obsesif psikolojik danisman yazar profili

ülkenin yarısının henüz bilinç kazanamadığı göz önünde bulundurunca pek ihtimal veremediğim başlıktır.

ekonomik gücümüzü göz önünde bulundurarak ucuz ve denediğim ( hala kullandığım) bir tarif ekliyorum. biberiye ve nane ( birer yemek kaşığı) bir buçuk su barçağı kadar suda kaynatılıp sprey şişeye konur. buzdolabında bekletip her gün saç diplerimize fıs fıs yapıyoruz. hem dökülmeyi azaltıyor, hem de uzama hızını arttırıyor.

en sevilen : yeni boyanmış oda kokusu.
en sevilmeyen : tavuk haşlanmış mutfak kokusu.

söküğünü dikemeyen terzi.

saat 21.38 bir kahve suyu koysam kalkmışken de suyumu içsem hatta su kaynayana kadar balkonda bir de sigara içerim saati. saçları mandal tokayla tutturup makyajını temizlerken aynada göz altlarını inceleme saati.. mahfedilmiş güzelliğine , küskün gözlerine uzun uzun bakarken bu enkazı yaratana küfretme o an kahve suyu koyduğunu hatırlama saati.. kahveni karıştırırken bazı şeyler yanlış oldu diye düşünme saati.. evet bazı şeyler yanlıştı ama ne ? bu saatler insanın balkonda biriyle dertleşip derdine derman bir kaç şey duymaya , inanmaya ihtiyaç duyduğu saatler. saat 21.55 . bu saat ihtiyacın varken yanında kimseyi bulamadığın saat. saat 22.02 dört kitaba dil de olsan içindekileri dile getiremediğin saatler. belki de kendini anlamak istemeyen birine anlatmak için çırpındığın o günleri hatırlayıp sustuğun saat. saat 22.15. dört kitaba da baktım sevmek günah değil. bir sigara daha içeyim kahveyle saati bu saat. bu sigara bittiğinde seni unutacağım , bu sigarayla bittiğinde seni bir daha hatırlamayacağım.. saat 22.30 seni bir daha nefret etmek için bile hatırlamayacağım. bu bir veda ama insan kendi içinin köşesine veda edemez. bu bir veda değil.

hirabigüntiktokagiriyo olabilir.

etek giyilmesinden rahatsız oluyorsa etek giymemesini önerebileceğim erkeklerdir.

kyk'da kalırken pijamayla inmek yasaklanmıştı. şıkır şıkır giyinip yemekhaneye inmemiz bekleniyordu sanırım. kız yurdu olsa daha normal gibi gelirdi bu başlık göz alıştı artık maalesef..

bir süre sonra kadın/erkek farketmeksizin insanlar günaydın dediğinde camdan acaba sabah mı oldu ki diye kontrol edecek seviyeye geliyorsunuz.

her yerde prozac derler ama senin gözlerin , yarım saat yürüyüş , sevmek ve sevilmek , aynanın karşısında omzunu öpüp sen çok değerlisin demek falan filan zırvalarını kenara bırakırsak herkesin uzmanla görüşerek kendisi için iyi olanı bulacağı antidepresandır.

yarın kahvaltıda yemek için salatalık domates aldım. inanamazsınız ama tuvalet kağıdı bile var evimde.

eeee var mı birileri ? düğün ne zaman ?

makarna . bize hiç bir şeyi hafife almayın 1 liralık makarna bile yükselir kıymete biner diyor.

sosyal medyada "tertemiz çocuklarla" ders yapma isteğini belirtmek yerine o çocuklarla temizlik ve hijyen konusunda bilgilendirici konuşmalar yapması, gerekirse ( ki gerektiğini düşünüyorum ) çocuklarını okula nasıl göndermeleri gerektiği konusunda bir toplantı düzenlemesi daha etkili olurdu diye düşünüyorum. eğitim öğretim içerisindeki kişi de zaten bunu yapmalı..sağa sola şikayet kusmak yerine ben bu çocukları akademik olarak , psikolojik olarak , vicdani olarak ve kültürel olarak nasıl geliştirir nasıl topluma kazandırırım düşüncesiyle hareket etmeli.

eğer suriyeli olsaydım gönüllü olarak ülkeme gider miydim sanmam. ülkemde hiç bir gelirim yokken burda paşalar gibi yaşıyorsam özellikle de.

günaydın türkiyem dedirten başlıktır.

eyy vayt çaklıt mokka sen kimsin. bir türk kahvesi içmek bize iyi gelecek yaralarımızı saracak değil mi bilalcim.

maske yasağı kalkmadan burnumu yaptırdığım için kendimi tebrik ediyor ve başarılarımın devamını diliyorum.*

dolar yükselirken hızla yükselen fiyatlar doların düşmesinden sonra düşmediği gibi artmaya devam etmişti zaten. o yüzden herhangi bir zamma sebep bulmaya gerek yok artık.

ezel-bahar. sevdi sevilmedi. sevgisi kullanıldı. kendisini seveni görmedi. dizinin en masumuyken hastalıkla savaştı ve bir hiç uğruna öldü.