kokola yazar profili

öncelikle bu fiyata satılan bilet sahne önü. gerçekten hayran olan varsa ya da bir daha hayatı boyunca jennifer lopez'i izleyemeyeceğini düşünen biriyse o parayı gözünü kırpmadan verir.

sana göre 20 bin bir konsere vermek kerizliktir, ona göre ise serbest meslekle uğraşmayıp 09:00-18:00 mesaili bir işte patronun eline bakarak yaşamak ve en fazla 3-4 asgari ücret kadar maaş almaya razı olmak kerizliktir. finansmanını siz sağlamıyorsanız en fazla kendi içinizde tepki gösterip geçersiniz.

bana göre dillere düşeceğiz seninle şarkısıdır.

zamanın ünlü sanatçılarının da yer aldığı bu kliple izleyince daha bir nostaljik oluyor;

devlet bahçeli denen şahısla koalisyon ortağı olmasıdır. 2002 erken seçimine giden süreç ve düşen enflasyonla devam eden yeni ekonomik programın ekmeğini akp yemiştir bu sayede.

yoksa olay 90'larda chp'den ayrılması değildi. chp zaten muhalefette pek beğenilmeyip %10 bandını aşamayan bir parti konumundaydı ve kan değişikliği gerekiyordu.

osmanlı çocuğunun birinin yaptığı saldırı.

osmanlı çocuğu demişken, çocuklarını öldürüp de hüküm giymiş bir organizmadan bahsediyoruz.

(bkz: filenin sultanları)

çakarları açarak yetişeceği sohbette insanlara bir lokma bir hırka lafını öğütleyecek olan bacılardır.

konumu merak edenler için link

bu benzinlik ve sonrasındaki plazalar da dev kayanın altında sıralanmış görünüyor. doğru düzgün istinat duvarı bile yok, ki olsa da masif kaya oluşumu gibi dev kayaları zaten tutamaz. yolun kenarı boş kalmasın diye verilmiş yapı ruhsatları ve giden canlar. ne diyelim, çok yazık.

bu insanın sıkılma düzeyi tatil beldesinin neresi olduğuna göre değişir. büyükşehirlerden akyaka gibi 3-5 bin nüfuslu yerlere yeni göç etmiş biriyseniz sonbaharda a101, bim gibi şubelerin bile kapandığına şahit olursunuz. puanı yüksek kafeler ve restoranların da neredeyse hepsi kışın kapalı olur. bu da ekstra sıkıcılık getirir. bonus olarak da sağlık hizmeti gerektiğinde tam teşekküllü bir hastane en az 30-40 km uzaktadır, en basit röntgen gibi işlemler bile ilçe değiştirmeyi gerektirir.

ama bodrum gibi kışın da hareketli ve avm'sinden macrocenter'ına kadar geniş skalada alışveriş imkanı bulunan bir yerde daha az zorluk yaşayacaktır bu insan. yazın da kalabalık artınca büyükşehir özlemini nispeten giderir. o yüzden istanbul'da yaşayıp buna özenen insan varsa en azından kuşadası, bodrum, alanya, fethiye gibi nüfusu daha çok olan beldelere göç etmesini tavsiye ederim.

adamlar görücü usulüyle evlendiği için kız arkadaş gibi tanımlardan gayet uzak. kız arkadaşıyla buraya giden bir erkek beraber kadın tarafına oturunca ayıplanır, erkek tarafına giderse de kız arkadaşına iyi gözle bakmazlar.

onun yerine hiç gitmemek daha iyi. hatta bunların yoğun oy aldığı bir şehirde bile yaşamamak lazım.

bu depremden sonra en az 1 ay boyunca elektrik ve su olmayacağını düşünüyorum. yani evinizin sağlam olması orada yaşayabileceğiniz anlamına gelmeyecek. ihtiyacınızı karşılayacağınız marketler, dükkanlar kapalı olacak çünkü sağ kurtulup da memleketlerinde eşi dostu akrabası olan herkes bu şehirden kaçacak.

6 şubat 2023 gaziantep-kahramanmaraş depremleri sonrası en fazla yıkımın olduğu antakya merkezde nüfus sadece 300.000 kişi olduğu halde orası 2 senedir tam olarak toparlanamadı. 20 milyonluk şehri toparlamak çok daha zorlu bir süreç olacak.

küçük bir şehre gitsem şimdi aldığım maaşın yarısını bile vermezler dediğiniz şirketiniz muhtemelen bir daha size maaş vermeyecek, çünkü sektörlerin %90'ı çalışamaz duruma gelecek. bu depremden sonra giderseniz de sizinle birlikte birkaç milyon insan daha aynı şeyi yapacağı için küçük şehirlerdeki o düşük maaşlı işleri bile zor bulacaksınız. maaşlı çalışan değil de küçük esnafsanız demirbaş ve dükkan zararınız size daha da büyük bir darbe vuracak.

bu deprem belki 30 sene sonra olacak ama yarın olacakmış gibi düşündüğünüzde yukarıdaki süreçler karamsar bir tablo ortaya çıkarıyor.

zaten pandemi sonrası oluşan kalıcı trafik sorunu, yabancıların da eklenmesiyle artan nüfus ve 5-7 katlı evlerin yıkılıp yerine 20 katlı gökdelenler yapılması yüzünden şehir son senelerde depremden bağımsız olarak iyice yaşanmaz bir hale geldi.

erzen beyanında, 'bu olay bir günde gerçekleşen bir şey değil geçmişi de var. karşı taraf benim dükkanımı taradı, sonra ben onların dükkanını taradım.

ne kadar da güvenli ve huzurlu bir ülke, herkes silah bulup birbirinin dükkanını rahatça tarayabiliyor.

bu iş kamuda belki uygulanabilir ama özel sektörde uzun vadede kadın istihdamının azaltılmasına sebep olacaktır.

hiçbir işveren çalışmayan bir personel için yok yere 1 yıl maaş vermez. dolayısıyla kadının faydasına değil zararına bir karar olur bence.

telefonda izlediği reels, story, shorts her ne kısa video varsa son ses telefon hoparlöründen millete dinletmek. beyin yoksunu amiplerde empati ve muhakeme yeteneği olmadığı için çevreyi rahatsız ettiklerini idrak edemiyorlar.

insanların evlenip çocuk yapamaması bir yana, ben kimsenin keyfi olarak stüdyo veya 1+1 dairede kalacağını düşünmüyorum. en basitinden giyinme odası veya ardiye olarak kullanmak için bile tek başına yaşayan insanın yedek bir odaya ihtiyacı olur.

1+1 evin kirası 25.000 liraysa aynı kategoride bir 3+1 evin kirası 50.000 lira. satılıklardaki oranlar da benzer şekilde. yani reis yani kendi kendine milletin parasızlıktan ufak evlerde yaşamak zorunda kaldığını itiraf ediyor.

din ve ırkın pek bir önemi yok. ama ben siyasi görüşü benimle tamamen zıt olan bir insanla arkadaş olmayı bırak muhattap bile olmuyorum. niye bunu merak etmeyeyim?

medeniyetsizlikle başlar, vatansever olmamaya kadar gider.

bu cahil cüheyla tayfa sosyal medyada vatan hainliği ile suçlar bir de milleti. ama yere çöp atıp bu vatanın topraklarını kirletmek de vatan hainliğinden farksızdır.

para yardımı yapıyorum diye iç işlerine müdahale etmeyi kendinde hak görürsen ve yurtdışındaki her diplomatik görüşmede kıbrıs'ı meze yaparsan tabii ki orada yaşayan insanların nefretini kazanırsın. bu ülke tanınsa daha fazlasını turizm geliri olarak elde eder zaten.

ayrıca o paraların nerede kullanıldığı da muallak. devlet hastanelerinde ekipman eksikliği varken cumhurbaşkanına yeni saray yaptırmak paranın harcandığı yerler hakkında az çok fikir verebilir. ayrıca saray yaptırma fikrini kim ortaya attı bilin bakalım? bingo, 1001 odalı sarayı olan başka bir saray bir saray sahibi

kendi halinde yaşayan, dilediği gibi giyinen ve içkisini içen insanlara izmir'in bir benzeri şeklinde sürekli "siz rumsunuz, dinsizsiniz, bilmemnesiniz" diye yakıştırmalar yapılıyor sosyal medyada. son zamanlarda instagram'daki kıbrıs seyahat sayfalarında bile yorumlarda artık işin bokunu çıkardılar. halk da ben bu yobazlarla birlik olacağıma güney'le birleşirim diye düşünüyor. ayrıca bu yobaz tayfa nedense suudi arabistan yerine kıbrıs'a gitmek istiyor çalışmak ve yaşamak için. sonra da gelip oranın düzenini bozmaya çalışıyorlar.

bunu yapan şefte genellikle 16. yüzyıl şövalyesi görünümlü saçma bir bıyık default olarak gelir.

sapanca'da muhafazakar bungalov'da kaçamak yapan benim türbanlı bacımın odasına kameralı ampul koydular.

gökova körfezine yapılacak en son şey termik santraldi sağolsun onu da yapmışlar.

millet turizm bölgesinde karbon salınımına bile özen gösterip ağır vasıta giriş yasağı koyuyor, bizde dünya harikası yerlere termik santral yapılıyor.