ucuncu gokturk devleti - en beğenilen tanımları (29. sayfa)
1.
ikinci göktürk devleti
ı. göktürk devleti’nin yıkılmasının ardından kutluk kağan önderliğinde türklerin ayaklanması neticesinde kurulmuştur. bundan dolayı kutluk kağan'a, derleyen, toparlayan manasına gelen ilteriş ünvanı verildi.
göktürk alfabesini kullanan göktürkler, ilk alfabeyi kullanan türk devleti unvanını taşır. türk edebiyatı ve türk tarihinin ilk yazılı örneği olan orhun kitabeleri ıı. göktürk devleti döneminde yazılmıştır. ayrıca ergenekon destanı bu dönemde oluşturulmuştur.
en parlak dönemini bilge kağan döneminde yaşayan devlet, bilge kağan, kültigin ve vezir tonyukuk'un hayatlarını kaybetmeleri sonucu gücünü yitirmeye başlamıştır.
devletin vaziyetini fırsat bilen basmiller, uygurlar ve karluklar, 744 yılında ıı. göktürk devleti’ni yıktılar.
göktürk alfabesini kullanan göktürkler, ilk alfabeyi kullanan türk devleti unvanını taşır. türk edebiyatı ve türk tarihinin ilk yazılı örneği olan orhun kitabeleri ıı. göktürk devleti döneminde yazılmıştır. ayrıca ergenekon destanı bu dönemde oluşturulmuştur.
en parlak dönemini bilge kağan döneminde yaşayan devlet, bilge kağan, kültigin ve vezir tonyukuk'un hayatlarını kaybetmeleri sonucu gücünü yitirmeye başlamıştır.
devletin vaziyetini fırsat bilen basmiller, uygurlar ve karluklar, 744 yılında ıı. göktürk devleti’ni yıktılar.
devamını gör...
2.
uygur devleti
ilk türk devletleri arasında ilk kez yerleşik hayata geçen uygurlardır. kutluk bilge kül kağan tarafından 744 yılında kurulan devlet, mimari eserler bırakan, minyatür ve tezhip sanatına ait eserler yapan ilk türk devletidir. göktürkler gibi kendisine ait bir alfabesi olan bu devlet aynı zamanda matbaayı kullanan ilk türk devleti özelliği taşır. uygur devleti, kültür ve uygarlık açısından orta asya devletleri arasında en gelişmiş devlet olma özellikleri taşır.
uygurlar, çin ile kurmuş oldukları yakın ilişkiler neticesinde mani dinini benimsemiştir. uygur devleti kırgız saldırıları sonucunda yıkılmış, kansu ve turfan uygurları olarak ikiye ayrılmıştır.
uygurlar, çin ile kurmuş oldukları yakın ilişkiler neticesinde mani dinini benimsemiştir. uygur devleti kırgız saldırıları sonucunda yıkılmış, kansu ve turfan uygurları olarak ikiye ayrılmıştır.
devamını gör...
3.
yıldırım bayezid
emir timur gibi aşmış bir liderin dahi takdir ettiği değerli bir savaşçıdır. cesur, atılgan ve lakabına layık bir padişahtır.
hataları da doğruları da vardır.
niğbolu savaşında birleşik haçlı ordularını rezil rüsva etmiştir. öyle ki ankara savaşı sonrası dağılan devlete avrupa'dan tehdit dahi gelmemesi niğbolu savaşının etkisidir.
hataları da doğruları da vardır.
niğbolu savaşında birleşik haçlı ordularını rezil rüsva etmiştir. öyle ki ankara savaşı sonrası dağılan devlete avrupa'dan tehdit dahi gelmemesi niğbolu savaşının etkisidir.
devamını gör...
6.
türkiye'nin düzelmesinin tek yolu
değerli türkçü ağabey caner kara'nın itidal isimli şiirinde yazanlar kısa bir özettir. memleket bu yola girmedikçe düzelmeyecektir.
umulur ki okursunuz.
türkçü bir toplumun hiçbir kesiri
olamaz hocanın, şeyhin esiri.
mutlaka yakalar çağdaş asırı.
imanı, belası olmayacaktır.
ağzını yamultan bir cahil yobaz,
şuurlu türkçünün dengi olamaz.
çöl yeli kayadan zerre alamaz.
arap, aklınızı almayacaktır.
mesnetsiz haberler verip mekke’den,
çatırtı çıkartıp festen, takkeden,
mercedes parası vurup tekkeden
dergâhtan yolunu bulmayacaktır.
sübyancı, oğlancı şerefsizleri
kurtarmaz imama has cübbeleri.
türkçü bir devletin mahkemeleri,
bunlara gözünü yummayacaktır.
eğitir o devlet vatandaşını.
bunlara yedirmez asla başını.
kaptırmaz en ufak kara taşını.
hiçbiri voliyi vurmayacaktır.
ağzını arapça yayan şeytanlar,
dünya kaç bucakmış; o zaman anlar.
aklını başına alan insanlar,
kan emen putlara kanmayacaktır.
yobazın tarikat, tekke fitnesi,
yıkılır yedikçe türkçü tekmesi.
böylece kesilir baykuş ötmesi.
bir daha bu yurda konmayacaktır.
yakası kurtulsa halkın bunlardan,
bir ilham alarak eski günlerden,
bin misli müreffeh olur dünlerden.
bizi de o zaman anlayacaktır.
türkçü bir düzenin türk çocukları,
milliyet azmini okuldan alır.
masaldan arınır ak alınları.
ilhamı bilimden, akıldan alır.
yalandan kurtulan yeşil fidanlar,
milliyet aşkına gark olacaktır.
ağacın suyundan çıksa yalanlar;
yaprakta, meyvede fark olacaktır.
türkçü bir düzende türkçü öğretmen;
iş değil, kutsal bir vazife yapar.
milliyet aşkını işler derinden.
o aşkla, azimle büyür çocuklar.
vatanı eğitim ışığı bürür.
o çağda hiç kimse cahil kalamaz.
