mavi kuş yazar profili

taam la başlığı da gelmişken: gidiyom madem. bi 5-6 ay kafa dinliycem kitap mitap okuycam. bura çok zaman alıyor.

şeklinde bir olaydır.

bye.

(bkz: robert a. heinlein)

(bkz: kombi yakmayan komşunun dava edilebilmesi)

bir bilen sözü.

doğru olduğu zamanlar çok.

adamın "hizmet" dediği bambaşka bir boyuttaymış meğer.

herkes günlüğünü bir gün biri okuyacak saklı beklentisiyle tutar.

kesin güneş sistemine bir zararı vardır. sadece kendinizi düşünmeyin, çevreci olun biraz.

zaten taşlar arası kardeşlik yok. piyon sınıfı da kendilerini önden salan egemenlere karşı birleşmek yerine birbirini kırıyor.

ses telleri de vücudun parçasıdır dersek, sesim.

bunu dışında ön kollarımı çok övmüştü hatunun biri. anca o kadar.

tartışmalı bir kavram, iddia.

bu iddiaya göre yüksek değerli ( fazla kadının tercih ettiği, hayalini kurduğu) bir erkekle birliktelik yaşamış kadınlar, sonrasında, daha uzun bir beraberlik için daha alt segmentte bir erkeğe razı olur ama bu erkeği unutamaz, kafasındaki (mastürbasyon yaparken, sevişirken düşündüğü) erkek o önceki erkektir.

bir yandan, bunu birebir yaşayan, üniversitedeki playboy çocukla deneyim yaşamış ve sonra başkasıyla evlenme hazırlığında olan iki kadın tanıdım.

diğer yandan, bunun 10 katı kadın içinden önceki sevgilisini lanet etmeden ananını gömedim. ilk gruptaki kadınlar yaşça daha gençti.

yani vardır ama azdır sanki. bunun anektodik olmayan verisi var mıdır bilemeyeceğim. kadınlar anlatsa daha sağlıklı olur.

süper bir his.

lisede "lan niye hiç istediğim kızlar olmuyor" dediğim ve hayatımın çeşitli nedenlerle kayma noktasında olduğu bir senenin sonunda, gerçekten ileri gittiğim ilk sevgilim olmuştu. o özgüvenle hayatım rayına oturdu yemin ediyorum.

dertlere reset attırır.

geldiği nokta dünyanın gördüğü en büyük ustalardan, kasparov ile beraber en meşhur oyuncusu olan bobby fischer'a "satrançtan nefret ediyorum" dedirtmiştir.

fischer açılış teorilerinin ve bilgisayar analizlerinin işi otistik bir ezber yarışına döndürdüğünü ve yaratıcılığı listede en altlara ittiğini söylerek öldü. yığınla ezberin arasındamikroskopik açıkları arama yarışını hiç sevmemiş.

ben kahvede hesabına oynuyorum, karşımda yukarıdaki tanıma uygun rakip zaten yok.

hamile misin?

ben ettim siz etmeyin.

sen eve gidince delik haşortmanı çekip cipse yumul, sonra vay efendim neden himym veyahut mad men'deki kadınlar yok türk kızı horala borala.

takımınla takıl bakalım, arkaya sinatra veyahut whiskey blues açıp viskini koy, o hatunlar kendiliğinden beliriyor mu? hayretbişi.

valla şöyle geziyorsanız bir resim atın ya:

burun yaş ilerledikçe büyümesi durmayan az sayıda organdan biri. yani küçük burun gençlik algısı yaratıyor. bu yüzden, seçilimde tercih nedeni.

bu tip estetik kriterlere bakımla, sağlıklı kalarak ya da tıbbı imkanlarla yaklaşabilme aynı zamanda sınıfsal bir mesaj veriyor. (imkanım var, yaptırabiliyorum) bu da başlı başına, belki en önemli seçilim kriteri.

yani 12 bin yıl önce, eski mısırda parfüm ve makyajın standartlarında bile gördüğümüz, kapitalizmle falan ilgisi alakası olmayan, insan doğasından ayrılamayacak bir estetik kaygımız var. imkanlar arttıkça, farklı şekillerde karşımıza çıkacak.

bir peygamber ya hakikaten peygamberdir, ya delidir ya da yalancıdır. ha bir de hiç varolmamış, sonradan uydurulmuş karakter olması ihtimali var. (bkz: isa)

ben de müslüman değilim, muhammed'in temporal lob epilepsisi kaynaklı piskomotor veya komplex kısmı episodlar yaşadığını düşünüyorum. o sırada mekke'nin iktidarı için mücadele eden aynı ailenin üyelerinin takipçileri için, peygamberliğinin ilanı uzun dönem avantaj sağlayacaktı ve sağladı. rakip şehir devleti medine'nin desteğiyle kazandı. dönemin sınıfsal mücadelesinin de ortasına, tarihin doğru tarafına denk düştü. iktidar pagan rahip sınıfından erkek tacir sınıfına geçti. önemli destekçileri bunlardır. islam hukuku da bu yöndedir.

neyse benim ne düşündüğümü bırakırsak, bir peygambere deli veya yalancı suçlaması yöneltilmesi normaldir. hakikaten peygamberse de normaldir. olmasa sorun var derdik. kendisini buna karşı savunması, cevap vermesi de normal.

ha mantıksal olarak "ben peygamberim çünkü kuran söylüyor, kuran doğru söylüyor e çünkü ben peygamberiyim" şablonunda döngüsel bir mantıksızlık tüm dinlerde var. dindarsan zaten bunu kabul etmek zorundasın.

vogon şiiri sevdalısıdırlar.

(bkz: olmamış olaylar hakkında olmuş gibi başlık açmak)