lagerthamirhan yazar profili

bazı üye olduğum platformlarda son bir haftadır sürekli izlediğim türdür. dizisi, filmi fark etmeksizin. film olarak en çok küçük kadınları beğendim. dizi olarak ise alias grace beni etkiledi. sonda verilmek için saçma çabalar harcanmışa benzeyen twist hariç elbette.

egoist insandır. kendi fikirlerinin her zaman başkasının fikirlerinden daha önemli olduğunu düşünüp, dile getirme ihtiyacı duyar.

feriköy antika pazarı tavsiyedir. gayet eğlenceli oluyor. plak karıştırıyorsunuz. 30-40 yıllık oyuncaklara bakıp " yahu bu bizden yaşlı " diyebiliyorsunuz. illa ki iki tarafından ilgisini çeken üzerine konuşulacak bir şeyler oluyor.

senelerce yeni şarkı çıkarmayıp geçtiğimiz günlerde çıkaran şarkıcı. o kadar beklediğimizr değmiş mi ? bence değmemiş.

kürk mantolu madonna. bir zamanlar bütün kahve-kitap postlarına konu olmuş kitaptır. konu bakımından o kadar ilgimi çekmemiş benim için 5/10 bir kitaptır. sabahattin ali'nin kalemini sevmediğimden değil kesinlikle. sadece merak ettiğim 1943'ten beri var olan bir kitabın 2010lu yıllarda bu kadar popüler olmasını sağlayan şey neydi.

çocukluk arkadaşımın ablaları genç kız iken radyo dinlemelerinde denk geldiğim ezginin günlüğü şarkısıdır. bazı şarkılar büyüdükçe daha çok anlam kazanır. bu onlardan biri.

akşam vakti sardı yine hüzünler
kalbim yangın yeri, gel kurtar beni senden.

genellikle sabit fikirli ve cahil olmaları sebebiyledir. cahillik ile doğru orantılı olarak egoyu sahip kimselerdir. bu yüzden yorarlar, çünkü onlara bir şeyin doğrusunu kabul ettiremezsiniz. argümanları ile ilgili mutlaka kanıtlayıcı olduğunu düşündükleri saçma sapan fikirlerini öne sürerler ve karşısındaki insanları genel olarak küçümserler. konu ne ise uzatmayıp kapatmanız sizin ruh ve beden sağlığınız için en iyisidir.

işim gereği günde en az bir defa taksi kullanmam sebebi ile muhatap olduğum kişilerdir. yüzde doksanının trafik teröristi olduğunu düşündüğüm meslek grubudur. en çok karşılaştığım ve beni illet eden şeyler binmeden nereye gideceğinizi sorması ve aldığı cevap onu tatmin etmeyince kendi kendine söylenip yoluna devam etmesi, kısa mesafeye götürmemesi, yoğun saatlerde trafik olan yerlerde yolcu almaması, makas ata ata gideni, müşteriye rahatsız olup olmayacağını sormadan sigara içmesi, pos cihazı tagi olmasına rağmen nakit almak için pos cihazım yok demesi, fiş istediğimizde analarına sövmüşüz gibi davranmaları, yanlış park - bekleme yapmaları, ağızlarından küfür eksik etmemeleri, araç kullanırken birileri ile görüntülü konuşmaları, sürekli siyaset hakkında yorum yapıp karşıt görüşlüysen seni inandırmaya çalışmaları, sen araçtayken başka yolcu alıp müşterim de zaten inecek demeleri, memleketini sormaları ve aynı memleketten kötü veya ona kötülük etmiş birini tanıyorlarsa düşman kesilmeleri ( yahu nufüsu 270.000 olan bir yerde doğmuşum ve senin bir tane kötüsüne denk gelmen de benim suçum mu ) son ses müzikleri vs. vs. daha çok sayarımda yeter. yazdıklarım birden fazla denk geldiğim şeylerdir. ekmek parası ise herkes ekmek parasının peşinde ama ben hiç iş sebebi ile muhattap olduğum insanlara rahatsızlık vermenin yakınından bile geçebilecek davranışlarda bulunmadım. çünkü iş etiği bunu gerektiriyor. taksicilik bir meslektir fakat taksiciler yolcularına genel olarak zoraki misafirleri gibi davranıyor. en başta da dediğim gibi hepsi için geçerli değil ama yüzde doksanı bu dilimde maalesef.

ırkçılıktan başka herhangi bir şey değildir. bir insanı her şeyinden önce yalnızca ırkı sebebi ile ırk başlığında "sevmiyorum" demek başka hiç bir şey değildir. ifade özgürlüğü ile yakından uzaktan alakası bile olmayan durumdur sevgili cahil takımı. önce öğretilmiş bencilliklerinizden arınmanız gerekiyor tabii.

işverenlerini kürt olan aşırı "ırkçı" bir beyefendinin sırf göze girebilmek için işverenine " ben kürtçe öğrenmek istiyorum yea ehe mehe, doğuyu görmek istiyorum çok misafir perver bir millet yea ehe mehe " dediğine birebirdir görmüş daha sonra maaşına istediği şekilde zam yapılmadığı için bir takım hakaretler eşliğinde maaş zammını kişinin kürt olmasıyla bağdaştırdığına birebir şahit olmuşluğum var. hepimiz aynı zammı aldık.

aynı şekilde diyarbakırlı kendini zaza olarak tanımlayan bir beyefendinin torpil kazanmak amacı ile ülkü ocaklarına girmesine ve sorulmamasına rağmen ay yok kürt değilim allah'ıma çok şükür demesine de birebir şahit olmuşluğum var. yani iki yüzlülük tek taraflı da değil.

birbirimizin çoğu yönde tam zıt karakterleri olmamız. benim eksik olduğum yerlerde onun fazlalıkları, onun eksik olduğu yerlerde benim fazlalıklarım var. ve yapbozun yanyana olması gereken iki ayrı parçası gibi tamamlıyoruz birbirimizi. ayrıca ikimizin de çok emin olduğu bi konu var. kavga edebiliriz, küsebiliriz, çok sık ters düşebiliriz ama gün sonunda birbirimize sarıldığımızda çok mutlu olacağız.

hindistandır. hintli kişilere denk geldikçe yaydıkları korkunç koku bu denli ise ve oradaki bir buçuk milyon kişi aşağı yukarı aynı kokuyor ise sınırlarına dahi adım atmak istemem.

dert budalası olması ve sürekli kendinden bahsetmesi. benim için kesinlikle bu iki özellik. genelde cahil ve sabit fikirli oluyorlar birde. karşımda konuşurken istemsizce çileden çıkıyorum.

neden özellikle 7 yıl olarak yazıldığını merak ettiğim başlık.

sosyal medya kullanımının çok yaygın olması ve insanların yalnızca hayatlarının mükemmel görünen kısmını paylaşması sebebi ile git gide arttığını düşünüyorum. çünkü zamanın z kuşağı inanılmaz özeniyor. kendisinde de aynı mükemmelliyetin olmasını istiyor. değer yargılarını umursamıyorlar bile tek yapmak istedikleri özendikleri insanlar gibi olmak oluyor. hepsi için geçerli değil tabii.

petrichor : yağmur kuru toprağa düştüğünde yayılan dünyevi koku. yağmurdan sonraki toprak kokusu. mitolojiye göre yunan tanrılarının tenlerinin kokusu olduğu söylenir. çünkü tanrıların damarlarında petrichor sıvısı geçtiği düşünülür.

kanallar arasında izleyecek bir şey aramak için gezinirken star tv'de şu an yayınlanan menajerimi ara dizisinde kulağıma çalınan ezgilerin sahibi kişi imiş. böyle müzikleri çok seviyorum nedense bana çok eskilerde yaşamış ve o zamanları özlemiş gibi tatlı bir hüzün veriyor. denk geldiğim müziğin adı kırık dökükmüş. böyle beğendiğim şeyleri değerli mi değerli kafa sözlük yazarları ve okuyucuları ile paylaşmak beni çok mutlu eder.

hediye olarak çorap alınması. mümkünse renkli.

250 karma puan mı ? üzdü.

sivaslı muhasebe müdürümüzden duyduğum " öyle bir yoğurdun bolluğu yok " sözüdür. her şeye uyar. kendisi özlü sözler ve anlık laf çarpmalar konusunda bir numaradır. düzelttiği her işte"biz kadınlar bu dünyaya g*t toplamaya gelmişiz. hey yavrum hey. " der. sabırsız insanlara beklemesi gerektiğini vurgulamak için " tahtından tacından düşmeyecen ya " der. 7 sülaleyi belirtmek için de " eşikten beşiğe " söz öbeğini kullanır. twitter hesabıma kendisinden her farklı cümle duyduğumda unutmamak için yazıyorum.

bir de şirket ceo'muzun sık sık tembih ettiği bir cümle vardır. o da " batan geminin lüks kamarası olmaz " dır.