dahlvier yazar profili

dahlvier kapak fotoğrafı
dahlvier profil fotoğrafı
rozet
dahlvier (editör)
karma: 102983 tanım: 13167 başlık: 2736 apolet: 11 takipçi: 139
Lich-Count Mage

son tanımları | başucu eserleri


mutlak but lan

mutlak - tdk: 2. sıfat, felsefe kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan; saltık.

aşağıdaki gibi kendi başına var olan ve yürüyen bir tavuk budu görürsem vereceğim tepki.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gündem hasebiyle son dönemde öğrenilen kelime ve kavramlar

ben, ülke ve dünya gündemi sağ olsun;

ülke gündemi: mutlak butlan
dünya gündemi: nadir toprak elementleri

bunları öğrendim son zamanlarda.

başka da vardır da ilk aklıma bu ikisi geldi.

mutlak butlan sanırım zaten pek kimsenin bilmediği bir şeydi işte malum gündemden önce.

nadir toprak elementleri daha bilinir olsa gerek de işte ben öğreneli çok da olmadı. ilgi alanımda değil zaten.
devamını gör...

uludağ premium maden suyu

o kadar premium ise içinde nadir toprak elementleri falan olması lazım. *
devamını gör...

a winter's dream - prelude (part i)

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; birkaç güne tamamlarım diye tahmin ediyorum.

favori müzik topluluğum olan amerikan prog metal grubu symphony x'in 1995 tarihli, 2. albümü the damnation game'in sondan bir önceki parçasıdır veya şarkının 2. bölümüyle birlikte yekpare olarak değerlendirirsek son şarkısının ilk bölümüdür. böyle nasıl desem, bir kış gecesinde görülen içleri ısıtan bir rüya gibi bir his verir. hani bazı rüyalardan uyanınca kendinizi çok pozitif hisler deneyimlerken bulabilirsiniz ya, o misal. vokalist russell allen bir canavar olabildiği gibi bir melek de olabiliyor ve burada kendisinin meleksi tarafını dinlemekteyiz.

devamını gör...

feather moves

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; birkaç güne tamamlarım diye tahmin ediyorum.

feather moves, norveçli köklü progressive metal topluluğu conception'ın 90'lar sonlarından 2010'lar sonlarına kadar inaktif olduktan sonra, yani tam 20 senelik bir boşluğun ardından bize sunduğu fevkalade bir prog metal ballad'ıdır. enigmatik ve elegandır. (türkçe sözlüklerde olmayan kelimelerdi galiba... haha.) yumuşacıktır ama kompozisyonel bağlamda hakikaten sofistikedir. roy khan elbette ki vokallerde harikalar yaratıyor büyülü/büyüleyici ses ve yorumuyla.

devamını gör...

bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

jelibon ayıcık sananlar hayatının hatasını yapar.

kendisi bir russian bear'dir. tum avrupa ve abd bir araya gelse bile bileğini bükemeyebilir. *
devamını gör...

yazarların kendini ait hissettiği yer

açtığım şimdiye kadar kaç şehirde yaşadın sorusu başlığındaki ilk tanımıma baktım da pratik olsun diye...

"kocaeli+aydın+ankara+izmir+midyat/mardin... yani 5 ayrı ilde ve... aydın merkezle birlikte söke ve kuşadası ilçeleri de şehir olduğundan ve oralarda da ayrıca yaşadığımdan onları da ekleyince... toplam 7 şehirde yaşamış oluyorum şimdiye kadar, yanlış bir hesaplama yapmadıysam."

bunların arasında bir tek söke'yi benimseyemedim, ki ileri çocukluğum ve ergenliğimin tümü burada geçti. midyat'ta yaşamak bile bin kat daha cazip benim açımdan. gerçi mart-kasım arasında yaşadığım davutlar da söke'ye 15 kilometre falan, ama işte söke'den çok farklı.

söke'yi sevenler de var da işte ben bir türlü sevemedim orasını maalesef.

şu anda buca/izmir ve davutlar/kuşadası'nda yaşıyorum. yani senelerimin bir kısmı birinde, bir kısmı diğerinde geçiyor. kendimi ikisine ait de hissediyorum.

ankara'ya da ait hissediyordum aslında, orada geçirdiğim 11 senede. zaten korona patlamasa izmir'de geçirmekte olduğum zamanlarım da ankara'da geçiyor olurdu bugün, tahminimce.

tolerans seviyem çok yüksektir ve aslında ön yargılı değilimdir hiçbir şehre. ülkedeki şehirlerin en az yarısında mutlu ve mesut yaşayabileceğimi, kendimi buralara ait hissedebileceğimi düşünüyorum. bir tek doğu anadolu bölgesi'ne hiç gitmedim. yani gitmem için bir sebep olsa giderdim, öyle kaçındığımdan değil, ama gitmem için bir sebep olmadığından, tek gitmediğim bölgemiz orası kaldı.
devamını gör...

season's change

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; birkaç güne tamamlarım diye tahmin ediyorum.

season's change, royal hunt adlı danimarkalı progressive metal grubunun favori 3 vokalistimden biri olan john west'li döneminin son albümü olan, 2005 tarihli paper blood'da yer alan nefis bir ballad'dır. youtube'da aldığı beğeni sayısına bakıyorum da... çok gülünç ya. cidden çok seçkin, özel bir ballad'dır. john west de her zamanki gibi mest ediyor zaten, çünkü he is the best! - benim 3. sıramda aslında ama "john west is the best" sloganını çok sever ve arada kullanırım. *

devamını gör...

pseudo silk kimono

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; birkaç güne tamamlarım diye tahmin ediyorum.

ingiliz neo-prog devi marillion imzalı, 1985 tarihli misplaced childhood albümünün insanın içini acıtan açılış şarkısıdır. hazin ve dramatiktir, bir yandan da çok şık bir eserdir; bağlandığı, grubun en büyük hit şarkılarından biri olan kayleigh parçasına geçişi de insanı mest eder. çok hüzünlü ama çok güzel bir intro bence pseudo silk kimono. damar da bir şarkı bence. muhteşem gerçekten. başka da ne diyebilirim bilemedim.

devamını gör...

you are my heart (ode to autumn)

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; birkaç güne tamamlarım diye tahmin ediyorum.

bu şarkı, favori 3 vokalistimden biri olan john west'in şarkıcılığını üstlendiği progressive metal türündeki artension grubuna ait. topluluğun 1999 tarihli forces of nature albümünün kapanış parçasıdır. bol bol coşan, yer yer bir kasırgaya, tornadoya dönüşen şarkılarla dolu olan albümün sakin lakin gönül tellerini titreştiren kapanış ballad'ıdır. olağanüstü güzel bir parçadır. kısadır, sadedir ama zarafetini tam hakkıyla ifade edebilmeye kelimeler yetmeyebilir.

grubun beyni ve klavyecisi/piyanisti vitalij kuprij geçen sene, erken sayılacak bir yaşta hayatını kaybetmişti. r.i.p.

devamını gör...

keyifli sözlükler vs iyi pazarlar

bu keyifli sözlükler lafını ilk duyduğumda çok tuhafsamıştım. (bkz: tuhafsamak) - sonra duya duya (daha doğrusu göre göre) alıştım ve kendim de nadiren olsa da kullanmaktayım bu deyişi/dileği.

peki...

yani mesela meyve-sebze pazarına giden birine de iyi pazarlar neden denmesin? yoksa zaten deniyor muydu lan? *

neyse, neden versus olsun ki... herkese keyifli sözlükler ve (bugün de pazar olduğundan) iyi pazarlar dilerim.
devamını gör...

izledikten sonra hayatımı değiştirdi dediğiniz filmler

(bkz: esaretin bedeli) - parliament sinema kulübü yayınlamıştı ilk 90'lar ortalarında ve ben de ortaokuldayken izlemiştim. bu kuşaktaki filmler pazar günleri 21:30'da başlardı sanırım en erken ve bu film 22:30 gibi falan mı başlamıştı, yoksa film zaten uzun da bir de reklamlarla birlikte daha mı uzamıştı bilmiyorum ama normal uyku saatimi çok geçmişti film bittiğinde, ki ertesi gün sabahın köründe okul vardı. filmin en erken 00:30'da falan biteceğini hesaplamama rağmen izlemeye karar vermiştim ve iyi ki de öyle yapmışım. hayatımda hiç esir düşmedim ama bu film hayatımı değiştirdi diyemesem bile yapımın bende dönüştürücü etkileri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim, ki izlediğimde ergen olduğumu da unutmamak lazım; o yaşlarda izlenen böyle filmlerin böylesi etkileri olabiliyor.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarından ingilizce mizah paylaşımları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

öğrenciyken ev ödevlerini anneye yaptırmak

ödevlerimi mümkünse yapmazdım ama çok mecbursam, öğretmenler bu konuda katıysa yapardım. anneme de arada yaptırıyorumdur gerçi, fakat nadirendir bence.

lakin, resimlerimi genelde anneme yaptırırdım ilkokul, ortaokul ve lisede. resim konusunda cidden çok yeteneksizim. bizde genelde ertesi derste teslim edebilme opsiyonu olurdu. ben de derste belli-belirsiz bir şeyler çizerdim, boyardım falan ve evde anneme yaptırırdım resimlerimi. "biraz kötü yap da öğretmen anlamasın", derdim zira annem resim konusunda çok yetenekli. hatta ilkokulda söke'den katılıp aydın il birincisi seçildiğim bir resmimi bile annem yapmıştı. ahaha. bu arada aşırı saçma. evde yapılabilen bir resimle il çapında resim yarışmasına girmiştim ve 1. olmuştum. absürt ama burası türkiye. *

