bu diziye olan nefretimi paylaşan insanlar görmek güzel. aslında diğer türk dizileriyle aynı senaryo fakirliğine sahip. ama maskülenite bir tık daha fazla. pandemi döneminde evde kalıp ailem izlerken gözlemlediğim kadarıyla 3 sahnede bir başrol oyuncusu erkek ağır sinir krizleri geçiriyor senaryo tamamen başrole sinir krizi geçirtmek üzere kurulmuş sanırım.
"korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de,
hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar
kötü değildir." demiştir stefan zweig.
bir süredir maraton tadında kitaplarını okumaya başladığım yazar. aslında size çok uzak bir evreni anlatıyormuş gibi gelen ama aynı zamanda pek de yabancı olmadığınız tam ortasında yaşadığınız hayatın çarpıcılığını gözler önüne seren eserleri sizi uzun süreli düşünme seanslarına sürüklüyor. okurken kendi içinizde ve dünya çevresinde bir yolculuğa çıkıyorsunuz, bu iki ayrı ortamın birbirinden çok da uzak olmadığını hissediyorsunuz.
"bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, bütün hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir." sözünün tam olarak eğitim alanında nasıl uygulanabileceğini, herkesin öğrenme yönteminin ve bilgilerini uygulama yönteminin farklı olduğunu vurgulayan bir yapım. ayrıca bir öğretmenin, öğrencinin hayatına nasıl etki edebileceğini de ortaya koyuyor. özellikle eğitim alanında hizmet verecek kişilerin bu yapımı izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.