simurguanka yazar profili

sevgili yazarlar bayramınızı enişten duygularımla kutluyorum :). bayramlar sevinç mutluluk ve çocukluk kokar umarım bu kokuları duyabileceğimiz nice güzel umutlu bayramlar ve her günümüz bayram olur .

yani yağmur olmayabilir ama dostlar düşünsenize böyle güzel bir yeşilliğin içinde sizin zevklerinize göre dizayn edilmiş bir ahşap ya da taş evde hafif bir müzikte dağ manzarası olan pencerenizin önüne geçip odun ateşinde pişmiş damla sakızlı sade kahvenizle kucağınızda kedinizi okşarken en sevdiğiniz kitabı okuduğunuzu hayali bile güzel valla . böyle hayatın keşmekeşinden uzaklaşmışsıniz doğayla huzurla iç içe güzel güzel yaşadığınızı .

şimdi duruma baktığımızda o kişinin psikolojik bir rahatsızlığı da olabilir. taraflardan biri ayrılmak istiyor diğeri istemiyor bu normal ama ilişkinin berbat olduğu, aldatma , yalan , kavga olduğu halde hala yalvarıyorsa taraflardan biri. hemen bir destek alması gerekiyor . ama hani böyle bir söz var ,hiç hazetmem ama, şey derler : " bekara karı boşamak rahat " galiba benimki de bu oldu . ama size nacizane tavsiyem ruhunuzu ve bedeninizi yormayan ve yanında dinlenebildiginiz kişilerle ilişki yaşayın gerisi bildiğiniz zehir oluyor ve sizi yavaş yavaş bitiriyor yaşam enerjinizi yok ediyor.

aşk kutsaliyet barındıran bir olgudur . çok yüce ve müstesnadır. yaşanması gereken ve benim tarafımdan da tavsiye edilen bir şeydir. yanı karşılıklı olması ayrı bir tat verir karşılığının olmaması bile ayrı bit tat barındırır. hatta karşılıksız aşk için bir şeyler duymuştum ve bayağa mantıklı gelmişti: " sana ne ondan sen aşkını yaşa fantazilerini kur onu düşün onu sev onun acısını çek sonuçta aşk bu doya doya yaşanmalı . mesala bir gece erken yatağa gir ve onu düşle. aşk tek kişilikte oynanabilen oyundur unutma ." şöyle diyeyim size bu duygu bir harika valla . öyle aşık olduğun kişi yakınındaysa onun yaptığı hareketler güzel geliyor sana , gülüşünde kaybolmak istiyorsun , adımlarını onun adımları gibi atıyorsun, mesala yüzüne dokunuyor suratında saçma sapan bir gülümseme oluyor. sana bir şey aliyor ama öylesine bir şey sonra o senin için değerli oluyor . ınsanın bunu yaşaması gerekir . siz siz olun aşık olun hatta aşkın cezasını da yiyin benim gibi kalpsiz olmayın:)

mutluluğa verdiğimiz anlamdır. mesela mutluluk benim için maddiyatsa eğer ona ulaşamadığımda mutsuz olurum . unutmamak gerek sevgili dostlar bir şeyin olumsuzu demek o şeyin ya olmamasıdır veyahut azlık derecesidir o yüzden mutluluk tanımlarınızı doğru , ulaşılabilir ve makul bir derecede koyun . ve bir de şu var kendinizi sevin ama gerçkten sevin çünkü insan kendini düşüncelerini sevince tanımlarını da makul ve güzel koyuyor.

birliktelik ve ilişki çok meşakêtli ve çok da dikkat edilmesi gereken bir olgudur . bir insan bir insanla birliktelik kurduysa onu varolan özelliklerini kabul ederek kurar . ve emin olun birliktelikler karşılıklı fedakarlık etmektir . doğru ve sakin bir iletişimle konuştuğunuzda birlikte olduğunuz kişi anlayışla cevap verir ve onu yapmamaya özen gösterir . burada önemli bir nokta ise rahatsız olduğumuz şeyin mantıklı olmasıdır. anadolu ve ortadoğu insanı birlikteliği malesef bilmiyor ya fazla kısıtliyorlar birbirlerini ya da çok fazla özgür bırakıyorlar. böyle yürümüyor dediğim gibi birliktelik karşılıklı fedakarlıktir . ıstek ve sorun kabul ettiğimiz şeyleri mantıklı , doğru ve güzel bir iletişimle söylememiz lazım. ama altın kurallarımızdan biri de şudur birlikte olduğumuz kişiler bir bireydir onların da özgür alanları ve özgür yaşantıları vardır isteklerimiz karşımızdaki kişilerin özlük haklarına ve diğer haklarına karşı olmamalı onları kırmamalı . bir de abi yapmayın ya zaten doğru bir birliktelikse insanlar kendini ayarlıyor ya kısıtlamayın be :)

saat 5:37 ve ben şuan koyun otlatıyorum

ben olaya farklı bir bakış açısı getirmek istiyorum. bir fikri kabul etmek onu yüzde yüz kabul etmek değildir. misvak dergisi her ne kadar şuan ki iktidarı savunuyorsa ve onların fikirlerine yakında bu %100 savunacakları anlamına gelmeyebilir. ya da belki fikirleri değişmiş olabilir . yukardaki sevgili yazarlarımızın tanımlarını okuduğumuzda şunu çıkartıyoruz bir insan ilk başta hangi fikirdeyse hep o olacak bu yanlış arkadaşlar. şu klasik sizi söyleyeyim değişmeyen tek şey değişimin kendisidir . zaten fikirlerin de değişmesi gerekmektedir hep aynı yerde kalmadı bağnazlık oluşturur. bu arada kabul edelim %12 üstü zam herkesi şaşırttı bu zam oranı mevcut iktidar öncesi oranlardı.

sevgili sözlük çok saçma bir gün değil mi ? çocuklara kötülük yapıyorlar. saçma vallaha ama daha saçması çözüm ve baş etme yolu varken kimse elini kıpırdatmıyor ve adelet ile yürütme mercii saçma ve ahmakça kararlar alınıyor. bugün iki çocuk bu ülkede tacize uğradığını kanıtlamak zorunda bıraktı bu ayıp bu topraklara yeter.

dolma , sarma kimse kusura bakmasın ama yiyemiyorum annem ablam kız kardeşlerim bayılıyorlar ama sevemiyorum ne bileyim.

ya ben sevgisiz ve içten yapılmayan yapmacık olan ger şeye tahammülüm zayıflıyor. ne bileyim kediyi seveceksen aşkla seveceksin ya da biriyle kavga dahi edeceksen o kavgayı içten edeceksin ne bileyim işte ne yaparsan yap ama düzgün ve içten yap sevgiyle yap valla olmuyor sonra

ılk önce belirteyim sevgi engelde cinsiyette yönelimde tanımaz. hele ki anne baba sevgisi ayirmamali. evet şaşkın olabilirler kabullenmeleri zor olabilir ama o evlat neticede. bir de size bir arkadaşımın hikayesini anlatayım kendisi şuan isvicrede . küçükken hissediyor doğduğu bedene ait olmadığını tabiki bunun sorunlarını yaşıyor ama hayır ben erkeğim diyor falan geciktiriyor. üniversite giderken hayır aslında ben kadınım diyor falan . güzel bir hayatı var tıkırında giden . ama ailesi bilmiyor . sonra rektör bunun aslında tabiri caizse(kendisi kullanır) dönme olduğunu öğreniyor ve atıyor çalıştığı şirket onu atıyor ev sahibi atıyor kirayı vermeyince . ılk önce sokaklarda kalıyor uzun bir süre oradaki evsiz abi ve ablalarla sonra bu olmaz diyor başka işlere girmeye çalıştır olmuyor. en son sex işçiliğine zorlanıyor sonra bir gazinoda kons olarak çalışıyor falan böbrek gidiyor , epey bir hastalık geçiriyor ve şuan kendisi 40 yaşında ve şunu söylüyor eğer annem ve babam benim arkamda olsaydı belki de vok daha iyi durumda olurdum . babalar gününde paylaştığı şeyi gördüm gerçekten insan o paylaşımı görünce duygulanıyor. tabi bu 25 yıllık bir hikaye bu kadar kısa anlatılamaz ama diyeceğim o ki anne baba olmak gerçekten zor çocuklarınızı sevin onları anlamaya çalışın belki dininiz izin vermez toplumunuz izin vermez ama eğer onun yanında olmazsanız acılar çekecektir.

şey acaba siz bir melek misiniz sevgili kafa sözlük. ben size koskocaman sarılmak istiyorum. bir de aklıma şuan fikir geldi :) yks girecek sevgili dostlarımız dağıtılan kalemleri toplayıp da gönderebiliriz .

bir kitap okumuştum hayatın mantığı diye oradaki ekonomist yazar aynen şöyle diyordu yapılan bazı davranışların mantığını anlarsanız daha güzel ve sığ olmayan şekilde düşünürsünüz. bu kitaptaki tavsiyeyi 1 haftadır yapmaya çalışyorum ama bunu söyleyebilirim akitin mantığını kavrayamadım. yazılar hukuka aykırı devlet teamüllerine aykırı çok saçma yani düşünün benim gibi anarşist birini bile devletti savundurtular ya akit gazetesinin tebrik etmek istiyorum . :)

bölgeler veya ırklar bir partinin veya bir düşüncenin tekelinde değildir. karadenizli olup akpli olmayabilir çok doğal. ama her ne olursak olalım her zaman incelikle insanlıktan yana olalım. kişiler gidicidir ama insanlık ve incelik ölümsüzdür. düşüncelerimiz ne olursa olsun hepimiz değerleyiz ve birbimizi anlamak için çabalamalıyız.

sevdiğimiz, saydığımız bir şair. kendisi birazcık toplumsalcı dediğimiz şair. şiirleri çok güzel ve halktan . tüm şiirlerini hasretinden prangalar eskittim kitabında toplamıştır. leyla erbil'e de aşık olan yazarımız leylim leylim geceler adında bir mektup türü kitapçığı vardır. (magazinsel)

"seni anlatabilmek seni güzel ruhlara
ıyilik savaşçılarına
karanlıktan beslenen kötü ruhlara
seni anlatabilsem seni
gökyüzüne, kurak diyarbakır toprağına
suruna " (benzedi sanki ama asla aslıyla kıyaslanamaz)

ıki durum vardır ya ütü yapmayı bilmiyor veya sevmiyor ya da öyle gezmek istiyor. ve bundan bizene dedirten sözlük

ben sonbahara ve kışa aşığım ya gerçekten yazı sevmiyorum ama yaz mevsimine teşekkür ederim o aylarda sokakta kalan dostlarımızı üşütmüyor ıslatmıyor . ya kışın çorbada tuzun olsun derneğiyle birlikte çorba dağıtıyorduk gecenin 12.00 yurda dönerken 6 tane evsiz çocuk birbine sokulmuş yağan yağmurun altında tinerlerini çekmişti o manzara aklıma geldiğinde kendimden nefret ederim . o yüzden bu sonbaharı sevmeyi biraz utanıyorum ya

ya aslında ben çocukken etrafımın da etkisiyle herkesi çok iyi ve hassas zannederdim . mesala herkes kedileri sever , birbirlerini kırmazlar, hep mutludurlar sonra büyüdüm aslında bu dünyada iyi yürekliler azmış.

aslında manyağım ben birini sevdim mi hayatım yapıyorum bazı şeyleri karıştırıyorum , düşüyorum falan bildiğin bağlanıyorum bunun olmaması için kusur arıyorum şey mesala ah bu da "de-da"'yı ayrı yazmamış:)