normalgozluk yazar profili

normalgozluk kapak fotoğrafı
normalgozluk profil fotoğrafı
rozet
karma: 239 tanım: 15 başlık: 0 takipçi: 5

son tanımları


normal sözlük yazarlarının şiirleri

uzunca bir zaman çalışmaktan yorgun
elleri nasıllı
gözleri nasıllı
topyekûn soru yağmuru
son saniyelerim, hoş geldin
ve dur durak bilmeden
hoş geldin hoş geldin hoş geldin

yıldızlar dolaşıyor etrafımızda
eriyik bir görüş
gelişir habire gelişir
dur durak bilmeden merakımız

bu tebeşirler nereye kayboluyorsa
bu tahta bu silgi bu bu bu...
sözlerimi tutamayacağımı öngörmüş olmakla
bu televizyon bu prompt bu bu bu
pencere...

haylazlar koşuyor önümüzde
yeniden kurulacak bir daire
dominent
indominent
hiçbir zaman yeterli kelimeye sahip olamazsın

daima kötüye gidişi nasıl durduracaksın
güzel bir hatıranın içi acıklı olduğunda...
size bunları kim öğretti?

dolaşamıyoruz hiçbir yerde
her yerde hesap sorumlusu
veda vakti geldiğinde
dövecekler seni de

hiç bilir misin
her yerde nasıl birikir sorunlar
yumak yumak
topak topak
orta oyunu gibi sergilenir
ve bizler de seyrederiz bu seyirliği
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

düşünce topu.
zaman çizgisi.
peşinde koşturduğum hiçlik.
ve hüznümün güncesi.

uslan be açgözlü insan.
dinlen be aklı kıt insan.
nerede dostların,
nerede ailen?

havanda su dövmek midir hayat?
gelmelisin ey sevinç,
her şey son bulmadan.

yakarış.
ve yutulan sözcükler.
bir kapı açılayazarken
diğeri kapandı.

sonra yine...
niye?
yine...
bu hep böyle yinelenecek ve...
talih sıkılacak bir gün...
ve...

konuşacak ruh benimle
dur dinlen diyecek
ilk denemeye göre iyiydin
hayat yollarında,
bir dahakine artık...

ve dinle diyecek
varoluşun sesini
güzelliğin sesini dinle
böyle konuşacak ruh benimle

daha fazlası değilsin diyecek
daha güzeli değilsin diyecek
sen bir proje değilsin diyecek
ve bu gezegen senin değil diyecek
ama sen bu gezegenin bir çocuğusun
tüm doğruların ve yanlışların bir çocuğusun

aklın beş karış havadaydı
uykusuz kaldın
kaygılandın
pireyi deve yaptın
kim için çalıştın?
kime ne yarar sağladın?
çok mu istedin?
az mı istedin?

bir saman alevi gibi parladın
ne günü güneşi algıladın
ne geceyi ayı algıladın
öylece kalakaldın.
böylece bakakaldın.

tıklattılar pencereni
ama sen duymadın
bir gülüş geçiverdi kapından
bir daha,
bir daha,
sen algılamadın.
sen dışarı çıkmadın.

hava karardı,
herkes evine kapandı.
olsun demelisin şimdi
olsun, duyabilirsin
varoluşun sesini
güzelliğin sesini
haydi,
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

zaman belirgin veya belirsiz izler bırakır üstümüzde
belirsiz mezarlar üzerinde gezinir gibi geziniriz
gerçekliğimizin binbir çeşitlemesinde
nereye kaçsak başka bir kavşak

hayır haykırmıyorum
hayır dua ediyorum sessiz usulca
bir dağın yamacında
dünya dönüyor muymuş
ne için?

ne önerin var söyler misin
eyledin ve oldun
işte bunu geri çeviremezsin
art arda dizilecek şimdi birçoğu
öfke nöbetçilerinin
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

biliyorum yanlış bir şeyler var
biliyorum karmakarışıklar
biliyorum
biliyorum
biliyorum
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

yaşam perde perde açılır veya açılmaz.
bizler düşeriz bireyliğimizin kaldırımlarından.

okumak, okumak...
nedir okumak?
hangi maskenin ardında bu yaşamak?

yeniliriz
kendimize yakışık almayız
ilgimiz işte oralarda
bir sinek perdenin ardında

sonra bir çağrı uzaklardan uzağa
ve gevezelik bilgisi
herkes bu yana bakabilir mi?
bakın bu yana.
çevirin başlarınızı.

bakın yüzümdeki kırgınlık anlatımına
bu defa her zamankinden kederliyim

çağırmadınız şenlik ateşinin yanına
veya çağırdınız duymadım
siz de gitmediniz aynı zamanda
bunu çok sonradan öğrendim
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

hızlıca gelir gider düşünceler
aklın karışır
arzunun boğazları
bir karışık türkü dinle
bir yapboz sürüşü
heyecan iyice alır seni içine
ve tıklandığında
söyleyecek birkaç kelime yoldaşın
torpido gözünde
ne var?
hayalet
pişmanlıklar yoldaşın
ay ışığı
durgun suyun mahmurluğu
fırlatılması mümkün bir cisim
çağırtısı
bir kuşun çırpınmadan uçması namümkün
tersine kuş çırpınır ki uçabilsin
tersine hepsi mümkündür
bir sokak lambası gibi
bir trampet sancısı gibi
gerçekten de sivil bir osturuk gibi
ve hışmına uğrayacaksın tüm sevgilerinin
hiçbir şey söylemediğinde
hiçbir şey eylemediğinde
hayat ne de kolaydır
ve gezinmek ne büyük mutluluktur insanlar arasında
evet, yarın, yeniden yeniden gideceksin
ve düşeceksin bu yollara
ve kaldırımlara
hayır, bu havayı teneffüs et biraz daha
ve etüt
sonelerin sonuncusunu yazdım karanlığa
kusuruma bakma
bu gerçekçi düşünceler sıralandı art arda
hayır, hayalim var benim gideceğim
hayır, bin bir türlü kilidini açacağım evlerimin
bir direktuvar yönetimi ele geçirecek bu kaygılarımı
bu karanlıklarımı
seni kimselere vermem, vermem diyecektir
hayır, onların bir bildiği vardır
bir bildiği vardır dinle
hayır, hepsi benim diyecek yüreğin
bir kazan gibi fokurdarken
aslolan sakinliktir
derin denizlerden de ötede
aslolan yalnızlıktır
hayır, bu beden senin değil, boşuna imrenme
hayır, bu hayaletler boş
ve odalar boş
içlerinde gezinen kertenkeleler
bir kadının dişi ne renk?
içi ve ümitleri ne renk?
bir kayıp rıhtımda
gezinirsin
kadının gözleri, saçları, bukleleri ne renk?
bir sayıltıyı saya saya bitiremezsin
koşarsın sabahleyin
ve fırsatlar belirir kapıda
aynı aya yorgi zamanlarında
olduğu kadar kapsamlı
aynı cetvel, aynı tutumlu sözcükler
ve daha iyiye gitmek için
rüzgârı kararsın önüne
kalbin güm pat pat patlar
bir travmadır bu evin içi
ve sözcükler başından aşağı yağar
ayrılık gereklidir
ayrılık acıklıdır
bu bedeni sizler için taşıyorum
bu bedeni kendimden aldım, sizlere taşıyorum
evet, evimin rengi bordo
evet, bir jaluzi düşlüyorum
çıldırmış düşün boğuyor beni aynı zamanda
bir kampana vuruyor ahir zamanda
artık ağlamayacağım
çünkü oyuncu değişikliği hakkım da doldu
bir krampon hediye edeceğim
sinerjimin doruklarına
ve fırtınayı ardıma alıp, evine geleceğim
zalim dünya
şu zalim dünya
hayret ettirdin kendine
yine sonunda
ve kırağı düştü toprağıma
ve haykırdım bu şarkıyı sonunda
uydurma hikâyelerin ötesinde
bir fırıncı yaşarmış
onun bildiği doğrular
henüz doğrulanmamış doğrularmış
oturmuş ay ışığının alnında
ve yollara vurmuş yüreğini
kuru bir türkü imiş söylediği
ve hınca hınç meydanlarda
uyku ile uyanıklık arasında
bir heyecan fırtınası dizginlemiş onu ellerinden
“affedemeyeceğin şey” demiş ona
“kendini affedemeyeceğin şey”
ruhundan ay ışığının altına doğru ağaran
sadece bir seddace getirin
biraz dua, biraz hüzün
bin kaygı ile çıkılmaz bu yollar
biraz keskin sirke, biraz üzüm
at bakalım kendini yollara
yine
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

bir anda eşek arıları gibi çakılıyor zihnime efkardan tekrarlar
cirit atıyorlar koridorlarında zihnimin hiç sevmediğim sözlerle
çıkacağım bu karanlığın
bu mükemmelciliğin zar kanatlarından

bir panayırda gibiyim ya
niye her halimden ayrı ıssızlık akıyor
"hep ileri bak" diyor bir ses, "ileri, ileri"
duysam mı, duymasam mı?
"unut olanları, anma solup giden o rüyaları"
duysam mı, duymasam mı?
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

hızlı hızlı ineceksin bu merdivenlerden
kimseler görmeyecek
patır kütür ineceksin bu merdivenlerden
insanlar uykusundan uyanacak
vay haydut vay diyecek
hüzün üstüne hüzün bindiriyor
bu hayat.
sözleriniz,
sözleriniz ayışığım gibi
göz yuvarımda ışıyor
ne olacağız söyleyin
ne olacağız
bütün bu tatlı belirişlerimiz
nereye kaybolacağız
insan inanamıyor
sinematografik beynimize
uçuyoruz derinden derine
soruyoruz bu varlığın işi ne
yokluğun evinde
devamını gör...

tanrı iyi olmak zorunda mı sorunsalı

tanrı iyi olduğu için tanrıdır. insanlar da iyi olduğu ölçüde tanrıdan bir yansımadır
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

öyle.
öylesine.
tam zamanında gelen yolcu
ve mutlak mutluluk salınımları
tam karşında dururken
zihninin yorgun elmasları
karşı çıkışın
inişin ve çıkışın
rol yapmaların cehennemi
el verir ki gülsünler bize
ve ömürsüz bir veda şarkısı söylesinler
söyleşenler
aşka daima sarılanlar
yıkılanlar ve kurulanlar
ve yine yıkılıp yine kurulanlar
ömrüm
soru sormadan mı geçmeliyim bu yolları
ve değişip değişip durmadan yol almalıyım
bu yeni sonsuzluğa
bu yeni susuzluğa alışmalıyım
tektipleşmeden elimde
kalan son kağıtları
veryansın alevinde yakmalıyım
uzak bir cehennem canlanır belleğimde
o acı bir kor halinde düştüğünde yüreğime
ve sıkışmışlığın hülyalarında
düzmece şarkıların esansında
ben ve ben
bir doğrultuda yürüyoruz
iyice gerildiğinde bu ip
kopacaktır biliyoruz
bunları kendi ağzımdan çıkan kelimeler halinde aktarıyorum
yüzünü tanıyorum
ruhunu tanıyorum
ellerini tanıyorum
uzak bir utangaçlıkta yaşıyoruz her gün
bu şehri tanıyorum
ışıklarını
ışıklarını
bir tapu, bir kadastro
bir hırs.
bir hırçınlık.
ve elmas. ve yakut.
aynı evde, aynı mahallede
aynı yolda
aynı zorluklarla
yaşıyoruz
biz milyarlarca insan.
ve devam edecek
bilgiyi, silgiyi üretemeyecek değiliz
pinekliyoruz bizler
biz milyarlarca insan
rakamlarla
basit muhasebelerle
aklımız bulanmadan
uyukluyoruz
aynı güneşin alnında
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

bugün bütün gün evdeydim. müzik dinledim, hayal kurdum. kardeşim ve dostları müzik yapmak için odalarındaydı. dünyada kendime bir yol bulabileceğimi umdum ve buldum da. fakat ardıma bakmadan koşamayacak kadar kök salmışım toprağa. hatırladım, bana taş yerinde ağırdır diyen yakışıklı arkadaşımı ve bana senin gibi sarkastik adamın buralarda ne işi olur deyişini. haklısın dostum haksızsın dostum. ailem iyi, fakat herkes farklı bir şehirde. bir ben kaldım geride. hayal kurdum, yaşamımın orta yerinde. ben nereye gitmeliyim. yukarı aşağı sağa sola her yere gidebilirim. çok vakit kaybetmiştim çocukluğumda ve ilk gençliğimde ve gençliğimde. dünyaya tepki olarak yapmıştım bunu. dünya bunu duymadı. o zaman inandım, benden başka bir şeylerin de var olduğuna, yalnızlığımda yalnız olmadığıma. ve sevindim yalnızlığıma. bunca derdin tasanın ortasında süregiden mücadeleye hayran kaldım. insan sen tatlısın evet. sabah fırından birkaç simit bir ekmek almıştım, bunun yerine tam buğday ekmeği almalıydım, unutmuştum. bakkaldan kahvaltılık çikolata aldım. bakkalcıyla tanıştım, bakkalın önünde oturan adamla tanıştım. "polis kim yaa" demiş tanıdığı, "savcının yanında". bakkalcı otuz yaşındaydı "ama hiç umursamıyorum" dedi. durduk yere böyle diyerek umursadığını ele verdi. "neler yapmışlardı, ne belalara dalmışlardı polisin giremediği o mahallelerde ama şimdi hiçbir şey kalmamıştı". evde oyalandım bütün gün. umudumu korumak üzerine bir şarkı yazdım içimden, nakaratını tekrarladım durdum. bi arkadaşım aradı. gym'de giyimin nasıl olması gerektiği hakkında beni aydınlattı. spor dolu bir yaşam. heyecan dolu bir yaşam. her yönüyle dolu dolu bir yaşam. maalesef bir sigara yaktım. çamaşır makinesini, bulaşık makinesini çalıştırdım. bunlara benzer ufak tefek daha birçok şey yaptım
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının şiirleri

çakıl taşları

çakıl taşları, çakıl taşları
dünyadaki sevinçli günlerimiz, sayılı günlerimiz
kızgınç bir bakış atarlar sana ki sorma
resmi kişiler.
o zaman koşarak dönersin eve
evde ise bir hengame
yine de vardır çörekotulu bir salata
ve yanında biraz bulgur pilavı mutlaka
sonra uyursun.
uyuma uyuma!
haydi!
devamını gör...

şükür

şükür bir tavırdır. ve tatmin edici bir yaşamın kaçınılmaz şartıdır bana göre. peygamberler bu tavrın terk edildiği zamanlarda gelmiştir. bu tavrın siyasetle, ideolojiyle ilgisi yok. teknik bir anlamı var bunun. her insan farklı bir hikayenin içinde bulur kendini doğduğunda, eşitsizlikler ve adaletsizlikler vardır, kimisi kusurlarla doğar, bedeninden itibaren maruz kalır haksızlığa. değiştiremeyeceği ve çalışarak değiştirebileceği şeyler vardır her insanın. şükretmeyi bilen kişi en amansız koşullarda bile sevmeyi ve yaşamayı ihmal etmez. şükretme kabiliyetinden yoksun kişi varlık içinde yokluk çeker, gülemez. bu tavrın neden bu kadar eleştirildiğini anlamıyorum. ben kendim de şükretmeyi bilmeyen biriyim, kendim için hep daha iyisini istiyor ve genellikle bardağın boş tarafını görüyorum. ve mutlu değilim! hal böyleyken şükürcü yaklaşımı nasıl olup da eleştireyim? kadim bilgelikler de şükretmeyi, kanaatkarlığı öğütlemiyor mu? en büyük üzüntülerimiz beklentilerimizden kaynaklanmıyor mu? hal böyleyken şükürcü yaklaşımı eleştirmeyeceğim
devamını gör...

eski fotoğraflara bakarken hissedilenler

acı ve umut...
devamını gör...

rutin

rutin hoştur. özellikle de bir hedef doğrultusunda iyice yapılandırıldığında muhteşemdir (bkz: rutin yapılandırmak) fazlası zarardır, yaratıcılığı ve neşeyi öldürebilir. bence rutinler kendi kendilerini ortadan kaldırma/değiştirme potansiyelini içerecek şekilde dizayn edilmelidir. bağrında değişim potansiyeline yer vermeyen rutine bir ömür bağlı kalmak insanın herkesten ve her şeyden ümidini kestiğinin göstergesi olabilir. inançsızlık, umutsuzluk belirtisi olabilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim