sitcom yazar profili

söylenecek çok şey olsada sözler fayda etmeyince kalakalıyor insan.

ben şahsem isterdim. düşün klonun senin yerine çalışacak, sen sefası süreceksin. ne güzel hayat olurdu.

yanlış kişiye sorarsan alma olasılığın yüksek cevap, eğer o lokasyonda bir yeri arıyorsan sokakta kendi halinde yürüyen insanlar yerine çevre esnafına sormak daha mantıklı.

benim için her günün bir rengi olsaydı tablo aşağı yukarı şöyle olurdu.
pazartesi (kırmızı): haftanın ilk ve en yoğun günü, dinlendirici bir hafta sonundan sonra tekrardan curcunanın içine giriyorsun.
salı (sarı): pazartesinden sonra vücut yavaş yavaş yüksek tempoya alışıyor ve tekrar hafta sonunun gelmesini bekliyor.
çarşamba (turuncu): aslında hafta sonuna daha az kalmasına rağmen insana zaman geçmiyor gibi geliyor ve moraller biraz olsa asılıyor.
perşembe (mor): hafta sonuna bir şey kalmamış ama arada yinede bir gün oluyor, hafta sonu planları yapılmaya başlanıyor.
cuma (yeşil): hafta sonu planları kesinleşiyor, yarın bekleyen bir iş olmadığı için akşamına bir şeyler organize ediliyor.
cumartesi (mavi): bildiğin özgürlük
pazar (lacivert): yine özgür bir gün ama yarın tekrar seni bekleyen işler aklına geliyor ve o yüzden belli bir saaten sonra moraller yine bozuluyor.

şimdi işten çıktım eve geliyorum gelirken almamı istediğiniz bir şey var mı?

tehlikeli insandır, içinde kendinin bile bilmediği travmalarla yaşar ve bazen geride bıraktığı eserleri ortadan kaldırmak için yıllar on yıllar geçmesi gerekir.

kesinlikle çoğu zarar, azı karar. hemen hemen her şey için geçerli bir atasözü.

bu tarz başlıklar belki troll amaçlı açılıyor ama işin üzücü tarafı ülkemizde bu tarz zihniyette insanlardan çok var. iki türlüde gerçekten bu konularda böyle düşününler ve toplumsal yaralar olan konuları kendilerine alay malzemesi edenler.

lise okul hayatının en güzel ve en çok hatıralara sahip olunan bölümlerinden bir tanesi, en güzel dostluklar yine bu dönemde elde ediliyor. size şimdi lise hayatınızda istediğiniz bir dersi haftalık ders programınıza ekleme hakkı verilse bu ders ne olurdu?

benim ekleyeceğim ders son sınıflar ya da 11. sınıflar için olurdu. hemen hemen herkes 18 olur olmaz ehliyetini alıyor ve bunun için ehliyet kurslarına gidiyor. bu kurslara gitmek yerine okulda bu eğitim verilse ve liseden mezun olan bireyler direk ehliyet sahibi olsa buna artı olarakta ehliyet sahibi olmak için lise mezunu olma şartı gelse güzel olurdu.

teoride teknokrasi demokrasiye göre daha iyi sonuçlar vermesi gereken bir yapı ama pratikte ne kadar başarılı olacağı tartışılır. temelinde insan yatan yapılar kişi bilim adamıda olsa, herhangi bir sade vatandaşta olsa işin içine duygusal bağların girmesiyle karmaşıklaşan komplike yapılara dönüşüyor. herkes a'dan b'ye gidilmesi gerektiğini biliyor ama bu yolda sapmalar yaşanıyor ve a'dan doğruca b'ye gitmek yerine önce c'ye uğranıp öyle b'ye gidiliyor. bu yüzden yöneten kişiden çok yöneteni denetleyen mekanizmanın varlığı ve bu mekanizmanın tepki süresi önemli.

kirvem ne yapıyon ya

pek özgür değiliz, bir bedenin içinde hapis, birtakım kurallar silsilesine bağlıyız. kum saatinde düşmeyi bekleyen kum tanesiyiz. sonunun özgürlük olduğunu düşünecek kadar da safız.

o kulu anlımıza yazamadık biz de kalemin ucu boşa gitmesin diye sözlüğe yazıyoruz tarzı bir şey de diyebiliriz elbette ama işin aslı bir şeyler karalamak iyi geliyor.

istediğim sevgiye layık mıyım bilmiyorum ama bunu sevicek birini buluna kadar ukde olarak bırakıyorum.

bayan diye başlıyorsa zaten vazgeçsin bir zahmet

bu kişi haklıda olabilir haksızda ve haklılık durumu tamamen notlandırma şekline bakıyor. eğer derste katalog notlandırma varsa vermemesi dünyanın en saçma şeyi. yüzüne bile bakmayın o derece yani. ama çan varsa bu durumda haklı sayılabilir. ortalama yükseltme riskine girmek ne kadar değer orası tartışılır. bide bunun çalıştığı halde düşük not alan versiyonu vardır, onlarında rabbim yar ve yardımcısı olsun.

reisin uzun yıllardır hizmet ettiği halde birikim yapamadığının göstergesidir. acilen maaşına zam yapılması lazımdır.

en etkili öğrenme yolu olabilir. ihtiyaç duyulması halinde o durumun verdiği zorunluluk açılmak istemeyen algıları çok güzel açıyor.

erkek adamın erkek sevgilisi olur sözünü fazla ciddiye alan elemandır. olabilir ama şahsen saygım yoktur. her şeye en azından ufakta olsa bir kadın eli değmeli bence. yinede mutluluklar dilerim.