kişinin sürekli kendini korumaya çalışması olarak da yorumlanabilir. temel nedeni kaygı. öğrenilmiş bir baş etme mekanizması olarak da kullanılabilir. farkında olmadan kendimize sürekli yapmalıyım ya da yapmamalıyım diye sinyaller yollayıp farklı amaçlar doğrultusunda direksiyonu sıkı sıkıya tutma durumu. günlük hayatta binlerce örneğini görebiliriz; elalem ne der diye düşünmek, başkası üzülmesin diye vazgeçmek, bazı şeyler istediğimiz gibi yaşamamak, hissettiğimiz duyguları tam anlamıyla yansıtamamak… bunların hepsi kontrolün elimizden kayıp gideceğini düşündürdüğü için otokontrol mekanizmasıyla kendimizi savunmaya çalışmak. aslında anda kalamadığımız için karşılaştığımız bir durumda sayılabilir. o an sesli güldüğümüzde birkaç dakika sonra başkalarının size bakacağını ve bu durumun sizi rahatsız edeceğini düşünüp bundan vazgeçtiğinizde otokontrolünüz ortaya çıkıyor ve kendinizi tutuyorsunuz. oysa o an gerçekten gülümsediğinizde, anı yaşadığınızda belki bunların hiç biri olamayacak fakat belirsizlik ve kaygı bunun önüne geçiyor. işte bu yüzden elinizdeki küçücük andan da olmuş oluyorsunuz. biraz da kendi kendimizin ayağını kaydırıyor gibiyiz..
hayatımın yoluna girmesini bekliyorum ben. bunca zaman olmadı olunca tam olacak diyorum. beklediğime değsin istiyorum.
not: beklediğim olursa bu başlık güncellenecektir.
güüüünaydın. günaydın.
pijamalarımızla ekmek alıp yolda ekmeği yemeye başladığımız günler gibi bir gün olsun. çocuklar çıksın yolunuza, kelebek konsun parmaklarınıza..
ben hiç unutmadığım için bulduğum zamanbende bayram havası yaratır efenim. küçük bir miktar olsa bile hemencecik plan yaparım. çikolata mı alsam jelibon mu diye kafam deli sorular olur. ooh iyi ki de bulmuşum diye dolanırım ortalarda.
“dokunsalar ağlayacaktım, ama hiç dokunmuyorlar” denilen cümledeyim.
öyle yorgun öyle tükenmiş hissediyorum ki. oysa henüz baharındayım hayatın. bu mu? böyle mi dünya diyorum? herkes böyle kötü mü? bencil mi? insafsız mı? gibi gibi sorularla boğuşup duruyorum. kendime bir yol çizmeye çalıştıkça önüme ne buldular atıyorlar. taş, çamur, kötülük hatta iyilik bile koyuyorlar. inanıp gidememem için, engel koyabilmek için her şeyi deniyorlar. insan kötülük yapabilmek için önce iyilik yapıyormuş yeni öğrendim. evet, çok ciddiyim. yapıyorlar.
gitgide umudum tükeniyor.
bu çarkın bir parçası olmak istemiyorum. olmadan da nasıl yaşanabilir onu da bilmiyorum. eee nolacak şimdi böyle..
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.