liberte egalite fraternite laicite yazar profili

liberte egalite fraternite laicite kapak fotoğrafı
liberte egalite fraternite laicite profil fotoğrafı
rozet
karma: 1945 tanım: 258 başlık: 69 takipçi: 20

son tanımları | başucu eserleri


ak parti bu ülkenin şansıdır

14 mayıs 2023 genel seçimi sonuçlarına itiraz yoğunluğu

(bkz: çünkü çaldılar)
devamını gör...

sıkma baş

(bkz: türbanlı)
devamını gör...

siyasal islamcıların 0 katkı ile 40 vekil çıkarması

(bkz: kılışdar döneminde gerçekleşmiştir)
devamını gör...

chp'nin fantastik kurultay delegesi yapısı

başlığının açılmasını hakeden bir yapı. sadece şuna bakmanız yeterli, abd sistemine göre olsaydı chp'nin delege yapısı nasıl olacaktı vs. şu an nasıl fantastik bombastik

öncelikle şuna bakıyoruz:


chp'nin nasıl ele geçirildiğinin ispatı. bu kurultay delegesi yapısıyla atatürk'ün bile kazanamayacağı bir kurultay delgesi yapısı kurulmuş. kurultay delegesini ve genel başkanı üyeler seçiyor, itiraz etmeye hakkınız yok diyenler iyi okusun.
1 kasım 2015 genel seçimi sonuçlarına göre:

chp'ye 1.264.540 oy veren chp'nin kalesi izmir'in 47 kurultay delegesi varken, chp'ye sadece 21.682 oy veren şanlıurfa'nın 22 kurultay delegesi var.

yıllardır sadece chp'nin birinci çıktığı chp'nin 149.278 oy aldığı edirne'nin sadece 4 kurultay delegesi varken,
chp'nin 12.335 oy aldığı diyarbakır'ın 20 kurultay delgesi var.

267.409 oy alınan tekirdağ'ın 12 kurultay delegesi varken,
5.087 oy alınan mardin'in 11 kurultay delegesi var.

373.905 oy alınan adana'nın 28 kurultay delegesi varken
153.077 oy alınan gaziantep'in 24 kurultay delegesi var.

ege bölgesi chp oyu: 2.485.136, delege sayısı: 133
doğu ve güneydoğu bölgesi chp oyu: 454.982, delege sayısı: 206

1 2 3 4

edit 2: bana küfür eden kişi, troll olmakla veya perinçekçi olmakla itham eden kişi chp'ye üye midir?
hayatında chp'nin kapısından geçmiş midir? kaç defa cebinden seçim masrafı karşılamıştır?
gece yarıları chp bayrağı asmış mıdır? anadolu'da kaç tane köye partiye oy istemek için gitmiştir?
çocuk yaşta hatırladığım shp-chp birleşme kurultayından bu yana chp'liyim. shp'nin eriyip chp'nin kurulma sürecini görmüş biriyim. ben bu partinin ve seçmenin ne düşündüğünü bilirim. bu gidiş shp'nin gidişidir, yok oluş sürecidir.

edit 3: siyasi partiler kanunu böyle diye yalan söyleyenler mhp'nin kurultay delegesi listesine baksınlar.
mardin 1 delege, hakkari 1 delege, diyarbakır 1 delege, edirne 7 delege link.


sonra da şuna bakıyoruz:


dünyada hiçbir yerde azınlığın böyle bir tahakkümü elde edemediği bir delege yapısıdır.

öncelikle meclis tüzüğü ve siyasi kanunlar gereği partilerin delege sayısı maksimum 1200 ile sınırlı.chp de bunu maksimum şekilde kullanıyor.
ancak mhp gibi bir partinin bile 'ne kadar oy o kadar delege' gibi demokratik bir delege sistemi kullandığı yerde ' mecliste her ilden çıkan toplam mv x 2 ' gibi saçma sapan bir sistemi uygulanıyor.bu sayede kemal kılıçdaroğlu başkan kalıyor.

üstüne üstlük,partinin batıya eğimli yapısı,batıdan oyların çoğunluğunu alıp doğudan boş çıkarması her şekilde gözardı ediliyor.
bunun için bir çalışma yaptım.yine bir excel tablosu hazırladım:

*amerika'da kullanılan,eyaletlere 'seçici kurul oyu' dağıtan formülü kullanarak olması gereken delege sayısını buldum.
*formülde ise en son (1200.) delegenin,en az oy alan ile denk gelecek tek delege olmasına (bayburt) dikkat ettim,ona göre bir katsayı (7.08) oluşturdum.

*bunun yanında 2021 yılında ilan edilen mv sayılarını göze alarak gerçek delege sayısını oluşturdum.
*en son seçim anketini kullanarak 'seçim simülasyonu'nun il il oy hesaplamasını kullandım. (chp 27.2% alıyor son ankette)

*temsiliyeti en fazla illeri üste çıkardım.böylece aradaki fark görülebilir.

sonuçlar ise burada: il il delege sayısı

ben böyle bir dengesizlik görmedim.şunları yazarsam çok daha rahat anlaşılır :
*chp'nin toplam 52 bin oy alacağı van,mardin,diyarbakır ve batman dörtlüsü , neredeyse 1.5 milyon oy verecek izmir'den daha fazla delegeye sahip (62 vs 56)
*chp'nin batıdaki 7 oy deposu olan il resmen kıyıma uğramış.hele izmir alması gerekenin yarısını bile alamıyor.resmen izmirlinin oyuyla doğulu delege dolduruluyor.
*sadece 275 bin oy vermiş olan 21 ilin delegeleriyle ekrem imamoğlunu seçmiş,chp'ye oy verecek olan olası 3.1 milyon seçmenin sesi parti içinde kesilebiliyor. (198 vs 194)
*26 bin izmirlinin oyu ancak bir delege kazanabilirken,toplam 22 bin oy vermiş diyarbakır'a *24* delege atanıyor.

*eğer bir aday,illerdeki bütün delegeleri alıp kk'ya karşı aday olmaya kalkarsa,kk en fazla temsiliyeti olan 62 ildeki toplam 604 delegeyi alarak koltuğunu koruyabilir.
*bu 62 il,chp'ye olası olarak toplam "3.85 milyon" oy vermiş.karşısındaki aday diğer 19 ilin toplam oyu olan "10.6 milyonu" temsil eden 596 delegenin oyunu alsa bile yetmiyor.

düşünsenize,chp'nin 73.3% oy alan illerini temsil eden tüm delege kadrosunu alıyorsunuz ama 8 delege farkla kaybediyorsunuz. böyle bir saçmalık olur mu ya,hangi 'demokrasi'ye sığar bu?

peki amerikan formülü ile delege dağılımı olsaydı durum nasıl olacaktı? :
*aynı delege sayısı için (604) temsiliyeti en yüksek oranda olan,toplam 7.1 milyon oyu temsil eden 63 ildeki tüm delegeler lazım olacak.
*karşısındaki aday ise 7.35 milyonluk illeri temsil eden delegelerinin tümünü alıyor.
*yaklaşık her 11 bin-13 bin oya bir delege sağlanarak (küçük sayıda delege çıkaran iller hariç) adalet tesis ediliyor.

gördüğünüz gibi bir yanda 3.85 v 10.6 , diğer yanda 7.1 v 7.35 milyon . doğulu delegeler ve kadrolar doldurularak ve delege yapısı onların lehine değiştirilerek,atatürkçülerin oyuyla onlara karşı olan bir yapı oluşturulmuş parti içinde.neden muharrem ince'nin 2018'de kazanamadığı belli.

kendi partisinde demokrasiyi askıya almış,azınlığın tahakkümüne izin veren bir lider ne cumhurbaşkanı olabilir,ne demokratik olabilir.
chp,delege yapısı düzelmeden ve partiye gerçek oy verenlerin sesi yeniden inşa edilmeden iktidara ancak,kriz içinde başka seçenek olmamasından gelir,ilk seferde de postayı yer.
devamını gör...

kılıçdaroğlu aday olma

eğer dinlenseydi ve chp-iyi parti-zafer-memleket ittifakıyla seçime girilseydi muhalefetin kazanma şansının olduğu kampanya. bu denklemde, muhalefet cephesinde en genel hatlarıyla sosyal demokratlar, atatürkçüler, merkez sol ve sağ, muhafazakar ve seküler milliyetçiler temsil edilmiş olacaktı. ayrıca, iktidarın en büyük/tek kozu olan pkkyla/terörle işbirliği argümanı ellerinden söküp alınacaktı.

