stockholm

sendromu da olan isveç başkenti.

kendini suçlunun yerine koyarak suçludan taraf olan, özünde iyi yan karakterlerin sendromu. stockholm sendromu.

isveç'in en büyük şehri de olan sendromu ile meşhur başkentidir. şehrin kalbi (bkz: oldtown) gamla stan adlı bölgedir ve şehrin büyüklüğü düşünüldüğünde, turist olarak gidildiğinde bu bölgeye yakın yerlerde kalınması mantıklıdır.

şehir genel olarak düzdür ve hemen hemen her yerinde bisiklet yolları, kuzey avrupa şehirlerinin birçoğunda olduğu gibi mevcuttur. neredeyse tüm şehri elektrikli scooterlar* ile gezmeniz mümkündür.

şehrin en iyi manzarası skinnarviksberget adlı noktadadır ve bu nokta turistlerden daha çok lokaller tarafından ziyaret edilir. hava güzelse burada piknik yapan, şarap içen, aslında yabancı fakat stockholm'de yaşayan expatlarla veya isveçli öğrencilerle tanışabilirsiniz. bu noktadan sonraki en iyi ikinci manzara ise, daha turistik olan, bu noktaya paralel ivar los parkına yakın bu noktadır.

harika müzelere ev sahipliği yapan, mimarisi ve eğlence anlayışı ile yaz kış ziyaret etmekten çok hoşlanacağınız kuzey avrupa şehri.

kışın ziyaret ediyorsanız, loş, bolca mumla süslenmiş kafelerinde öğleden sonra fika saatlerinde sıcak içecekler eşliğinde yeni br şehir ve kültür keşfediyor olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu düşünerek ısınabilirsiniz. gamla stan eski bir yerleşim ve turistlere hitap eden bir yer. bir günde buradaki müzeleri ya da gezilecek yerleri bitiremiyorsunuz. halbuki harita üzerinden incelerseniz o kadar da büyük değilmiş gibi gelecektir.

nobel ödülleri müzesi'ni cuma günleri ücretsiz gezebiliyordunuz. pandemi öncesinde tabi. vasa museum gezginler tarafından da sıkça yazılmasına rağmen benim en çok hoşuma giden kültüre ait bir çok detay içeren nordiska museet oldu. müzelerin neredeyse tamamında çocukların da ilgisini çekmek adına minik oyunlar var. ayrıca içeride minik hediyelik eşyalar alabileceğiniz standlar, hatta daha önce müze içerisinde de sergilenmiş, minik kafeler mevcut. insanlar yemeklerini de yanında getirerek gün boyu aailecek bir aktivite gerçekleştirebiliyorlar. müzelerin bazıları büyük ama dinlenecek bolca keyifli yer var içlerinde.

kapalı alanların neredeyse tamamında ücretsiz kablosuz internet var. internet hızı gayet iyi. sadece kablosuz internete bağlanabilen herhangi bir cihazla tüm şehri rahatlıkla gezebilirsiniz. insanları yardım sever ve ingilizce biliyorlar. kaybolurum endişeniz olmasın.

şehri gezerken isveç'e neden tasarım ülkesi dendiğini çok iyi anlıyorsunuz. yıllık mum tüketim istatistikleri çok yüksek. bu istatistiğin paylaşıldığını görünce biraz şaşırabilirsiniz, fakat her yerde loş, abartısız, beyaz mumlar ve şamdanlarla süslü mekanlar karşınıza çıkıyor. buraları gördüğünüzde bu istatistiğin ortaya çıkış nedeni anlamlanıyor.

sendromu bile var bunun.

(bkz: la case de papel) dizisinin karakterlerinden birisinin kullandığı şehir ismi.

dünyanın en güzel şehri. yaklaşık 9 ay yaşadığım, çok güzel deneyimler ve anılar biriktirdiğim yer. umarım günün birinde tekrar buluşacağız.

buradan
pkk sevici yöneticilerin terör sempatizanligini arşa çıkardığı şehir. umarım rus tankları bunların asfaltında drift atar. bunlar pkk'nın güç aldığı, cesaret aldığı şerefsizler. demokrasi hukuk mukuk sözde hepsi. utanmasalar yeni doğan bebeklerini pkk'ya militan olarak verecekler öyle şerefsizler.

hayallerimin baskenti.sessiz sakin.çok sesli,çoğulcu,gerçekten demokrat..