spy yazar profili

spy kapak fotoğrafı
spy profil fotoğrafı
rozet
karma: 3484 tanım: 138 başlık: 12 takipçi: 19
çok rahat, çok profesyonel...

son tanımları


kaz arkadaşı olmayan erkek

kaz arkadaşının hiç de göründüğü gibi çıkmaması gibi ördeklerine de rastlanabilir.
devamını gör...

toplumsal devrim

huh.

günümüzde, dünya genelinde neoliberalizme hizmet etmekte olan erke karşı gerçekleşeceği öngörülmektedir.

romantizmden ayrıştırılıp basite indirgenerek incelendiğinde, sebep-sonuç bazında lineer bir ilerleme rahatlıkla görülebilir. fransız ihtilali, bireyin benlik algısının gelişmesinin bir unsuru olarak, mevcut metanın insanın kendisi olmasından kurtarmıştır.

bir önceki düzende kabul edilen meta yeni bir boyuta taşınır. sürecin inşa edilmesi ve insanların doğru yönlendirilmesiyle, insanın kendisi olmasa da emeğinin büyük bir kısmı yeni bir metaya kaydırılmıştır. sanayi devrimiyle de desteklenen "ürün" kavramına.

mevcut sistem, insanın niteliksel ya da niceliksel emeğinin ürüne dönüştürülmesi amacıyla ortaya çıkmış ve ilk dönemlerinde iyi de sonuç vermiştir. üretim kapasitesinin makinelerle desteklenmesi halkın konforunu artırmış ve işgücünün daha doğru yönlendirilmesini sağlamıştır. böylece, medyada sıklıkla karşımıza çıkan "bir önceki jenerasyondan daha iyi şartlarda yaşamak" algısı empoze edilmiştir. nitekim, doğrudur da aslında. bu jenerasyona kadar.

günümüzde iş gücünün büyük oranda finans ve reklamcılık gibi, somut anlamda üretim katkısı olmayan alanlara kaymış olması aslında kaynak tüketimini hızlandırmakta ve enerjinin verimsiz kullanımına yol açmakta.

gelelim bunun inşasına kadar olan sürece. bir zamanlar, sistemi daha uzaktan incelediğimizde içindeki boşlukları görebiliyor, onlara nasıl karşı durabileceğini kestirebiliyormuş insanlar. bireysel aykırı duruşlar, marjinal akımlara dönüşebiliyor; halkın çoğunluğu benimsediğinde yani güç halk kesimine geçtiğindeyse devrimler yaşanıyormuş.

şu an kurulan sistemin, düzgün çalışabilmesi için denetimli muhalefete de ihtiyacı var. endüstrinin kaynak israfından elde ettiği gücü veganlar da besliyor, anarşistler de, hippiler de. artık, çarkı tersine çevirmek mümkün değil. dişlilerinin durması gerek.

düzenin tam orta yerinde, yani insan-ürün ilişkisinin arasındaki işlem sürecinde bulunan bir noktada; öylece durup boşlukta süzülmesi gerekiyor insanların. ama bunu yapmak öyle kolay değil. ne zaman insanlar, işi gücü bırakıp muğla'da çevre dostu bir köy hayatına atılan insanlara gıpta etmeyi bırakıp bunun kendi realitesine o kadar da uzak olmadığını anlar, bir sabah topyekün herkesin işe gitmediği bir sabaha uyanır; belki o zaman konuşabiliriz.

dokunulmazlık sahipleri kutsallar inşa edip haklarını perçinleyeli çok oldu. bizlerin derdiyse yapının kendi değil, rengi ve dekorları. ne acınası.

düzenleme: bir cümlenin yerini beğenmedim.
devamını gör...

beklenen büyük normal sözlük kaosu

#2932191
ağababalarına söz iddia ettikleri bölgelerde kalibrenin her çeşidini verdiğimiz ağlaklar bunlar arkadaşlar. 5.56 var gülüm, koyalım mı? hahaha. lan sözlükte bile biz kovalıyoruz, bunlar kaçıyor. geldik yoktunuz koçum.

geçiniz. :)))
devamını gör...

bir norveçlinin ne mutlu japon'um demesi

japonya sınırlarında doğduysa,
japonya vatandaşıysa,
japonya'daki okullar okuttuysa,
japonya'nın sosyal imkanlarından faydalanıyorsa,
hastalığında japon doktorlar tedavi ediyorsa,
güvenliğini japonya'nın emniyet güçleri sağlıyorsa,
parasını japonya'da kazanıyorsa,

japondur zaten. böyle demesi de saygı duyulasıdır. hele bir de nesillerdir japon topraklarında olan bir soy ağacı varsa oldukça olağandır.

gidip orada norveçlilerin hakkının yendiğini savunuyor, norveççe konuşmakta direniyor; norveçlilerin anadilde eğitim alması gerektiğine dair işkembesinden misyonlar uyduruyorsa, asimile edilmeye çalışıldığına dair paranoyak düşünceler besliyorsa tutan yok onu japonya'da.

"yallah iskandinavya'ya koçum." der bizim kimonolu bıçkın delikanlılar.

düzenleme (edit değil, türkçe yazıyorum. zoruna gidenler, istedikleri geçerli ya da geçersiz dilde ağlayarak günlüğüne yazabilir.) : mesaj yazmak yerine gönderisine ekleme iliştiren birini görüyoruz. "gerilla" taktiği sanırım, okumayacağımı düşünüp vurkaç yapmış aklınca. ahahaha. japon kültürüne dair hiçbir şey bilmiyor olması, diğer kültürlerle bilgisiyle eşdeğerdir diye düşünmekteyim.

kimono geleneksel kıyafettir. tıpkı şalvar gibi. şalvar da bence, belli bir ırkın fahişelerinin giydiği kıyafet mesela. dağda bayırda denk gelirseniz ücretini verip işinizi görünüz. tıpkı amerikanların yaptığı gibi. alışkınlar kendilerini devlet sanıp "parasını verene" hizmet vermeye, kıps.

bölücü zihniyetteki norveçlilerin, nankör köpeklerden farkı yoktur. hoş, köpeklerin sergilediği onurun onda biri bile gözlemlenmez öylelerinde. giyim kuşama gelince, bence her şeyin sarısını denemeliler. çünkü sana sarııııı çooook yakışıyoooor...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne mutlu kürtüm diyene

türkçe yazılmış ifadedir. güldürmüştür.
devamını gör...

türkiye'de büyü yapmak yasak mı sorusu

bildiğim kadarıyla gidip içinde maneviyat, spiritüalizm, biyoenerji gibi kelimeler geçen tüm sertifikaları toplarsanız bunları şahsınıza açılan dolandırıcılık davalarında mahkemeye karşıt delil olarak sunabiliyorsunuz. ondan sonra cin mi çıkarırsınız, şeytan mı gıdıklarsınız size kalmış. *
devamını gör...

intihar edeceğim şovu

yakın çevresinden kimsenin intiharına şahit olmamış toy ve şanslı tiplerin kaale aldığı durum.

intihar düşüncesi farklı tetikleyicileri, farklı beslenme noktaları olan ciddi bir sorun. özellikle çağımızda vakalarda yaşanan artış göz önünde bulundurulduğunda, daha bilinçli davranmamız şart.

çevrenizden birinin bu minvalde söylemleri varsa "şov" ya da "gerçek" oluşuna dair karar merciinin siz olmadığınızı göz önünde bulundurun. kendisini profesyonel yardım almaya teşvik edin ve yakın çevresini uyarın.

öylesine söylenmiş, o an dile getiren kimse için de bir anlam ifade etmeyen bir söze verilen tepki, yıllar sonra o kişide bu düşünceyi tekrar tetikleyebilir. unutmayın.
insanların feryatlarını, yardım taleplerinin ardındaki gerekçeleri ve niyetlerini sorgulamak da yargılamak da sizin işiniz değil.

böyle durumlarda sözlerinize dikkat edin. hatta siz iyisi mi haddinizi bilin ki tck 84'le yüz göz olmayın.

ha biz bunu da zamanında yazdık, o ayrı.
devamını gör...

25-30 yaş arası uzun boylu yakışıklı erkekler

(bkz: tinder sözlük)
devamını gör...

dünyalı olmasaydık nereli olurduk

niye dünya uzayda değil mi? diyeceğim durum.

cevaplayacak olursak, teoride dünyaya en çok benzeyen gezegen kepler-452 adlı g sınıfı yıldızın yörüngesindeki kepler-452b gezegeni. yüzölçümü olarak dünyanın beş katı, yerçekimi de iki kat fazla. kabul edilebilir değerler. gün döngüsüne dair bir bilgimiz yok yani kendi etrafında ne kadar hızlı döndüğünü bilmiyoruz, ama yörüngesi etrafında tam turu 385 günde dönüyor. bu da dünyadaki 365 güne epey yakın.

kendisi yaklaşık 1400 ışık yılı uzağımızda, yani elimizdeki bilgiler büyük oranda varsayımdan ibaret.

ekleme: dünyalı olmasaydık, olmazdık. biz böyle olduğumuz için dünyalı değiliz, dünyalı olduğumuz için böyleyiz. yazmasam içimde kalırdı. neyse, dünyaya en benzer gezegen hakkında bilgi kırıntısı vermiş olduk bu vesileyle.
devamını gör...

1.67 boyunda zayıf çirkin işsiz erkek

olmayan şeyler için başlık açmak yasak değil mi? erkek değildir. toplumun övgüsünü değil acıma duygusunu kazanmayı arzuluyorsa, hiç değildir.
devamını gör...

kronik tip yetmezliği

aşağılık kompleksli bir ezik değilseniz sorun olmayandır. ha öyleyseniz çözümü zaten daha kolay. günümüz insanı distimiye davet çıkaracak her şeyi yapıyor, şaka gibi.

öncelikle "tip" ne? estetik algı, kişiden kişiye değişkenlik gösterir. ılıklık yapmıyorum, harbiden gösterir. tek bir güzellik algısı yoktur. bakın, güzellik görecelidir demiyorum. tam aksine, güzellik değil çirkinlik görecelidir. güzel birine bakınca "evet güzel ama bana hitap etmiyor." demek mümkün, toplumsal algının pençesine düşmüş iradesiz ve silik bir şahıs değilseniz.

erkek olduğum için, şanslı olmayan heteroseksüel hemcinslerimle başlayayım. çirkin bir erkekseniz bunu çok da dert etmenize gerek yok, çünkü kadınlar eş seçiminde sizin aksinize tipe o kadar da bakmıyor. kafalarında belli bir tablo ve beklenti var çoğunun, kriterlerine ne kadar uygun olduğunuza göre değerlendiriyorlar. inanın kara kaşınız kara gözünüzden daha büyük sorunları var her birinin. ha, sizinle aynı standartları karşılayan başka biriyle tipinizi mukayese edecek elbette. ona yapacak bir şey yok canlarım. gen havuzunuz küçük bir su birikintisi kadarsa bu atalarınızın suçu. siz onların yaptığını yapmayın diye tavsiyeler vereceğim aşağıda, merak etmeyin. *

çirkin bir kadınsanız, işiniz çirkin bir erkeğe göre daha zor. üzülerek söylüyorum ki erkekler büyük oranda karşı cinsin tipine bakıyor. çünkü beklentileri büyük oranda fiziksel. statünüz ya da bilgi birikiminiz erkeklerin gözünde sizin duyduğunuz saygının onda birini bile görmeyecek. insanına göre değişir ama değişse de durum çok farklı değil. ama size de tavsiyelerim var. rahat olun.

3 ana grupta tavsiye vereceğim. çirkin bir insansanız, çirkin bir erkekseniz, çirkin bir kadınsanız şeklinde 3 grupta. başlayalım.

çirkin bir insansanız;

*spor salonlarında dış görünüşünüze göre indirim sağlanmıyor ya da zam yapılmıyor. estetik olarak genele hitap eden insanlar, fiziklerini daha iyi hale getirmek için ekstrem çabalar sarf etmezler. zaten talep görüyorlar çünkü. seviyesini arşa çıkarmak için yapanı yok mu, var elbette. ama istisna. önermediğim bir tavsiye ama, hedef sadece estetik görüntüyse, fonksiyonel antrenmanlarla bile zaman harcamayın hatta. acımasız bir tavsiye ama iyi görünmüyorsanız, kimseyle oturup spordaki başarılarınızı konuşacak bir raddeye bile gelemeyeceksiniz zaten. dilediğinizde kapımı çalabilirsiniz, amacınıza yönelik program, beslenme düzeni vb. hazırlamanıza yardımcı olurum.

daha geniş, parçalı bir vücut erkekler için her zaman avantaj. merak etmeyin incilerim, iki dumbell kullanınca arnold olunmuyor, yoksa ben atlas olurdum zaten. boşuna yok o steroidler. kadınlar erkeği bir bütün olarak ele alır, sadece tipinize ya da kasınıza bakmaz. yine de en azından görünüş olarak, yüzünüzden çok daha fazla yer kaplayan vücudunuza yatırım yapmak iş görür. yağ oranınız düştükçe yüz hattınız belirginleşir hem, baby face olamayacağınız aşikar bari daha keskin görünün. maskülenlik yakışıklılığı döver birçok kadın için. tamamen biyolojik, evrimsel sebepler. boşuna değil uzun boy takıntıları.

kadınlar, spor yapmak erkeklerdeki gibi işlemeyecek sizde. isteseniz de ek takviyeler olmadan genişlemeyeceksiniz zaten. kıvrımlarınız daha belirginleşecek, kalçalarınız daha diri duracak ve hormon dengenize fayda sağlayıp daha pürüzsüz bir cilt elde edeceksiniz. ketçap mayonez de olsun mu? ne duruyorsunuz hala? hadi squat'a, pilatese. hadi.

*kişisel gelişim

önemli. çirkin olmayanlar için de önemli ama sizin için daha önemli. uzun uzadıya bakılacak bir çehreniz yoksa, çirkin dudaklarınızdan dökülenler dikkatimizi çekmeli ki oturup konuşalım. burada handikap var ve bunu lehinize çevireceksiniz lan! başka şansınız y o k, anlayın artın. birçok güzel kadın ve yakışıklı erkekle konuştum bugüne kadar, istisnalar dışında bomboşlar. çünkü buna ihtiyaç duymamışlar ve zayıf noktaları kalmış, tıpkı spor gibi.

*giyim kuşam.

canım evet haklısın, o giyerse harika durur ve sende öyle durmaz. o zaman sen de onu giyme! hem çirkinsin, yetmemiş bir de asosyal kaldığın için şişman ya da kas kaybıyla karışık cılız bir vücudun olmuş. utanmadan "fight club tyler durden kırmızı deri ceket satın al" yazmışsın google'a. hoş mu? senin omuzların öyle mi kardeşim? ferdi tayfur konser kostümü gibi duracak senin üstünde, yapma etme gözünü seveyim.

gidip temel moda akımlarını araştırıyorsunuz öncelikle. klasik giyim nedir, casual nedir, spor giyim nedir bir bakıyorsunuz. sonra bunların alt grupları ya da topluluklar tarafından isimlendirilenleri var. "americana" bunlardan biri mesela. vintage giymeyi sevenler aslında bunu yapmaya çalışıyor. başkasının yakışıklı dedesinin, omuzları süper geniş kesim deri ceketini "vintage" olarak alınca, sende güzel durmayacak biraderim. çok üzgünüm. ha onun da yolları var, o ayrı. boşuna yok o internet elinizin altında. estetik ameliyat randevularından daha çok işinize yarayacak bunlar. her neyse.

kadınların işi bu noktada daha kolay çünkü erkeklere neyin daha çekici ya da seksi geldiği bilgisine sahipsiniz. hemcinslerim aleni olarak ne giymiş olsa dedelerine alıcı gözle bakacaklarını yazmaktan çekinmiyor çünkü. sizinkileri de ben biliyorum, mecbur satacağım bu yazı kapsamında sorup eden "agalarıma". kusura bakmayın.

giyim kuşamınıza dikkat edin ve dolabınız genel anlamda şık kombinlere uygun ürünler bulundursun. overdress abartılmadıkça çirkinler için iyidir. yapın ama yalnızca bir tık yapın. arkadaşınızla kahve içmeye baloya gider gibi gitmeyin ama bilin ki tişört, pantolon giyip çıkmak sizi öne taşımayacak. bakın yaratmaya çalıştığım denge, yakışıklı/güzel - çirkin yarışında, çirkinin lehine eklemeler yapmaktan ibaret. temel formül bu. kot-tişört giyip çıkacak olana, şık bir kombinle saldıracaksınız. eliniz daha güçlü gideceksiniz.

kişisel bakım

bakınız efendiler, bakınız.

çirkinler görece daha asosyal yaşarlar ve kişisel bakımlarını ihmal ederek daha da çirkinleşirler. evet. hadi tepeden tırnağa inceleyelim.

*saç
öncelikle temiz olsun. yağlı saçla karizmatik görünen siz değilsiniz.

saç stillerinizi yakışıklı/güzel ünlülerinkinden değil, saç tipinize, kafa şeklinize ve kafa yapınıza uygun modellerden seçin. sokakta kafası rugby topu gibi enine elips görünen kahküllü kadınlar görüyorum. bunu kendinize yapmayın mesela. boyayacaksanız gidip yakmayın saçlarınızı, bir ton açık platin olsun diye neleri heba ettiğinizi iyi biliyorum.

erkekler, unutmayın aşırı uzun ve kısa saç kimseye yakışmaz. gördüğünüz başarılı örnekler "uzun saça, kısa saça" rağmen yüzüne bakılabilir tipler, stilli bir kesimle çıtayı arşa çıkaracaklar. siz o değilsiniz. kopya tıraşlarla da gezmeyin. inanın kızlar da o kadar hoşlanmıyor o tiplerden, ilk bakışta ilgilerini çekiyor sadece. yolda gördüğüm palyaçolar da ilgimizi çekiyor ama gidip flörtleşesimiz gelmiyor.

saçınız seyrekse uzun modeller kullanın, belirgin derecede seyrekse onlarla vedalaşın ve kazıyın ya da çok kısa kullanın. uzun saçlı kel görmek istemiyorum. ben bile istemiyorsam, kadınlar hiç istemez inanın.

*kaş

kadınlar, kaşlarınıza iranlılar gibi lazer kesim yaptırmadığınız sürece siz işinizi biliyorsunuz zaten. erkeklere geçeyim bu noktada. kaşlarınızı aldırın, evet. ama gidip kadın gibi aldırmayın, iğrenç duruyor. kalın kaş erkeklerde maskülen ve dikkat çekici bir unsurdur. tek kaşsanız ortasını aldırın, orantısız uzayıp geometrik şekline dokunan birkaç odun parçasını aldırın ama kendinize kaş tasarlatmayın. biraz bakımın kimseye zararı dokunmaz.

dişlerinizi zaten fırçalamalısınız. bu konuda kompleksli tipler tanıdım. evet, dişinizin beyaz ya da sarıya yakın tonlarda olması genetik faktör. çok takıntılıysanız bunun da çözümü var gerçi. her neyse, dişinizin arasında kalanların, bakımsızlıktan dişinizin üzerinde oluşan tortuların sorumlusu genleriniz değil ama. sizsiniz. ağız ve diş bakımınıza önem gösterin.

*vücut tüyleri

kadınlar ne yazık ki estetik algılar için tüylerini almak zorunda. ideolojik savaşlar vermiyorsanız ya da frida kahlo lakabı kazanmak istemiyorsanız üzgünüm arkadaşlar, böyle. erkeklerin algısı görsellik üzerine kurulu. kaçarı yok.

erkekler, temel formül şu. aynaya baktığınızda sizi biraz bile rahatsız ediyorsa, kadınları da ediyordur. erkeklerde genel anlamda kılın varlığı değil, sıklığı rahatsızlık verir. kıllarınız değil, boğazlı kazak gibi bir görüntü hoşuna gitmiyor günümüz insanlarının. bu yöndeki çözümlere gidin. bazı bitkisel ürünler düzenli kullanımda seyreltebiliyor kılları. ama bu konuda şimdilik şanslı tarafsınız. kadınlara nazaran öyle ahım şahım etkilemiyor bu durum.

*koku

parfüm ya da deodorant kullanmanın kötü bir yanı yok. bunun için başlı başına rehber yazmak gerekir ama ter kokmayın, nefesiniz kokmasın, ayaklarınız kokmasın. arkadaşlar hangi yüzyıldayız? ilkel atalarınızın muzdarip olduğu dertler bunlar. hepsinin çözümü inanılmaz basit.

neyse, genel anlamda bu kadar. cinsiyetlere gelelim. önce kadınları aradan çıkarayım, biraderlerimle baş başa kalayım.
-----------
çirkin bir kadınsanız;

*makyaj
haha, arkadaşlar... bu sizin gizli silahınız! ama yerine göre, abartmadan. ince bir kat fondöten ile daha pürüzsüz bir ten yakalamak mümkün evet, ama kendinize plastikten yeni bir surat yapmış gibi görünürseniz erkeklerin hoşuna gitmeyecek bu. gidecek mallar da sizin hoşunuza gitmez, inanın. makyaja dair genel tavsiyem şu; altını çiziyor gibi düşünün. nasıl ki bir şey okurken önemli gördüğünüz yerin altını çiziyorsanız, makyaj da öyle.

gözleriniz, görece daha mı güzel? erkeğin, bunu fark edebilmesi için "altını çizin". erkek gözde makyaj gördüğü zaman bunun eyeliner, rimel, gözkalemi vs. olduğunu anlamaz. sadece, göz algısına girdiği için "aa evet, göz varmış. buna bakabilirim." der. basit erkek beyni, gerçekten basit. inanın kusursuz bir çizgiyle, pütürlü bir çizgiyi bile fark etmeyecekler. sizin takıldığınız kadar anlamıyorlar makyajdan.

ruj da öyle. yalnız ruj erkeklerin en kolay dikkatini çekebilecek makyaj ürünü, çünkü hemcinslerim için öpüşmek cinselliğin bir parçası. haliyle bu konuda farklılıkların ya da kusurların daha kolay farkına varabilirler. ekstremden uzak durmanızı öneririm.

*dekolte
bir diğer gizli silah. abartmadığınız sürece caizdir arkadaşlar. size erkek beyni ve dekolte denklemini vereyim. erkekler için giyebileceğiniz kıyafetler, o kıyafetleri çıkarma arzusu doğurur. yani oksimoron bir yapı. dengeyi iyi bulmanız lazım.

tamamen kapalı, hiçbir yerinizin görünmediği ya da hatlarınızın belli olmadığı kıyafetler erkeklerin negatif yaklaşmasını sağlar. bunun fazlası, cinsel amaçlarla yaklaşmalarını. hedefleriniz doğrultusunda arada bir yerlerde dengeyi siz kurarsınız zaten. güveniyorum sizlere, yapabilirsiniz.

*jest ve mimikler

tekrar net biçimde yazıyorum. erkek algısı ağırlıklı olarak görseldir ve şaşırtıcı olsa da bunlardan etkilenebiliyorlar. birçoğunuzun davranışları doğal olmadığı ve rol modellerden ilham alınarak geliştiği için söylüyorum, bunları kontrol etmek konusunda daha şanslısınız. algıladıklarının farkında bile değiller ama gülüşünüz, konuşurken vücut dilinizi kullanmanız ve temaslarınızın karşı cinste karşılığı var.

erkeklerse, bu noktada size kıyasla aptal oldukları için, yakışıklı olduğu için tahammül ettiğiniz berbat davranışlı erkeklerinkini kopyalıyor sadece. hem çirkin, hem de öyle davranıyor. o da başka bir içeriğin parçası. haha, ha, ha.

*sohbet

kadınların ve erkeklerin doğal olarak ilgi alanları farklı. gidip bir kadın arkadaşınızla konuştuklarınız erkeği sıkar, onun erkek kankası gibi konuştuğunuz konular da. bir erkek, başka bir erkekle futbol konuşmayı; bir kadınla futbol konuşmaya tercih eder örneğin.

örneklerle şunları konuşun, bunları konuşun demeyeceğim ama konuşun. bir sempozyum ya da stand-up gösterisi izler gibi öylece kalmayın. sohbetlerin interaktif olmasına önem gösterin. tabii üstlerde belirttiğim gibi, konuşacak bir şeyler edinebilmelisiniz.

unutmayın, aksi bir şey sunana kadar erkeğin ilk arzusu cinsellik. sizinleyken sıkılmamasıysa, aşkın temel kilidini açan anahtarlardan. bir erkeği kolay kolay telefonda sizinle mesajlaşmaya bırakamazsınız, doğası gereği tercihleri yüz yüze görüşmek olur. alın size, sohbet konusunda doğru yolda olduğunuza dair bir anahtar.

*takdir

erkeklerin yumuşak karnı burası. her erkek, bir dişinin takdirini kazanmak istiyor. ama fiziksel bakımdan, ama statüsüne, ama fikirlerine dair... erkeğine göre değişir ama yaptıkları birçok şey bunun uğruna.

dahası premium bilgiye girer kadınlar. ihanet edemem. bu kadar. üzgünüm.

------------------------

eveeeeeeet, gelelim sizlere beyler. canlarım, ciğerlerim, agalarım, kardeşlerim, davadaşlarım.

sap geldiniz sap gidiyorsunuz ulan keratalar. küçüğünden büyüğüne dertleriniz o kadar benziyor ki. şimdi ben burada karşı cinsle ilişkiler bakımından yazacağım ama, kendi aramızda da geçerli birçoğu. önce düşmanı yenin, sonra kim nereyi yönetecek onun siyasetine gireriz. alışkınız. ;)*

acı reçeteyle başlıyorum.

*özgüven

çirkin erkek yoktur, aşağılık kompleksli erkek vardır.

özgüveninizi artıracak her şey, sergilediğiniz dik duruş kadınların dikkatini çeken şey. onları dinlerken hedefine kilitlenen bir okçu gibi tam gözlerinin ortasına baktığınızda, tipiniz çoktan ikinci plana atılacak bile.

kendinizden emin olun. anksiyete atakları yaşayan, konuşurken sesi titreyen erkek mi olur lan? dik dur biraz, dik! dik dur diyorsam, fiziksel olarak da dik dur harbiden. postüre çok bakar kadınlar. oturma şeklinize bakarlar, konuşma şeklinize bakarlar. nasıl konuştuğunuz, ne konuştuğunuzdan daha çok anlam ifade edebilir birçok kadın için. siz çirkin olduğunuz için sesiniz içinize kaça kaça konuşur, iki büklüm oturur ve zavallı bir böcek gibi durursanız onlar da gerekeni yapar. ezer geçerler. görmezler bile. doğadayız hala, aloo!

dünyada hiçbir şey eşsiz değil. ortalama bir kadına günde kaç kişi mesaj atıyor sosyal medyada bir bilseniz. online red pill seminerlerinde gazı alıp "selam benimle yatar mısın?" "selam, ben hayatının erkeği." "merhaba, tanışabilir miyiz?" "off ateş ediyor ateşşş" tarzında toplu mesaj atan ne mesajlar atan hemcinsleriniz var, bilseniz utancınızdan buzdolabını sırtlanırsınız.

karar vermekten çekinmeyin. olduğunuz yerde bir fark yaratmıyorsanız neden orada olasınız? "fark etmez." deniliyorsa, sana kesinlikle fark etmeli. çünkü kesinlikle fark eder. "fark etmez." sen seç demektir arkadaşlar. sen "seç ve benim için de doğru seçim olsun, hoşuma gitsin." demektir. her neyse, çirkinler için ileri flört rehberi yazmıyorum sonuçta.

*statü
para demiyorum, statü. kadınlar paraya değil statüye bakarlar. erkeğin toplum içerisindeki hiyerarşideki konumu kadınlar için önemlidir. kimi için çok, kimi için az önemlidir ama ö nem li dir.

sizin o umut deponuz çirkin aktörler var ya, çirkin oldukları için değil aktör oldukları için verilir onlara "karizmatik" ünvanı. orada olmasaydı, nerede görüp dikkatini çekecekti de, birkaç güzel çıktığı açıdan profesyonel çekim fotoğrafı "ama bu da çirkin, ehi." diye dillere pelesenk olacaktı? hey yavrum hey.

toplumda bir yere gelmeye çalışın. işinizde başarılı olun, sağlam çevre edinin, sözünüz geçsin. tipinden bağımsız, erkeğin olması gereken yer bu zaten. sözünüzün bir değeri olsun. her şeyi tipe göre değerlendirmiyoruz. öyle olsa barış atay cumhurbaşkanı olurdu. hezeyanlarınızdan sıyrılın.

sosyalleşmekten çekinmeyin. en basitinden, gittiğiniz mekandaki çalışanlarla konuşun, tanışın. onların gözünde hiçbiriyken, geçen gün konuştuğu adam olmaya terfi edin. sizin adınız "kaşara" çıkmayacak çünkü. şans işte.

*hitabet

geneli kapsayabilecek bir özellik ama sıradan çinko karbon türk erkeğinin en büyük eksiği. sesinize, tonlamalarınıza, diksiyonunuza dikkat edin. kelimeler oldukça seçicidir ve kadınlar alt anlamlar aramaya bayılır, romantize ederler. google çeviri okuyor gibi konuşmayın, aşırı hızlı da konuşmayın. tane tane, nerede neyi vurgulayacağınızı bilerek.

küfür konusunda bir farklılık yapın cümlenin başında ve sonunda, bir şeylerin bir yerlerine koymayıverin. yerinde edilen küfür şiir gibidir evet, ama oturup üç saat sadece şiir okursanız kim olsa bezer.

*ilgi

kadınlar, kadın olmalarına değil kendi varlıklarına değer verildiğinde yelkenleri suya indirir. özellikle böylesine örselendikleri topraklarda. herhangi bir kadınla değil de özellikle onunla konuştuğunuzu belli edin, anlattıklarını sahiden dinleyin artık. kendisini dinleyen birinin varlığı kadın için önemli çünkü. yemişim kıvanç'ını, kenan'ını, brad'ini. onlar da ancelina culi değil sonuçta, gayet farkındalar.

ne mi sağlar? daha yakışıklısını hep bulurlar ama kafalarında hiç "beni daha iyi dinleyen erkek" yok. "bana daha çok kul köle olan erkek" bile var ama bu yok. alın size alternatifsiz olabileceğiniz bir alan.

dengesini bulun ama, taciz boyutuna asla kaçmayın. öbür türlü yedeklenmiş köleler veritabanına insert ederler sizi, gidip ideal erkeği aramaya başlarlar tekrar. erkekler kolay etkilenir, zor kopar. kadınlarsa zor etkilenir, kolay kopar. sorun çözmek onların hayatının bir parçası değil arkadaşlar. evrimsel açıdan incelediğimizde erken dönemde de pek savaşmadılar, bitki ve meyvelerin daha iyisini aradılar ya da yavrularına baktılar.

arayışa geçen bir kadını çoktan kaybetmişsindir zaten, oralarda durmanın bir anlamı yok. dönüşte sepetinde yer kalırsa seni de koyacağı koparılmış bir mantar mı olmak istiyorsun? ezik seni.

*sohbet dinamikleri

romalılar, kadınlar kendilerini güldüren erkekten hoşlanmaz, hoşlandığı erkeğe güler lafını duymuşsunuzdur. bu kısım çok da doğru değil. kadınların erkeklerden çok ilgi alanı var, sadece sizin onlarla ilgilendiğinizi düşünmezler başta. çoğu okuyor, izliyor, araştırıyor. ama ilk etapta sizin siyaset, futbol ve seks dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir geri zekalı olduğunuzu düşündüğünden üst perdeden bakıp konusunu bile açmıyor. öyleyseniz geçmiş olsun, değilseniz aksini ona gösterin.

*özenmeyin, özenmeyin, özenmeyin

erkekler çok kolay rol model edinip onun gibi giyinmeye, onun gibi konuşmaya, onun gibi davranmaya eğilim gösteriyor. belli bir yaştan sonra bu tür yaşayanların oranı dramatik olarak düşse de son bulmuyor. arkadaşlar, üstte yazdığım maddeler zaten o karakterleri, kişileri yaratıyor. ucuz bir taklit olarak sürdürmeyin hayatınızı. ekstra not olsun bu da.

uzatmaya üşendim, şimdilik bu kadar. bir ara kafama eserse düzenlerim.
devamını gör...

çirkinliğin yakışıklı gelmesi

çirkin sandıklarınız çirkin değil, insan estetik algısının binbir çeşidi var. okunmadığı için bilimsel açıklamalar yapmamaya karar verdim sözlükte. bu konuyu da şu an uzun uzadıya başka bir başlık altında yazıyorum, buraya da onu iliştiririm.

çirkin ve ilgi gören insanlar çirkin değil arkadaşlar, ilgi görmeyenleriniz çirkin. tipi çirkin, fiziği çirkin, karakteri çirkin. bir şeyiniz illa ki çirkin. uyanın polyanna'lar. heteroysanız, erkeklerin yüzünü betimleyecek kadar incelemiş eşcinsellerin yorumlarına da aldanmayın.
devamını gör...

işine geldiği gibi davranan insan modeli

doğasına uygun yaşayan, birçoğundan daha samimi insandır. başkasının işine geldiği gibi yaşasa daha mı iyiydi?

aynaya bakın. yıllarınızı verdiğiniz makyajınızın ardındaki çirkin suretinize. kısa bir anlığına, en azından kendinizi kandırmayı başaramadığınızda ötekileştirdiğiniz herkesten parçalar göreceksiniz. acı, değil mi?
devamını gör...

arnold schwarzenegger vs sylvester stallone

havada kalmış başlık. hangi kıstasa göre bu "vs"? amel defterine göre mi kıyaslayacağız bu iki ismi? her neyse...

oyunculuk olarak ikisi de birbirinden vasat hatta kötüdür. rocky torpili ve felçli olmasına rağmen sergilediği özgüvenle stallone diyeyim hadi.

fizik olarak tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde arnold önde. kusursuz bir genetiği steroid kullanımıyla insan üstü bir seviyeye çıkarmıştır.

siyasi olarak da arnold önde, malumunuz eski kaliforniya valisi kendileri. *

hızlı bir internet araştırmasına göre mal varlığı olarak 50 milyon dolar farkla * arnold daha zengin.

botoksçuları zengin etmek bakımından da stallone önde olsun hadi.

kişilik olarak nasıl insanlar bilmemekle beraber, hayatlarını kıyasladığımızda arnold rahat içindeymiş. sylvester sıfırdan, hatta eksilerden bugünlere gelmiş. bunu da stallone'a yazalım.

3-3 berabereymiş.
devamını gör...

flört edilen kızın sonradan abi demesi

bu noktada akranlarınızla sosyalleşmenin dayanılmaz rahatlığı devreye giriyor. siz de böyle yaparsanız ne gündelik sohbetlerinizde kuşak çatışmaları üzerine ter, ne romantik hayal kırıklıkları üzerine gözyaşı dökersiniz.

yaşasın abi, abla çeken insanlar. az bile yapıyorsunuz lan! flört sandıkları şey de iyi niyetli nazik yaklaşımlardır kesin, "onların zamanında" flört sayılıyordur.*

kesmez. amca, teyze deyin. şöyle bir aynaya baksınlar da bir daha yeltenmesinler.
devamını gör...

14 mart konya'da askeri eğitim uçağının düşmesi

3. ana jet üssüne bağlı 134. filoya ait uçaklardan birinin gerçekleştirdiği kazadır. bakımları konusunda oldukça hassas davranıldığından, personel ihmali olduğunu düşünmekteyim. vahim bir tablo. mevcut durum her ne kadar üzücü olsa da, daha büyük bir zayiat yaratmaması büyük şans. yine de böyle elim kazaların hiç yaşanmaması dileğiyle.
devamını gör...

sözlükçülerin bugünkü yorgunluk sebebi

ah barındırmıyorlar, barındırmıyorlar. bizden değil onlardansan sana yerimiz yok diyorlar. ben sizden de değilim, oradan da. hem onlar kim diyorum, onlar da bilmiyorlar...

o halde;

devamını gör...

normal sözlük yazarlarının çizimleri

van gogh görse "senin şartlar da zormuş be birader" diyeceği zorluklarla giriştiğim duvar;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

herkesin hisleri aynı mıdır sorunsalı

genetik, yetiştirilme tarzı, kültür ya da kişisel deneyim gibi unsurlar başlı başına olaylara nasıl tepki vereceğimizi, neyi nasıl hissedeceğimizi belirleyen unsurlardır. haliyle kişiden kişiye farklılık gösterir. üstüne bir de oldukça uzun süren beyinsel gelişimimiz de sürece dahil olunca iş bir hayli karmaşıklaşabiliyor.

-örneğin prefrontal korteksimizin gelişimini tamamlaması yirmili yaşları bulmakta. yani genel anlamda karakterimiz ve toplum içerisinde oynayacağımız rolün belirlendiği kısmı yöneten yer diyebiliriz, dedim bile. bizzat süperego hatta. al, hala diyorum. var mı itirazın?-

öte yandan beynimizin kimyasal yapısı türlü minör değişkenler dışında hemen hemen aynı olduğundan, kompleks olmayan sistemlerde tamamen eşit olmasa da eşdeğer düşünürüz. bunu basitçe ifade etmek gerekirse duyguları fiziksel aktivitelere benzetebiliriz.

hepimiz yürüyoruz ama yürüyüş biçimlerimiz kendimize has. adım aralıklarımızdan vücudumuzun geri kalanının nasıl senkronize olduğu, adım atarken öncelikle ayağımızın neresiyle yere bastığımız, sergilediğimiz açılar vesaire binbir türlü değişkenlik yaratıyor. ama dışarıdan bakıldığında, basitçe "yürüyor işte" demek de mümkün.

aynısı duygular için de geçerli. tetiklenişi, işleyişi bambaşka süreçler olsa da benzer çıktılar ortaya çıkarmakta. bakınca "kızgın işte" demek, tıpkı yürüme örneğindeki gibi. evet mümkün.

yani bu sorunun cevabı, bilhassa duyguların tadı kısmı, sinesteziden bahsetmediğimiz sürece negatif gibi.

öte yandan, her noksanlık aynı mıdır sorusuyla anlatım bambaşka bir yere çekilebilir. bu da başka bir başlığın konusu olsun madem. çağrı'ya selamlar.*
devamını gör...

216

aynı zamanda istanbul'da bir avm ve kadıköy'de barlar sokağının girişindeki bir "@ dönerci"nin adı. onların şakası, mesuliyet kabul etmiyorum.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim