bir seferde anlatılmaz. zaten ölüm "bak ölü öldü" diye anlatılıp kapatılacak birşey değil. biz hala anlamaya çalışıyoruz.
benim yeğen köyde öğrendi çoklukla. iki yaşından beri gider, bazen ölü sincap, köpek vs. bulur. bununla başladı. yengem müthiş bu konularda. doğadaki döngüden, onun da gübre olacağından, başka hayvanlara yem olup olnların yavrularını, yeni hayatları besleyeceğinden, yani biyosferdeki döngülerden benim yapamayağım şekilde, çocuğun yaşına uygun şekilde bahsetti.
insan ölümlerinde de yeni doğumların dünyada yer açılmasıyla mümkün olduğundan, yaşama sırasından falan bahsetti daha ilerki yaşlarda.
yoksa köpeği ölüyor "çiftliğe verdik", balığı ölüyor "yüzmeye gitmiş" yalanlar başlıyor. kaç yaşında olursa olsun yalanı ilişkine sokmak ölümün karmaşıklığından bin kat zararlı.
hadi diğerleri oldu, sonra öğrendik. bunda devletin gözü önünde, vali oradayken, ordu oradayken, polis oradayken, canlı yayında büyükşehrin ortasında insanları (çocukları da) yaktılar.
konu eş seçimi ise elbette bedene bakacağız. bunu yapmayan çocuğuna yeni ana arayan boşanmış babalar falan oluyor. ya da kendine hizmetçi arayan eski kafa amcalar. yoklukta değilse durum net bu. o bile ikinciden sonra sıkılacak.
konu arkadaşlıksa, kendine saygısızlık seviyesinde görüntü varsa yine yaklaşmam. bunun dışında güzellik neden umurumda olsum.
tek videodan kadını gömmek de yüceltmek de çok kolay, taraf tutmak niyetiniz olduktan sonra sonu açık bir video.
reşit bir kadın, ama türkiye gerçekleri nedeniyle maddi olarak ailesine bağlı, bu yüzden onların kurallarına uymak zorunda. bu noktada kusura bakmasın haksız. ben de bir yetişkinin yükünü çekeceksem hayatına karışırım.
diğer yandan ailesiyle diyaloğu kopmuş. ana baba olsam kahrolurdum. kızımın istemediğim yerde partilemesinden daha ağırıma giderdi. canından bir parça ama ortak noktan kalmamış. "çocuğum" diyemezsin artık. güven bitmiş, senin de ebeveyn olarak tek kimliğin -ama haklı ama haksız- onu hayattan korumak haline gelmiş. hayata hazırlamak, hayatla tanıştırmak değil, sadece korumak.
bunun diğer ucu da tiksinç. yaşı tutmayan kızını mini etek giydirip çeşme'ye club kapısına bırakan ana baba da gördüm modern olacağım diye.
insanlar uçlardan etkileniyor, sağolsun sosyal medya da bunu doğru gösteriyor ama hayatta en zor şey makul noktada, ortada durabilmek.
umarım tekrar birbirlerini dinlemeye başlarlar. pis bir çukura batmışlar.
ulan "annem hasta, doktor parası lazım, anamın namusu üzerine söz veriyorum haftaya ödeyeceğim" dediğinde o borcun geri gelmeyeceğini biliyordum da, "%1 ihtimal doğru olsa, %99 yalandan üstündür" dedim verdim.
iṣin komik yanı ananı meze etmeden "lazım, geri de veremem" desen yine verirdim.
çok bi para değil, o sadakaya senden kurtuldum.
ek: buralarda beni gizliden takip edecek kadar iṣsiz olduğunu da biliyorum. pabucumun diyceyi.
kızlık zarı kanadı diye bakire olduğundan emin oluyorsanız ketenpereye geliyorsunuz
kanamadı diye bakire olmadığına kanaat getiriyorsanız yine ketenpereye geliyorsunuz.
bir sürü yazdılar tıbbi açıklamasını falan arayan bulur. 100 sene önce köyde 14 yaşında evlenmiyorsanız kanama/kanamama geçmiş indikatörü olmaz.
bu arada bakire eş isteyip istememek herkesin hakkıdır. kadın-erkek bir insanın ilişki geçmişini bilmek istemek de haktır. insanların atomları o anda birleşip eş yapmaz, kişiyi geçmişi, yaşadıkları şekillendirir. ve evet, anlamanın yolları da var dert eden varsa.
bırakılır, hayat kısa. eskiden ile bitirirdim. klasikleri okuduğum yıllar, şimdi olsa hayatta kasmam.
birilerinin sözleri kağıda basıldı diye kutsallaşmıyor. hele artık klavyeyi kapan işsiz yazar oldu. bizim lise sınıfından romanı basılmış üç kişi var lan. hayatta 10 düzgün roman okumamış tipler bunlar. yazmak da basmak da marifet değil.
panik yapmadan sonraki iyi romana geçiniz. teşekkürler.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.