ajanın aslında birbirlerini yemeye hazır birer fare olduğunu göstermeye, inandırmaya çalışır. bence filmin zirve anlarından biridir bu.
--! spoiler !--
bunların dışında, filmi diğer 007 filmlerinden ayıran, james bond karakterinin, diğer filmlerdeki gibi her işi kusursuz yapan, hiç yanılmayan kimliğinden kurtulup, insani kimliği üzerine yoğunlaşılması. yani bu yeni 007, nişan alamıyor, barfiks çekemiyor, yanlış kararlar alıyor, hatalar yapıyor. gerçi sonunda bir şekilde toparlıyor her şeyi ama en azından yıllardır ilahlaştırılan bir karakterin aslında içimizden biri olduğu gerçeği, filmi her anlamda daha inandırıcı hale getiriyor.
sonrası ise, bol bol aksiyon, patlamalar, atlamalar, silahlı çatışmalar, ölümler, yaralanmalar falan filan. o cephede değişen çok fazla bir şey yok açıkcası.
devamını gör...