ucuncu gokturk devleti - en beğenilen tanımları (17. sayfa)
1.
tarihi bir görsel bırak

komünist ağlaklığına örnek olarak her yerde erdal eren denilen asker katili teröristi paylaşanlar var ya, bu askeri tanıyor musunuz?
ismini biliyor musunuz? bilmezsiniz çünkü işinize gelmez. ağlak romantizm kasarsınız.
er zekeriya önge. erdal eren isimli mahlukat tarafından şehit edilmiştir.
erdal eren suçunu kabul etmiştir.
konu tartışmaya kapalıdır.
devamını gör...
2.
türklerin kurduğu devletler
üst edit : safevi imparatorluğunu buraya yazmayı unutmuşuz.
1. büyük hun imparatorluğu
2. batı hun imparatorluğu
3. avrupa hun imparatorluğu
4. akhun imparatorluğu
5. göktürk imparatorluğu
6. avar imparatorluğu
7. hazar imparatorluğu
8. uygur devleti
9. karahanlılar devleti
10. gazneliler devleti
11. büyük selçuklu imparatorluğu
12. harzemşahlar devleti
13. altınordu devleti
14. büyük timur imparatorluğu
15. babür imparatorluğu
16. osmanlı imparatorluğu.
17. kuzey hun devleti 48 - 156
18. güney hun devleti 48 - 216
19. 1. chao hun devleti 304 - 329 (çin kaynak.adlar)
20. 2. chao hun devleti 328 - 352 (çin kaynak.adlar)
21. hsia hun devleti 407 - 431
22. kuzey liang hun devleti 401 - 439
23. lou-lan hun devleti 442 - 460
24. tabgaç devleti 386 - 557
25. doğu tabgaç devleti 534 - 557
26. batı tabgaç devleti 534 - 557
27. cücen devleti 390 - 545
28. tukyu devleti 545 - 658
29. kuşhan devleti ıv.asır - v.asır
30. turfan uygur devleti 911 - 1368
31. şato türk devleti 907 - 923
32. tang şato türk devleti 923 - 936
33. tsin şato türk devleti 937 - 946 (çin kaynak.adlar)
34. kan-çou uygur devleti 905 - 1226
35. türgeş devleti 717 - 766
36. karluk devleti 766 - 1215
37. kırgız devleti 840 - 1207
38. sabar devleti v.asır - vıı.asır
39. onogur devleti v.asır - vı. asır
40. tugurkur devleti v.asır - vı. asır
41. uturgur devleti v.asır - vı. asır
42. basaraba türk devleti romen devletinin başlangıcı 1330
43. karahanlılar devleti 840 - 1042
44. doğu karahanlı devleti 1042 - 1211
45. batı karahanlı devleti 1042 - 1212
46. oğuz, yabgu devleti x.asrın ilk yarısı - 1000
47. gazneliler devleti 969 - 1187
48. suriye selçuklu devleti 1092 - 1117
49. kirman selçuklu devleti 1092 - 1187
50. anadolu selçuklu devleti 1157 - 1194
51. ırak selçuklu devleti 1157 - 1194
52. eyyubi devleti 1171 - 1348
53. hindistan türk devleti 1206 - 1413 (delhi türk sultan.)
54. mısır türk devleti 1250 - 1383
55. karakoyunlu devleti 1380 - 1469
56. akkoyunlu devleti 1350 - 1502
57. timurlular devleti 1405 - 1507
58. uygur beyliği 8. asır
59. karluk beyliği 13. asır
60. tolunlular beyliği 868 - 1417
61. akşidliler beyliği 935 - 969
62. izmirliler beyliği
63. dilmaçoğulları beyliği 1085 - 192
64. danişmentli beyliği
65. saltuklu beyliği 1092 - 1202
66. sökmenliler beyliği 1100 - 1207
67. artuklu beyliği 1101 - 1409
68. mengücük beyliği 1118 - 1183
69. erbil beyliği 1146 - 1232
70. çobanoğulları beyliği 1227 - 1309
71. karaman beyliği 1256 - 1483
72. inanç beyliği 1261 - 1368
73. sahip ata beyliği 1275 - 1341
74. pervane beyliği 1277 - 1322
75. menteşe beyliği 1280 - 1424
76. çandarlı beyliği 1292 - 1462
77. karesi beyliği 1297 - 1360
78. germiyan beyliği 1300 - 1429
79. hamid beyliği 1301 - 1423
80. saruhan beyliği 1302 - 1410
81. aydın beyliği 1308 - 1426
82. teke beyliği 1321 - 1390
83. eratna beyliği 1335 - 1381
84. dulkadir beyliği 1339 - 1521
85. ramazan beyliği 1352 - 1608
86. dobruca türk beyliği 1354 - 1417
87. kadı burhanettin beyliği 1381 - 1398
88. eşref beyliği 1300 - 1326
89. berçem beyliği 12. asır
90. yaruklular beyliği 12. asır
d. atabeylikler
91. şam atabeyliği 1117-1154
92. musul-halep atabeyliği 1127-1259
93. azerbaycan atabeyliği 1146-1225
94. fars atabeyliği 1147-1284
e. hanlıklar
95. büyük bulgar hanlığı 630 - 665
96. volga bulgar hanlığı 665 - 1391
97. tuna bulgar hanlığı 681 - 1064
98. peçenek hanlığı 860 - 1091
99. uz hanlığı 860 - 1068
100. kuman-kıpçak hanlığı 9.asır - 13.asır
101. özbek hanlığı 1428 - 1599
102. kazan hanlığı 1437 - 1552
103. kırım hanlığı 1440 - 1475
104. kasım hanlığı 1445 - 1552
105. astrahan hanlığı 1466 - 1554
106. hive hanlığı 1510 - 1920
107. sibir hanlığı 1556 - 1600
108. buhara hanlığı 1599 - 1785
109. kaşgar hanlığı xv. asır - 1877
110. hokand hanlığı 1710 - 1876
111. türkmenistan hanlığı 1860 - 1885
f. cumhuriyetler
112. azerbaycan cumhuriyeti 1918 - 1920
113. batı trakya türk cumhuriyeti 1. kuruluş
2. kuruluş
3. kuruluş 31 ağustos 1913
1915 - 1917
1920 - 1923
114. türkiye cumhuriyeti 1923 -
115. hatay cumhuriyeti 1938 - 1939
116. kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti 1983
1. büyük hun imparatorluğu
2. batı hun imparatorluğu
3. avrupa hun imparatorluğu
4. akhun imparatorluğu
5. göktürk imparatorluğu
6. avar imparatorluğu
7. hazar imparatorluğu
8. uygur devleti
9. karahanlılar devleti
10. gazneliler devleti
11. büyük selçuklu imparatorluğu
12. harzemşahlar devleti
13. altınordu devleti
14. büyük timur imparatorluğu
15. babür imparatorluğu
16. osmanlı imparatorluğu.
17. kuzey hun devleti 48 - 156
18. güney hun devleti 48 - 216
19. 1. chao hun devleti 304 - 329 (çin kaynak.adlar)
20. 2. chao hun devleti 328 - 352 (çin kaynak.adlar)
21. hsia hun devleti 407 - 431
22. kuzey liang hun devleti 401 - 439
23. lou-lan hun devleti 442 - 460
24. tabgaç devleti 386 - 557
25. doğu tabgaç devleti 534 - 557
26. batı tabgaç devleti 534 - 557
27. cücen devleti 390 - 545
28. tukyu devleti 545 - 658
29. kuşhan devleti ıv.asır - v.asır
30. turfan uygur devleti 911 - 1368
31. şato türk devleti 907 - 923
32. tang şato türk devleti 923 - 936
33. tsin şato türk devleti 937 - 946 (çin kaynak.adlar)
34. kan-çou uygur devleti 905 - 1226
35. türgeş devleti 717 - 766
36. karluk devleti 766 - 1215
37. kırgız devleti 840 - 1207
38. sabar devleti v.asır - vıı.asır
39. onogur devleti v.asır - vı. asır
40. tugurkur devleti v.asır - vı. asır
41. uturgur devleti v.asır - vı. asır
42. basaraba türk devleti romen devletinin başlangıcı 1330
43. karahanlılar devleti 840 - 1042
44. doğu karahanlı devleti 1042 - 1211
45. batı karahanlı devleti 1042 - 1212
46. oğuz, yabgu devleti x.asrın ilk yarısı - 1000
47. gazneliler devleti 969 - 1187
48. suriye selçuklu devleti 1092 - 1117
49. kirman selçuklu devleti 1092 - 1187
50. anadolu selçuklu devleti 1157 - 1194
51. ırak selçuklu devleti 1157 - 1194
52. eyyubi devleti 1171 - 1348
53. hindistan türk devleti 1206 - 1413 (delhi türk sultan.)
54. mısır türk devleti 1250 - 1383
55. karakoyunlu devleti 1380 - 1469
56. akkoyunlu devleti 1350 - 1502
57. timurlular devleti 1405 - 1507
58. uygur beyliği 8. asır
59. karluk beyliği 13. asır
60. tolunlular beyliği 868 - 1417
61. akşidliler beyliği 935 - 969
62. izmirliler beyliği
63. dilmaçoğulları beyliği 1085 - 192
64. danişmentli beyliği
65. saltuklu beyliği 1092 - 1202
66. sökmenliler beyliği 1100 - 1207
67. artuklu beyliği 1101 - 1409
68. mengücük beyliği 1118 - 1183
69. erbil beyliği 1146 - 1232
70. çobanoğulları beyliği 1227 - 1309
71. karaman beyliği 1256 - 1483
72. inanç beyliği 1261 - 1368
73. sahip ata beyliği 1275 - 1341
74. pervane beyliği 1277 - 1322
75. menteşe beyliği 1280 - 1424
76. çandarlı beyliği 1292 - 1462
77. karesi beyliği 1297 - 1360
78. germiyan beyliği 1300 - 1429
79. hamid beyliği 1301 - 1423
80. saruhan beyliği 1302 - 1410
81. aydın beyliği 1308 - 1426
82. teke beyliği 1321 - 1390
83. eratna beyliği 1335 - 1381
84. dulkadir beyliği 1339 - 1521
85. ramazan beyliği 1352 - 1608
86. dobruca türk beyliği 1354 - 1417
87. kadı burhanettin beyliği 1381 - 1398
88. eşref beyliği 1300 - 1326
89. berçem beyliği 12. asır
90. yaruklular beyliği 12. asır
d. atabeylikler
91. şam atabeyliği 1117-1154
92. musul-halep atabeyliği 1127-1259
93. azerbaycan atabeyliği 1146-1225
94. fars atabeyliği 1147-1284
e. hanlıklar
95. büyük bulgar hanlığı 630 - 665
96. volga bulgar hanlığı 665 - 1391
97. tuna bulgar hanlığı 681 - 1064
98. peçenek hanlığı 860 - 1091
99. uz hanlığı 860 - 1068
100. kuman-kıpçak hanlığı 9.asır - 13.asır
101. özbek hanlığı 1428 - 1599
102. kazan hanlığı 1437 - 1552
103. kırım hanlığı 1440 - 1475
104. kasım hanlığı 1445 - 1552
105. astrahan hanlığı 1466 - 1554
106. hive hanlığı 1510 - 1920
107. sibir hanlığı 1556 - 1600
108. buhara hanlığı 1599 - 1785
109. kaşgar hanlığı xv. asır - 1877
110. hokand hanlığı 1710 - 1876
111. türkmenistan hanlığı 1860 - 1885
f. cumhuriyetler
112. azerbaycan cumhuriyeti 1918 - 1920
113. batı trakya türk cumhuriyeti 1. kuruluş
2. kuruluş
3. kuruluş 31 ağustos 1913
1915 - 1917
1920 - 1923
114. türkiye cumhuriyeti 1923 -
115. hatay cumhuriyeti 1938 - 1939
116. kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti 1983
devamını gör...
3.
zaten görmüyordum ki niye gittin
zaten görmüyordum niye gittin diye feryat eden bir baba.
3 mart 2016'da şehit oldu muhammet karadal.
şehit muhammet karadal'ın görme engelli babası cuma karadal'ın evladını uğurlarken söylediği sözler bunlar.
bu babaları, bu anaları, bu vatan uğruna yarım kalanları;
unutma türk.
barışma türk.
affetme türk.

3 mart 2016'da şehit oldu muhammet karadal.
şehit muhammet karadal'ın görme engelli babası cuma karadal'ın evladını uğurlarken söylediği sözler bunlar.
bu babaları, bu anaları, bu vatan uğruna yarım kalanları;
unutma türk.
barışma türk.
affetme türk.


devamını gör...
4.
akp öncesi türkiye
her zaman saçma ve eksik bir ülkeydi.
atatürk'ten sonrakiler millete hizmeti değil, milleti hizmetçi seçti.
sıra ile hepsinin nasıl milli olamadığını yazmaya kalksam sayfalar tutar.
hepsi de tam bağımsız ve özgür bir millete inanmadılar.
sonuç olarak günümüz türkiye'si ortaya çıktı.
romantizm kasanlara gülün geçin.
gerçekçi olmak her zaman iyidir.
atatürk'ten sonrakiler millete hizmeti değil, milleti hizmetçi seçti.
sıra ile hepsinin nasıl milli olamadığını yazmaya kalksam sayfalar tutar.
hepsi de tam bağımsız ve özgür bir millete inanmadılar.
sonuç olarak günümüz türkiye'si ortaya çıktı.
romantizm kasanlara gülün geçin.
gerçekçi olmak her zaman iyidir.
devamını gör...
5.
13 nisan 2021 kabine sonrası cumhurbaşkanlığı açıklamaları
libya, şahlanıyoruz ve şahsım.
bu kadar .
bu kadar .
devamını gör...
6.
ahmet altan'ın tahliye olması
vatan haini türk düşmanı bir süprüntünün daha serbest kalması.
taraf gazetesi denilen paçavra ile beraber türk ordusuna saldırırken aslında orada yazılanlar ile 15 temmuz'un provasını kağıda dökmüşlerdi.
mezarı bile olmayacak şekilde yok edilmesi gerekenler nefes alınca bizim de zorumuza gidiyor.
ortamlarda ise 'fetö ile mücadele ediyoruz!' deniliyor.
tabi yersen!
taraf gazetesi denilen paçavra ile beraber türk ordusuna saldırırken aslında orada yazılanlar ile 15 temmuz'un provasını kağıda dökmüşlerdi.
mezarı bile olmayacak şekilde yok edilmesi gerekenler nefes alınca bizim de zorumuza gidiyor.
ortamlarda ise 'fetö ile mücadele ediyoruz!' deniliyor.
tabi yersen!
devamını gör...
7.
bolu belediyesinin alenen ırkçılık yapması
kürtçülükten beyni yanmışların bolu belediye başkanı tanju özcan nezdinde bütün türk milliyetçilerine saldırdığını görmekteyiz.
ermeniler tehcir ile buradan giderken doğudaki bütün ermeni mallarına kürtler kondu, sorsan kendileri çok cici, çok insancıl.
kürt olan abdullah öcalan "türklerin tavuklarını dahi öldürün" diyen bir caniydi.
pkk açılımı kürdistan işçi partisidir.
hdp ise kürt partisidir.
daha sayacağım bir çok şey var ama atasözü der ki bilal'e anlatır gibi anlattım.
sosyal medyanın her alanında türk düşmanlığı ile gözü dönmüş kürtçülere göre bu olanlar insanlık dışı, konu pkk eylemlerine kürt hareketine gelince ise onlar kanarya sevenler derneği! yersen!
teröristin cumhurbaşkanı adayı bile olduğu ülkede türklere sallamak moda oldu, bugünün yarını da var, şimdilik çalın oynayın bakalım, gelecekte türkçülüğün yükselişi ile kahrolacaksınız.
ermeniler tehcir ile buradan giderken doğudaki bütün ermeni mallarına kürtler kondu, sorsan kendileri çok cici, çok insancıl.
kürt olan abdullah öcalan "türklerin tavuklarını dahi öldürün" diyen bir caniydi.
pkk açılımı kürdistan işçi partisidir.
hdp ise kürt partisidir.
daha sayacağım bir çok şey var ama atasözü der ki bilal'e anlatır gibi anlattım.
sosyal medyanın her alanında türk düşmanlığı ile gözü dönmüş kürtçülere göre bu olanlar insanlık dışı, konu pkk eylemlerine kürt hareketine gelince ise onlar kanarya sevenler derneği! yersen!
teröristin cumhurbaşkanı adayı bile olduğu ülkede türklere sallamak moda oldu, bugünün yarını da var, şimdilik çalın oynayın bakalım, gelecekte türkçülüğün yükselişi ile kahrolacaksınız.
devamını gör...
8.
asya hun imparatorluğu
asya hunları, teoman han tarafından m.ö 220 yılında kurulmuştur. orta asya’da kurulan ilk türk devleti olma özelliği de taşıyan asya hun imparatorluğu aynı zamanda tarihte kurulan ilk türk devleti olmasıyla da çok önemli bir yere sahiptir. başkenti ötüken'dir. asya hun imparatorluğu türk boylarını ilk kez tek bayrak altında toplamıştır.
çin toplumu tarafından bir tehlike olarak görülen bu devletin saldırılarına karşı çin seddi inşa edilmiştir. yerleşik hayata geçmemişler, atlı-göçebe yaşam tarzını benimsemişlerdir. en güçlü dönemi olan mete handöneminde orduda onluk sistem oluşturulmuş ve ipek yolu denetim altına alınmıştır.
çin toplumu tarafından bir tehlike olarak görülen bu devletin saldırılarına karşı çin seddi inşa edilmiştir. yerleşik hayata geçmemişler, atlı-göçebe yaşam tarzını benimsemişlerdir. en güçlü dönemi olan mete handöneminde orduda onluk sistem oluşturulmuş ve ipek yolu denetim altına alınmıştır.
devamını gör...
9.
cem karaca’nın çakma solculuk yapması
şerefini fethullah gülen isimli teröristin şiirine satan sözde sanatçının eylemidir.
başkalarını da gelmiş diyor ki "ya abi neden eski solculara taktın?"
her türlü şeytan ile iş tutacaklar ama sonra sanat konuşacağız öyle mi? bunlara kalsa apo heykeli fantezisi yaşayan selo da saz çalıyor.
laf işte.
başkalarını da gelmiş diyor ki "ya abi neden eski solculara taktın?"
her türlü şeytan ile iş tutacaklar ama sonra sanat konuşacağız öyle mi? bunlara kalsa apo heykeli fantezisi yaşayan selo da saz çalıyor.
laf işte.
devamını gör...
11.
19 haziran 2021 istanbul depremi
istanbul/sarıyer/istinye fena salladı. masaya yumruk atmış gibi vurdu geçti ki buralar kayalık ve sert zemindir.
bakalım ne olacak..?
bakalım ne olacak..?
devamını gör...
12.
süleyman soylu
geçmişinde fethullah gülen isimli şeytanı övmeleri bolca mevcuttur.
hdp eski adıyla dtp veya her ne ise işte mecliste olsunlar demiştir.
tayyip erdoğan'a söylediği sözler hala ortadadır.
hatta nasıl içişleri bakanı olduğunu kendisi bile bilmemektedir. bunu geçen gün itiraf etmiştir.
terörle mücadele ettiği falan da yoktur. mücadeleyi yapan askerdir polistir. geçiniz.
terör ile mücadele ettiğini söyleyen kimse 'nurcu tarikat liderinin veya elemanlarının cenazesine gidip rahmet dileyemez, çünkü o nurcular kendi aralarında mahkeme kurup yargılama yapıp birbirini vurmaktadır'.
türkiye cumhuriyeti devletinin hukuk kurallarında şeriat nizamı yoktur.
içişleri bakanı böyle yaparsa başkaları ne yapar o zaman?
akp yönetiminde liyakat ile göreve gelen bir allahın kulu dahi yoktur.
övenler bir zahmet kendine gelsin.
hdp eski adıyla dtp veya her ne ise işte mecliste olsunlar demiştir.
tayyip erdoğan'a söylediği sözler hala ortadadır.
hatta nasıl içişleri bakanı olduğunu kendisi bile bilmemektedir. bunu geçen gün itiraf etmiştir.
terörle mücadele ettiği falan da yoktur. mücadeleyi yapan askerdir polistir. geçiniz.
terör ile mücadele ettiğini söyleyen kimse 'nurcu tarikat liderinin veya elemanlarının cenazesine gidip rahmet dileyemez, çünkü o nurcular kendi aralarında mahkeme kurup yargılama yapıp birbirini vurmaktadır'.
türkiye cumhuriyeti devletinin hukuk kurallarında şeriat nizamı yoktur.
içişleri bakanı böyle yaparsa başkaları ne yapar o zaman?
akp yönetiminde liyakat ile göreve gelen bir allahın kulu dahi yoktur.
övenler bir zahmet kendine gelsin.
devamını gör...
13.
emine ışınsu
sancı, canbaz, azap toprakları gibi nice eseriyle hayatımıza yön veren, ruhumuzu filizlendiren, türk edebiyatının çok kıymetli yazarı, emine ışınsu.
uçmağa varmıştır.
ruhu şad mekanı cennet olsun.
dursun önkuzu ve nice yiğitler sizi bekler.
uçmağa varmıştır.
ruhu şad mekanı cennet olsun.
dursun önkuzu ve nice yiğitler sizi bekler.
devamını gör...
14.
twitter solcusu
ekserisinin mantığı kendisini aydın zannedip, lgbt, deniz gezmiş, yılmaz güney, ahmet kaya, sabahattin ali, nâzım hikmet ekseninde paylaşımlar yaparken kendi milletine aşağılık gözle bakmasıdır, sorsan en demokrat, hayvan hakları düşkünü, kadın haklarına sadık kimselerdir.
yılmaz güney'in kadın ve hayvan düşmanı katil bir maganda olduğunu bilmezler, veya seyit rıza'nın bilmem kaç eşli feodal bir ağa olduğunu da bilmezler, ömürlük sevgi derler ama her kadına şiir yazan vatansız nazım bunlara idol olarak görünür veya ahmet kaya dinlerken özgürlük resmi çizerler ama kendisinin aşağılık bir teröriste özlem duymasını ve sözde savunduğu cinsiyet eşitliğine göre bu adamın lgbt içeriğindeki insanlara 'ibne' deyip aşağıladığını görmezden gelirler, ha bir de bunlar tatlış atatürkçüdür. atatürk’ten anladıkları şey 'o rakı içiyor, ben de içiyorum, ee o zaman atatürkçüyüm' derler.
atatürk'ün 'komünizm ezilmelidir' sözünü bilmezler, ömrü boyunca saf türk milliyetçiliği yaptığını da göremezler.
bu kadar da zeki muhteşem insanlardır. çomar diye aşağıladıklarından bin kat daha çomardırlar.
yılmaz güney'in kadın ve hayvan düşmanı katil bir maganda olduğunu bilmezler, veya seyit rıza'nın bilmem kaç eşli feodal bir ağa olduğunu da bilmezler, ömürlük sevgi derler ama her kadına şiir yazan vatansız nazım bunlara idol olarak görünür veya ahmet kaya dinlerken özgürlük resmi çizerler ama kendisinin aşağılık bir teröriste özlem duymasını ve sözde savunduğu cinsiyet eşitliğine göre bu adamın lgbt içeriğindeki insanlara 'ibne' deyip aşağıladığını görmezden gelirler, ha bir de bunlar tatlış atatürkçüdür. atatürk’ten anladıkları şey 'o rakı içiyor, ben de içiyorum, ee o zaman atatürkçüyüm' derler.
atatürk'ün 'komünizm ezilmelidir' sözünü bilmezler, ömrü boyunca saf türk milliyetçiliği yaptığını da göremezler.
bu kadar da zeki muhteşem insanlardır. çomar diye aşağıladıklarından bin kat daha çomardırlar.
devamını gör...
15.
ozzy osbourne'un hayvanları tüfekle vurması
yılmaz güney isimli türk düşmanı, kadın düşmanı, hayvan düşmanı magandadan örnek almış olabilir.
tarık akan anlatıyor :
atı vuracağım sahne çekilirken, hayvancığa uyuşturucu iğne yapıldı. at yere yığıldı. (...) sıra öldürme planının çekimine gelmişti. silah elimdeydi ve içinde bir tek kurşun vardı. başçavuş bir kurşundan fazla vermiyordu. şerif gören ‘kamera!' diyecekti ve ben kısa bir süre sonra atın kafasına bir kurşun sıkacaktım. karların ortasında ben ve yerde yatan atım trajik bir şekilde yerlerimizi almıştık.
kamera uzakta hazırlanırken at gözlerini açıp bana yalvarır gibi baktı. kafasını kaldırmak istedi. sanki bana doğru gelmek istiyormuş gibime gelmişti. bu arada şerif gören, ‘kamera!' diye bağırdı.
bekledi. burada tabancamı çekmeli ve kurşunu atın kafasına sıkmalıydım. ama yapamıyordum işte.
‘ateş etsene! ateş et!' diye bağırdı şerif.
‘yapamayacağım şerif, stop' diye seslendim. atın başından ayrıldım.
‘ben bu atı öldüremem. yakın plan başkasının elini çek. kusura bakma, yapamayacağım.' yılmaz güney'in yeğeni araya girdi. ‘ben yaparım.'yeğeninin el planı çekildi. derken bir silah sesi:
‘at öldü, gel tarık' dediler.
mermi ver, at ölmedi
koşarak gittim. paltomu giydim, daha sonraki planlara geçmek üzere çalışmaya başladık. kamera hazırlanıyorken at gene kafasını kaldırıp bana baktı. ayağa kalkmaya yelteniyordu. ölmemişti. başçavuşa gittim.
‘mermi ver, at ölmemiş' dedim.
başçavuş kendini tiksinti verici bir şekilde naza çekiyordu. yalvarta yalvarta bir kurşun daha verdi.
‘başçavuşum, ver birkaç tane daha, bak hayvan can çekişiyor' dememe karşın bir tek kurşundan fazlasına razı edememiştim. yeğen onu da atın kafasına sıktı. sonra ben tekrar sahne aldım. tam çekime geçilecekken, hayvan gene gözünü açtı, bakışlarıyla beni arıyordu. bayılacak gibi olmuştum, çıldıracaktım. başçavuşun yanına gittim.
