bizim zamanımızda diye başlayan cümleler kurduğunu fark ettiği an bunlardan biridir.
devamını gör...
hiçbir şeyi kafaya takmamaya başladığı an.
devamını gör...
saçlarının beyazlaması,bir türlü kabul edemezsin benimki erken beyazladı der durursun.
devamını gör...
bir süredir çocukluk anılarımı hatırlayamadığımı fark ettim. unutmuşum çoğu şeyi. bir de benden çok çok küçük kardeşime küçük annesi gibi davranıyorum ksnfjsks
devamını gör...
bir elinde sigara içerken bir yandan da masadaki fotoğrafa bakıp, hüzzam dolu bir şarkının nağmeleri yayılıyorsa, artık yaşlanmışsın demektir.
devamını gör...
sorunlara çözümleriniz tükendiğinde, kalbiniz yorgun düştüğünde, özgürlük yerine kabullenmeyi seçtiğiniz anlarda.
devamını gör...
sözlüklerde, genç insanların yeni keşfettikleri bilgileri, heyecanla duyurmak için açtıkları başlıklara denk gelmek. coşkuyla yazdıkları metin onlar için bir başyapıt değerinde olsa da benim için yüzyılda binlerce defa görülen sıradan bir müsvedde. bir vampir kadar yaşamış hissediyorum ve her hareketimde çürük bir tahtanınkini andıran çıtırtılar çıkarıyorum.
devamını gör...
bir insan, konfor alanının dışına çıkmak istemediğinde, yeni şeyler keşfetme ve öğrenme merakı duymadığında, her şeyi bildiğini sandığında yaşlanmış demek olduğunu okumuştum bir yerlerde.
devamını gör...
geçmişe özlem duyulmaya başlandığı an.
devamını gör...
2000 lilerin bile iki gün sonra 21 yaşına girecek olması.
devamını gör...
yoldan geçen çocuk bana amca dedi (hep abi derlerdi)
devamını gör...
eskiden boklu çukurlara girip, dağlara tırmanırken, ufak bi gezi teklifinin gözümde uzaya merdivenle gitmeye çalışmaktan farksız gözükmesiyle yaşadığım tecrübe. bak gezmek falan dediniz ağrı girdi her tarafıma guzuuummm
devamını gör...
yüksek sesli müziğe tahammül edemediğim de anladım. önceden son ses nasıl dinliyomuşum öyle
devamını gör...
bir zamanlar heyecanlı bir şekilde 80.dakikadan sonra oyuna giren ve adının önüne “genç” sıfatını alan futbolcuların, saçlarının beyazlayıp, kilo alıp teknik direktörlük yapmaya başladığını görmek.
devamını gör...
halı saha maçına çağrılmamasıdır.
devamını gör...
çocukluk anısı anlatmak.
sağda solda abla diye anılmak.
çocukların çok büyümesi.
yaşlanmadan mı ölelim diye soruyorum başlığı atana. yaşlanmak (bkz: mukadderat)
devamını gör...
annemin bana "sen benim gözümde hep çocuksun" dediği an. geçenlerde anneme, anne ben artık çocuk değilim dedim. ben onu bir anlık sinirle söyledim..ama annem benim sözümü onaylarcasına "ama sen benim gözümde hep çocuksun" dedi. depresyona girdim ben de. yaşım olmuş x, hâlâ yaşldngm-ı * pek de kabullenemiyorum.
devamını gör...
annemi haklı bulmaya başladığım, babama bunları mı dinliyorsun dediğim şarkıların anlamlı gelmeye başladığı yaşlar...
devamını gör...
düğün ve cenazelere davetli olmak(bkz: şiirbaz dayımın beyaz kartalı)
devamını gör...
gençlikteki muhabbetlerini anımsadığı andır.

benim için bir kaç sene önceye tekabül eder.

avrupa ve asya'nın en güzide otellerinden birinde çalışıyorum... otelin personel kantinine hiç uğramadığımı farkettim. "ne yoz adammış" demesinler diye gençlerin oturduğu masaya oturdum. ooo abi hoşgeldin, beş gittin muhabbetinden sonra gençler, sohbetlerine kaldıkları yerden devam etmeye başladılar. hani diyorum "sorular bildiğim yerden gelse de ben de muhabbet etsem" . ama sorular hep bilmediğim yerlerden geliyor. "fenomen olmak, takipçi kasmak, organik fallower"... herhalde 45 dakika oturdum ama muhabbete hiç katılamadım. iki çaylarını içip ortamdan uzaklaştım. bilmediğim bir dil konuşuluyordu. hepsi de pırıl pırıl, zeki, güzel, seçmece çocuklar.

dimdik yürüyen benim, başım önüme düştü.

ırahmetli babaannem, anneannem, dedemle yaptığım muhabbetler aklıma geldi. atatürk'ün öldüğü gün nasıl ağlaştıklarını, dedemin savaş anılarını dinleyişimi anımsadım. hepsinin kemiği çoktan toz olmuştu.

lisede, üniversitede yaşıtlarımla yaptığım sohbetleri hatırladım. ne internet vardı o zamanlar ne facebook. inanır mısınız; lisedeyken fikirleri, felsefeyi tartışır, uzayan konular için birimizin evinde açık oturum tarzı toplantılar düzenlerdik. koministi, liberali, muhafazakarı saygıyla söz sırası beklerdik. "la gomünist, hooop mürteci, kafatasçı! eyyy liboş" gibi kelimelerle birbirimizi ünlesek bile kimsenin kalbi kırılmazdı. mine urgan, didem madak, ipek ongun okuyan kızlarla dalga geçerdik.*

okumak öyle mutat bir şeydi ki o zamanlar internet olsa bile o konudan bahsedilmez, kitap fotoğrafı çekilmezdi. (kitabın fotoğrafını çekmek istesek bile 24lük veya 36lık pozun dolmasını ve tab edilmesini beklemek lazımdı.

yaşım 140 falan değil gençler. 39-40 yaşındayım. aramızda çok fark yok. eskiden yüzyıllar süren kuşak farkı artık bir kaç yıla indi. tuvaletteki sifonu lüks olarak gören ben, bugün elimde akıllı telefonla entry giriyorum.

ama kabul ediyorum... (gbkz: yaşlandım)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"insanın yaşlandığını anladığı anlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim