pekalazizim yazar profili

hadi her şeyi geçtim azıcık düşünün ebu cehil gibi en azılı kafirler o dönemde yaşanmış velev ki bu abes bir durum o zamanki gayrımüslimler bu konunun üzerinde eşek gibi tepinirdi size de sıra gelmezdi merak etmeyin .

nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! kendilerine bir iyilik dokunsa “bu allah’tan” derler, başlarına bir kötülük gelince de “bu senden” derler. “hepsi allah’tandır” de. ne oldu bu topluluğa ki bir türlü söyleneni anlayamıyorlar!

sana gelen iyilik allah’tandır. başına gelen kötülük ise nefsindendir. seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da allah yeter.

nisa suresi 78-79. ayet .

9 nisan 1937 tarihli daily mirror gazetesi’nin mustafa kemal için attığı başlık .

haberin konusu latife hanım gittikten sonra aşkta bir daha iflah olmaması .

adına tanım girilmemesine şaşırdım . yaşadığı dönemin en büyük ses sanatkarı kabul ediliyor .

zekai dede, onun mûsikideki kabiliyetini ve istikbalini âdeta keşfederek şöyle der:
-”oğlum, sana hüdâ meşketmiş, benim meşkedecek bir şeyim yok! gittiğin yolda böylece devam et!..”

hafız sami, ilk olarak on dört yaşında ramazanda fatih camii`nde mukabele okumaya başladığında, kur`an hayranları bu muhteşem mabedi tıklım tıklım doldurur; işini gücünü bırakan, dükkânını kapatanlardan başka istanbul dışından bile dinlemeye gelen meraklıları vardır.

hafız sami, gençlik yıllarında bir gün metris çiftliği`nde avlanırken bir ara arkadaşlarıyla bir ağacın altına oturup soluklanmışlar. çok geçmeden vecd haline geçen hafızımız başlamış muhteşem sesiyle ortalığı çın çın öttürmeye... mevsim mayıs, yani bülbüllerin şakıma zamanı... hafız güzel sesiyle ortalığı inletirken altında oturduğu ağacın dalları arasında onunla birlikte dem çeken bülbüller birden bire suspus olurlar. arkadaşlarının yemin ederek anlattıklarına göre de, dalların arasından sessizce süzülen bülbüller sessizce gelip hafız`ın başına konarlar.


“geçtiğimiz yüzyılın en büyük sesi kabul edilir” gibi ibareler de gördüm tavsiye ederim gazel dinlemeseniz dahi beğeneceğiniz muhteşem bir sesi var .

alman bilim adam pfeiffer ; zemzemin mayalama özelliği bulunduğunu , bir bardağının bir kova şebeke suyunu temizlediğini ve bu özelliğiyle enerji ve şifa deposu olduğunu bulmuş .

bir araştırma şirketinin düzenlediği bir raporda " zemzem suyunun ultraviyole ışınlarla dezenfekte edilmeye başlandıktan sonra sular büyük ölçüde mikroplardan arınmıştır " denilmekte .

zemzem suyunun kristallerini mikroskop ortamında nano teknolojisiyle inceleyen japon bilim adamı masuro emoto ; suyun kristal düzeninin değişen frekanslara göre değiştiğini , olumlu seslerde parlaklaşıp netleştiğini ancak olumsuz seslerde karardığını bulur .

madeni sulardaki tuz oranı litrede 150-300 miligram arasındayken bu oran zemzemde 2000 miligrama kadar çıkabilir . bu sebepledir ki bitkin düşen hacılar zemzem içince rahatlar .

zemzem suyunun gazlı ve hazmettirici özelliği vardır . dünyada en gazlı suyun bulunduğu fransa’nın evian bölgesinde 1 litrede 357 miligram bikarbonat bulunurken zemzemde 366 miligramdır .

zemzemde tuz oranı yüksek olmasına rağmen kendine has özelliğinden dolayı tatlıdır . içildiğinde tuz tadı alınmaz . şurası bir gerçek zemzemde bulunan tuz oranı başka bir suda olsaydı kesinlikle içilemezdi .

zemzemin bileşenleri bilindiği halde buna denk bir su yapılamaması da görebilenler için ilahi rahmetin icaz sırlarından biridir .

özetlemek gerekirse zemzem ; mikroorganizmalardan arınmış bakteri içermeyen temiz ve berraktır . madeni suların en sağlıklısı kabul edilir . zengin miktarda kalsiyum ve magnezyum içerir . son olarak bilim insanlarına göre zemzem suyunun uzun sürede bitmesi mümkün değildir .
[[/alıntı]]

araştırma şirketi : w. f. korner firması’nın vermiş olduğu rapor .

#2920018

egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözü mustafa kemal’e ait değil bilginiz olsun .

burada müminler barış istemekten menedilmiyorlar . üstün durumda iken (veya mümin olmak üstün ve şerefli olmayı da ihtiva ettiği için) zaaf ve gevşeklik gösterip düşmandan önce barış istemeleri uygun bulunmuyor.

artık iyice can sıkmaya başlayan durumdur . akışta neredeyse her zaman en az bir tane cins*l içerikli başlık oluyor üstüne aralarda da “islam” düşmanlığı içeren -başka dine saldırmıyorlar- başlıklar oluyor .

eğer hiçbir şey yapılmayacaksa biz gidelim saygı duyuyoruz ama saygı göremiyoruz maalesef sosyal medya da kullanmıyorum zaten bundan muzdarip olmam burayı da kapatır gideriz .

beyza alkoç hanımefendinin yazmış olması .

1) sürekli şikayet eden

2) yaptıklarını başa kakan

3) önceki eşine özlem duyan

4) aç gözlü

5) çok süslenen

6) geveze

imam gazali .

normalsozluk.com/entry/2915704

mezheplerin ne olduğunu bilmeyen bir cahil daha mezheplerde farz değişmez oruç farzdır ama siz fatih altaylı gibi öğle namazının farzını şafi mezhebine göre 4 hanefi mezhebine göre 5 zannediyorsunuz sanırım o da sizin cahilliğinizden .

önce görücü usulü evliliğin ne olduğunu bilmek lazım ki dimağlardaki internetten bulaşan saçma sapan bilgi kirliliğini temizleyelim .

öncelikle bir erkek olduğum için kendimden yola çıkarak anlatıyorum . ben aileme diyorum ki ben evlenmek istiyorum . sonrasında ailem eşe dosta haber salıyor benim evlenmek istediğimi ve sonrasında uygun bir aday aranma sürecine giriyor . örneğin birisi bulundu diyelim ben kadının fotoğrafını görüyorum eğer ki ben beğendim o da beğenirse sonrasında evlilik görüşmesi için ziyaret yapılır . görüşmede karşılıklı birbirimizi tanımak için sorular sorarız ayrıca evlilikten beklentiler nedir vesaire gibi baktık ilk görüşme olumlu geçti ve karşı tarafa karşı da bir şeyler hissediyorsak devam edebilir . eğer ki olumsuz olursa devam etmez . olumlu geçmesi de tek seferde evlenmek demek değildir zamanla daha fazla görüşürsün karşıdaki insanı tanımak için ve baktık ki ben bu insanla bir ömür geçirebilirim diyorsun o zaman evlenirsin .

görücü usulünde biriyle tanışmaya gittim onunla kesin evlenmek zorundayım gibi bir durum yok .

görücü usulünde hiç görmeden evlendim gibi bir durum yok aksine karşılıklı bir sevgi olması gerek ki devam etsin .

kadınların söz hakkı yok gibi bir şey de yok ilk görüşme oldu kadın karşı tarafa direkt olarak olumsuz hissettiğini söyleyemese bile ailesine bu durumu anlatıp ailesi karşı tarafa iletebilir .

örneğin osmanlı’da birisi sizi istemeye geldi kız damat adayını beğenmediyse kahveyi tuzlu yapar damat tarafı kahve içer bize müsaade diyerek kalkarmış . günümüzdeki gibi saçmalık şekliyle tuz kullanılmıyor bunun bile manası var .

bana kalırsa insanlar erkenden evlenmeli çünkü insan büyüdükçe daha fazla şeye dikkat ediyor ve tahammül seviyesi azalıyor bu da geçimi zorlaştırıyor bence erken evlenip(en az 18 olduktan sonra) insan karşısındaki partneriyle beraber büyümeli .

ve muhakkak görücü usulü evlenilmeli . günümüzde insanlar yıllarca sevgili hayatı yaşıyor sonra evleniyor birkaç sene sonra da boşanıyor neden çünkü karşı tarafı a’dan z’ye biliyorsun zaten herhangi bir heyecanı kalmadı .

yine aynı şekilde insanlar sevgili olarak karşısındaki insanla her şeyi yaşıyor gezmek eğlenmek vesaire gibisinden e artık ilk olmayan şeyler eskisi kadar keyif vermez ki . örneğin kadın hiç şehir dışına çıkmamış ama erkek dünya turuna çıkmış sevgilisiyle ne kadar makul .

bir de şu var ki evlilikten bahsederken bunu söylemesek olmaz . geçici zevklerle eş seçenler çabuk pişman olur .
nefsani zevklerin esiri olarak eş seçenler ; nefsani zevkler tatmin oldukça söner , ruhani zevkler tatmin oldukça artar . yani birinin fiziksel güzelliğine bakıp sadece çok beğendiğiniz için evlenmeyin çünkü herkes yaşlanacak .

son olarak aşık veysel’in dediği gibi : yüzü güzel olana 40 günde doyarsın da gönlü güzel olana 40 yılda doyamazsın .

cabir b. hayyan modern kimyanın kurucusu kabul edilir .

harezmi cebir ve sıfırı bulmuştur .

farabi felsefede otorite kabul edilir .

ibn-i sina’nın kitapları hâlâ günümüzde avrupa’da ders kitabı olarak okutulmaktadır .

cezeri dünyanın ilk sibernetik bilgini kabul edilir .

ibnü’n nefis tarihte kan dolaşımını ilk kez tarif eden kişidir .

ebu firnas tarihte ilk uçan makineyi yapan kişi .

dr. sigrid hunke, "avrupa'nın üzerine doğan islam güneşi" eserinde şunları yazar:

#2909151

“erkek sizin başka bedenlerde mutlu olma arzunuza bir şey demiyor ise yine seviyordur.”

beyefendinin sevgi anlayışı nadir bulunacak şeylerden biri ancak hanımlar şunu söylemeliyim ki seven insan sevdiğini mutlaka kıskanır şayet ben eşime birisi baksa dahi rahatsız olurum bu nasıl midesizlik anlamadım .

kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
su olsan kimse içmez,
ölür de susundan
yol olsan kimse geçmez,
sarp kayalara uğratır da yolunu
elin adamı ne anlar senden?