15 mayıs saat 3:36 (tr) itibariyle açılan %97'ye yakın sandık sonuçları (anka) şöyle:
49.35% rte
44.97% kılışdar
5.25% oğan
0.43% ince

matematiği yapabilirsiniz heralde.

haa, diyecekler ki, e bu denklemde hdp/ysp oyları var, oradan gelen 10 puan olmayacaktı ama. peki, bütün "kürt seçmeni" kılışdara oy vermese bile (yaklaşık 10%), muhalefet cephesinin tek adayının oyu yaklaşık 41% olacaktı (matematik!); en basitinden cumhur-millet yarı yarıya oylar paylaşıldığı durumda, yani oransal değişim olmadığında, ham haliyle 46'ya 54 rte üstünlüğü gözüküyor. fakat, tabiiki biliyoruz ki bu cephe cumhur seçmeninden oy alacaktı (kılışdarın aksine); bu ne demek, karşıdan (cumhurdan) 5% oy çalsan 51'e 49 bıçak sırtıyla kazanıyorsun, 10% çalsan 56'ya 44'le bu işi bitiriyorsun. siyasette matematik öyle kılışdarınki gibi cb adaylığı için yüzde 1 oyu olmayan partilere bakanlık, cb yardımcılığı teklif ederek yapılmıyor/yapılmaz, böyle olur. haziran 2015'de akapenin tek parti iktidarını kaybetmesinin en önemli nedenlerinden birisi bu hdp ile yakınlaşma meselesiydi.

ayrıca, ben bu hesaplamada oransal dağıttım fakat kürtlerin büyük çoğunluğunun, aynı ankara seçiminde olduğu gibi, (bkz: mansur yavaş) ismine, istemeyerek de olsa, oy vereceği zannımca aşikar. bu ülkede iktidarı kürtler belirlemiyor birilerinin iddia ettiği üzere, büyük çoğunluğu sünni anadolulu seçmen belirliyor. türkiye tarihine bakan herkes bunu görebilir. ecevit'in 73 ve 77 başarısı hariç chp iktidarı yok, diğer sağ olmayan iktidar dsp-anap-mhp koalisyonunda da 2 tane net sağcı parti var zaten. ayrıca, o seçim için özel bir durum vardı: apo itinin yakalanması.

velhasıl, bu, abd sistemindeki cumhuriyetçi-demokrat gibi tayyip-kılışdar ikileminden kurtulmadan kurtuluş zor gibi. o zamana kadar ikisinden biri vefat edebilir de. zamanında ülke siyasetini dizayn edenler nokta atışı işler yapmış (bkz: baykal'a kurulan kaset komplosu).

güneşli günler özlemiyle...
devamını gör...

dünyada büyük liderler 100 yılda bir gelir

hz. muhammed'in eşleri ve cariyeleri

tam liste zaten verilmiş ama en önemlileri için, ve haklarında bilgi edinmek için, şu başlıkları öneriyorum:

(bkz: esma bint mervan)
(bkz: reyhane bint-i zeyd)
(bkz: cüveyriye bint-i haris)

edit: ayrıca "hz." gereksiz, burası (bkz: islamsözlük) değil, muhammed diye düzeltilmesi lazım. ha, eğer, örneğin isa için "isa mesih" kullanılıyorsa sorun yok.
devamını gör...

normal sözlük'ü yönetmeye talip olan 60 kişi

(bkz: şahsım) bu kişiler arasında değildir.
devamını gör...

kafa ütüleyen rte zırvaları

milletim kandil desteği ile cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez

şehide kelle apoya sayın diyen siyasi şahsiyet

son birkaç senedir ona buna "pkklı", "terörist" vs. diyerek yerli ve milli ayağı çeken (bkz: recep tayyip erdoğan)dır.

kaynak: youtube
devamını gör...

geri dön hocaefendi

şimdilerde patır patır doğalgaz ve petrol müjdesi (!) veren (bkz: recep tayyip erdoğan)ın fetö elebaşı (bkz: fethullah gülen)e miting meydanlarında ve türkçe olimpiyatları'nda bağıra bağıra söylediği söz.

