misanthropist yazar profili

90'lı yıllarda düğünlerde takıldığını hatırlıyorum, genelde gurbetçi yakın akrabalar biri aracılığıyla gönderirdi. hey gidi günler.. bugünkü 1 tl düğünlerde takılan en büyük banknottu o zaman neredeyse çeyrekle eşdeğerdi. 1.000.000 lira yani... ama çoğu kişi 100.000 ya da 250.000 tl (10 ya da 25 krş.) takardı.

nerede o günler :( sigortası bile olmayan gariban işçi tek maaşla ev geçindirip 3 de çocuk okuturdu. karısı da her hafta gün yapacak kadar para arttırabilen bir ev hanımıydı.

öf... bi daha açmayın böyle nostaljik başlıklar ya! eskiden çok daha zengin ve medeni bir halk olduğumuzu hatırlayıp içleniyorum burada :'( üstelik sigara ve alkol de şu an lüks şeyler, kederlendirmeyin ki masrafa girmeyelim.(u: swh)

türkiye cumhuriyeti vatandaşları burada entry yazarken ve tweet atarken bile 2 kez düşünüyor. o ise artık hapse girme korkusu olmadan konuşup, eleştirip, yazıp çizebilir. sahibini herkesin bildiği savcı ve hakimlerin adaletsizliğinin uzanamayacağı bir yerde, amerika birleşik devletlerinin güçlü kanatlarının altında güvendedir. ayrıca kendisi ateist olduğundan islamofobik amerikan toplumunda artı puanı olacaktır.

vergi yüküymüş, ekonomiymiş, toplumsal baskıymış... bunlardan bahsetmiyorum bile.

bu herifi hep itici bulmuşumdur ama yaşadığı coşkuyu çok iyi anlıyorum. a.b.d. birçok konuda adı çıkmış bir ülke ama düşünce özgürlüğü öyle fazla ki, şüphesi olan basit ve keyifli bir örnek olarak south park'ın 100. bölümünü izlesin. benzer bir bölüm türkiye veya diğer bir orta doğu ülkesinde çekilse emeği geçen herkes daha hapse giremeden halk tarafından linçle öldürülürdü. peki a.b.d. ne yaptı? freedom of speech dedi. bölüme kahkahalarla güldü çünkü satir gayet yerindeydi.

herif görgüsüzün teki evet, ama sevinmekte yerden göğe kadar haklı... sansürsüz sanat ve fikir eserlerini yerinde görecek ve daha sün vatandaş olduğu a.b.d.'yi, tüm devlet görevlilerini ve başkanını sertçe eleştirebilecek. kimse bu yüzden onu hapse tıkamaz orada.

iran gibi hasta, sapık ve yere batasıca br ülkede doğaldır. arkadaşlar madımak olayı bile dolaylı olarak bu yobaz, pislik ülkenin ayetullah'ı yüzünden gerçeklesmiştir.
salman rushdie şeytan ayetleri

var böyle bi makam. ayetullah kişisi kimin cennete ya da cehenneme gideceğine bile karar(!) veriyor (bkz: fetva). bu pis ülkede neyin normal olmasını bekliyorsunuz ki. oturma organlarından din uydurmuşlar resmen! islam'da "şu adamı gebert, cennet garanti" diye bir şey var mı? belki arazi bile satıyordur bu sapıklar cennetten... orta çağ avrupasından bile karanlık bir lağım çukurudur günümüz iran'ı...

kendisi komedyen kisvesi altındaki bir filozoftur, toplum bilimcidir aslında. katolik olarak yetiştirilmiş, 20'lerinde ateist olmuş ve ileriki yaşlarda ise joe pesci'ye taptığını açıklamıştır.*

gösterilerini 1 kere gülmek için izleyin, 2. izleyişinizde elinize kağıt kalem alıp kronolojik olarak dikkatle tekrar izleyin.
yıllar içinde üslubunu nasıl ince ince değiştirdiğini izlerken bir yandan hayranlık bir yandan da üzüntü duyabilirsiniz. george carlin insanlardan kademeli olarak nefret etmiş ve umudunu kesmiştir. bir şeyleri bu kadar net gören dahi birisi için hayat ne acı olmalıdır kim bilir...

kendisi 2008 yılında, tam da komedi alanındaki en prestijli ödül olan mark twain prize for american humor'a layık görüldüğü açıklanmışken vefat etmiş, kendisini idol edinen louis c.k. cenaze töreninde konuşma yapmakta zorlanmış ve beni çok duygulandırmıştır... ödül töreni esnasında konuşma yapan komedyenlerden biri ise george carlin'in 3 dönemini şöyle özetler: "bazı insanlar berbat", "çoğu insan berbat" ve son olarak "bertbatsın!"*

sorunun a siyasetçisi, b partisi veya c ünlüsü olmadığını fark ettiğinizde olandır. sorun halkın ta kendisidir; aklının, fikrinin ve vicdanının pisliğidir.

ülkenin yarısının nefret ettiği, öleceği günü iple çektiği biri var... ama malum kişi ölse ne değişecek sanki? söyleyeyim: pek az şey!

sorun kişilerde değil, keşke ülkemizi adaletsizlik ve cehalet denizinde yüzdüren şey fani bir avuç insan olsaydı... ah kardeşlerim; bizi bataklıklarda can çekiştiren, efendiyken köle eden şey zihniyet ve karakterden başkası değil. insanımız öyle tembel, öyle cahil ve öyle kindar ki bu ülkenin hala ayakta durması bile şaşılacak şeydir.

a partisi hep torpilcilik yapıp kendi adamlarını devlet kadrolarına doldurur, çalıp çırpar, kendisini eleştirenleri şu veya bu sekilde susturur. a partisine rakip b partisi ise başa gelir gelmez ne yapar? derhal "acıh da biz yiyeh" diyerek a partisinin yaptığının aynısını yapar hem de daha şiddetli bir şekilde. halk durur mu o da "torpilin büyüğü küçüğü olmaz" der. bir tanıdık olsun, bir dernek veya cemaat olsun bir yere yamar kendini ki devletin denizini biraz da o yesin. bunları yapamayan sütü bozuklar dolandırıcılık, pezevenklik, kaçak elektrik, vergi kaçırma gibi yollar bulur kendine. nasıl olsa bu halk yola yola bitmez(!)

halkın içinde ender bulunan şerefli kesimse bunların hiçbirini yapmaz, çalıp çırpmaz, hakka girmez, evladını askere yollar, en yüksek vergileri öder en düşük maaşları aldığı halde. ama bu kişiler öyle azdır ki (demokrasi gereği) asla ülkeyi yönetecek kişiyi bunlar seçemez. namuslu ve şerefli olmak en büyük suçtur ne yazık ki burada, haramiler hep sırtından geçinir, parazitler kanını içer, hep senin çocuğun şehit olur nedense, hiç kodamanların çocukları varmaz bu kutsal mertebeye, hepsi çürük(!)tür çünkü...

iyi ve şerefli biri olmak hayatını mahvediyorsa bi memlekette, o memleketten umudunu kesersin! çünkü o artık etrafı çizili bir toprak parçasıdır sadece, altında masumların yattığı üstünde ise hainlerin, haramilerin, akrep ve çiyanların oynaştığı bir toprak... anlarsın ki kutsal vatanın geri dönülmez bir şekilde çürümüş.

kestiği çamın üzerine oturtulasıca insan eylemi. hristiyan olmayıp noel kutlayan
özentiler zaten itici, müstehak onlara... be cahil bir kere de batıdan bilim ve fen al, anca saçma sapan paganistik ritüelleri ve gerzek yarışma formatlarını alıyorsun!

bunu ecnebiler de yıllardır yapıyor ne yazık ki, çam ağacının noelde kullanılması dinen de yanlıştır. hristiyanlar kadar yozlaşmış ve dar görüşlü bir dini grup yok cidden... hayır neredeyse hepsi sekülerleşti ona rağmen bu christmas saçmalığına devam ediyorlar! e gösteriş ve tüketim fırsatı sonuçta, yoksa isa mesih kimin umrunda ki...

(bkz: fıstıkçı şahap) ünsüzlerinden biri ile biten kelimeye gelen dahi anlamındaki "de" ekini birleşik ve "te" olarak yazmak.

"sizi tanımakta çok güzeldi" gibi.
allah rızası için kitap okumasanız bile imla kurallarını öğrenin ve uygulayın. herkesin minimum 3 üniversite bitirdiği günümüz nesli ironik bir şekilde yetişmiş en cahil nesildir.

bu arada bu toplu cehaletin suçlusu eğitim sistemidir tabii ki, ama yine de bilgiye ulaşmak bu kadar ucuz ve kolayken ısrarla cahil kalmak kişinin kendi ayıbıdır!

öncelikle bunun torpilci haramilerin jargonuna ait bi cümle olduğunu bilmeyecek kadar torpil işlerinden uzak olduğum için onur duydum.

sanırım elif can yetim'e türk hava yolları kapılarını açan da berat albayrak'ın üzerinde bu cümle yazan kartviziti oldu. hem kendilerinin hem evlatlarının burnundan fitil fitil gelsin!

haram zıkkım olsun!

birine sıranızı verdikten sonra sıranın en sonuna geçin, zira diğer türlüsü kaynak yapmak oluyor bir nevi.

otobüste birine yer verecekseniz hemen verin, ineceğiniz durağa kadar bekleyip inecekken te ötedeki teyzeye "teyze buyur" demek yer vermek değil, o koltuğa yakın duran ayaktaki yolcuların hakkını gasp etmektir.

kabiliyetsiz ve yetersiz "tanıdıklarınızı" kalifiye işlere yerleştirmeyin.
o pozisyonlarda çalışmayı hak eden insanların ve torpilli salaktan berbat hizmet gören insanların hakkını gasp etmiş olursunuz. işine torpille alınmamış kalifiye elemanların da iş yükü sizin torpilli salağınız yüzünden artar ve iş yerinde hostil bir atmosfer oluşur.

kısacası kıyakla iyilik arasındaki farkı bilmiyorsanız ölün lütfen, bir kişiye yaptığınız sözde iyilik diğer onlarca kişiye yaptığınız bir saygısızlık ve görgüsüzlük olabiliyor zira!

yaşadığı şeylere göre 15 yaşında bile çökmeye başlayabilir...

beni görenler hep çok yaşlı zannediyor mesela, tahminde bulunurken 10-15 yaş katıyorlar.
hiç kızmıyorum ama böyle pot kıranlara, gözümdeki ışığı bile çalan şerefsiz insanları da allah'a havale ediyorum, ne yapayım...

hem cahil hem de ilkel olan toplumumuzda katmerli bir yaradır. pek çoğumuz muzdatiptir bundan. ama üzülmeyin çaresi var elbette.

bir kere aile şapkasını atıp birey şapkasını takacaksın. ailenin acıları, sorunları ve kavgaları bitmez. iyileşmiyorlarsa, daha doğrusu sorun direkt onlardan kaynaklıysa ve bunu kabullenmiyorlarsa atacaksın aileyi. bu kendini korumanın ön şartıdır. bu radikal kararı veremeyenler ailelerinin karanlığında boğulur ve muhtemelen ileride kurmaya yeltendikleri aile de aynen geldikleri aile gibi sorunlu ve işlevsiz olur.

atın kardeşim! sizi üzeni yıpratanı atın, öz evladınız hayırsız olsa onu bile atın! hayırsız oğlunuzu/kızınızı "evlenince düzene girer." diye birilerinin başına sarmayın! ruh sağlığı berbat yakınınıza "bak yaşlanınca yalnızlık çekersin, yap bir çocuk da yaşlanınca kapılara bakma." demeyin. sorunlu ailelerin büyümesine, dallanıp budaklanmasına yol açmayın. sorunlu aileler büyümemelidir, ıslah edilmelidir!

ayrıca allah aşkına üst üste yapılan düşük ve ölü doğumları ciddiye alın! siz idrak edemeseniz de kabul etmek istemeseniz de natürel seleksiyon ya da "her şerde bir hayır var" mekanizması çürükleri elemekte yüzbinlerce yıldır kusursuz işliyor. olmuyorsa bırakın olmasın.

koyunluğu seçendir.

çoğunluğun tuttuğunu tutup, attığını atmaktır. kalabalığa uymanın verdiği güç ve güven hissi konformist olmayı çekici kılsa da konformist insanlar gittikçe fabrikasyon ürünleri andırırlar ve bunların oluşturduğu toplum hep geri kalacak, düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip sorgulayıcı toplumlar tarafından aşağılık muamelesi görecektir.

her zaman bebeğin yaşama hakkını elinden almak değildir. kimi zaman düşük gerçekleştiği halde rahimden tam olarak atılamayan ölü kalıntıların uzaklaştırılması için kürtaj elzemdir.

ayrıca insanlığın belki de başından beri var olmuş bir şeydir gebeliktan kurtulma isteği ve çabası, şurada yazanlara bakınca utanç duydum gerçekten... kimse istemediği çocukları doğurmaya zorlanmamalıdır. istenmeyen çocuklar ileride sorun oluşturur, zira insanın ruhsal varlığı bedensel varlığından çok daha önce şekillenir ve her insan bilinçli olarak değilse bile içten içe istenip istenmediğini bilir ve kendisine verdiği değer bunun üzerine inşa edilir.

dünyada 8 milyar insan var, dana fazla insana gerek yok, bırakın da kadınlar özgürce kürtaj yaptırsın, sizin rahminizdeki çocuğu zorla almadıkları sürece buna "hayır!" demek size düşmez.

keşke daha yaygın olsa dediğim... zira boşanmanın angaryasından çekinen ve "çocuk yapalım evliligimiz kurtulsun" diyen milyonlarca dangalak yüzünden iğrenç ötesi, sağlıksız, yozlaşmış ve işlevsiz bir topluma dönüşüyoruz günden güne.

yeter artık! evlilik kutsal değildir! boşanmak ayıp değildir! ayrıca herkes evlenecek diye bir kaide yoktur!

sevişecekseniz sevişin, çocuk yapacaksanız yapın, eyvallah. ama sırf sevişesiniz geldi veya tohuma kaçmak üzeresiniz diye evlenmeyin. bu hataya düşüp evlendiyseniz de boşanmaktan imtina etmeyin, evliliğiniz sizi mutsuzluk sebebiyse boşanmak medeniyet ve saygı göstergesidir! evlilik kurtulsun diye çocuk yapmaksa bencilliğin ve saygısızlığın en büyüğüdür!

aynı zamanda bir men at work şarkısının adı.

ı can't get to sleep
ı think about the implication
of diving in too deep
and possibly the complications
especially at night
ı worry over situations
ı know will be alright
perhaps it's just imagination
day after day it reappears
night after night my heartbeat shows the fear
ghosts appear and fade away
alone between the sheets
only brings exasperation
ıt's time to walk the streets
smell the desperation
at least there's pretty lights
and though there's little variatios
ıt nullifies the night
from overkill
day after day it reappears
night after night my heartbeat, shows the fear
ghosts appear and fade away
come back another day
ı can't get to sleep
ı think about the implications
of diving in too deep
and possibly the complications
especially at night
ı worry over situations that
ı know will be alright
ıt's just overkill
day after day it reappears
night after night my heartbeat, shows the fear
ghosts appear and fade away
ghosts appear and fade away
ghosts appear and fade away

bu sözlük bu yüzden güzel... seviyorum sizi kafadarlar! sadece laf yok icraat de var, delikanlılık sadece klavyede kalmıyor.*

hadi el uzatalım bu masumlara! *

türkiye'de yoksulluk yoktu değil mi?

allah 30 yaşında 2 çocuk babası evli bir insanı bu raddeye getirenlerin belasını versin. bu yoksulluk işsizlik yüzünden kaçıncı intihar?!

baştakiler de mumya ajda ile kara cahil demet'in boktan konserlerine milyonlarca lira akıtsın emekçiler yokluktan kırılırken!

allah'ım önümdeki engelleri kaldır, evime bereket ve aileme huzur ver, bizi hastalık ve acılarımızdan kurtar, tüm hayvanları ve masumları doyur ve koru.

allah'ım insanların, cinlerin ve şeytanların şerrinden; kazadan ve beladan sana sığınırım, sen beni hep iyi insanlarla karşılaştır, kötülere fırsat verme.

bu ülkenin sözlükteki tanımı bile "noksan" olmalı. hangi eksikliği yazalım?

adalet, akıl, vicdan, dürüstlük, özgürlük...

hiçbir ingiliz kimse için "işgalci" diyemez.

sincap sincaptır, işgalci babandır!