şu aşağıdaki görselde de anneye yazdırılan anne'ler görüyoruz bence. yani bir yerden sonra anne devralmış ödevi sanki. öğretmeni de saf ayaklarına yatmış da anlamıştır tabii. ehehe.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük yazarlarından ingilizce mizah paylaşımları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazarların favori rock ve metal ballad'ları

şimdi ballad; yavaş tempolu duygusal, dokunaklı ve/ya romantik şarkı demek. başka anlamları da var da işte bilhassa popüler müzik kontekstindeki karşılığı bu. buna bir türkçe karşılık bulamıyorum. slow desem de ingilizce olurdu zaten. duygusal da tam karşılamıyor gibime geliyor. yani o yüzden ballad diye belirttim. aşk şarkısı, romantik şarkı olabilir de olmayabilir de bunlar. duygusal olarak etkileyici, hazin bir savaş karşıtı şarkı bile olabilir bence hatta misal. bu tür şarkılarda distortion gitar olması ballad niteliğini bozmaz ama temponun hızlandığı kısımlarının olması parçayı yarı-ballad formunda değerlendirmemizi gerektirebilir. ben yarı-ballad denebilecek türde şarkılara mümkün olduğunca yer vermemeye çalışacağım aşağıda.

aklıma ilk etapta gelenleri aşağı koyuyorum. sıralama çok önemli değil. yani bazı en favorilerim sonradan da aklıma gelebilir ve listemde altlarda kalabilir. birçoğu da aklıma gelmez hemen zaten. onları da belki aklıma geldikçe başlık altında başka tanımlarda belirtirim. belki de belirtmem. bakarız. haha. bir de her sanatçıdan/gruptan 1'er şarkı koyacağım. yoksa mesela bruce dickinson'dan, kamelot'tan falan çok favorim var ama 1'er tane seçeceğim işte.


w.a.s.p. - the idol



pink floyd - high hopes



queen - the show must go on



scorpions - lonely nights



marillion - pseudo silk kimono



deep purple - soldier of fortune



guns n' roses - november rain



metallica - the unforgiven



iron maiden - wasting love



megadeth - a tout le monde



axel rudi pell - the masquerade ball



bruce dickinson - acoustic song



dream theater - lifting shadows off a dream



therion - the siren of the woods



kamelot - a sailorman's hymn



falconer - portals of light



nocturnal rites - the legend lives on



testament - return to serenity



artension - you are my heart (ode to autumn)



royal hunt - season's change



conception - feather moves



opeth - faith in others



hammerfall - glory to the brave



in flames - moonshield



nightwish - sleeping sun



rhapsody of fire - il canto del vento



blind guardian - a past and future secret



mummy calls - beauty has her way



great white - save your love



wind rose - moontear sanctuary



majestic - standing alone



amorphis - my kantele



symphony x - a winter's dream - prelude (part i)



ark - missing you



rainbow - the temple of the king



skid row - 18 and life



mistheria - now it's never



michael jackson - give in to me



aerosmith - cryin'



bryan adams - (everything i do) i do it for you



dark moor - green eyes



cradle of filth - the death of love



ozzy osbourne - dreamer



dragonland - cassiopeia



luca turilli - princess aurora



pain of salvation - iter impius



ayreon - day six: childhood



mercenary - times without changes



pallas - the bringer of dreams



thought chamber - silent shore



collage - living in the moonlight



satellite - midnight snow



gary moore - still got the blues



labyrinth - a midnight autumn's dream



vision divine - of light and darkness



eagles - hotel california

devamını gör...

normal sözlük'ün dünyada 1 numara olduğu mevzular

bence sorunsallar. sorunsallar aşağı, sorunsallar yukarı... sözlüğe ilk geldiğimde çok garipsemiştim hatta yadırgamıştım ama sonra bunun bir "normal sözlük klişesi" olduğunu fark etmemle birlikte ben de bir trilyon tane falan sorunsallı başlık açtım. hatta madem sözlük zirvesi düzenlenmiyor ben de absürtlükte zirve yapayım, deyip şu başlığı bile açmıştım. haha. (bkz: sorun salı mı sorunsalı)
devamını gör...

komik bir görsel bırak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

batman ve bergen

biri türkiye'de diğeriyse norveç'te olan iki şehirdir. ama daha fazlasıdır da...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

geçmiş vs günümüz

valla las vegas 1895'te şöyleymiş, aşağıdaki kaynağa göre:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

x.com/HistoricHub/status/19...

bu da günümüzdeki hali:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

nerdeeen nereye. *
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim