dahlvier yazar profili

dahlvier kapak fotoğrafı
dahlvier profil fotoğrafı
rozet
dahlvier (editör)
karma: 103249 tanım: 13194 başlık: 2747 apolet: 11 takipçi: 140
Lich-Count Mage

son tanımları | başucu eserleri


sözlükteki tipsizlerin fotoğrafı

kolay ulaşabildiğim en tipsiz çıktığım fotolarımı atabilirim. arkadan çekileni daha önceden sözlük yazarlarının en rezil fotoğrafları başlığına atmıştım. zaten arka arkaya çekmiştim. önden görülen tipsizliğim de bu başlığa özel olsun. haha.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlük yazarlarının fotoğrafları

üst üste foto atmayalı çok olmuştu... şu tanımda [#3797512] demin bahsettiğim olayı atlattıktan sonra ege üni'ye vardım. 20 dakika erken vardığımdan yüksek lisans öğrenimi gördüğüm fakülteye de uğradım (bakınız ikinci foto). zamanım az olduğundan tanıdığım sadece bir öğretim görevlisinin odasına uğrayabildim ve kısa ama hoş bir sohbet ettik kendisiyle, geçmişi yad ettik falan. haha. sonra da dişçide geçen haftaki ameliyattan sonra atılan dikişlerim söküldü ve haftaya diğer implant ameliyatım beni bekliyor sanırım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlük yazarlarının başına gelen garip olaylar

bugün ege üni'de dişçi randevum vardı. işte evden çıktım, 515 no'lu otobüse bindim, stadyum durağında indim ve yürüyen merdivenlere geldim her zamanki gibi. bundan sonra da metroya binip ege üni'de inmek kalmalıydı. ancak... yürüyen merdivenlere binmemle birlikte, hatta yani biraz sonra bebek arabalı bir kadının aşağı doğru düşmekte olduğunu gördüm ki kendisi bayağı uzun merdivenlerin ortalarına yakındı. birkaç basamak yukarımdaydı işte ve zaten iki kişiydik o anda platformda. hemen birkaç basamak yukarı atlayıp kadının sırtını kolumla ve omzumla destekledim ve cidden bayağı efor sarf ettim. kadının dengesi düzelmedi ve hala üzerime abanıyor, bebek arabasını da hemen diğer elimle kavradım ve kadını tam ittirdim. neyse, yırttık. kadına "aman, dikkat edin" dedim. allah razı olsun falan diyor. ben de estağfurullah da arabada bebeğiniz de var, aman bir dahakinde dikkatli olun, dedim. "bebek bir de emanetti" dedi. kadın bana defalarca allah razı olsun falan diyor da ben kendisinden daha fazla endişelenmişim gibime geldi. bayağı tehlikeli bir şeydi ve zaten kadının asansör kullanması gerekiyordu, bebek arabası kullanıyorsa. ille oradan çıkaracaksan da (ki çıkarmamalısın) yani düzgün yerleştir ve sağlam dur bari. olayın başında fark ettim zaten ve tam bir mal gibi duruyordu bebek arabasıyla birlikte yürüyen merdivenlerde. valla olayı atlatıp kadınla konuştukça irite oldum, bu ne gevşeklik, rahatlık, dedim içimden.
devamını gör...

güneydoğu anadolu'nun en yaşanılası ili

bu bölgede midyat'ta yaşayıp çalışmıştım kısa sayılacak bir süre, yani birkaç ay. mardin merkeze de gittim ama orada yaşamadığım için "il" olarak bir yorum yapamıyorum. midyat şahane bir ilçesi ama mardin'in. ben estel kısmında yaşamıştım midyat'ın. vallahi çok güzel bir yer. orada kısa süre kalmamın sebebi de ege üni'ye yüksek lisansa seçilmemin çok geç açıklanmasıydı. yani normal zamanda açıklansa hiç midyat'a gitmezdim. yüksek lisansı kazanamasam da midyat'tan o kadar erken ayrılmazdım. öyle bir durum. haha.

midyat da il yapılacakmış galiba yakınlarda. öyle bir haber okumuştum geçenlerde. şimdiden "en yaşanılası güneydoğu anadolu ili" deyip yerimi kapayım. nasıl olsa il yapılacak galiba zaten. *
devamını gör...

bugünü iki kelime ile anlatmak

bu gün. *
devamını gör...

princess aurora

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; bununla birlikte birkaç tane daha kaldı. bugünlük bu son olsun. sanırım 2 güne tamamlamış olurum hepsini.

bana göre metal müziğin gördüğü en iyi kompozitör olan luca turilli'nin kendi adındaki projesinin, 1999 çıkışlı ilk albümü king of the nordic twilight'ta yer alan büyülü bir ballad'dır. buradaki mezzo-soprano olduğunu tahmin ettiğim kadın vokalistin garip ingilizcesi bile aslında bir mistisizm katıyor bence şarkıya. çok karakteristik geliyor bana kadının buradaki vokalleri. düpdüzgün ingilizce telaffuzu olan başka bir operacı söylese bu kadar etkilenmeyebilirdim.

devamını gör...

a midnight autumn's dream

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; kalanların yarısından fazlasının başlığını açmış oluyorum bununla birlikte galiba ve 1-2 gün sonra falan tamamlayabileceğimi tahmin ediyorum.

labyrinth [tam doğru yazılışıyla labÿrinth], güzel bir italyan progressive power metal topluluğudur ve hala da aktifler onca seneye rağmen. geçenlerde çıkan albümleri de gayet iyiydi hatta. topluluğun 2010 tarihli, 7. albümü return to heaven denied pt. ii - "a midnight autumn's dream"'de yer alan bu ballad'a ne demeli? bence nefis denebilir. bu grupla öyle büyük bir hikayem yok, ki kendileriyle öyle çok erken de tanıştığım söylenemez. gene de 20 sene falan olmuştur tahminen. gene de müzik zevkim tamamen şekillendikten sonra tanıdım bu grubu ve cidden sevdim.

işte o şahane ballad:

devamını gör...

of light and darkness

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; kalanların yarısını açmış (belki geçmiş) oluyorum bununla birlikte ve 1-2 gün sonra falan tamamlayabileceğimi tahmin ediyorum.

italyan power metal grubu vision divine'ın aynı adlı ilk albümünden daha önceden the miracle ve forgotten worlds şarkılarının başlıklarını açmıştım. başka da açmışsam şu anda aklımda değil. bu albümle çıktığı sene 1999'da olmasa da 2000'lerin başlarında tanışmıştım, belki de hemen başında falan. rhapsody of fire'ın (o zamanki adı rhapsody idi) mükemmel ve benim 1 numaram olan vokalisti fabio lione'nin vokallerini üstlendiği bir albümü kaçıramazdım elbette. haha.

işte bu da ilk vision divine albümünün son parçası. mistik ve biraz hazin bir ballad ve çok güzel. yani çeyrek asırdır falan en sevdiğim ballad'lardan biridir. girişinden bile dinleyiciyi esir alan bir eser.

devamını gör...

sözlük yazarlarının fotoğrafları

bugünkü yürüyüşümden.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'te herkesin fakir olması

harflerin bazılarıyla oynayınca kafir mi oluyoruz yani diye düşündürtür. düşündürtmez de maksat zırvalamak. *
devamını gör...

erkan anahtarlar koltuğun altında kalık beni ara

zamanında birçoğumuzu güldüren şeylerden biridir ve hala espri malzemesi olmaktadır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üç vakte kadar

falcıların filan çok kullandığı söylenen zaman dilimi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

geceye bir karikatür bırak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bad religion

the offspring'i saymazsak kulağıma hoş gelebilen tek punk grubu, dinlediklerim arasından.
devamını gör...

anakin skywalker

kendisine "anan kim skywalker?" dendiği rivayet edilmektedir.

yani şu alttaki videodaki gibi mesela. yani işte benzeri...

devamını gör...

the bringer of dreams

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; birkaç güne tamamlarım diye tahmin ediyorum.

birleşik krallık orijinli neo-prog grubu pallas'ın 2005 tarihli the dreams of men albümünün çok güzel açılış şarkısıdır. progressive rock türüyle 90'ların erken zamanlarında abimin aldığı jethro tull albümleri ve kendim çıktığı dönemde kasetini aldığım pink floyd - the division bell albümüyle tanışsam da ve 90'ların daha ilerilerinde, lisedeyken neo-prog'un en bilinen grubu marillion'la da tanışsam da aslında bu türde derinleşmem pallas'ın bu albümünün çıktığı seneye gider, yani 2005'e. manyak gibi prog rock keşiflerine çıkmaya başlamıştım bu senede ve işte bulduğum mücevherlerden biri de başlığın konusu olan şarkının sahibi pallas grubu olmuştu. neredeyse 10 dakikalık bir süreye sahip bu açılış şarkısı ve ilgimi ilk dakikasından son dakikasına kadar celbedebilme başarısına sahip.

devamını gör...

day six: childhood

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; birkaç güne tamamlarım diye tahmin ediyorum.

hollandalı multi-enstrümantalist arjen anthony lucassen liderliğindeki progressive rock/metal grubu ayreon'un herhalde en çok ses getiren albümü olan 2004 tarihli the human equation'ın ilk cd'sinde yer alan şahaneler ötesi ballad. beni anormal etkileyen bir parçadır ve bu çift cd'lik albümdeki net favorimdir. girişindeki mistiklik olsun, vokalistlerden birinden diğerine geçiş olsun, sonra başlarda vokallerin girişiyle belirli dozda hazin bir hava yaratan nostaljik atmosferinden belli oranda sıyrılınıp daha pozitif bir havanın parçaya hakim olması olsun; ve başlara dönülüşü olsun ... cidden muazzam bir eser bence. genel tabirle prog rock diyebiliriz türüne, ama senfonik prog ve neo-prog karışımı gibi bir tarzı olduğunu da söyleyebiliriz şarkının kanımca. dinleyin ve duygulanın derim.

devamını gör...

başlıkları alt alta okumak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çay koydum içer misin çaylak geldi izler misin

tanımlarıma favori bırakıp duran çaylakları gözlemleme şeklim:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

green eyes

yazarların favori rock ve metal ballad'ları başlığını açmıştım geçen gün ve oraya koyduğum 50 üzeri ballad'ın çoğunun başlığı açılmışsa da henüz açılmamışlarının başlıklarını açayım dedim, fakat hepsini üst üste açmayacağım; birkaç güne tamamlarım diye tahmin ediyorum.

metal alemlerindeki bilinirlik seviyesi pek de fena olmayan ispanyol power metal grubu dark moor'un en sevdiğim albümü olan, 2005 tarihli beyond the sea'de yer alan pek güzel ballad'dır. gustavo adolfo becquer adlı ispanyol şairin hikayesi baz alınarak sözleri yazılmış. vokalist alfred romero'yu hakikaten çok beğeniyorum. power metal denince birbirinden ayırt etmenin zor olduğu birçok vokalist akla geliyor, ama romero'nun kesinlikle kendisine has bir tınısı var bence ve nerede duysam bu alfredo derim. gerçi dark moor, son iki albümüyle hayatımda gördüğün en büyük müzikal kepazeleşmelerden birine imza atarak beni büyük hayal kırıklığına uğrattı, lakin gene de adamlara geride bıraktıkları bu gibi nefis şarkı ve albümler için teşekkür ederim.

devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim