piyanist şantör yazar profili

amerikanın en başarılı geleneksel komedi ikilisi. komedinin evrimine önemli katkıları olmuştur. sahne şovları, filmleri vodviller vb. zibilyon tane iş yapmışlardır. modern hacivat karagöz denilebilir*

aslında doğrusu abbott ve costello yönleniniz

family guy'daki, über zeki bebek ve vasat üstü insan zekasına, hayli etkileyici köpek zekasına sahip, konuşan köpekten oluşan maceracı ekip

komedi sihirbazlığı yapan efsanevi ikili. teller act boyunca hiç konuşmaz. pen jilette ise sunucudr, frontmandir. komedi formatıyla meşhur olsalar da aslında ikisi de iyi sihirbazlardır (özellikle teller). kendi camialarında ve vegasta ne kadar meşhur olsalarda fool us programlarıyla dünya çapında üne kavuşmuş, ikinci baharlarını yaşamışlardır. ayrıca pen'in defaatle her şeyin "trick" olduğunu olduğunu, sihrin evrende var olmadığını söylemesi hayli önemlidir. bir sahne şovmeninin (stand up komedyeni, tiyatrocu, sihirbaz vs) çıkıp size az sonra yalan söyleyecem deyip, sizi yine eğlendirebilmesi takdire şayandır. (bkz: bertolt brecht)

bir dizinin nirvanasıdır. bir amerikan dizisi 6 sezon sonunda kazanabileceği paranın en verimli zamanını bitirmiş olur. sonrasında da film ile dizinin başarısı taçlandırılır. yapımcılar para, oyuncular ise şöhret banyosu yapar.

sabah programlarıyla ünlü, pop kültür manyağı best buddies. ayrıca abed nadir boş zamanlarında tanrı, troy barnes ise amerikan futbolcusudur. (bkz: 6 seasons and a movie)

comedy central'da skeç şov yapan komedi ikilisi. dave chappellein mirasını sürdürmektedirler. ayrıca jordan peele get out filmiyle on parmağında on marifet olduğunu gösterdi. ilerleyen yıllarda kendisi key and peele den çok sinemacılığıyla bilinecek gibi geliyor.
(bkz: consequences)

hangileri yazıldı bilmiyorum ama
key and peele
troy and abed
bud abbott ve lou costello
beavis and butthead
pen and teller
stewie and brian
2cellos

yarı otobiyografik bir romandır. hızlı bir tempoyla başlar, hiç yavaşlamaz. daha önemlisi ritim de kaçırmaz. bir solukta okunmak ister. bu hız, bu kalabalık kimi okuyucuyu yorabilir fakat kitaba da ayrı bir tat verir. ayrıca latife tekin de kitabı kadar samimi bir yazardır. olur da denk gelirseniz ilgiyle sorularınıza cevap vercektir.

zannımca ikinci yenicilerin, dilini hazmetmesi en zor, en serbest şairidir. fakat bir kere yakalarsa dizeleri aynı sertlikle de çarpar. bütün akranları gibi alışması, anlaşılması emek ister.

kışın görülmesini tavsiye ederim. bol parklı, düzenli, yürümesi kolay, gezilesi bir şehirdir. sokakların görece dar, basık olması hoş bir karakter verir şehre. gidilmeden önce bedava müze günleri ayarlanmalı, mutlaka plan yapılmalıdır. zira zibilyon tane görülesi eser barındıran çok sayıda müzeye sahiptir.

maksimum bir gün sürer. sonra yerini çamura, gizli buzlara ve top bile yapılamayan sert, abuk bir beyazlığa bırakır.

görünüşte her şey aynı olmasına rağmen, orijinal versiyonu (uk) ile amerikan versiyonu oldukça önemli farklar içerir. uk'de david brent tam nefret edilesi bir profil sergilerken, michael scott kimi zaman babacan davranan, personel dostu bir kişiliktir. bu basit fark aslında çok önemli bir mizahi farklılığa işaret eder. british mizahtaki monty pythondan günümüze gelen sınır tanımaz; acımasızlık, absürtlük ve sınıfsal karakter. öbür yanda da amerikan sitcomlarının vaz geçilmez, üç bölümde bir seyirciye "thats so sweet"* dedirten, ajitatif, kofti "tatlışlıkları" ve seyirciyi yalan, pamuk şekerden bir gerçekliğe sokması. bu perspektif farklarının ötesinde amerikan versiyonu daha doygun, daha başarılı bir yapımdır. zannımca top 10 sitcoma girer.

evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu
hani, kurşun sıksan geçmez geceden
anlatamam, nasıl ıssız, karanlık
ve zehir zıkkım cıgaram
gene bir cehennem var yastığımda
gel artık
-kasvetin ve umudun bıçkın şairi ahmed arif

annem geçenlerde, evde bir zweig kitabı aradığını bir türlü bulmadığını söyledi. ismini sordum, "hatırlamıyorum da bir kadını anlatıyordu, ince bir kiatptı" dedi. sonra durdu. "hiçbir şey tarif etmemiş oldum" dedi bastık kahkahayı.

(bkz: büyülü gerçekçilik) oturulur hüpletilir

yetmezmiş gibi dönerdeki araçlar, dönere girecek araçlara yol verir. alışmamışı yorar