‘mermi ver!' dedim. ‘yok!'
o anda yakasına yapıştım.
‘senin de, merminin de...' küfrettim
tarık akan anlatıyor :
atı vuracağım sahne çekilirken, hayvancığa uyuşturucu iğne yapıldı. at yere yığıldı. (...) sıra öldürme planının çekimine gelmişti. silah elimdeydi ve içinde bir tek kurşun vardı. başçavuş bir kurşundan fazla vermiyordu. şerif gören ‘kamera!' diyecekti ve ben kısa bir süre sonra atın kafasına bir kurşun sıkacaktım. karların ortasında ben ve yerde yatan atım trajik bir şekilde yerlerimizi almıştık.
kamera uzakta hazırlanırken at gözlerini açıp bana yalvarır gibi baktı. kafasını kaldırmak istedi. sanki bana doğru gelmek istiyormuş gibime gelmişti. bu arada şerif gören, ‘kamera!' diye bağırdı.
bekledi. burada tabancamı çekmeli ve kurşunu atın kafasına sıkmalıydım. ama yapamıyordum işte.
‘ateş etsene! ateş et!' diye bağırdı şerif.
‘yapamayacağım şerif, stop' diye seslendim. atın başından ayrıldım.
‘ben bu atı öldüremem. yakın plan başkasının elini çek. kusura bakma, yapamayacağım.' yılmaz güney'in yeğeni araya girdi. ‘ben yaparım.'yeğeninin el planı çekildi. derken bir silah sesi:
‘at öldü, gel tarık' dediler.
mermi ver, at ölmedi
koşarak gittim. paltomu giydim, daha sonraki planlara geçmek üzere çalışmaya başladık. kamera hazırlanıyorken at gene kafasını kaldırıp bana baktı. ayağa kalkmaya yelteniyordu. ölmemişti. başçavuşa gittim.
‘mermi ver, at ölmemiş' dedim.
başçavuş kendini tiksinti verici bir şekilde naza çekiyordu. yalvarta yalvarta bir kurşun daha verdi.
‘başçavuşum, ver birkaç tane daha, bak hayvan can çekişiyor' dememe karşın bir tek kurşundan fazlasına razı edememiştim. yeğen onu da atın kafasına sıktı. sonra ben tekrar sahne aldım. tam çekime geçilecekken, hayvan gene gözünü açtı, bakışlarıyla beni arıyordu. bayılacak gibi olmuştum, çıldıracaktım. başçavuşun yanına gittim.
‘mermi ver!' dedim. ‘yok!'
o anda yakasına yapıştım.
‘senin de, merminin de...' küfrettim
devamını gör...
16.
enes kara'nın intiharı üzerinden ezanlar sussun istiyorlar
ruh hastası ve kız çocuklarının okula gitmesini istemeyen karanlık düşünceli türk düşmanı sözde aydının! rezil açıklaması.
bunlar taptıkları şer yuvaları hakkında yorum yapılınca kafayı kırıp dinimize küfür ediyollllaaaa modunda ciyaklarlar.
bunlar taptıkları şer yuvaları hakkında yorum yapılınca kafayı kırıp dinimize küfür ediyollllaaaa modunda ciyaklarlar.
devamını gör...
17.
mevlana’nın döneminin fetösü olması
moğollar ile iş birliği yapıp türk'ün kuyusunu kazan, din ile alakası olmayan ve fetö'de de günümüzde görülen sapkınlıklar ve ihanetlerin o dönemki başı ve çıbanıdır. belgeler ile de bu konuyu anlatacağım.
moğollar erzurum ve erzincan üzerinden anadolu'ya girdiler, bir moğol öncü birliği anadolu'ya girerek önlerine gelen şehirleri yağmalama hareketine giriştiler. bu dönemde babailer isyanından (türkmenlerin selçuklu yönetimine başkaldırısı) dolayı anadolu'da bir huzursuzluk vardı. bir iç savaş hali yaşanıyordu.
moğollar bu iç savaştan yararlanarak anadolu'ya girme cesaretini göstermişlerdi. moğol orduları sivas önlerine gelince anadolu selçuklu devleti 80 bin kişilik bir orduyla bu öncü moğol birliklerini durdurmak ve anadolu'dan çıkartmak üzere harekete geçti. bu ordu kösedağ mevkiinde 30 bin kişilik moğol öncü birliklerine karşı ağır bir yenilgi aldı. selçuklu ordusunun belkemiğini teşkil eden türkmen askerler devlete karşı kırgın olduklarından savaş alanını terk etmişler, bir ok dahi atmadan geri çekilmişlerdi. moğol orduları komutanı baycu noyan komutasında kösedağ'da kazandığı bu zaferi müteakiben sivas ve tokat'a girip bu şehirleri yağmaladılar. buradan kayseri'ye gelip orayı da muhasara altına aldılar.
bu konuyla ilgili olarak o devrin tarihçisi ıbni bibi "el-evamiru'l-alaiyye" adlı eserinde cevlaki dervişlerin de moğol askerleriyle birlikte kayseri şehir surlarından gedik açmaya ve şehre girmeye çalıştıklarını zikreder. moğollar 15 gün kayseri surlarını dövdüler fakat şehre giremediler.
kayseri'deki ahiler ve bacı örgütü mensubu olan genç kızlar şehri savunmaktaydılar. ancak şehir subaşısı olan hacok oğlu hüsameddin (ermeni dönmesi bir zat idi) şehrin pis suları için inşa edilmiş kanallardan sur dışına çıkarak moğol komutanı baycu noyan ile görüşmeler yaptı ve bu atık su kanallarından moğol askerlerini şehre soktu. böylece moğollar kayseri'ye girmeyi başardılar. moğollar şehri savaş ile aldıklarından büyük bir katliam yaptılar. şehri ateşe verdiler. çok sayıda ahi ve bacı üyesi öldürüldü. devrin tarihçilerinden ibni bibi ve süryani tarihçi ebu'l-ferec 10 binlerce ahi ve bacının katledildiğini ve esir edilerek götürüldüklerini yazıyor. bu sırada ahi evren hace nasreddin'in (nasreddin hoca) eşi olan fatma hatun'un da moğollara esir düştüğünü tespit etmekteyiz. "menakib-i ev-haduddin-i kirmani"nin yazarı, fatma hatun'un bu savaşta moğollara esir düştüğünü yazıyor.
moğollar kayseri'ye girip bu katliamı gerçekleştirdikleri sırada cevlaki (kalenderi) dervişler maalesef moğollarla birlikte hareket ediyorlardı. bu cevlaki dervişlerin bu olaya seyirci olmadıklarını, fiilen moğollarla birlikte bu katliama iştirak ettiklerini düşünmek gereklidir. nitekim moğollar burada onbinlerce insan katlederken o sırada kayseri'de bulunan mevlana'nın hocası seyyid burhaneddin'in eteğine paralar saçtıklarını menakibu'l-arifin sahibi eflaki bildirmektedir (eflaki, mevlana'nın oğlu sultan veled'in ve torunu ulu arif çelebi'nin mürididir.)
o dönemde bir kalenderi şeyhi olan şems-i tebrizi'nin de kayseri'de olduğunu biliyoruz. bu olaydan iki ay kadar sonra şems-i tebrizi'nin konya'ya gelip mevlana ile görüşmeler yaptığını da yine mevlevi kaynaklar belirtiyorlar. şems-i tebrizi'nin konya'ya gelişi 12 eylül 1244'tür. bu tarih moğolların kayseri'yi zaptedişlerinden 2-2,5 ay sonradır. şems-i tebrizi'nin bu tarihten önce moğollarla irtibata geçtiğini gösteren belgelerde mevcuttur. mesela moğollar erzurum'dayken şems-i tebrizi'nin de o yıllarda erzurum'da olduğunu görüyoruz. moğollar kayseri'ye geldiğinde o yine oradadır. şems-i tebrizi'nin müritleri olan kalenderi dervişlerin de moğollarla birlikte hem kösedağ'da hem de kayseri'de savaşa katıldıklarını ibni bibi naklediyor.
mevlana'nın iki hocası şems-i tebrizi ve seyyid burhaneddin-i tirmizi'nin moğollarla işbirliği halinde oldukları açıkça fark edilmektedir. nitekim bu olaydan 1 yıl sonra seyyid burhaneddin ölünce onun türbesini de moğollar inşa ettiler. burada bir hususa da değinmek gerekir.
şems-i tebrizi'nin konya'ya gelip mevlana ile görüşmelerinden sonra mevlana ile moğollar arasında bir diyalogun başladığını görüyoruz. bunun pek çok belgesi bulunmaktadır. kayseri'de onbinlerce ahi ve türkmen'i öldüren baycu noyan, ikinci defa anadolu'yu istila ettiğinde konya'ya da gelmişti. bu gelişinde mevlana ile görüşmeler yapmış ve mevlana baycu noyan ile görüştükten sonra, şehre gelerek baycu noyan'ın evliyaullahtan olduğunu konyalılara telkin etmeye çalışmıştır. ahmet eflaki dede menakibu'l-arifin adlı eserinde bunu yazmaktadır.
mevlana'nın buna benzer bir iddiayı cengiz han için de dile getirdiğini görüyoruz. dünya tarihinde fir'avn ve nemrut'tan sonra en gaddar ve kan dökücü devlet adamı cengiz han'dır. mevlana cengiz han'ın bir mağaraya çekildiğini orada 10 günlük itikattan sonra allah'tan mesaj aldığını ve bu mesajı aldıktan sonra harezmşahlar (maveraun-nehir ile horasan arası) ülkesine yürüdüğünü ve başarılarının buradan kaynaklandığını iddia etmektedir. bu iddiasını fini ma fin adlı eserinde (meb. baskısı, s. 101-103) dile getirmektedir.
hülagu han için de buna benzer bir iddiada bulunmaktadır. mevlana; moğollar'ın putperest olduklarını fakat oruca büyük bir önem verdiklerini ifade ettikten sonra, hülagu han'ın bağdat'ı kuşattığını, bir türlü şehre giremediğini sonra bütün ordularına emir vererek atlarına üç gün süreyle yem ve su vermemelerini, askerlerin de oruç tutmalarını emrettiğini söyler. atların tuttuğu bu orucun yüzü suyu hürmetine cenab-ı allah'ın bağdat'ın fethini hülagu han'a müyesser kıldığını bildirir (menakibu'l-arifin).
hulagu han bundan sonra suriye'yi işgale kalkıştı ancak orada ayn-i calut denilen yerde memlüklü hükümdarı büyük türk sultan baybars'a ağır bir şekilde yenilip geri çekildi. bu sultan baybars, hülagu han'ın öldürttüğü son abbasi halifesi'nin oğlu ez-zahir billah'ı mısır'da halife ilan etti ve kendisi de halifenin emiri olarak onun hizmetinde olduğunu bildirdi.
mevlana "mısır halifesi ve onun hikayesi" başlığı altında müstehcen bir hikaye anlatarak bu mısır halifesini ve sultan baybars'ı rezil etmeye çalışmaktadır. burada mevlana'nın hülagu han'a arka çıktığını görmekteyiz. bu hikayeyi yazmış olmasından dolayı olmalı ki, bir defasında moğol vezirinin mevlana'ya büyük miktarda para gönderdiğini eflaki haber vermektedir. görüldüğü gibi türk düşmanlığı kanına işlemiş zehirli dili vardır.
moğolların bu şekilde birçok defa mevlana'ya para ve değerli hediyeler gönderdiğini de yine eflaki dede bildirmektedir. nitekim mevlana da moğol veziri taceddin mu'tez'e yazdığı mektupta kendisine gönderdiği paraları aldığını yazmaktadır. üstelik taceddin mu'tez aksaray'da türkmenlerin mallarına el koymuş ve bu mallardan mevlana'ya da göndermişti. bunun cizyeden (gayr-i müslimlerden alınan bu vergi) gelen paralar olduğunu mevlana'ya bildirmektedir. o da bu paraları aldıktan sonra bu paraların kendisine helal olup olmadığı yönünde tereddüde düşmüş, sonra helal olduğuna kanaat getirerek afiyetle yemiştir.
bir defasında da moğol hazinedarı (maliye bakanı) olan emir şerefüddin, mevlana'yı özel olarak ziyarete gelmiş, ona 1000 dinar para vermiştir. o dönem için bu çok külliyetli bir paradır (1 deve 10 dinardı).
bunun gibi daha pek çok örnekler bulunmaktadır. bütün bu örnekler, mevlana'nın moğollarla ve moğol yanlısı yöneticilerle ne kadar sıkı bir ilişki içinde olduğunu göstermektedir.
şems-i tebrizi konya'ya gelince mevlana çok güzel olduğu söylenen kimya hatun adındaki cariyesini şems-i tebrizi'ye nikahladı. bu sırada kimya hatun 15, şems 65 yaşlarındaydı. kimya hatun, mevlana'nın oğlu alaaddin çelebi ile evlenmek istiyordu. alaaddin çelebi de onu seviyordu. bu kızcağız şems-i tebrizi'nin yanında kalmak istemiyor, ara sıra onu terk edip bir yerlerde saklanıyordu. mevlana ve şems, kimya hatun'u arattırıyorlar, onu bulup tekrar şems ile birlikte kaldıkları hücreye getiriyorlardı.
mevlana'nın oğlu alaaddin çelebi zaman zaman babasının yanına gelme bahanesiyle, şems'in kaldığı hücrenin kapısının önünden geçiyor ve kendisini kimya hatun'a gösteriyordu. bir defasında şems-i tebrizi, alaaddin'in önünü keserek: "hey delikanlı! bir daha buradan geçersen ayaklarını kırarım" diyerek alaaddin çelebi'yi tehdit etmişti. eflaki bu olayı şems-i tebrizi'nin öldürülmesiyle ilgili görmekte ve alaaddin çelebi'nin bazı çevrelerle işbirliği yaparak şems-i tebrizi'nin öldürülmesi olayında aktif bir görev almasının sebebi olarak göstermektedir.
alaaddin çelebi ile şems-i tebrizi arasındaki bu muhalefet üzerine alaaddin çelebi'nin şems-i terbrizi'nin muhalifleri olan ahiler arasında yer aldığı anlaşılmaktadır. ahi evren hace nasreddin'in talebesi olmuştur. bu hace nasreddin yani ahi evren sultan ıı. izzeddin keykavus'a vezir olduğu günlerde şems-i tebrizi'ye suikast düzenletmiştir (1247). bu olayda alaaddin çelebi önemli bir rol üstlenmiştir. şems-i tebrizi'nin öldürülmesi olayından kısa bir süre sonra, ahi evren hace nasreddin ve alaaddin çelebi kırşehir'e göçtüler. 1261 yılında anadolu'nun birçok vilayetinde moğollara karşı ayaklanmalar baş gösterdi. kırşehir'de de ahi evren ve arkadaşları ayaklanma başlattılar.
bu ayaklanmayı bastırmak üzere mevlana'nın müridi ve moğol asıllı cacaoğlu nureddin kırşehir'e gönderildi. nureddin caca, kırşehir'e gitmeden önce mevlana ile bir görüşme yaptı. tam bu sırada mevlana'nın da oğlu alaaddin çelebi'ye iki mektup yazdığını ve onu aile ocağına dönmeye ikna etmeye çalıştığını görüyoruz. cacaoğlu nureddin buradaki ayaklanmayı bastırarak isyancıların tamamını kılıçtan geçirdi. burada ahi evren hace nasreddin ve mevlana'nın oğlu alaaddin çelebi'nin de öldürüldükleri anlaşılmaktadır. cacaoğlu nureddin bundan sonra konya'ya gelmiş ve alaaddin çelebi'nin cenazesini de konya'ya getirmiş olmalı ki, alaaddin çelebi'nin cenaze namazının kılınması söz konusu olmuştur.
mevlana ısrarlara rağmen oğlunun cenaze namazını kılmamıştır. bu haberi hem ahmet feridun spesalar hem de eflaki vermektedir.
abdülbaki gölpınarlı ve feridun nafiz uzluk (mevlana'nın hayatını yazan iki mevlevi) mevlana'nın oğlunun cenaze namazını kılmayışını, şems-i tebrizi'nin öldürülmesi olayına katılmasıyla izah etmektedirler.
alaaddin çelebi şems-i tebrizi'nin öldürülmesi olayına katılmış olmakla katil olmuş olur. hukuken katilin cenaze namazı kılınır. mevlana bunu bilmeyecek kadar cahil olmamalıdır. o halde oğlunun cenaze namazını kılmamasının nedeni, oğlunun moğol yanlısı iktidara karşı isyan durumunda öldürülmesinden dolayıdır. yani oğlunu "baği" (meşru otoriteye başkaldıran) addetmektedir. islam hukukunda bağinin cenaze namazı kılınmaz. o halde mevlana'nın oğlunun cenaze namazını kılmaması şemsi'nin öldürülmesi olayına katılmasından dolayı değildir.
görülüyor ki, mevlana bu iktidara karşı olanları baği kabul etmektedir. bütün bu bilgi ve belgeler mevlana'nın ve çevresindekilerin moğol yöneticilerle ve anadolu'da kurulan moğol yanlısı yönetimlerle iyi ilişkiler içinde bulunduğunu göstermektedir.
savunuculuğunu yaptığını zannedenlerin bunu bilmeleri gerekirdi. anlaşılıyor ki bu mevlana savunucuları mevlana ve eserlerini bilmedikleri gibi mevlana hakkındaki görüş ve beyanlardan da habersizdirler. çünkü mevlana hakkındaki bu iddialar 80 seneden beri birçok tarihçi ve ilim adamı tarafından yazılmıştır. rahmetli fuat köprülü, şehabeddin tekindağ, mustafa akdağ, nihal atsız bu yönde fikirler beyan eden tarihçilerden birkaçıdır.
yazıyı üşenmeden okuyanlar içindeki kaynakları görebilir. ek olarak; prof. dr.mikail bayram ve eseri ahi evren - mevlana mücadelesi / sosyal ve siyasi boyutlarıyla isimli kitaba bakabilirler.
moğollar erzurum ve erzincan üzerinden anadolu'ya girdiler, bir moğol öncü birliği anadolu'ya girerek önlerine gelen şehirleri yağmalama hareketine giriştiler. bu dönemde babailer isyanından (türkmenlerin selçuklu yönetimine başkaldırısı) dolayı anadolu'da bir huzursuzluk vardı. bir iç savaş hali yaşanıyordu.
moğollar bu iç savaştan yararlanarak anadolu'ya girme cesaretini göstermişlerdi. moğol orduları sivas önlerine gelince anadolu selçuklu devleti 80 bin kişilik bir orduyla bu öncü moğol birliklerini durdurmak ve anadolu'dan çıkartmak üzere harekete geçti. bu ordu kösedağ mevkiinde 30 bin kişilik moğol öncü birliklerine karşı ağır bir yenilgi aldı. selçuklu ordusunun belkemiğini teşkil eden türkmen askerler devlete karşı kırgın olduklarından savaş alanını terk etmişler, bir ok dahi atmadan geri çekilmişlerdi. moğol orduları komutanı baycu noyan komutasında kösedağ'da kazandığı bu zaferi müteakiben sivas ve tokat'a girip bu şehirleri yağmaladılar. buradan kayseri'ye gelip orayı da muhasara altına aldılar.
bu konuyla ilgili olarak o devrin tarihçisi ıbni bibi "el-evamiru'l-alaiyye" adlı eserinde cevlaki dervişlerin de moğol askerleriyle birlikte kayseri şehir surlarından gedik açmaya ve şehre girmeye çalıştıklarını zikreder. moğollar 15 gün kayseri surlarını dövdüler fakat şehre giremediler.
kayseri'deki ahiler ve bacı örgütü mensubu olan genç kızlar şehri savunmaktaydılar. ancak şehir subaşısı olan hacok oğlu hüsameddin (ermeni dönmesi bir zat idi) şehrin pis suları için inşa edilmiş kanallardan sur dışına çıkarak moğol komutanı baycu noyan ile görüşmeler yaptı ve bu atık su kanallarından moğol askerlerini şehre soktu. böylece moğollar kayseri'ye girmeyi başardılar. moğollar şehri savaş ile aldıklarından büyük bir katliam yaptılar. şehri ateşe verdiler. çok sayıda ahi ve bacı üyesi öldürüldü. devrin tarihçilerinden ibni bibi ve süryani tarihçi ebu'l-ferec 10 binlerce ahi ve bacının katledildiğini ve esir edilerek götürüldüklerini yazıyor. bu sırada ahi evren hace nasreddin'in (nasreddin hoca) eşi olan fatma hatun'un da moğollara esir düştüğünü tespit etmekteyiz. "menakib-i ev-haduddin-i kirmani"nin yazarı, fatma hatun'un bu savaşta moğollara esir düştüğünü yazıyor.
moğollar kayseri'ye girip bu katliamı gerçekleştirdikleri sırada cevlaki (kalenderi) dervişler maalesef moğollarla birlikte hareket ediyorlardı. bu cevlaki dervişlerin bu olaya seyirci olmadıklarını, fiilen moğollarla birlikte bu katliama iştirak ettiklerini düşünmek gereklidir. nitekim moğollar burada onbinlerce insan katlederken o sırada kayseri'de bulunan mevlana'nın hocası seyyid burhaneddin'in eteğine paralar saçtıklarını menakibu'l-arifin sahibi eflaki bildirmektedir (eflaki, mevlana'nın oğlu sultan veled'in ve torunu ulu arif çelebi'nin mürididir.)
o dönemde bir kalenderi şeyhi olan şems-i tebrizi'nin de kayseri'de olduğunu biliyoruz. bu olaydan iki ay kadar sonra şems-i tebrizi'nin konya'ya gelip mevlana ile görüşmeler yaptığını da yine mevlevi kaynaklar belirtiyorlar. şems-i tebrizi'nin konya'ya gelişi 12 eylül 1244'tür. bu tarih moğolların kayseri'yi zaptedişlerinden 2-2,5 ay sonradır. şems-i tebrizi'nin bu tarihten önce moğollarla irtibata geçtiğini gösteren belgelerde mevcuttur. mesela moğollar erzurum'dayken şems-i tebrizi'nin de o yıllarda erzurum'da olduğunu görüyoruz. moğollar kayseri'ye geldiğinde o yine oradadır. şems-i tebrizi'nin müritleri olan kalenderi dervişlerin de moğollarla birlikte hem kösedağ'da hem de kayseri'de savaşa katıldıklarını ibni bibi naklediyor.
mevlana'nın iki hocası şems-i tebrizi ve seyyid burhaneddin-i tirmizi'nin moğollarla işbirliği halinde oldukları açıkça fark edilmektedir. nitekim bu olaydan 1 yıl sonra seyyid burhaneddin ölünce onun türbesini de moğollar inşa ettiler. burada bir hususa da değinmek gerekir.
şems-i tebrizi'nin konya'ya gelip mevlana ile görüşmelerinden sonra mevlana ile moğollar arasında bir diyalogun başladığını görüyoruz. bunun pek çok belgesi bulunmaktadır. kayseri'de onbinlerce ahi ve türkmen'i öldüren baycu noyan, ikinci defa anadolu'yu istila ettiğinde konya'ya da gelmişti. bu gelişinde mevlana ile görüşmeler yapmış ve mevlana baycu noyan ile görüştükten sonra, şehre gelerek baycu noyan'ın evliyaullahtan olduğunu konyalılara telkin etmeye çalışmıştır. ahmet eflaki dede menakibu'l-arifin adlı eserinde bunu yazmaktadır.
mevlana'nın buna benzer bir iddiayı cengiz han için de dile getirdiğini görüyoruz. dünya tarihinde fir'avn ve nemrut'tan sonra en gaddar ve kan dökücü devlet adamı cengiz han'dır. mevlana cengiz han'ın bir mağaraya çekildiğini orada 10 günlük itikattan sonra allah'tan mesaj aldığını ve bu mesajı aldıktan sonra harezmşahlar (maveraun-nehir ile horasan arası) ülkesine yürüdüğünü ve başarılarının buradan kaynaklandığını iddia etmektedir. bu iddiasını fini ma fin adlı eserinde (meb. baskısı, s. 101-103) dile getirmektedir.
hülagu han için de buna benzer bir iddiada bulunmaktadır. mevlana; moğollar'ın putperest olduklarını fakat oruca büyük bir önem verdiklerini ifade ettikten sonra, hülagu han'ın bağdat'ı kuşattığını, bir türlü şehre giremediğini sonra bütün ordularına emir vererek atlarına üç gün süreyle yem ve su vermemelerini, askerlerin de oruç tutmalarını emrettiğini söyler. atların tuttuğu bu orucun yüzü suyu hürmetine cenab-ı allah'ın bağdat'ın fethini hülagu han'a müyesser kıldığını bildirir (menakibu'l-arifin).
hulagu han bundan sonra suriye'yi işgale kalkıştı ancak orada ayn-i calut denilen yerde memlüklü hükümdarı büyük türk sultan baybars'a ağır bir şekilde yenilip geri çekildi. bu sultan baybars, hülagu han'ın öldürttüğü son abbasi halifesi'nin oğlu ez-zahir billah'ı mısır'da halife ilan etti ve kendisi de halifenin emiri olarak onun hizmetinde olduğunu bildirdi.
mevlana "mısır halifesi ve onun hikayesi" başlığı altında müstehcen bir hikaye anlatarak bu mısır halifesini ve sultan baybars'ı rezil etmeye çalışmaktadır. burada mevlana'nın hülagu han'a arka çıktığını görmekteyiz. bu hikayeyi yazmış olmasından dolayı olmalı ki, bir defasında moğol vezirinin mevlana'ya büyük miktarda para gönderdiğini eflaki haber vermektedir. görüldüğü gibi türk düşmanlığı kanına işlemiş zehirli dili vardır.
moğolların bu şekilde birçok defa mevlana'ya para ve değerli hediyeler gönderdiğini de yine eflaki dede bildirmektedir. nitekim mevlana da moğol veziri taceddin mu'tez'e yazdığı mektupta kendisine gönderdiği paraları aldığını yazmaktadır. üstelik taceddin mu'tez aksaray'da türkmenlerin mallarına el koymuş ve bu mallardan mevlana'ya da göndermişti. bunun cizyeden (gayr-i müslimlerden alınan bu vergi) gelen paralar olduğunu mevlana'ya bildirmektedir. o da bu paraları aldıktan sonra bu paraların kendisine helal olup olmadığı yönünde tereddüde düşmüş, sonra helal olduğuna kanaat getirerek afiyetle yemiştir.
bir defasında da moğol hazinedarı (maliye bakanı) olan emir şerefüddin, mevlana'yı özel olarak ziyarete gelmiş, ona 1000 dinar para vermiştir. o dönem için bu çok külliyetli bir paradır (1 deve 10 dinardı).
bunun gibi daha pek çok örnekler bulunmaktadır. bütün bu örnekler, mevlana'nın moğollarla ve moğol yanlısı yöneticilerle ne kadar sıkı bir ilişki içinde olduğunu göstermektedir.
şems-i tebrizi konya'ya gelince mevlana çok güzel olduğu söylenen kimya hatun adındaki cariyesini şems-i tebrizi'ye nikahladı. bu sırada kimya hatun 15, şems 65 yaşlarındaydı. kimya hatun, mevlana'nın oğlu alaaddin çelebi ile evlenmek istiyordu. alaaddin çelebi de onu seviyordu. bu kızcağız şems-i tebrizi'nin yanında kalmak istemiyor, ara sıra onu terk edip bir yerlerde saklanıyordu. mevlana ve şems, kimya hatun'u arattırıyorlar, onu bulup tekrar şems ile birlikte kaldıkları hücreye getiriyorlardı.
mevlana'nın oğlu alaaddin çelebi zaman zaman babasının yanına gelme bahanesiyle, şems'in kaldığı hücrenin kapısının önünden geçiyor ve kendisini kimya hatun'a gösteriyordu. bir defasında şems-i tebrizi, alaaddin'in önünü keserek: "hey delikanlı! bir daha buradan geçersen ayaklarını kırarım" diyerek alaaddin çelebi'yi tehdit etmişti. eflaki bu olayı şems-i tebrizi'nin öldürülmesiyle ilgili görmekte ve alaaddin çelebi'nin bazı çevrelerle işbirliği yaparak şems-i tebrizi'nin öldürülmesi olayında aktif bir görev almasının sebebi olarak göstermektedir.
alaaddin çelebi ile şems-i tebrizi arasındaki bu muhalefet üzerine alaaddin çelebi'nin şems-i terbrizi'nin muhalifleri olan ahiler arasında yer aldığı anlaşılmaktadır. ahi evren hace nasreddin'in talebesi olmuştur. bu hace nasreddin yani ahi evren sultan ıı. izzeddin keykavus'a vezir olduğu günlerde şems-i tebrizi'ye suikast düzenletmiştir (1247). bu olayda alaaddin çelebi önemli bir rol üstlenmiştir. şems-i tebrizi'nin öldürülmesi olayından kısa bir süre sonra, ahi evren hace nasreddin ve alaaddin çelebi kırşehir'e göçtüler. 1261 yılında anadolu'nun birçok vilayetinde moğollara karşı ayaklanmalar baş gösterdi. kırşehir'de de ahi evren ve arkadaşları ayaklanma başlattılar.
bu ayaklanmayı bastırmak üzere mevlana'nın müridi ve moğol asıllı cacaoğlu nureddin kırşehir'e gönderildi. nureddin caca, kırşehir'e gitmeden önce mevlana ile bir görüşme yaptı. tam bu sırada mevlana'nın da oğlu alaaddin çelebi'ye iki mektup yazdığını ve onu aile ocağına dönmeye ikna etmeye çalıştığını görüyoruz. cacaoğlu nureddin buradaki ayaklanmayı bastırarak isyancıların tamamını kılıçtan geçirdi. burada ahi evren hace nasreddin ve mevlana'nın oğlu alaaddin çelebi'nin de öldürüldükleri anlaşılmaktadır. cacaoğlu nureddin bundan sonra konya'ya gelmiş ve alaaddin çelebi'nin cenazesini de konya'ya getirmiş olmalı ki, alaaddin çelebi'nin cenaze namazının kılınması söz konusu olmuştur.
mevlana ısrarlara rağmen oğlunun cenaze namazını kılmamıştır. bu haberi hem ahmet feridun spesalar hem de eflaki vermektedir.
abdülbaki gölpınarlı ve feridun nafiz uzluk (mevlana'nın hayatını yazan iki mevlevi) mevlana'nın oğlunun cenaze namazını kılmayışını, şems-i tebrizi'nin öldürülmesi olayına katılmasıyla izah etmektedirler.
alaaddin çelebi şems-i tebrizi'nin öldürülmesi olayına katılmış olmakla katil olmuş olur. hukuken katilin cenaze namazı kılınır. mevlana bunu bilmeyecek kadar cahil olmamalıdır. o halde oğlunun cenaze namazını kılmamasının nedeni, oğlunun moğol yanlısı iktidara karşı isyan durumunda öldürülmesinden dolayıdır. yani oğlunu "baği" (meşru otoriteye başkaldıran) addetmektedir. islam hukukunda bağinin cenaze namazı kılınmaz. o halde mevlana'nın oğlunun cenaze namazını kılmaması şemsi'nin öldürülmesi olayına katılmasından dolayı değildir.
görülüyor ki, mevlana bu iktidara karşı olanları baği kabul etmektedir. bütün bu bilgi ve belgeler mevlana'nın ve çevresindekilerin moğol yöneticilerle ve anadolu'da kurulan moğol yanlısı yönetimlerle iyi ilişkiler içinde bulunduğunu göstermektedir.
savunuculuğunu yaptığını zannedenlerin bunu bilmeleri gerekirdi. anlaşılıyor ki bu mevlana savunucuları mevlana ve eserlerini bilmedikleri gibi mevlana hakkındaki görüş ve beyanlardan da habersizdirler. çünkü mevlana hakkındaki bu iddialar 80 seneden beri birçok tarihçi ve ilim adamı tarafından yazılmıştır. rahmetli fuat köprülü, şehabeddin tekindağ, mustafa akdağ, nihal atsız bu yönde fikirler beyan eden tarihçilerden birkaçıdır.
yazıyı üşenmeden okuyanlar içindeki kaynakları görebilir. ek olarak; prof. dr.mikail bayram ve eseri ahi evren - mevlana mücadelesi / sosyal ve siyasi boyutlarıyla isimli kitaba bakabilirler.
devamını gör...
18.
sadık ahi
nazım hikmet'e komünizm zehrini içeren ama pek bilinmeyen büyük şeytan.
sonrasında mehmet sadık eti adıyla chp'den milletvekili olmuştur.
almanya'da ortaya çıkan spartakist akımının savunucularından.
daha 18'indeki nazım hikmet'i “işleyerek”; ona, komünizmin dünya çapındaki şairlerinden birisi olmaya giden yolu açan sadık ahî, yıllar sonra ise başta dediğimiz gibi 1944-49 yılları arasında chp milletvekili oldu. yeni adıyla mehmet sadık eti oldu.
ondan her şeye rağmen, eski günlerin rüzgârıyla hareketlilik umanlar, boşuna bekleyecekti. o artık bambaşka birisiydi. sadık ahî, mehmet sadık eti'ye dönüşünce fazlasıyla sakin, stotükocu biri olmuştu. toplam 8 yıllık vekilliğine karşın meclis tutanaklarındaki kayıt sayısının 20'dir.
koltuğu kapınca dönmüş ve komünizmi bitmiştir.
sonrasında mehmet sadık eti adıyla chp'den milletvekili olmuştur.
almanya'da ortaya çıkan spartakist akımının savunucularından.
daha 18'indeki nazım hikmet'i “işleyerek”; ona, komünizmin dünya çapındaki şairlerinden birisi olmaya giden yolu açan sadık ahî, yıllar sonra ise başta dediğimiz gibi 1944-49 yılları arasında chp milletvekili oldu. yeni adıyla mehmet sadık eti oldu.
ondan her şeye rağmen, eski günlerin rüzgârıyla hareketlilik umanlar, boşuna bekleyecekti. o artık bambaşka birisiydi. sadık ahî, mehmet sadık eti'ye dönüşünce fazlasıyla sakin, stotükocu biri olmuştu. toplam 8 yıllık vekilliğine karşın meclis tutanaklarındaki kayıt sayısının 20'dir.
koltuğu kapınca dönmüş ve komünizmi bitmiştir.
devamını gör...
19.
pertev naili boratav
azılı döneklerden, komünist.
bulgaristan’da doğdu, paris’te öldü. 1932 yılında reşit galip, 1. tarih kongresi’nde zeki velidi’ye hakaret edince, o zaman türkiyat enstitüsü’nde asistan bulunan atsız ve arkadaşları tarih kongresine telgraf çekiyorlar. ‘zeki velidi’nin talebesi olmakla iftihar ederiz’ diyorlar. 7 asistanın çektiği bu telgraf, sanılandan büyük etki yapıyor. işte o telgrafı çekenlerden ve zeki velidi’yi destekleyenlerden biri de pertev naili…
1944’te ırkçılık turancılık davası açılınca, pertev’i atsız’dan soruyorlar.
tutanaklardan okuyoruz:
‘hakim: bu pertev naili ırken türk müdür?
atsız : türk’tür efendim ve komünistler arasında nadir türklerden biridir.
hakim : nasıl komünist olmuş acaba?
atsız : bu garip bir meseledir efendim. ben onun komünist oluşunu adım adım takip ettim. bidayette(eskiden) pertev milliyetçi idi. atsız mecmua’yı beraber çıkarmıştık. pertev, üniversite senelerinde aşk hayatında muvaffak olamamıştı. birkaç genç kıza evlenme teklif etmiş ve hepsinden red cevabı almıştı. bunun üzerine üniversitenin ahlaksız kızları ve erkekleriyle arkadaş oldu; onlarla gezintiler yaptı. bu suretle burjuvalar arasında elde edemediği aşk muvaffakiyetlerini onlar arasında elde etmiş oldu. bu sebepten kültür bakımından, fikir bakımından onların hepsinden yüksek olduğu hâlde onların tesirinde kaldı. komünistliğe meyletti ve burjuva cemiyetinin düşmanı oldu.’
halk edebiyatı kürsüsü’nde başkan olduğu sırada, hem de chp tarafından, komünizmi yaydığı gerekçesiyle kürsüsü kapatıldı. komünistlikten fişlendi ama tıpkı diğer fikir şarlatanları gibi kolayını bulduğu anda abd, almanya ve fransa’ya yürüdü. emperyalist ülkelerin beslemesi olduğu halde, behice boran’ın komünizm propagandası aleti, yurt ve dünya dergisi’ni yönetti. paris’in havasından olacak, ölmek de bilmedi. 1998’de anca gidebildi
buradan
bulgaristan’da doğdu, paris’te öldü. 1932 yılında reşit galip, 1. tarih kongresi’nde zeki velidi’ye hakaret edince, o zaman türkiyat enstitüsü’nde asistan bulunan atsız ve arkadaşları tarih kongresine telgraf çekiyorlar. ‘zeki velidi’nin talebesi olmakla iftihar ederiz’ diyorlar. 7 asistanın çektiği bu telgraf, sanılandan büyük etki yapıyor. işte o telgrafı çekenlerden ve zeki velidi’yi destekleyenlerden biri de pertev naili…
1944’te ırkçılık turancılık davası açılınca, pertev’i atsız’dan soruyorlar.
tutanaklardan okuyoruz:
‘hakim: bu pertev naili ırken türk müdür?
atsız : türk’tür efendim ve komünistler arasında nadir türklerden biridir.
hakim : nasıl komünist olmuş acaba?
atsız : bu garip bir meseledir efendim. ben onun komünist oluşunu adım adım takip ettim. bidayette(eskiden) pertev milliyetçi idi. atsız mecmua’yı beraber çıkarmıştık. pertev, üniversite senelerinde aşk hayatında muvaffak olamamıştı. birkaç genç kıza evlenme teklif etmiş ve hepsinden red cevabı almıştı. bunun üzerine üniversitenin ahlaksız kızları ve erkekleriyle arkadaş oldu; onlarla gezintiler yaptı. bu suretle burjuvalar arasında elde edemediği aşk muvaffakiyetlerini onlar arasında elde etmiş oldu. bu sebepten kültür bakımından, fikir bakımından onların hepsinden yüksek olduğu hâlde onların tesirinde kaldı. komünistliğe meyletti ve burjuva cemiyetinin düşmanı oldu.’
halk edebiyatı kürsüsü’nde başkan olduğu sırada, hem de chp tarafından, komünizmi yaydığı gerekçesiyle kürsüsü kapatıldı. komünistlikten fişlendi ama tıpkı diğer fikir şarlatanları gibi kolayını bulduğu anda abd, almanya ve fransa’ya yürüdü. emperyalist ülkelerin beslemesi olduğu halde, behice boran’ın komünizm propagandası aleti, yurt ve dünya dergisi’ni yönetti. paris’in havasından olacak, ölmek de bilmedi. 1998’de anca gidebildi
buradan
devamını gör...
20.
kadro
kadro, ocak 1932-ocak 1935 arasında yayınlanan aylık fikir dergisi. kadrocular olarak da anılan kadro dergisinin kurucuları yakup kadri karaosmanoğlu, şevket süreyya aydemir, vedat nedim tör, burhan asaf belge, ismail hüsrev tökin'dir.
1935 yılında başbuğ atatürk tarafından kapatılmıştır.
bu rezil derginin özelliğini ise kısaca anlatalım da okunsun.
kadro dergisi ve türk solu palavrası, deniz gezmiş’i ortaya çıkardı. düzen düşmanı, rejim aleyhtarı diye türkçülere yüklenen, mahkemelere ihbar eden bu ‘kadro’, deniz gezmiş ve çevresi gibi gerçekten rejim düşmanı bir ekol ortaya çıkardılar. deniz gezmiş ve iki yoldaşı idam edilince, protesto bildirisi dağıttığı için tutuklanan üç kişiden birinin adı ‘abdullah öcalan’dır! kan içici bu şerefsizin ilk eylemi ve ilk gözaltına alınışı işte o kadro ekibinden beslenen ve idam edilen deniz gezmiş’i savunan bildiri dağıtması üzerinedir. yetiştirdikleri ekol, besledikleri fikir, attıkları tohumun meyvesi ortada. sözde kemalist bu dalkavuk sürüsünün eseri, bugün türkiye’yi kan gölüne çeviren cinayet şebekesidir!
diğer tarafta mustafa suphi, ethem nejat ve onların tesirinde kalan nazım hikmet ve onun eseri olan sabahattin ali ekolü var… aslı burjuva, görüntüde komünistlerin dillerinden düşürmedikleri memleket ve millet hainleri bunlardır. ektikleri tohumdan türlü türlü cinayet şebekesi çıktı. 1980’e kadar binlerce gencin kanına giren en adi katiller, işte bunların eseridir. şehir merkezlerinde elinde silahla poz veren züppe devrimciler bunların piçidir. dillerinden barış, kardeşlik, ezilenler, haklar vs. düşmez ama eserlerinin her tarafı kanla boyalıdır. ‘bana mutluluğun resmini çizebilir misin abidin’ demiş. abidin de hep çiçeklerden, böceklerden, şekerlerden bahsetmiş ama resim bitince bir bakmışız ki sadece kan!
buradan
1935 yılında başbuğ atatürk tarafından kapatılmıştır.
bu rezil derginin özelliğini ise kısaca anlatalım da okunsun.
kadro dergisi ve türk solu palavrası, deniz gezmiş’i ortaya çıkardı. düzen düşmanı, rejim aleyhtarı diye türkçülere yüklenen, mahkemelere ihbar eden bu ‘kadro’, deniz gezmiş ve çevresi gibi gerçekten rejim düşmanı bir ekol ortaya çıkardılar. deniz gezmiş ve iki yoldaşı idam edilince, protesto bildirisi dağıttığı için tutuklanan üç kişiden birinin adı ‘abdullah öcalan’dır! kan içici bu şerefsizin ilk eylemi ve ilk gözaltına alınışı işte o kadro ekibinden beslenen ve idam edilen deniz gezmiş’i savunan bildiri dağıtması üzerinedir. yetiştirdikleri ekol, besledikleri fikir, attıkları tohumun meyvesi ortada. sözde kemalist bu dalkavuk sürüsünün eseri, bugün türkiye’yi kan gölüne çeviren cinayet şebekesidir!
diğer tarafta mustafa suphi, ethem nejat ve onların tesirinde kalan nazım hikmet ve onun eseri olan sabahattin ali ekolü var… aslı burjuva, görüntüde komünistlerin dillerinden düşürmedikleri memleket ve millet hainleri bunlardır. ektikleri tohumdan türlü türlü cinayet şebekesi çıktı. 1980’e kadar binlerce gencin kanına giren en adi katiller, işte bunların eseridir. şehir merkezlerinde elinde silahla poz veren züppe devrimciler bunların piçidir. dillerinden barış, kardeşlik, ezilenler, haklar vs. düşmez ama eserlerinin her tarafı kanla boyalıdır. ‘bana mutluluğun resmini çizebilir misin abidin’ demiş. abidin de hep çiçeklerden, böceklerden, şekerlerden bahsetmiş ama resim bitince bir bakmışız ki sadece kan!
buradan
devamını gör...