seneyebuzaman yazar profili

bu konuda toplum olarak bir eksikliğimiz olduğunu düşünüyorum, sanatçısından tut ortalama eğitimli vatandaşına kadar akıcı konuşamama sorunu mevcut. belki de bu türk dilinin yapısından ya da toplum olarak düşünüş biçimimizden kaynaklanıyordur. üni hazırlıkta fransızca dersi aldığım için dinleme aktivitesi yaparken ya da eğitimime katkıda bulunması için videolar izlerken fransızların genel olarak bize göre çok akıcı ve hızlı konuştuklarını fark ettim. ropörtajlar olsun, tv programları olsun gerçekten çok hızlı konuşuyorlar ve düşüncelerini de açık bir şekilde takılmadan ifade ediyorlar.
toplumların düşünce yapısı zaten olduğu gibi dile yansıyor, dili inşa ediyor. bu yüzden bu akıcılık konusu bireylerin kendilerini geliştirme düzeylerinin yanında konuştukları dilin yapısı ile de bağlantılı olabilir diye düşünüyorum.

temeli platon'un idealar felsefesine dayanan, sinemada çığır açan yapımdır. senaryosu 97 yılında wachowski kardeşler tarafından kaleme alınmıştır. aynı alanda, yapay zeka ve insanlar arasındaki savaşı daha iyi açıklayabilecek ya da herhangi bir özelliğiyle the matrixi sollayabilecek bir film daha gelmedi. insan tarlaları olsun, mr.smith ile morpheus arasında geçen ilk filmdeki diyalog olsun inanılmaz zekice kurgulanmış bir filmdi. serinin diğer filmleri ilki kadar tatmin edici olmasa da zamanının çok ilerisinde bir film olduğunu göz ardı etmemek gerek. ayrıca geçenlerde lilly wachowski üçlemenin bir trans hikayesi olduğunu söylemiş. ben açıkçası filmlerle bağdaştıramadım belki de 4. filmle birlikte ne demek istediği daha anlaşılır bir hal alır. keanu reevesi tekrar neo olarak izlemeyi iple çekiyorum açıkçası, umarım en kısa zamanda çekimleri tamamlanır ve sinemalarda izleme fırsatı buluruz. (netflixe ya da diğer platformlara satılmaması en büyük temennim)

alışılınca bırakılmaz, 0.7 uç çok kalın gelmeye başlar çünkü görünüşü daha estetiktir ince yazının. ayrıca 0.5 kullanıcıları olarak daha seçiçi ve detaycı insanlar olduğumuz kanısındayım.

relations internationales

sınıf arkadaşım atatürk/ali fuat cebesoy
atatürk'ün gençliğindeki düşüncelerini, anılarını, yaşadığı olaylar karşısındaki tutumlarını vs. öğrenebileceğiniz okuması keyifli bir kitap. cebesoy'un aktardığı anektodlarla o zamanı daha iyi anlayabilirsiniz, kesinlikte tavsiye ederim

karşılarında bir şekilde ekmeğini kazanmaya çalışan insanlar varken kendilerini nimetten sanan burnu havada ünlümsülerin anlamlandırılamaz hareketleridir bu kaba muameleler. bence temelde karşıdakine duyulmayan saygıdan kaynaklanır.

yakın arkadaş grubuyla bozcaada'da kamp yapmak
yıllardır yapmak istiyorum ve çok sakin yerler olduğunu duydum, gittiğimde her yerde kalabıkla karşılaşıp hayal kırıklığına uğramam umarım

öğrenciler fikirlerini belirtip yasal protesto haklarını kullandıklarında ev hapsiyle cezalandırılırken, bu olaylara sebebiyet veren iktidarın 'huzur hakkı maaşlısı' çıkıp da clubhouse'da ifade özgürlüğünün engellenmesinden bahsederse benim gözümde mağdur olmaz, komik olur.

gerçekten güzel bir fikir olmakla birlikte insanların yeni uygulamaları bu kadar hızlı tüketmesi de garip geliyor bana. inanılmaz bir hızla alışılıyor bu tür yeni şeylere. (dedi çaylak yeni kayıt olduğu sözlüğe tanım yazarken)

bu birlikteli için önerim sigara içen tarafın acilen sigarayı bırakması. hem kendi sağlığınız için önemli bir adım atmış iradeli bir davranış göstermiş olursunuz, hem de muhtemelen sigara bağımlılığınızdan oldukça rahatsız olan karşı taraf için harika bir jest olur.

memleket hırsız kaynıyor. bu vicdani yozlaşmanın sonu ne zaman gelecek? bunlar cezalandırılmadıkça bunun gibiler de teşvik ediliyor. öyle bir durumdayız ki artık ne bilim insanı ne akadamisyen sadece hırsız yetişiyor bu ülkede

lütfü türkkan'ın da dediği gibi bunlar elhamdülillah demeyi bilmiyorlar. bir kere hamdolsun deseler ülke rahat bir nefes alacak. rektörken kendini dekan atayan mı dersin üniversiteyi aile şirketine çeviren mi. torpil de bunlarda hırsızlık da. doymuyorlar.

monoteist dinlere bakış açısı oldukça enteresan olan, amin maalof'un semerkand kitabını okuyarak kendisinin de içinde olduğu garip hikayeye tanıklık edebileceğiniz zeki, bilge, dahi kişilik. bilim insanı ve kendi zamanında bu unvanla tanınmasa bile bir şair. hayata ve çocuk sahibi olmaya karşı bakış açısı çok etkileyicidir.

kafa sözlük hiyerarşisinde an itibariyle sahip olduğum statü, yazarlığın ön koşulu

bence zodiac, epey uzun bir film olmasına rağmen her izlediğimde aynı gerginliği yaratıyor bende. fincher sinemasının en iyilerinden. animasyon olarak da inside out diyebilirim