erkek ismi olarak da kullanılan, kutlu gün ifadesi. isim olarak kullanılması oldukça güzel ve anlamlı olmasına rağmen kullanımı iç anadolu ve kuzeyde azalmıştır. akdeniz bölgesinde hala isim olarak yaygın bir şekilde kullanılır.
devamını gör...
bayram günlerinde evlerin ışıklarına baksana
ne kadar da az sıradan günlere kıyasla
çünkü toplanmışlar tek bir ışık altında
hiç ışık yanmayan dairelerse
belli ki misafir olmuşlar başka ışıklar altında
bu güzellikler arasında en acı olanı da
tek bir odada yanan loş ışıktır
loş ışık altında kapanan gözlerin yalnızlığı böyle günlerde anlaşılır.
o gözlerden de yalnız olduğum ise bu sözleri yazmamdan anlaşılır.
devamını gör...
çocukluk sevincidir.sabah olması için erken yatılır.
devamını gör...
çocukken severdim. fakat son 8-10 yıldır nefret ediyorum. gereksiz ve sahte samimiyetler, salak saçma günümüzde yaşatılmaya çalışan el öpme geleneği.. bunlar çok absürt ve saçma eylemler.

umarım mümkün olan en kısa sürede yok olup gider bu kültür ve adetleri.
devamını gör...
insanların kalabalık olunca da yalnız olunca da sızlandıkları gün. nerde eski bayramlar diyip hayıflanan insan bir yandan da kalabalık sevmediğini ifade ediyor. enteresan insanlarız. neyi istediğimizi bilsek keşke. sorularımızı önce kendimiz bilsek. hayat daha güzel bir yer olabilirdi. en azından daha mantıklı.
devamını gör...
valla ben seviyorum. eski tadı şu an gerçekten kalmadı, çünkü bayram kalmadı. sıla-i rahim önemli ve değerli benim için.yaşlılarımız büyüklerimiz bekler. yıllar sonra belki hanımımızla baş başa kaldığımızda biz de bekleyeceğiz. (hatırlanmak güzel şey)
devamını gör...
sabah erken kalkmaktır bayram hep birlikte kahvaltı yapmak, heyacanla birbirinizi kucaklayıp bayramlaşmak daha sonra dört gözle harçlık beklemek harçlığını aldıktan sonra da koşar adım arkadaşlarının yanına gidip sokak sokak bayramlaşmaktır bayram .
ama şimdi gün yatmak ile geçiyor maalesef.nerde o eski bayramlar gerçekten.
devamını gör...
dinle diyanetle işim yok benim. takribi 15 senedir falan deistim. belki biraz daha uzun süredir. iyi bir insan olmaya çalışmak dışında hiçbir kurala inanmıyorum. kendi değer yargılarıma göre iyi biri olmayıysa bazen beceriyor bazen beceremiyorum. herkes gibi, hepimiz gibi zaaflarıma yenik düşüyorum zaman zaman. çuvaldız iyi dostumdur ama. yakından tanırız birbirimizi. ramazanla ilgili görüş beyan etmeyeceğim. çekindiğimden değil ama kimseyi incitmenin alemi yok. aşağı yukarı tahmin ediyorsunuzdur zaten neler düşündüğümü. ne benim buraya yazacaklarımla biri ikna olacak ne ben bu ayın gerekleri yerine getirildiğinde eriştiği kutsal makamı kabul edeceğim. o halde ne gereği var? geçiyorum.

bayram. herhangi bir bayram. dini ya da milli. tatil günleri. ya da herhangi bir başka özel gün. doğum günü, sevgililer günü, anneler günü, işçi bayramı, 23 nisan, yerli malı haftası, kabotaj bayramı... toplumun genelinin sıradan olmayan diye tanımladığı, manalı ya da manasız herhangi bir günü hep coşkuyla, sıradan olmayan şekilde deneyimledim ben bizim evde çocukluğum boyunca. farklı bir gün yaşamak için bir fırsat, bir bahane gibi görürdü babam böyle günleri. eğlenmeyi seven bir adamdı. eğlendirmeyi de. genelde düşük olan enerjisiyle evimizin stres unsuru olan annemle ilişkilerinin dinamiği buydu sanırım. biri diğerini yükseltmeye, diğeri birinin yüksek haliyle eğlenmeye alışmıştı zannediyorum yıllar içinde. şimdi bir bizim ev yok gerçi. babam öldü. annem, ölümün kıyısına kadar gitmiş gelmiş ve artık açıkçası hem fiziksel hem de mental anlamda çok güven veren biri olmadığı için, evini kapatmadıysa da kah orada kah başka yerde. ama burada değil. neyse.

badem gözlüm,
hokka burunlum,
kalem kaşlım,
sırma saçlım,
elma yanaklım,
kiraz dudaklım,
bal yüzlüm,
canım kızım hadi kalk. bugün ........ !
*

bugün onsuz geçirdiğim ilk dini bayram. bu şiiri duymadan uyandığım ilk bayram değil evet ama bir daha kurulan büyük bayram sofrasında "yemek arasında su içmeyin kızım" diyemeyeceğinin hüznünü en çok hissettiğim gün bugün. dindar bir adamdı söylemiş miydim? o yüzden en çok, yıllardır çok istemesine rağmen sağlık sorunları hasebiyle* tutamadığı orucun bitimini müjdeleyen(!) bu bayramı severdi. ve bu bayramda tüm ailesinin bir arada olduğu, herkesin en sevdiği yemeğin yapıldığı büyük bayram sofrasını. onsuz bir arada olacağımız ilk bayram sofrasında bamya'dan o kadar keyif alamayacağımı bilmek, bugünkü tek derdim olsaydı keşke.

dün gece bir başlık görmüştüm. cüzdanda fotoğraf taşımak. cız etti içim. yazacaktım sonra elim gitmedi. yanlış yaptım. şimdi istemeye istemeye ama yazmam gerektiğini bildiğim için geldiğim bu başlıkta yine aklımda dün geceki kelimeler uçuşuyor. düştü mü bir şey aklıma onu içimden çıkarmadan rahat edemiyorum ben. bir türlü salamıyorum, bırakamıyorum, unutamıyorum. illa söylenmesi gerekenler söylenecek. illa yapılması gerekenler yapılacak. illa bütün çemberler tamamlanacak. bırak dağınık kalsın. kalamaz. neden? sence?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
böyle bir eski cüzdanını bulduk çekmecesinde öldükten sonra. vesikalıkları yan yana getirmiş bir de üzerinden bantlamış güzelce. yahu bari arkalarından yap. yapmamış. ben anlıyorum nedenini. merak edeniniz varsa size de anlatayım. hiç umursamazdı görselliği. bir şey olması gerektiği halini, nasıl görünerek gerçekleştirebiliyorsa en güzel halinin o olduğuna inanırdı. bu fotoğrafların büyükten küçüğe yan yana durması gerekiyor cüzdanında. ayrılmayacak, parçalanmayacak, dağılmayacak şekilde. ve hep. o halde ne yapmalı, bantlamalı üzerinden. başka bir şeye gerek var mı? yok. ablam doğum yaptı, fotoğrafçı çekim için hastane odasına gelmeden önce allık sürdü yanaklarına diye 40 saat trip attı babam. yahu sen aptalsın, ne kadar güzel göründüğünün farkında değil misin, bu boyalara ne ihtiyacın var senin diye. telefon rehberine üç kızını şöyle kaydetmişti: b. kızım, o. kızım, k. kızım. o. kızım olay çıkardı tabi;

-baba allahını seversen o. kızım ne?
-ne yavrum? ortanca kızım işte.
-baba!
-ne?

hayır hayır aptal değil. zehir gibi adamdı. eğitim hayatı da başarılarla dolu, iş hayatı da, sosyal yaşantısı da. şimdi sence sorusunun cevabı anlam kazanmıştır diye düşünüyorum. bence kazanıyor çünkü. geçelim.

en sevdiği bayramda, üstelik onsuz ilk dini bayramda mezarına gidemedim. "mezarlık ziyareti diye bir şeyin dinde yeri, anlamı yok kızım, ha mezar başında ha evde dua etmişsin aynı şey" görüşünü savunduğunu bilsem de babamın, en azından fotoğrafta beni sağlarına iliştirdiği insanlara sarılabilmeyi, inandığı dine göre bizi görebiliyorsa şayet, bir arada o allahın belası mezarlıkta olabilmeyi isterdim. ayrılmayacak, parçalanmayacak, dağılmayacak şekilde.

olmadı. olamadı bayram mayram.
devamını gör...
sevgili yazarlar bayramınızı enişten duygularımla kutluyorum :). bayramlar sevinç mutluluk ve çocukluk kokar umarım bu kokuları duyabileceğimiz nice güzel umutlu bayramlar ve her günümüz bayram olur .
devamını gör...
nerede o eski bayramlar diyoruz. her sene bu lafı mutlaka birilerinden duyarız. zaman geçtikçe her şeye verdiğimiz değer biraz daha azalmaktadır. ya da tam tersi olmaktadır. tükenmişlik sendromu yaşıyoruz; her şeyi çabucak tüketip neler kaldı diye bakıyoruz. bu da mutluluğumuzu elimizden alıp gidiyor.
devamını gör...
oluk gibi kanın aktığı sözde "bayram". o hayvanlara verilen paralar ile kaç tane yetime bakılırdı. ben böyle bir dini ve bayramı kabul edemiyorum arkadaş.
devamını gör...
vakitlice kutlu olsundur.*
devamını gör...
bayram, bir an önce bitsin artık denilen ama gizlice tadı çıkarılan bayram ziyaretleridir. alınan yeni kıyafetler, kolonyaya bulanmış çikolata ve şeker tadıdır. el öpünce harçlık beklemektir. bazen istemsizce akraba problemleri dinlemek, siyaset dinlemektir. çocukken, sevilmeyen bir kapı çalınıyorsa içinden "inşallah evde değillerdir de eve gideriz" duası etmektir.
devamını gör...
bayramlar acıların, kederlerin, sıkıntıların unutulduğu, bayramla gelen sevincin, huzurun ve mutluluğun müslümanlar arasında paylaşıldığı, dost ve akraba ziyaretleri ile barışın ve kardeşliğin doruğa çıktığı müstesna günlerdir. kırgınlıkların unutulması, insanların birbirleriyle sevgi ile kucaklaşması, gariplerin, yoksulların ve kimsesiz yaşlıların hatırlanması ile çocukların sevindirilmesi de bayramların hepimizce bilinen o kendine özgü güzelliklerindendir.

bayramlarda nasıl da değişiverir dünyanın çehresi. bir bayram geldiğinde dünya değişiverir de, adeta bambaşka bir dünya olur. sanki gökten görevli melekler inerler de dünyayı temizlerler, boyarlar, süslerler. herkeste bir sevinç hâkim olur. bir sihirli el sıvazlar sanki tüm kalpleri de gamları, kederleri,kasvetleri çekip çıkarıverir. bir ilahi çeşni iner de yeryüzüne tüm ağuları tatlandırır. yine bir ilahi güç gündemdeki bütün olayları bir kenara atıverir, bayram sevincini ve coşkusunu tek gündem maddesi yapıverir.

bayramlar hiçbir insanın, hiçbir sistemin ve hiç hiçbir ulusal ya da uluslararası kuruluşun yapamadığını yapar ve insanlar arasındaki engelleri ortadan kaldırır; farklı yaşlardaki, değişik sosyal konumlardaki dilleri farklı, ırkları farklı insanlar birbirleriyle kucaklaşırlar. kardeşlik, dostluk, sevgi ve mutluluk kendiliğinden iniverir, müslümanlar arasına. bir bayram süresince müslümanlar, dünya toprağında öbür âleme ait havayı teneffüs ederler, adeta. insan olarak aslımızın öbür âlemden geldiği, bu dünyanın bizim için gurbet mesabesinde olduğu düşünülürse, bayram günleri aslî vatanımızdan bize gönderilen hediyeler hükmündedir. bayramlar insan hayatının tekdüzeliğine sıkıcılığına, renksizliğine karşı senede iki defa yapılan nurânî inkılaplardır.
devamını gör...
bayramlara dair:

aile evinde sabahın köründe babamın dürtükleyip namaza kaldırmasıyla başlayan gündür. “baba ben cehennemden kombineyi aldım çoktan.” diyemezsiniz. 2 saatlik uykuyla gidilir camiye. çıkışta eli öpülür babanın. sonra dedemin mezarına gideriz. eller açılır, babam duygusaldır. bense “dede, zamanında ucuzken bir arsa kapatamadın mı, elalemin dedesi neler bırakmış!” diye söylenirim içimden, sonra hûşû içinde bir amin’le bitiririm dua görünümlü şahinimi. yaş bilmem kaç olmuştur. teyzeler, halalar, kuzenler “yok mu görüştüğün biri” dokundurmalarıyla gerim gerim gererler. hınzır bir gülümsemeyle geçiştirirken bu soruları cevizli kadayıf boğazıma dizilir, sarı kolayla ferahlatırım kurumuş boğazımı. kapının her çalışı ayrı bir gerginliktir. hemen odama tüyerim. sesleri dinleyip ona göre reaksiyon alırım. “görünmezsem ayıp olur kişileri” geldiyse çıkarım, yoksa kapıyı kilitler ölü taklidi yaparım. misafir gidince annemin “gittiler, mağarandan çıkabilirsin.” demesiyle rahatlar, misafirin yemediği kadayıfdan bir çatal alıp kendime gelirim. artık akşam olur, bu saatten sonra kimse gelmez saati (9-10 gibi) geldi mi büsbütün keyiflenirim.

bayramın resmî tatil olması güzeldir. ama bayram kısmı, limonlu pril’e eşantiyon olarak bantlanmış ucuz bulaşık süngeri gibi durur tatilin yanında. oysa ben sadece limonlu pril’i severim.
devamını gör...
kaldı mı ya bayram gibi bayram?..
devamını gör...
dertlilerin dert unutma günü.
devamını gör...
bayram; geçmişe hasretle, geleceğe umutla bakmaktır.
günlük koşuşturmalar arasında unutulanları hatırlamak ve anın tadını çıkarıp huzuru kucaklamaktır.
çocuklar için şeker, büyükler için ise yolunu gözledikleriyle kavuşmaktır.
devamını gör...
dinî kelimelerimizin birçoğu gibi bu kelime de farsça kökenlidir. (بذرام) bezrâm kelimesinden dilimize bayram olarak geçmiştir. türkçe'ye eğlence veya kutlama olarak tercüme edilebilir. arapçası ise "عيد" i'yd veyahut a'yd şeklindedir.

ramazan veyahut şeker bayramı ifadesi de bize aittir. arapçası عيد الفطر. aydel fitr. buradaki فطر bildiğimiz anlamda iftar kelimesiyle aynı köktendir. ramazan boyunca tutulan oruçların iftarı gibi telakkî edilir.
devamını gör...
eskiden olsa heyecanlandıran, sevdiğim insanlarla bir araya getiren özel bir gün derdim. şimdilerde ise ilk günü nöbetçi olduğum resmi tatile dönüştü. merakla bekliyorum nasıl geçecek..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bayram" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim