lumen yazar profili

üniversite yıllarında yanımdaki arkadaşın bir süre sonra dayanamayıp hunharca laf soktuğu tiplerden birisidir kendisi.



hareket doğru ya yanlıştı demiyorum ama uzun bir sessizliğe sebep olduğunu anımsıyorum.

kendi işlerini yapmak yerine sürekli olarak başkalarının açıklarını aramak.

bu insanlar kendi işlerine baksa belki de toplu bir başarı gelecek ama ne yazık ki iş yerlerinde bu tiplerden birkaç tane olur genelde.

ayrıca kendimizi kandırmayalım arkadaşlar, gerçekten zeki insanlar her zaman başarılı olurlar. bazen onların başarı anlayışı genel geçer başarı anlayışına aykırı gelebilir. bu onları yalnızca bazıları gözünde başarısız kılacaktır.

galileo galilei karşıtı olanlar güneş merkezli bir sistemin yıldızsal paralaks gözlemlenmediği için mümkün olmadığını savunmuşlar. hatta çalışmaları o dönemde roma engizisyonu tarafından soruşturulmuş. zaman içerisinde ona karşı çıkanların isimlerini önemsememişiz bile, ama galileo galilei adı günümüzde dünyanın bir çok yerinde bilinen bir isim.

bir de albert einstein örneği var ki, öğretmenleri tarafından geri zekalı, anti-sosyal ve dalgacı olarak tanımlanmış. üzerine konuşmak sanıyorum ki gerekli değil.

"boşver abi ya"

özellikle sizin önemsediğiniz bir konuda bunu söyleyen biriyle sohbetin daha fazla uzaması imkansız.

sabah alarm ile uyanmayacak olmanın mutluluğu ile uyuyabilmek.

"her siyahın bir beyazı, gecelerin gündüzü de vardır."

ne zaman bunalsam, bülent ortaçgil'in bu satırları aklıma gelir.

harika müzelere ev sahipliği yapan, mimarisi ve eğlence anlayışı ile yaz kış ziyaret etmekten çok hoşlanacağınız kuzey avrupa şehri.

kışın ziyaret ediyorsanız, loş, bolca mumla süslenmiş kafelerinde öğleden sonra fika saatlerinde sıcak içecekler eşliğinde yeni br şehir ve kültür keşfediyor olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu düşünerek ısınabilirsiniz. gamla stan eski bir yerleşim ve turistlere hitap eden bir yer. bir günde buradaki müzeleri ya da gezilecek yerleri bitiremiyorsunuz. halbuki harita üzerinden incelerseniz o kadar da büyük değilmiş gibi gelecektir.

nobel ödülleri müzesi'ni cuma günleri ücretsiz gezebiliyordunuz. pandemi öncesinde tabi. vasa museum gezginler tarafından da sıkça yazılmasına rağmen benim en çok hoşuma giden kültüre ait bir çok detay içeren nordiska museet oldu. müzelerin neredeyse tamamında çocukların da ilgisini çekmek adına minik oyunlar var. ayrıca içeride minik hediyelik eşyalar alabileceğiniz standlar, hatta daha önce müze içerisinde de sergilenmiş, minik kafeler mevcut. insanlar yemeklerini de yanında getirerek gün boyu aailecek bir aktivite gerçekleştirebiliyorlar. müzelerin bazıları büyük ama dinlenecek bolca keyifli yer var içlerinde.

kapalı alanların neredeyse tamamında ücretsiz kablosuz internet var. internet hızı gayet iyi. sadece kablosuz internete bağlanabilen herhangi bir cihazla tüm şehri rahatlıkla gezebilirsiniz. insanları yardım sever ve ingilizce biliyorlar. kaybolurum endişeniz olmasın.

şehri gezerken isveç'e neden tasarım ülkesi dendiğini çok iyi anlıyorsunuz. yıllık mum tüketim istatistikleri çok yüksek. bu istatistiğin paylaşıldığını görünce biraz şaşırabilirsiniz, fakat her yerde loş, abartısız, beyaz mumlar ve şamdanlarla süslü mekanlar karşınıza çıkıyor. buraları gördüğünüzde bu istatistiğin ortaya çıkış nedeni anlamlanıyor.

van gogh museum

von gogh hayatı, sanat yaşamı ve eserleri ile ilgili bilgi edinebileceğiniz harika web sitesine sahip müze.
sitede gezinince, sitesi böyleyse müze ne kadar harikadır diye düşünmeden edemiyorsunuz.

dünyanın bir çok yerinden insanlarla fikir alışverişinde bulunabileceğiniz, merak ettikleriniz hakkında bilgi alabileceğiniz, geniş sosyal ağ.

hayatı sorgulatan.

kimse bu saatte uyanmamalı. sonrasında çalışmayacaksanız, keyif için denebilir. fakat sonrasında işe gidiyorsanız, gün bitmez. bir ay bu kadar uzun muydu diye sormaya başlarsınız.

sanırım bulunmaktan nefret ettiği bir ortamda çalışması. bunu değiştirmek için hiçbir çabada bulunmaması.

böyle bir ortamdan kaçmak için bir dönem çok çaba sarf etmiştim. hala hatırladıkça bu kısıtlı süreye bile neden katlandığımı sorgularım. hala mutsuz olduğunu dile getirip orada çalışan arkadaşlarım var. bu dönemde de arkadaşına kaç kurtar kendini diyemiyorsun ki.

başlığı görünce adını hatırlamak için çok çaba sarf etmeme rağmen adını dahi hatırlayamadığım dersin ilk vizesinden 11 almıştım.

hak etmişim demek ki. daha adını söyleyemiyorum.

direksiyon sınavında araba kullanırken sorular soracaklar, cevap için sakın arkaya dönme.

heyecandan refleks olarak konuşan kişiye dönerek cevap verme ihtiyacı duyuyorsunuz. gözünüzü yoldan ayırmamalısınız. neredeyse ben de heyecandan arkaya dönerek cevap verecektim. gerçi pandemi nedeniyle belki şu anda direksiyon sınavları eskisi gibi kalabalık geçmiyordur.

18. yüzyılda hollanda'da tekerlekli olarak kullanılmaya başlanmış. ilk olarak ahşaptan yapılan makaraların ayakkabıya bağlanmasıyla elde edilen icat 'skeelers' olarak adlandırılıyormuş. kaynak

benim de havalar biraz ısındıktan sonra başlangıç seviyesi bir urban paten ile tekrar başlamak istediğim keyifli aynı zamanda da spor sayılabilecek hobim.

mashall major ııı modelini kullanıyorum. gayet memnunum. hem bluetooth hem de kablo ile gayet konforlu bir kullanımı var. ayrıca görünüm itibariyle de bana nostaljik geliyor. onun dışında çok yüksek beklentilerim olmadığı için de olabilir ama ses olarak beni gayet tatmin ediyor.

şarj olma süresi klavuzunda da 3 saat olarak görünüyor, kısa değil ama pili de uzun süre gidiyor. 30 saatten fazla kablosuz çalışma süresi diyor. zaman tutmadım ama sürekli şarj ettiğimi de hatırlamıyorum.

kulak üstü kulaklıkların geneli ile ilgili tek sıkıntı bence yazın havalar ısındığında kullanımının zorlaşması. çünkü terletiyor.

genel olarak bir çok konuda üşengeç birisi olmama rağmen, dahil olmadığım üşenme şekli.

yeni insanlarla tanışmayı, farklı bakış açıları hakkında bilgi sahibi olmayı her zaman severim. belki burada olmamın bir sebebi de budur. yalnız karşı tarafta bana çekici gelmeyen özellikler varsa, onunla ilgili her şeye üşenirim.

emek verdiğim bir şeyin sonuna doğu gelmek. hele ki içime sinmişse, içim kıpır kıpır neler olacağını izlerim.

kitaplara erişiminizi artıran bir teknoloji. özellikle fiziki olarak kitaplara erişiminiz yoksa bunu bulana dua edebilirsiniz.

e-kitap okuyucusu almak ve almamak için kendimle sürekli bir kavga veriyorum. biraz daha uygun fiyatlı alternatifleri olsa sanırım daha rahat karar verebilirdim.

bir dönem herkesin (bkz: doğu ekspresi) kullanarak gittiği şehir. yolculuğun pazarlanması ile belki de kars'ı hiç ziyaret etmeyecek insanların da şehre gelmesini sağlamıştır. tahminimce yöre esnafı bu ilgiden mutludur.

sen de sıcacık karloriferin yanında keyif yapıyorken uyandırıldığında küfür ediyor musun?

yazarların yaşlarını ortaya çıkarabilecek tarihlerdir.

tabi eğer yasal olarak hak edilen yaşta alınmışsa. bir zamanlar ne acele ile koşa koşa ehliyet sınavı başvurusu yapmışız. sanki hayatımızdaki en büyük eksiklik buymuş gibi hevesle sıraya girerdik.