(bkz: bop eşbaşkanı)
(bkz: ne istediniz de vermedik)
(bkz: fetönün siyasi ayağı)
(bkz: irtica)
(bkz: irtica en büyük tehdittir)
(bkz: 28 şubat 1997 tarihli mgk kararları)
(bkz: 25 ağustos 2004 tarihli mgk kararları)
(bkz: kandırıldık) - yersen*
devamını gör...

selçuk bayraktar

siyasal islamcı, türk, atatürk ve cumhuriyet düşmanı; islamofaşistin damadı. kemalist türkiye olmasaydı anadolu'da bir yerde, o da hayatta kalacak kadar şanslıysa, köyden arkadaşlarıyla tezek için kapışacak kalibrede birisi. seçimden sonra ilk kaçacaklardan.

ilk olarak, ne bok olduğu, devletin şirketi tusaş'ın iha biriminin mühendislik direktörü, türkiye'deki ilk ve en önemli iha projelerinin başında bulunmuş remzi barlas tarafından burada anlatılmış.

türkiye'de iha: az bilinen gerçekler

dün gece (18 nisan 2023) cnn kanalındaki bir açık oturumda kendisine “güvenlik politikaları uzmanı”
ünvanı vermiş bir kişinin türkiye’nin insansız hava araçları geçmişi ve özellikle baykar a.ş. firmasıyla
ilgili hararetli, ancak pek de gerçeği yansıtmayan yorumlar yaptığını gördüm. doz aşımı sebebiyle
kaldıramadığım için programın tamamını izlemedim, ancak izlediğim kısmıyla ilgili kamuoyunu
bilgilendirmeyi de konuya 30 yılını vermiş biri olarak görev sayıyorum.

hikaye uzun ve ayrı bir kitabı da hak ediyor. rahmetli ahmet nuri yüksel hocanın kaleme aldığı, çoğu
yanlış ve yanlı değerlendirmelerle dolu, ancak bugünlere bakıldığında bir misyonu da üstlenmiş
olduğu anlaşılan “türkiye’de insansız uçak aldatmacası” kitabını da bu şekilde teni bir kitapta tekzip
etmek gerekli diye düşünüyorum.

öncelikle dünkü programda baykar a.ş. firmasının hiç bir devlet yardımı almadığından bahsedildi. bu
firmaya verilen görünen ve görünmeyen devlet destekleri aşağıdaki gibidir.

1) 4 eylül 2019 yılında çıkarılan cumhurbaşkanlığı kararnamesi (1) ile bu firmaya iha tesisi kurması
için 600 milyon tl (o zamanın kuruyla 105 milyon dolar hibe edilmiş ve vergi muafiyetleri (vergi
indirim oranı %100, yatırıma katkı oranı %120) uygulanmıştır. bu tarihte devletin sahip olduğu
tusaş’ta atıl üretim kapasitesi bulunduğunu ayrıca vurgulamak gerekiyor.

2) bu kararnamede gözden kaçırılmaması gereken önemli bir ayrıntı, 2010 yılında ssm’nin {şimdiki
ssb) büyük oranda tusaş’a hazırlattığı iha yol haritası’nda yer alan gelecekte hedeflenen akıncı ve
muharip iha iha projelerinin, normalde ihaleye çıkılması gerekirken bu firmaya verileceği kabulü
yapılmış olmasıdır.

3) nitekim 2016 yılında tusaş’a atanan ve iktidara ve bahse konu firma sahibine yakınlığıyla tanınan
genel müdür, göreve başladıktan çok kısa bir süre sonra tusaş’ın geliştirdiği anka projesinin devamı
niteliğindeki akıncı projesine tusaş olarak katılmama yönünde yönetim kurulu’na müzekkere
vererek bu yönde karar aldırmıştır.

4) şartnamelerde yer alan iha özelliklerinin detayınagizlilik sebebiyle burada girilmesi uygun olmaz.
ancak akıncı iha’dan beklenen 15 kadar teknik özelliğin 10’dan fazlası anka projesiyle tusaş
tarafından kazanılmış ve sahada denenmiş özelliklerdir. buna karşılık, akıncı projesi bu özelliklerden
sadece 3 kadarına sahip tb2 iha’sını geliştiren baykar a.ş. firmasına, tusaş üst yönetiminin de
katkılarıyla(!) ihalesiz olarak verilmiştir. devlet kaynaklarıyla geliştirilen anka altyapısı yok sayılmış,
bu altyapıyı yeniden geliştirmesi için baykar a.ş. firmasına kaynak aktarılarak devlet zarara da
uğratılmıştır. önemli bir detay, anka projesi kapsamı da türkiye ve çevresinde uydu üzerinden çok
sayıda iha’yı kontrol etmek için bir üssümüzde kurulan altyapı da, uyumsuzluğu sebebiyle akıncı’da
kullanılamaz hale gelmiş ve dublike bir merkez daha kurularak uğratılan zarar daha da katlanmıştır.

5) tusaş’ın yurtdışında girdiği ve kazanma ihtimali yüksek olan ihalelerin bir kısmında “yukarıdan”
gelen talimatlarla teklifler geri çektirilmiş, baykar a.ş.’nin çoğu zaman şartnamelerin tamamını
sağlamayan, anka’dan daha az kapasiteli tb2 ürünüyle buralara teklif vermesinin önü açılmıştır.
maalesef bu ihalelerin bir kısmı da kaybedilmiştir.

6) akıncı projesine girilmeme yönünde tusaş genel müdürü’nün aldırdığı karar sebebiyle önünü
göremeyen ve demoralize olan anka projesinde ortalama 6-7 yıl deneyimli 70 kadar tusaş
mühendisi, kararın alınmasının ardındaki 2 yıllık sürede şirketten ayrılmışlardır, önemli bir kısmı
yurtdışına çalışmaya gitmiştir. yaklaşık 500 adam-yıllık bu değerin telafisi maalesef çok kolay
görünmemektedir.

7) tusaş’ın devletten destek almadan kendi öz kaynaklarıyla anka altyapısı üzerine geliştirdiği
aksungur iha, bu beyin göçünü bir nebze olsun yavaşlatsa da, bu personelin bağlı olduğu orta
kademe yöneticilere uygulanan mobbing’in üzerlerindeki olumsuz etkileri sebebiyle tekrardan
hızlanmıştır.

8) 2022’den itibaren tusaş’a uygulanan negatif ayrımcılık konusunda “kantarın topuzunun biraz fazla
kaçtığı” düşünülerek ve bu yönde haberlerin çıkmaya başlamasından da çekinilerek ihracat
konusunda tusaş’ın önü kısmen açılmış, anka ve aksungur yurt dışı satışları başlayabilmiştir.
ancak geçmişteki hatalı politikaların sonuçlarının geriye alınması maalesef mümkün değildir.

9) baykar a.ş.’nin tb2 ürününün yurtiçi satışlarında başlangıçta pozitif ayrımcılık yapılmış, firmaya
ilave satışlar ve kabul testleri konusunda kolaylıklar sağlanmıştır. ürünle ilgili bazı eksiklikleri dile
getiren personelin üzerinde baskı kurulduğu, hatta görev değişikliği yapıldığı yönünde duyumlar
olmuştur.

10) sahada çok sayıda uçan tb2, anka’dan daha hızlı bir şekilde uçuş saati biriktirmiş, bunun sonucu
hata ve eksikleri giderilerek operasyonel anlamda olgunluğa erişmiş ve başarı kazanmıştır.

11) yurtiçindeki bu operasyonel başarı sebebiyle baykar a.ş. firmasının tb2 ürünü, bir çok ülkenin
ilgisini çekmiş, libya, azerbaycan ve ukrayna gibi sahalarda elde edilen başarılarla da ihracatının önü
açılmıştır. bu aşamada firmaya gösterilen dış ilişkiler ve finansman konularındaki pozitif ayrımcılığın
da muhakkak ihracata bir miktar etkisi olsa da, ürün başarılarıyla kendisi kanıtlamıştır.

12) iha konusunda gerek tusaş, gerek baykar a.ş. ve vestel a.ş. gibi iha geliştiren firmalarla,
bunlara alt sistem sağlayan başta aselsan, roketsan, sage ve havelsan olmak üzere bir çok
savunma sanayi firmasından olylan bir ekosistem mevcuttur. “savunma politikaları uzmanımızın” ve
diğer bazı çığırtkanların söylediği gibi seçimden sonra bu ekosistemi geriye döndürecek bir yönelim
olması mümkün değildir. iyi bir planlamayla ülkemizin bu ve diğer konulardaki geleceği çok parlaktır
ve bulunduğumuz bölge itibarıyla da bir zorunluluktur. bununla birlikte yukarıda örneklenen pozitif
ayrımcılıığın seçimden sonra aynı şekilde uygulanması da beklenmemesi gerekir. konunun bu sözde
uzmanlar ve diğer bazı yorumcularla eskale ve ajite edilmesinin sebebi de tam olarak budur; yeni
dönemde adil rekabet koşullarının geçerli olacak olmasıdır.

(1) resmi gazete
(2) kaynak

ikincisi, iha ve siha konusunun tarihsel gelişimi ve bu siyasal islamcı, türk, atatürk ve cumhuriyet düşmanı şahsın, tam da bir müslümana yakışacak şekilde, nasıl savunma sanayi projelerine (tabiiki kemalist dönemde geliştirilmiş) çöktüğü yani çaldığı şurada anlatılmış:

evlenebilir, ama kendini siyasi bir fugur yapmayacakti. her soruda "ben bir girisimciyim politika ve v.b islerle ilgim olamaz" diyerek gemisini yurutmeyi tercih edebilirdi, bu startejiyi izleyen bir cok isadami mevcut en cok bilinenler ise (bkz: koc ailesi),(bkz: sabanci ailesi).
peki bu arkadas ne yapti politik olmak icin caba sarfetti sanki tum turkiyenin savunmasi bana bagli ben ve kayinbabam giderse ulke cokecek imaji vermeye basladi.

turkiyede iha'nin bel kemigi (bkz: tusas) 'dir. 1990 yilindan beri iha icin arge yapiyor ilk prototip adi ise (bkz: uav-x1) dir ve 1992 yilinda ilk ve son ucusunu gerceklestirmistir. bu kisi daha 31 cekmeyi yeni ogrenirken, tusas ar-ge'sini yapiliyordu.

bu kisi kayinpederi kaybedince ilk kacacak kisiler arasinda olacaktir, bunun icin iki nedeni var .

ılki; bu kisi hic bir illegal ise girmemis olsa bile, esi ailesinin tum karanlik ve illegal islerine bulasmis.

ıkincisi; sadece bu kisiye taninan milyonlarca dolarlik imtiyazlarin aynisi baska girisimcilere taninsa rekabet olusur, sektor gelisir. rekabet yuzunden eskisi gibi "milli damat" kontejanindan talimat ile mal satamiyacagi icin zaten eski karli isler yok olacaktir. ekranlarda "bizim isimize takoz koydular". diyerek acitasyon yapacak. zaten bir kac gun oncesinden burada baslik acilmisti.

klasik , politik dinciler ulkeden kacarken ulkenin sirlarini baska ulkelere sattilar. umarim bu kisi oyle bisey yapmaz, bu kiside politik bir dinci oldugu icin suana kadar yaptigi her sey onun bu ihaneti yapacagina daha cok inaniyorum , kendi argesini goturebilir kimse bir sey diyemez, ama
bu kisiye "milli damat " kontejanindan, elde ettigi aselsan ve tusas'in sagladigi resmi ve gayri resmi muhendislik destegi ile elde ettigi bilgilerini satmasindan cekiniyorum.

son olarak, spesifik olarak iha ve sihaların tarihsel gelişimini anlatan görseli koyuyorum:
tusasin iha yol haritasi (1989-2012)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kadir mısıroğlu rum muydu ermeni miydi sorunsalı

(bkz: rum) olmadığı da kesin, kardeşlerimizi bu işe karıştırmayın!
devamını gör...

anglosaksonlar

(bkz: 2. dünya savaşı)ndan beridir dünyayı yönetmekte olan millet/ırk.

(bkz: united states of america)
(bkz: united kingdom) ve (bkz: commonwealth)
(bkz: canada)
(bkz: australia)
(bkz: new zealand)
devamını gör...

amr bin hişam

islam öncesi arap toplumunun sayılan ve sevilen aydınlarından birisi. sadece maminin getirdiği "din"e inanmadığı için döneminin en ileri gelenlerinden birisi olmasına rağmen cahil diye lakap takılmıştır sevgi pıtırcıkları tarafından.

velhasıl, saygıyla anıyoruz. hayatıyla alakalı kısa bir özet geçiyorum.

dar-ün nedve'nin fikir önderlerindendir. mekkeliler arasında çok büyük bir itibara sahiptir.

gerçek adı amr bin hişam, künyesi de ebu'l-hakem'dir. yani: "itibarlı insanların husumetlerinde hakem tayin ettiği dürüst ve bilgili biri."

bilgeliğin babasıdır. inançlı, zeki ve donanımlıdır. ve inanmayacaksınız ama allah'a inanmaktadır.

lakin müslümanların tanrısı allah'a değil.

bu bilge insan, pagan arap tanrısı allah'a tapmakta, pagan arap inancı gereği abdestini alıp namazını kılmakta, orucunu tutmakta, zekatını vermekte, kurbanını kesip yoksullara dağıtmakta, umre yapmakta, hac yaparken telbiye duası da okumakta ve hatta şeytan taşlamakta olan zaten imanlı biridir.

mekkeli müşrik diye nitelenen putperest arapların allah putuna tapıp ibadet ettikleri gizli saklı değildir ki bu bilgi kuran'da birçok ayette de geçmektedir.

o dönem için kadar önemli bir kişidir, ki hz. ömer'in islamiyeti kabulünün, hz. muhammed'in, "allahım, islamı ömer bin hattab (hz. ömer) veya amr bin hişam (ebu cehil) ile yücelt" duası üzerine gerçekleştiği söylenir.

yine islami kaynaklara göre hz. muhammed, böylesine nüfuzlu birinin müslüman olup hidayete ermesi için allah'a dua etmiş ancak duası kabul görmemiş ve amr bin hişam müslüman olmamıştır.

mekke'nin en kudretli adamlarından biridir. makam ve mevkisine güvenerek gücünü yeterli görmüş, islami oluşuma tüm heybetiyle karşı çıkmış, islam peygamberinin ve o'na inananların kabe önünde namaz kılmalarına inatla mani olmaya çalışmış, bu yüzden de allah'ın son defa olmak üzere gönderdiği kutsal bir kitabın 1 ve 2. surelerinde yoğun bir kin, insani bir nefret ve öfkeyle anılmış, tehdit edilmiştir.

ilk sure olan alak suresinin 9 -16. ayetleri ile ikinci sure olan kalem suresinin tamamı bu zata ayrılmıştır, ki akıl alır gibi değildir.

daha ortada kuran-ı kerim yok, inmeye henüz başlamış, tamamlanmasına yıllar var, sonradan da daha 112 sure gelecek.

yeri, göğü, her şeyi yoktan var eden bir yüce yaratıcı, insanlarının kurtuluşu için son olarak bir kitap göndermeye başlamış ama nedense, daha bismillah, ilk iki surede -tüm evren göz önüne alındığında hiçbir önemi olmayan ölümlü ebu'l hakem diye tanınan amr bin hişam adlı mekke'li aristokrat bir insandan büyük bir öfke ve bir tanrıya yakıştıramadığım insani bir nefret ve kin ile bahsetmiş.

hey maşallah!

yani şöyle düşünün, son peygamber gelmiş, ki cahiliye devri bitmiş, asr-ı saadet dönemi başlamış ama cahiliye devrinden kalan kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek caniliği halen devam ediyor.

çünkü "inanmış kadınlardan çocuklarını öldürmemesini" isteyen mümtehine suresi, islam kaynaklarında belirtildiğine göre hicretin 8. yılında, yani hz. muhammed'in peygamberliğinin 18. yılında inecek.

bu durumda ya ortada diri diri gömülen kız çocuklarına göz yuman ve evlatlarını öldüren ebeveynlere 18 yıl ses çıkarmayan bir allah ve peygamberi var ya da kız çocuklarının diri diri gömülmeleri o dönem için söz konusu değil!

demem o ki ortada diri diri gömülen kız çocukları ve evlatlarını öldüren anne-babalar var ama insanlığı huzura kavuşturmak isteyen çok merhametli yüce allah bu katliama hiç oralı olmuyor. kız çocuklarına dönük bu vahşet, merhamet abidesi iki cihan serveri islam peygamberinin de pek umrunda değil.

allah ve elçisi bu zalimane cinayetlere ancak islam dininin 18. yılında karşı çıkacak ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek vahşetini yasaklayacaklar.

allah ve peygamberi her şeyi bir yana bırakmışlar, mekke'nin en bilgili, en görgülü, en güçlü ve en zengin kullarından biriyle uğraşıyorlar, o'na lanetler yağdırıyorlar, tehditte bulunuyorlar, kin kusuyorlar.

devam ediyorum ilk olarak kısa bir sure olan alak suresi inmiş. islam peygamberine tebliğ edilen ilk sure bu. kalem suresi de hemen peşinden.

kalem/15'e gelindiğinde "ona ayetlerimiz okunduğu zaman o, 'öncekilerin masalları!' der" diye bir cümle var.

iyi de hafız daha ortada masal denilebilecek bir ilahi metin yok ki?

burada eskilerin masalları [link vpn ile çalışıyor] tanımından kasıt da neredeyse kuran'ın yarısına yakınını oluşturan tevrat'taki hikayeler ile yahudi efsane ve masalları.

yani inen sure ve ayetler itibariyle ortada bu sözleri edecek bir konu yok, ki bu hikaye-efsane-masal mevzularından bahseden sureler daha sonraki yıllarda tebliğ edilecek.

ne demek istediğimi anlamanız için kısacık olan ilk sureyi, yani alak suresini ve peşinden kalem suresini okumanız lazım.

burada bir öngörü var, ki tüm insanlığa gönderildiği iddia edilen bir kutsal kitabın surelerinin o mekan ve dönemin sorunlarının, o devrin meşhur adamlarının çevresinde dönüp durması, o dar çevrede biçimlenmesi bence ilahilikten ve evrensellikten çok uzak bir hal. (aslen bu mevzuda sözü edilmesi gereken elleri nemli esas oğlan ebu leheb ama o konuya hiç bulaşmıyorum artık).

koskoca bir allah, yarattığı ebu cehil adlı bir kulun karşısında esip gürlüyor, kendini bir insanla kıyaslıyor, boy ölçüşüyor ki bunu da insani aklım almıyor:

"(bu adam) allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi! / hayır, hayır! eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız) / o, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. / biz de zebanileri çağıracağız." (alak/14-18).

resmen düelloya davet ediyor. ki bunu akıl kabul etmiyor.

nihayetinde kadın, köle, binek, mal ve mülkten oluşan ganimet paylaşımı için sisteme başkaldıran araplar, amr bin hişam'ı kendi ülkülerine inandıramadı. çünkü o yeni diye anlatılan eskinin masalları'nı zaten biliyordu, mantıklı düşündü, yapılan sunumu akıl süzgecinden geçiremeyince müslüman olmayı reddetti.

kervanlarını korumak uğruna vardığı bedir savaşı'nda kaybedince ayet gereği boynu vuruldu, kafası kesilip gövdesinden ayrıldı.

böylelikle mekke ve çevresindekiler için indirilen kitabın (en'am/92) takipçileri tarafından cehaletin babası olarak tarihe kaydedildi.

~
velhasıl can alıcı konu şu ki biz mekke ve çevresinden değiliz.
devamını gör...

rum mübadiller

vallahi çok özledik.

(bkz: anadolu)nun ev sahipleridir, kardeşlerimizdir, canımızdır.
devamını gör...

chp malatya il başkanına yumruklu saldırı

(bkz: akp döneminde gerçekleşmiştir)
devamını gör...

1 nisan 2021 yılmaz özdil irtica adlı köşe yazısı

(bkz: akp döneminde gerçekleşmiştir)

(bkz: irtica)
(bkz: irtica en büyük tehdittir)
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim