rengiahenk yazar profili

an itibarıyla yasadigim ruh halinden yola cikarak bana sait faik’i hatirlatan cümledir. yazara hak verdiğim şu dakikalarda yazmanin nasil güzel bir ilaç olduğunu yeniden, bir kez daha farkina varmak ne güzel şey.
yazmak iyileştirir mi bilmem, bazi yaralar kolay iyilesmiyor ne de olsa. ama ruhu tazelediğine olan inancim tam. yazdikça kalemine gelen üşüşen ilham perilerine içini döküverirsin kisacik bir sure icinde. mis gibi terapidir gecenin sessizliğinde.

keşke harçlık ve şeker alabildiğim yaşımda olsaydım...
keşke bir kuş olup hatay'a, antep'e, maraş'a konup oradaki tüm çocukları kanatlarıma alıp hepsini sonsuz mutluluğa uçurabilseydim...
keşke hepsinin bayram sabahında evlerinde uyanabildiklerini görseydim...
buruk bir bayram... çok yanımız eksik...
hepinizin bayramı kutlu olsun dostlar. sevdiklerinize kocaman uzun uzun sarılın.

nilfarah ukdesi.
rengarenk, sıcacık, samimi bir instagram hesabıdır.
benan hanım paylaşımlarında yüzünü saklı tutmayı tercih eder. yıllar önce kendisine kanser teşhisi konulmuş, bir süre devam eden tedavisinin ardından iyileşmiştir. şu sıralar olduğu gibi o süreçte de umut, renk ve samimiyet hep vardı paylaşımlarında.
umut insanı ayakta dimdik tutan şey. inanmak başarmak demek. ve bu güce sahip olmak da hiç kolay değil sanırım. beno hep umutlu kalabildi, hastalığı yenmesi de bu umuda, güce bağlıydı elbette. şimdilerde tutunduğu yaşamın tadını çıkarıyor. yüzü hariç kendi fotoğraflarıyla yaşamını, evini ve aslında tüm yüreğini takipçileriyle paylaşıyor.

birkaç günlük çorbayı ısıtıp içmek gibidir kağıt helva kitabı.
yazarın o yıla kadar çıkarmış olduğu kitaplarındaki çeşitli alıntılardan oluşur.
şimdinin pek popüler ve kolayca okunan yazarı elif şafak'ın bir zamanlar kaleminin kuvvetine inanmakta zorlanıyorsanız bu kitaba göz atabilirsiniz belki. kim inanır ki mahrem gibi bir kitapla havva'nın üç kızı kitabını yazan kişinin aynı olduğuna ?
ne kadar yazık ve de gereksiz böyle basit satış kaygıları...
elif şafak okumayanlar için bir başlangıç olabilir belki kağıt helva. alıntılara bakarak az çok fikir sahibi olunabilir ne de olsa.

19 kasim 2022de yapılacak olan sınavdır. 10 yılını dolduran ogretmenler uzmanlık icin 20 yılını dolduran öğretmenler baş öğretmenlik icin başvurmuştur. hiçbir öğretmenin kabul etmediği, edemeyeceği sınavdır. uzmanlığını dört yıl boyunca aldığı egitimle elde eden, üzerine bir de kpss’yi geçip taçlandıran *, yıllardır sınıfında kendi alanındaki tüm donanımını öğrencileriyle paylaşan öğretmenlere dayatılan sınavdır.
sınavın içeriğinde çoğu öğretmenin kendi alanından uzak pek çok konu bulunmaktadır. üniversitede alınan pedagojik formasyonlar yıllar sonra tekrar öğretmenin karşısına çıkacaktır.
hiçbir öğretmen kendi branşı dışında bir ölçmeye tabi tutulmamalıdır. onca karşı konulmasına, direnilmesine ve de bunun yanlış olduğu defalarca aktarılmasına rağmen sınav yarin binlerce öğretmene uygulanacaktır.

“tiktok ve felsefe kelimeleri ayni cümlede ve hatta yan yana gelebilmiş vay be” dedirten başlıktır.

tam da şu an yaşadığım durumdur. otobüste yaklaşık on kişi var. şoför bey bizi görmüyor olsa gerek ki basıyor arabeski açıyor sesi. ben duymamak için kulaklığıma yüklendikçe o da tüm otobüse veriyor sesi. elimde kitap kalakaldım. bir saattir ne okuyabiliyorum ne de müziğe verebiliyorum kendimi. bir de buz gibi yaptı içeriyi. ya kulağım patlar bu gidişle ya da soğuktan topluca donacağız gibi. hadi hayırlısı.

amerikan futbol ligidir.

lilyevans ukdesidir.
günışığı yayınevi tarafından 2006 yılında ülkemize kazandırılan ve dünyanın pek çok ülkesinde yıllardır okunan seridir. çocuklar için pek çok konunun anlamlandırılma sürecine yardımcı kaynaklardır. her kitap farklı bir konuyu ele alır ve çocuk gözüyle anlamlandırılamayan ya da cevap aranan sorulara bu kitaplarda güzel hikaye ve eğlenceli örneklerle cevaplar verilir.
lakin bu yıl, serideki bazı kitaplar aile ve çalışma bakanlığı tarafından "muzır" ilan edilerek sansür yedi. içeriğinde çocuklar için zararlı şeyler bulunması sebebiyle bu kitapların 18+ olarak satılması uygun bulunmuş.

1996 yılında kurulmuş olup çocuk ve gençlik kitapları yayımlayan günışığı kitabevinin 15. yılına özel olarak 2011 yılında yayımladığı kitaptır. içinde ünlü yazarlardan, şairlerden oluşan otuz bir adet yazı bulunmaktadır. bilinen isimlerin on beşinci yaşlarına dair anıları, öyküleri, şiirleri çocukluk ve gençlik gözlerinden anlatılmaktadır.

kitapta yer alan ustalar alfabetik sırayla şu şekildedir :

ahmet büke, behçet çelik, celil oker, cemil kavukçu, elif şafak, enver ercan, esmahan aykol, faruk duman, gaye boralıoğlu, hakan günday, hatice meryem, kadri öztopçu, karin karakaşlı, leyla ruhan okyay, mahir öztaş, mine söğüt, murat gülsoy, murathan mungan, müge iplikçi, necati güngör, necati tosuner, nihat ziyalan, onur caymaz, osman şahin, oya baydar, özcan karabulut, selim ileri, sema kaygusuz, semih gümüş, turgay fişekçi ve yekta kopan.

yüreğinde annelik olan tüm kadınların günüdür anneler günü. kutlu olsun o hisle ayakta kalan tüm kadınlara !
doğurmuş olmak değildir annelik, hissetmektir. sevgi, ilgi, şefkat ve anlayıştır. nasıl ki doğurup şiddete maruz bırakan ya da sokağa atan insan anne olamıyorsa, doğurmadan bağrına basıp, tüm yüreğiyle sarıp sarmalayana anne diyebilmek mümkündür.
özel günlere önem verenler için daha kıymetli olan gündür bugün belki. elbette anne sevgisi bir güne sığacak ya da sadece o gün sevgimizi kanıtlamak zorunda olduğumuz bir gün değildir ancak minik bir değer ve sevgi göstergesi anneyi mutlu etmeye yeter elbette. sosyal medya hiçbir sevgiyi kanıtlamanın yeri olmadığından, bugün de herkes annesiyle fotoğraf paylaşmak zorunda hissetmemelidir. paylaşmayan az seviyor değildir annesini, öyle değil mi ?
sevgisini yürekten hissettiren tüm kadınların günü kutlu olsun.*

antalyada da bir şubesi bulunan kütüphanedir. özellikle yoğun bir şekilde ders çalışan ve sınava hazırlananlar için tercih edilesi mekandır. evde bir türlü konsantre olamayan, dikkati çabuk dağılanlar için burasının sınav dönemlerinde ikinci evleri olması kuvvetle muhtemeldir. sınavlara az vakit kala lgs ve yks denemeleri de yapmaya başlamışlar, güzel hareket olmuş bence de.

bayram namazi sonrasi el öpmek suretiyle mi başladığını merak ettiğim bayramlaşmadır. büyüklerin ellerinden, miniklerin gözlerinden öpüldü mü gençler, ben geç kalmamış isem derhal sıramı alıyorum.
musmutlu bayramlar dilerim, sevgiyle kalınsın.

ayfer tunç’un sağlam ve akıcı kaleminden akıp giden bir romandır.
suzan defter’e tarz olarak benzeyen kitap, (suzan defter iki ayrı karakterin ağzından iki ayrı bölümden oluşmaktaydı) yazı ve tura olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. yazı bölümleri umut'tan 1-3-5 şeklinde, tura bölümleri ise sanem'den 2-4-6 şeklinde okunabilir. umut bir hastalıkla savaşmaktadır, sanemse çocukluğundan kalanlarla… iki kırık kalbin yolları kesişir ve aşk başlar. yollar uzun, hayatlar zor, yaşanan ülkeler farklıdır.

1970 yılının 8 nisan günü doğmuş olan güzel yürekli şair, yaşamış olsan bugün, 52. doğum gününü kutluyor olurduk . daha ne çok şiirini kazımış olurduk aklımıza kim bilir. kısacık ömrüne yazdığın dizeler pek çoğumuzun yüreğine yazılı duruyor yıllardır.
iyi ki geçtin bu hayattan, doğum günün kutlu olsun!

kavuşamadığı aşkına yıllarca öylesine güzel satırlar, şiirler, soneler yazan dante... bu aşktan habersiz beatrice... çocuk yaşta aşık olur beatrice'e, ikinci gördüğünde de ilk gençlik yıllarındadır. genç yaşta beatrice hayata veda edecektir. yazarımız kavuşamadığı aşkına satır satır yıllarca yazmaya devam edecektir. aradan geçen neredeyse bin yıllık zaman sonra bizler de bu büyük bağlılığı okuyup kendimizce anlamaya çalışacağızdır.

türkçe ilk baskısı "şatodaki kadın" olarak basılmış, sonradan "wildfell salonunun kiracısı" olarak basımları devam etmiştir.
bir kasabaya küçük oğluyla birlikte gelen helen'in buraya gelmeden önceki hikayesi ve burada gilbert ile tanışması sonrasında gerçekleşen olaylar anlatılıyor. kadın olmanın yaşamdaki yerine bolca değiniyor yazarımız. toplumsal çalkantılar, önyargılar, bakış açılarını dönemle eş değer tuttuğumuzda kıymeti daha artıyor anlatılanların.

cemal süreya'nın geleceğindeki tüm hayatının temelini atan çocukluğu, o dönemdeki yaşanmışlıkları ve kurtulma çabası. aile içi yaşadığı çalkantılar ve annesini erken yaşta kaybetmesi, şairin hayatının en zor dönemlerindendir belki de. ortaokul yıllarında ilk şiirlerini yazmaya başlar. evlilikleri, memuriyeti, şiire olan tutkusu ve sanatın hayatına yansımasını okurken, şairin dizelerindekiler daha da anlamlanıyor belki.

kendi hallerinde bir yaşamları olan bir çift bir akşam tesadüfen tanıştıkları başka bir çiftle son derece eğlendikten sonra, sabaha doğru intihar ederler. çiftimizin geçmişine ışık tutulmakta, bir geri dönme ve yüzleşme süreci aktarılmakta . olaylardan ziyade duygular ön planda bu sebeple de kitap karmaşık ve anlaması zor hale gelebiliyor.

-anne bunlar ne ?
-güneş lekesi evladım.
-eee neden güneşte yaşayanlar temizlemiyor ki onları ?