çocuklar ilimle, bilimle büyür.
yıkıcı şeytanlar menzil alamaz.
türkçü bir düzende üniversite,
aydınlık üretir; işsizlik değil.
kalkınma ocağı olur fakülte.
doğruyu öğretir, sessizlik değil.
en yeni tekniği, en doğru yolu,
aramak ve bulmak akıl işidir.
bilime, tekniğe gelir her konu.
bunlar da illaki okul işidir.
düzenli düzende üniversite,
müşteri aramaz pazarcı gibi.
bina dikilerek her memlekete,
diploma satılmaz hıyarcı gibi.
seçilir en parlak gençler özenle.
odası, gıdası verilir tek tek.
fakülte çalışır çağdaş düzenle.
gençlerden başarı beklenir bir tek.
türkçü bir düzende sağlık, eğitim,
parayla satılmaz; devlet işidir.
paralı öğretmen, paralı hekim
olamaz; yoksulu devlet işitir.
türkçü bir düzende türkçü komutan;
emri, komutayı üstünden alır.
sızamaz sımsıkı orduya şeytan.
selamı postalın altından alır.
bir okul görevi görür her kışla.
en sosyal adalet orada sağlanır.
zenginle fakiri ayırmaz asla!
millet birbirine böyle bağlanır.
o devlet, şehidi sayıya vurmaz.
sahipsiz değildir yetimi dulu.
ve asla kanını yerde bırakmaz.
bulur her intikam alacak yolu.
o düzen, gazinin başını eğmez.
parmağı kanasa hakkını verir.
metreyle, santimle gazi ölçülmez.
bir düzen sadece hakla yükselir.
türkçü bir düzende işçinin hakkı,
patronun kârına ortak olmaktır.
hangi ter sularsa işleyen çarkı,
o işin nimeti o tere haktır.
işletme, fabrika kazancından pay
vererek işçiyi ortak edecek.
yürüyecek bant, çalışacak ray
ve işçi kendini patron bilecek.
siyasi, bölünmüş sendika olmaz.
doğrusu mecburi ve tek sendika...
partizan sendika hak arayamaz.
fitneyle çalışmaz hiçbir fabrika.
türkçü bir düzende yerli sermaye,
küresel çeteye kurban edilmez.
dövizli global gelecek diye
içeride üreten, yapan ezilmez.
ithal et, ithal ot, ithalat olmaz.
ekeni, biçeni kurban ederler.
bir devlet her şeyi dışarıdan almaz.
alırsa onu da ithal ederler.
türkçü bir düzende emeklilerin
maaşı evine postayla gider.
bankada ne işi var dedelerin?
bu düzen emeğe ihtiram eder.
ömrünü işinde geçiren işçi,
saygındır; her yerde hakkı korunur.
hakkından keserek kaçkın beleşçi,
beslenmez; haklının farkı korunur.
emekli aylığı türkçü düzende,
asgari ücretten eksik olamaz.
dün emek harcayan doyar bugün de.
yaşlısı gencinden geri kalamaz.
türkçü bir düzende türkçü adalet,
partiye pırtıya göre çalışmaz.
devletin millete borcu adalet...
kimsenin rütbesi hâkimi aşmaz.
hiçbir suç gözünden kaçmaz savcının.
her yerde kanunun borusu öter.
en ufak bir hakkı her davacının,
haklıysa tahtlıyı tahtından eder.
misliyle çarpılır suçun cezası.
en zalim suçlunun bacağı titrer.
sussa da duyulur mazlumun ahı.
adliye konuşmaz, adalet kükrer.
türkçü bir düzende kırılan kalem;
meclisten, saraydan dönmeyecektir.
kanuna işlemez yukarıdan selam.
ne hâkim ne savcı sinmeyecektir.
temeli adalet olan düzende,
kimsenin kimsede hakkı kalamaz.
gücünü milletten alan düzende,
adalet dışında hâkim olamaz.
türkçü bir düzende çiftçinin malı;
icrada, rehinde harman edilmez.
yabancı tohuma, ithal mazota,
yabancı bankere kurban edilmez.
besici dururken ithal et alıp,
ta yaban ellerden bozuk ot alıp,
yabancı tezekten bile tat alıp
köylüsü devlete düşman edilmez.
kooperatifler ve kombinalar;
çiftçinin, köylünün kârını güder.
yeşerir otlaklar, dolar meralar.
şehre göç gerekmez, tersine döner.
türkçü bir düzende öğretmen, doktor
bulunur en uzak mezrada bile.
bir devlet millete böyle dokunur.
vatandaş tükürmez şefkatli ele.
türkçü bir düzenin hastaneleri,
kapıdan çevirmez hiçbir yurttaşı.
ücretsiz yapılır tedavileri.
devletin aslıdır her vatandaşı.
askerlik, vergi ve adliye gibi,
hastane yurttaşın eşit malıdır.
alırken herkesten aldığı gibi,
verirken ayırmak olmamalıdır.
türkçü bir düzende yurttaş primle,
mülteci sorgusuz hizmet alamaz.
bir devlet yaşarken senin verginle;
yabana, yamyama kıyak yapamaz.
türkçü bir düzende tıp fakültesi,
mezbaha değildir; bilim üretir.
birlikte çalışır her bir hücresi.
o düzen, soruna çözüm üretir.
türkçü bir düzenin gazeteleri;
topluma palavra, yalan satamaz.
basın da düzenle gider ileri.
baldırla, bacakla manşet atamaz.
pislikten arınır bütün kanallar.
kadın pazarının bir sonu gelir.
alkışa tutulmaz ucuz kadınlar.
kültüre, bilgiye bir sıra gelir.
hesabı sorulur yalan yazandan.
fitneye, fücura geçit verilmez.
haberci çıkamaz düzen bozandan.
bölücü kalemler masum görülmez.
o çağda insanlar akşama kadar,
rezillik izleyip kararmamalı.
bilim aramalı bütün ajanslar.
vatandaş, faydalı şeyler duymalı.
soydaşım, türkçülük efsane değil!
gerçeği haykırır, masal anlatmaz.
türkçü bir düzende yetişen nesil;
kendini, toplumu asla aldatmaz.
her işi el ele vererek çözer.
çareler milletin sinesindedir.
bu çağda yükselir millî şaheser.
milliyet her şeyin ötesindedir.
soydaşım, itidal susmak değildir.
sabırla, azimle çalışmak gerek!
itidal, emekle geçen devirdir.
şuurla netice verir her emek
umulur ki okursunuz.
türkçü bir toplumun hiçbir kesiri
olamaz hocanın, şeyhin esiri.
mutlaka yakalar çağdaş asırı.
imanı, belası olmayacaktır.
ağzını yamultan bir cahil yobaz,
şuurlu türkçünün dengi olamaz.
çöl yeli kayadan zerre alamaz.
arap, aklınızı almayacaktır.
mesnetsiz haberler verip mekke’den,
çatırtı çıkartıp festen, takkeden,
mercedes parası vurup tekkeden
dergâhtan yolunu bulmayacaktır.
sübyancı, oğlancı şerefsizleri
kurtarmaz imama has cübbeleri.
türkçü bir devletin mahkemeleri,
bunlara gözünü yummayacaktır.
eğitir o devlet vatandaşını.
bunlara yedirmez asla başını.
kaptırmaz en ufak kara taşını.
hiçbiri voliyi vurmayacaktır.
ağzını arapça yayan şeytanlar,
dünya kaç bucakmış; o zaman anlar.
aklını başına alan insanlar,
kan emen putlara kanmayacaktır.
yobazın tarikat, tekke fitnesi,
yıkılır yedikçe türkçü tekmesi.
böylece kesilir baykuş ötmesi.
bir daha bu yurda konmayacaktır.
yakası kurtulsa halkın bunlardan,
bir ilham alarak eski günlerden,
bin misli müreffeh olur dünlerden.
bizi de o zaman anlayacaktır.
türkçü bir düzenin türk çocukları,
milliyet azmini okuldan alır.
masaldan arınır ak alınları.
ilhamı bilimden, akıldan alır.
yalandan kurtulan yeşil fidanlar,
milliyet aşkına gark olacaktır.
ağacın suyundan çıksa yalanlar;
yaprakta, meyvede fark olacaktır.
türkçü bir düzende türkçü öğretmen;
iş değil, kutsal bir vazife yapar.
milliyet aşkını işler derinden.
o aşkla, azimle büyür çocuklar.
vatanı eğitim ışığı bürür.
o çağda hiç kimse cahil kalamaz.
çocuklar ilimle, bilimle büyür.
yıkıcı şeytanlar menzil alamaz.
türkçü bir düzende üniversite,
aydınlık üretir; işsizlik değil.
kalkınma ocağı olur fakülte.
doğruyu öğretir, sessizlik değil.
en yeni tekniği, en doğru yolu,
aramak ve bulmak akıl işidir.
bilime, tekniğe gelir her konu.
bunlar da illaki okul işidir.
düzenli düzende üniversite,
müşteri aramaz pazarcı gibi.
bina dikilerek her memlekete,
diploma satılmaz hıyarcı gibi.
seçilir en parlak gençler özenle.
odası, gıdası verilir tek tek.
fakülte çalışır çağdaş düzenle.
gençlerden başarı beklenir bir tek.
türkçü bir düzende sağlık, eğitim,
parayla satılmaz; devlet işidir.
paralı öğretmen, paralı hekim
olamaz; yoksulu devlet işitir.
türkçü bir düzende türkçü komutan;
emri, komutayı üstünden alır.
sızamaz sımsıkı orduya şeytan.
selamı postalın altından alır.
bir okul görevi görür her kışla.
en sosyal adalet orada sağlanır.
zenginle fakiri ayırmaz asla!
millet birbirine böyle bağlanır.
o devlet, şehidi sayıya vurmaz.
sahipsiz değildir yetimi dulu.
ve asla kanını yerde bırakmaz.
bulur her intikam alacak yolu.
o düzen, gazinin başını eğmez.
parmağı kanasa hakkını verir.
metreyle, santimle gazi ölçülmez.
bir düzen sadece hakla yükselir.
türkçü bir düzende işçinin hakkı,
patronun kârına ortak olmaktır.
hangi ter sularsa işleyen çarkı,
o işin nimeti o tere haktır.
işletme, fabrika kazancından pay
vererek işçiyi ortak edecek.
yürüyecek bant, çalışacak ray
ve işçi kendini patron bilecek.
siyasi, bölünmüş sendika olmaz.
doğrusu mecburi ve tek sendika...
partizan sendika hak arayamaz.
fitneyle çalışmaz hiçbir fabrika.
türkçü bir düzende yerli sermaye,
küresel çeteye kurban edilmez.
dövizli global gelecek diye
içeride üreten, yapan ezilmez.
ithal et, ithal ot, ithalat olmaz.
ekeni, biçeni kurban ederler.
bir devlet her şeyi dışarıdan almaz.
alırsa onu da ithal ederler.
türkçü bir düzende emeklilerin
maaşı evine postayla gider.
bankada ne işi var dedelerin?
bu düzen emeğe ihtiram eder.
ömrünü işinde geçiren işçi,
saygındır; her yerde hakkı korunur.
hakkından keserek kaçkın beleşçi,
beslenmez; haklının farkı korunur.
emekli aylığı türkçü düzende,
asgari ücretten eksik olamaz.
dün emek harcayan doyar bugün de.
yaşlısı gencinden geri kalamaz.
türkçü bir düzende türkçü adalet,
partiye pırtıya göre çalışmaz.
devletin millete borcu adalet...
kimsenin rütbesi hâkimi aşmaz.
hiçbir suç gözünden kaçmaz savcının.
her yerde kanunun borusu öter.
en ufak bir hakkı her davacının,
haklıysa tahtlıyı tahtından eder.
misliyle çarpılır suçun cezası.
en zalim suçlunun bacağı titrer.
sussa da duyulur mazlumun ahı.
adliye konuşmaz, adalet kükrer.
türkçü bir düzende kırılan kalem;
meclisten, saraydan dönmeyecektir.
kanuna işlemez yukarıdan selam.
ne hâkim ne savcı sinmeyecektir.
temeli adalet olan düzende,
kimsenin kimsede hakkı kalamaz.
gücünü milletten alan düzende,
adalet dışında hâkim olamaz.
türkçü bir düzende çiftçinin malı;
icrada, rehinde harman edilmez.
yabancı tohuma, ithal mazota,
yabancı bankere kurban edilmez.
besici dururken ithal et alıp,
ta yaban ellerden bozuk ot alıp,
yabancı tezekten bile tat alıp
köylüsü devlete düşman edilmez.
kooperatifler ve kombinalar;
çiftçinin, köylünün kârını güder.
yeşerir otlaklar, dolar meralar.
şehre göç gerekmez, tersine döner.
türkçü bir düzende öğretmen, doktor
bulunur en uzak mezrada bile.
bir devlet millete böyle dokunur.
vatandaş tükürmez şefkatli ele.
türkçü bir düzenin hastaneleri,
kapıdan çevirmez hiçbir yurttaşı.
ücretsiz yapılır tedavileri.
devletin aslıdır her vatandaşı.
askerlik, vergi ve adliye gibi,
hastane yurttaşın eşit malıdır.
alırken herkesten aldığı gibi,
verirken ayırmak olmamalıdır.
türkçü bir düzende yurttaş primle,
mülteci sorgusuz hizmet alamaz.
bir devlet yaşarken senin verginle;
yabana, yamyama kıyak yapamaz.
türkçü bir düzende tıp fakültesi,
mezbaha değildir; bilim üretir.
birlikte çalışır her bir hücresi.
o düzen, soruna çözüm üretir.
türkçü bir düzenin gazeteleri;
topluma palavra, yalan satamaz.
basın da düzenle gider ileri.
baldırla, bacakla manşet atamaz.
pislikten arınır bütün kanallar.
kadın pazarının bir sonu gelir.
alkışa tutulmaz ucuz kadınlar.
kültüre, bilgiye bir sıra gelir.
hesabı sorulur yalan yazandan.
fitneye, fücura geçit verilmez.
haberci çıkamaz düzen bozandan.
bölücü kalemler masum görülmez.
o çağda insanlar akşama kadar,
rezillik izleyip kararmamalı.
bilim aramalı bütün ajanslar.
vatandaş, faydalı şeyler duymalı.
soydaşım, türkçülük efsane değil!
gerçeği haykırır, masal anlatmaz.
türkçü bir düzende yetişen nesil;
kendini, toplumu asla aldatmaz.
her işi el ele vererek çözer.
çareler milletin sinesindedir.
bu çağda yükselir millî şaheser.
milliyet her şeyin ötesindedir.
soydaşım, itidal susmak değildir.
sabırla, azimle çalışmak gerek!
itidal, emekle geçen devirdir.
şuurla netice verir her emek
devamını gör...
7.
ciddi ilişki bulmanın çok zor olması
devir tüketim devri olduğu için ilişkilerin de süresi bir ürünün raf ömründen bile kısa oluyor. her alanda hızlı ve gelişken değişimler sebebi ile bu durum hayli zorlaşıyor.
devamını gör...
8.
karagöz ve hacivat
haluk bilgiler ve beyazıt öztürk'ün baş rollerinde olduğu ve memleketim beyşehir ile başlayan güzel bir film geliyor aklıma. izleyin izlettirin.
hacivat karagöz neden öldürüldü
hacivat karagöz neden öldürüldü
devamını gör...
10.
yazarların mahlaslarının anlamı
bütün türklerin bir araya geleceği tek devlet olacaktır.
devamını gör...
12.
vankulu mehmed efendi
vani mehmed efendi diye de anılır, günümüzde istanbul vaniköy semtine adını veren büyük türkçü din alimidir.
şiirlerinde vânî mahlasını kullanan mutasavvıf şairin tam adı vânî muhammed b. bistam b. rüstem b. halil el-hüseynî el-hoşâbî ‘dir ve “vânî”, “vanî efendi”, “vanî mehmed efendi” olarak tanınmaktadır. vânî’nin 17. yüzyılda yaşadığı bilinmektedir. erdoğan pazarbaşı’nın “vâni mehmet efendi’nin hayatı ve eserleri” başlıklı makalesinde verdiği bilgilere göre vanî, van’ın hoşab kasabasında doğmuştur. mehmed efendi, vanlı olması dolayısıyla “vânî” olarak ve doğum yeri ve ailesinin çıkış yerinin hoşab olması nedeniyle de “el-hoşâbî” diye anılır.
arap yazar ve düşünürleri, kültürlerini, arap olmayan müslüman ülkelere ihraç etmek için, dün olduğu gibi bugün de islâmı araç olarak kullanmaya devam etmektedirler.
islâmlıkla araplığı birbirinden ayıramayanlar, asırlardır türk toplumunu tesiri altında tutmaya çalışan “islâmda ırkçılık yoktur” uydurma fetvasının etkisinde kalmaktadırlar. yüzyıllar boyu türk egemenliği altında rahat ve huzurlu bir hayat süren araplar, türkler tarafından idare edilmenin ezikliği içinde daima aşağılık duygusu ile yaşamışlar, bunun için türkleri kültür yolu ile araplaştırarak, türk milliyetçiliği duygusunu yok etmeye çalışmışlardır.
tarih boyunca kurulmuş türk imparatorluk ve devletlerinin egemenliği altında yaşamış eski çin, iran, yahudi, süryani, ermeni, arap ve lâtin kökenli milletlerin, türklere karşı duydukları kin ve husumetlerinin aynı paralelde olduğunu görürüz. öyle ki, bu konuda yüzlerce cilt kitap yazılabilir.
asırlarca türk korkusu ile yetiştirilen, düşünce ve hayâlleri türk düşmanlığı ile doldurulan bu milletlerin tarihleri, mitolojileri, folkloru, hattâ dinî kaynakları, türkler aleyhine kullanılmış, her türlü resim ve tasvirlerde bile türkleri korkunç yaratıklar olarak göstermişlerdir.
türkleri akıl dışı efsane yaratıkları gibi gösterenlerin başında, adı geçen milletlerin din adamları gelmektedir. koyu taassup içindeki bu din adamları, bir taraftan da, k endi milletlerini azınlık milliyetçiliği yönünde eğitiyorlardı.
buna en yakın örnek olarak, dünkü ve bugünkü arap din tefsircilerini ve şerhcilerini gösterebiliriz. kur’an’ı tefsir ve hadisleri şerh eden arap bilginleri, cihanşümûl bir din olan islâmı kendi ırkçı ve milliyetçi duygularından ayırma erdemini göstermemişlerdir.
birbirlerini bu yönde etkileyen ve nesiller boyu birbirini yetiştiren arap düşünür ve yazarları, hemen her fırsatta türk ırkının aleyhinde asırlarca düşmanlıklarını sergilemişler, bunu zevkle yaptığını itiraf eden yazarlar dahi görülmüştür. iliklerine kadar işleyen türk düşmanlığını, görev yaptıkları medreselere sokan arap hocaları, kendi millî duygularını ve ırkçılıklarını gizlemek için “islâmda ırkçılık yoktur” fetvasını uydurmuşlar, bunu da aynı zamanda türk hocalara karşı baskı aracı olarak kullanmışlardır.
zaman içinde türk ırkı aleyhinde uydurulan efsane ve iftiralar, arap medreselerinden türk medreselerine sızdırılmış, işin en acı tarafı ise, kendisini arap kültürüne adapte etmiş bir kısım osmanlı uleması tarafından da, bu hurafeler dinî birer hakikatmış gibi halka sunulmuştur. bugün bile bir ayet-i kerime meâli olan “biz sizi kavim kavim yarattık, birbirinizi tanıyasınız” diyen kur’andaki ifadeyi görmezden gelen, peygamberimizin “kişi kavmini sevmekle suçlanamaz” hadisini bilmezden gelen bazı parti ve din adamları hâlâ uydurma arap fetvalarının tesirinde kalarak, “islâmda ırkçılık yoktur” morfinini millete enjekte etmeye çalışıyorlar.
oysa türkler tarihleri boyunca hiçbir zaman ırkçılık yapmamışlardır. daha da ileri giderek (kavmi necip) yani peygamberimizin ırkından diyerek arapları askere dahi almamışlar, bütün savaşlarda öz anadolu çocukları şehit olmuşlardır. türkler ırkçılık yapsalardı adı geçen milletlerin hangisi bugün hayatta kalırdı?
diğer taraftan başkent istanbul’da ulema sınıfı arasında bulunan gayri türk unsurlar da bu sinsi propagandaya katılmış, türk’ü kötüleme senaryosunun oyununu daima gündemde tutmuşlardır. islâmı tefsir ediyor görünen arap, acem, yahudi ve ermeni kökenli sözde din adamları türk ırkı aleyhine uydurdukları hurâfeleri, islâm birliğinin temeli olarak gösteriyorlardı.
nitekim, cumhuriyet döneminde 1970’li yıllarda, erbakan ve ecevit ikili koalisyonu zamanında da, fetva mercii olan diyanet başkanlığına kendini türk saymayan din adamı getirilmişti. üniversitemizde de öğretim görevlisi olarak çalıştırılan bu zat insanın maymundan türediğini iddia eden “darvin teorisi’nin” doğru olduğunu açıklamış, gereken cevabı da, türk toplumundan ve rahmetli necip fazıl kürek’ten almıştı.
gerek osmanlı döneminde gerekse cumhuriyet döneminde fetva mercilerinin başına getirilen gayri türk insanların verdiği fetvalar türk milletini ve gençliğini ne yazık ki, yanlış inanışlara saptırmıştır. “islâmda kavmiyet yoktur” fetvası gibi…
türk milliyetçiliği ile ilgili en küçük bir söz ve yazıya “islâmda kavmiyet yoktur” sahte fetvası ile hücum edenlere karşı, nihayet sabrı taşan değerli ilim adamımız vanî mehmet efendi görev yaptığı medreseden sesini yükseltiyor ve yeter artık diyor. yaşadığı onyedinci yy. içindeki türk ve arap kültür savaşını en ince noktasına kadar takip eden, bilen, gören, sonunda bunun türk’e olduğu kadar islâma da ihanet olduğunu haykıran vanî mehmet efendi, türk ırkçısı olarak suçlanıyor. türke düşman olanların, türk milliyetçiliğini yok etmek isteyenlerin, daha üst makamlara yerleştirilmiş ajanlarının da devreye girmesi ile büyük türkçü vanî mehmet efendi medresedeki görevinden uzaklaştırılıyor.
netice itibarı ile aynı türk düşmanlığı bundan sonra daha da pervasızca osmanlı medreselerinde devam edip gidiyor. bugün dahi, türk milliyetçiliği aleyhindeki arap kültürü fetvalarını parti menfaati yönünde kullananlara rastlamak mümkündür. bu görüş sahipleri yukarıda ifadesine çalıştığım osmanlı dönemi medreselerinin asırlardır işlediği türklük aleyhindeki fikirlerin kalıntıları ve ispatıdır.
değerli büyük türkçü vanî mehmet efendiyi genç türkçülere tanıtmakla, vefa borcumu yerine getirdiğine inanıyorum. ne mutlu türk’üm diyene…
kaynak : türklük meseleleri, i. hami danişmend. ist. kitabevi 1966
şiirlerinde vânî mahlasını kullanan mutasavvıf şairin tam adı vânî muhammed b. bistam b. rüstem b. halil el-hüseynî el-hoşâbî ‘dir ve “vânî”, “vanî efendi”, “vanî mehmed efendi” olarak tanınmaktadır. vânî’nin 17. yüzyılda yaşadığı bilinmektedir. erdoğan pazarbaşı’nın “vâni mehmet efendi’nin hayatı ve eserleri” başlıklı makalesinde verdiği bilgilere göre vanî, van’ın hoşab kasabasında doğmuştur. mehmed efendi, vanlı olması dolayısıyla “vânî” olarak ve doğum yeri ve ailesinin çıkış yerinin hoşab olması nedeniyle de “el-hoşâbî” diye anılır.
arap yazar ve düşünürleri, kültürlerini, arap olmayan müslüman ülkelere ihraç etmek için, dün olduğu gibi bugün de islâmı araç olarak kullanmaya devam etmektedirler.
islâmlıkla araplığı birbirinden ayıramayanlar, asırlardır türk toplumunu tesiri altında tutmaya çalışan “islâmda ırkçılık yoktur” uydurma fetvasının etkisinde kalmaktadırlar. yüzyıllar boyu türk egemenliği altında rahat ve huzurlu bir hayat süren araplar, türkler tarafından idare edilmenin ezikliği içinde daima aşağılık duygusu ile yaşamışlar, bunun için türkleri kültür yolu ile araplaştırarak, türk milliyetçiliği duygusunu yok etmeye çalışmışlardır.
tarih boyunca kurulmuş türk imparatorluk ve devletlerinin egemenliği altında yaşamış eski çin, iran, yahudi, süryani, ermeni, arap ve lâtin kökenli milletlerin, türklere karşı duydukları kin ve husumetlerinin aynı paralelde olduğunu görürüz. öyle ki, bu konuda yüzlerce cilt kitap yazılabilir.
asırlarca türk korkusu ile yetiştirilen, düşünce ve hayâlleri türk düşmanlığı ile doldurulan bu milletlerin tarihleri, mitolojileri, folkloru, hattâ dinî kaynakları, türkler aleyhine kullanılmış, her türlü resim ve tasvirlerde bile türkleri korkunç yaratıklar olarak göstermişlerdir.
türkleri akıl dışı efsane yaratıkları gibi gösterenlerin başında, adı geçen milletlerin din adamları gelmektedir. koyu taassup içindeki bu din adamları, bir taraftan da, k endi milletlerini azınlık milliyetçiliği yönünde eğitiyorlardı.
buna en yakın örnek olarak, dünkü ve bugünkü arap din tefsircilerini ve şerhcilerini gösterebiliriz. kur’an’ı tefsir ve hadisleri şerh eden arap bilginleri, cihanşümûl bir din olan islâmı kendi ırkçı ve milliyetçi duygularından ayırma erdemini göstermemişlerdir.
birbirlerini bu yönde etkileyen ve nesiller boyu birbirini yetiştiren arap düşünür ve yazarları, hemen her fırsatta türk ırkının aleyhinde asırlarca düşmanlıklarını sergilemişler, bunu zevkle yaptığını itiraf eden yazarlar dahi görülmüştür. iliklerine kadar işleyen türk düşmanlığını, görev yaptıkları medreselere sokan arap hocaları, kendi millî duygularını ve ırkçılıklarını gizlemek için “islâmda ırkçılık yoktur” fetvasını uydurmuşlar, bunu da aynı zamanda türk hocalara karşı baskı aracı olarak kullanmışlardır.
zaman içinde türk ırkı aleyhinde uydurulan efsane ve iftiralar, arap medreselerinden türk medreselerine sızdırılmış, işin en acı tarafı ise, kendisini arap kültürüne adapte etmiş bir kısım osmanlı uleması tarafından da, bu hurafeler dinî birer hakikatmış gibi halka sunulmuştur. bugün bile bir ayet-i kerime meâli olan “biz sizi kavim kavim yarattık, birbirinizi tanıyasınız” diyen kur’andaki ifadeyi görmezden gelen, peygamberimizin “kişi kavmini sevmekle suçlanamaz” hadisini bilmezden gelen bazı parti ve din adamları hâlâ uydurma arap fetvalarının tesirinde kalarak, “islâmda ırkçılık yoktur” morfinini millete enjekte etmeye çalışıyorlar.
oysa türkler tarihleri boyunca hiçbir zaman ırkçılık yapmamışlardır. daha da ileri giderek (kavmi necip) yani peygamberimizin ırkından diyerek arapları askere dahi almamışlar, bütün savaşlarda öz anadolu çocukları şehit olmuşlardır. türkler ırkçılık yapsalardı adı geçen milletlerin hangisi bugün hayatta kalırdı?
diğer taraftan başkent istanbul’da ulema sınıfı arasında bulunan gayri türk unsurlar da bu sinsi propagandaya katılmış, türk’ü kötüleme senaryosunun oyununu daima gündemde tutmuşlardır. islâmı tefsir ediyor görünen arap, acem, yahudi ve ermeni kökenli sözde din adamları türk ırkı aleyhine uydurdukları hurâfeleri, islâm birliğinin temeli olarak gösteriyorlardı.
nitekim, cumhuriyet döneminde 1970’li yıllarda, erbakan ve ecevit ikili koalisyonu zamanında da, fetva mercii olan diyanet başkanlığına kendini türk saymayan din adamı getirilmişti. üniversitemizde de öğretim görevlisi olarak çalıştırılan bu zat insanın maymundan türediğini iddia eden “darvin teorisi’nin” doğru olduğunu açıklamış, gereken cevabı da, türk toplumundan ve rahmetli necip fazıl kürek’ten almıştı.
gerek osmanlı döneminde gerekse cumhuriyet döneminde fetva mercilerinin başına getirilen gayri türk insanların verdiği fetvalar türk milletini ve gençliğini ne yazık ki, yanlış inanışlara saptırmıştır. “islâmda kavmiyet yoktur” fetvası gibi…
türk milliyetçiliği ile ilgili en küçük bir söz ve yazıya “islâmda kavmiyet yoktur” sahte fetvası ile hücum edenlere karşı, nihayet sabrı taşan değerli ilim adamımız vanî mehmet efendi görev yaptığı medreseden sesini yükseltiyor ve yeter artık diyor. yaşadığı onyedinci yy. içindeki türk ve arap kültür savaşını en ince noktasına kadar takip eden, bilen, gören, sonunda bunun türk’e olduğu kadar islâma da ihanet olduğunu haykıran vanî mehmet efendi, türk ırkçısı olarak suçlanıyor. türke düşman olanların, türk milliyetçiliğini yok etmek isteyenlerin, daha üst makamlara yerleştirilmiş ajanlarının da devreye girmesi ile büyük türkçü vanî mehmet efendi medresedeki görevinden uzaklaştırılıyor.
netice itibarı ile aynı türk düşmanlığı bundan sonra daha da pervasızca osmanlı medreselerinde devam edip gidiyor. bugün dahi, türk milliyetçiliği aleyhindeki arap kültürü fetvalarını parti menfaati yönünde kullananlara rastlamak mümkündür. bu görüş sahipleri yukarıda ifadesine çalıştığım osmanlı dönemi medreselerinin asırlardır işlediği türklük aleyhindeki fikirlerin kalıntıları ve ispatıdır.
değerli büyük türkçü vanî mehmet efendiyi genç türkçülere tanıtmakla, vefa borcumu yerine getirdiğine inanıyorum. ne mutlu türk’üm diyene…
kaynak : türklük meseleleri, i. hami danişmend. ist. kitabevi 1966
devamını gör...
13.
arâ’isü’l-ķur’ân
#782148 genelde başlık altında bir yazara cevap verme huyum yoktur lakin yazının içeriğini okumadan dini başlık olarak adlandırıp, değerli türkçü alim vankulu mehmed efendi'in türklere atılan iftiralara da cevap verdiği bir eseri bu derecede ezbere ve sığ yorumlamak, kendilerini aydın zanneden fikir yobazlarının işidir diyorum ve okumaya davet ediyorum.
devamını gör...
14.
ağzının ortasına kürekle vurulası insan
siyasetçileri taparcasına savunan insandır.
devamını gör...
15.
asala terör örgütü katliamları
türkiye'nin yanı sıra diğer bazı ülkelerin çıkarlarını da hedef alan asala, ilk kez 20 ocak 1975'te dünya kiliseler konseyinin beyrut bürosuna yaptığı bombalı saldırıyla adını duyurdu.
diğer bir ermeni terör örgütü jcag ise 1975'te beyrut'ta taşnaklar tarafından kuruldu. örgütün kuruluşu, taşnakların 1972'de 20. kongresinde kararlaştırıldı. ancak jcag'ın, asala gibi marksist-leninist değil, milliyetçi çizgiye sahip olduğu biliniyor.
yabancı ortaklar yerine sadece ermeni diasporasından destek aldığını iddia eden jcag, sadece türkiye ve türklerin çıkarlarını hedef alırken, diğer ülkelerin çıkarlarına yapılacak saldırıların sözde "ermeni davası"na zarar vereceği görüşünü savundu.
türkiye'nin viyana büyükelçisi daniş tunalıgil'in 22 ekim 1975’te şehit edildiği saldırıyı asala ile üstlenen jcag, adını ilk kez bu vesileyle dünyaya duyurdu.
iki örgüt arasındaki ülkü farkı, asala'nın geçmişte ermenilerin çoğunlukta olduğu iddia edilen türkiye'nin doğu bölgelerini sovyet ermenistanı'na bağlama amacı taşımış olması, jcag'ın ise bu topraklarda bağımsız bir ermenistan kurulmasını hedeflemesinden kaynaklanıyor.
31 türk diplomat ve yakınları ermeni terör örgütlerinin kurbanı oldu
ermeni terör örgütlerinin 1970'ler ve sonrasında düzenlediği saldırılarda, bugüne kadar 31 türk diplomat ve yakını hayatını kaybetti.
aa muhabirinin derlediği bilgilere göre, büyük çoğunluğu asala ve jcag gibi ermeni terör örgütlerinin saldırılarında, bugüne kadar 58'i türk vatandaşı olmak üzere (31'i diplomat ve aile mensubu) 77 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
türkiye'ye karşı terör yoluyla savaşma amacını taşıyan ilk ermeni terör örgütü asala, 1975'te kuruldu. örgütün, aşırı sol eğilimli yapısı itibarıyla geleneksel ermeni partilerinden sosyal demokrat hınçak partisine daha yakın olduğu biliniyor.
türkiye'nin yanı sıra diğer bazı ülkelerin çıkarlarını da hedef alan asala, ilk kez 20 ocak 1975'te dünya kiliseler konseyinin beyrut bürosuna yaptığı bombalı saldırıyla adını duyurdu.
diğer bir ermeni terör örgütü jcag ise 1975'te beyrut'ta taşnaklar tarafından kuruldu. örgütün kuruluşu, taşnakların 1972'de 20. kongresinde kararlaştırıldı. ancak jcag'ın, asala gibi marksist-leninist değil, milliyetçi çizgiye sahip olduğu biliniyor.
yabancı ortaklar yerine sadece ermeni diasporasından destek aldığını iddia eden jcag, sadece türkiye ve türklerin çıkarlarını hedef alırken, diğer ülkelerin çıkarlarına yapılacak saldırıların sözde "ermeni davası"na zarar vereceği görüşünü savundu.
türkiye'nin viyana büyükelçisi daniş tunalıgil'in 22 ekim 1975’te şehit edildiği saldırıyı asala ile üstlenen jcag, adını ilk kez bu vesileyle dünyaya duyurdu.
iki örgüt arasındaki ülkü farkı, asala'nın geçmişte ermenilerin çoğunlukta olduğu iddia edilen türkiye'nin doğu bölgelerini sovyet ermenistanı'na bağlama amacı taşımış olması, jcag'ın ise bu topraklarda bağımsız bir ermenistan kurulmasını hedeflemesinden kaynaklanıyor.
ermeni terör örgütlerinin saldırılarında 77 kişi hayatını kaybetti
ermeni terör örgütlerinin eylemleri neticesinde 1970'ler ve sonrasında 58'i türk vatandaşı olmak üzere 77 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
öte yandan, ermeni teröristlerin suikastlarına ilave olarak, 1991 ve 1994'te türkiye'nin atina büyükelçiliği basın ataşe yardımcısı çetin görgü ve büyükelçilik müsteşarı ömer haluk sipahioğlu, 1993'te türkiye'nin bağdat büyükelçiliği idari ataşesi çağlar yücel, 2004'te musul'da güvenlik ataşeleri nihat akbaş, bilal urgen, adem çiçek, bülent kıranşal ve süleyman karahasanoğlu, 2013'te türkiye'nin mogadişu büyükelçiliğinde görevli polis memuru sinan yılmaz ve bu yıl ise türkiye'nin erbil başkonsolosluğu mensubu osman köse şehit edildi.
abd'nin santa barbara kentinde 27 ocak 1973'te türkiye'nin los angeles başkonsolosu mehmet baydar ile konsolos bahadır demir'in ermeni asıllı amerikalı gurgen mıgırdiç yanıkyan tarafından şehit edilmeleri, türk diplomatlara yönelik yapılan ilk saldırı oldu.
osmanlı imparatorluğu'nun son döneminde doğu anadolu'da faaliyet gösteren ermeni komitacılarından yanıkyan'ın bireysel terörizm olarak nitelendirilebilecek söz konusu saldırısı, türk diplomatlarına karşı suikastlar zincirini başlattı ve örgütlü ermeni terörizmini tetikledi.
türkiye'nin paris büyükelçisi ismail erez 1975'te, vatikan büyükelçisi taha carım 1977'de, sydney başkonsolosu şarık aynak 1980'de, los angeles başkonsolosu kemal arıkan ve boston fahri başkonsolosu orhan gündüz 1982'de ve belgrad büyükelçisi galip balkar 1983'te bu örgütlerin eylemlerinde şehit oldu.
türk diplomatlara yönelik eylemlerde 1985 sonrası azalma gözlense de saldırılar sürdü. atina basın müşavir yardımcısı çetin görgü 1991'de ve büyükelçilik müsteşarı ömer haluk sipahioğlu 1994'teki terör eylemlerinde şehit edildi.
terör örgütlerinin saldırılarında diplomatların yanı sıra aileleri ve şoförleri de hedef alındı. türkiye'nin madrid büyükelçisi zeki kuneralp'ın eşi necla kuneralp ve emekli büyükelçi beşir balcıoğlu 1978'de büyükelçilik aracına düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybetti. lizbon idari ataşesi erkut akbay'ın eşi nadide akbay da araçta uğradığı silahlı saldırıda öldü. türkiye'nin lizbon büyükelçiliğinde görevli müsteşarı yurtsev mıhçıoğlu ve eşi cahide mıhçıoğlu da büyükelçiliğe düzenlenen saldırıda yaşamını yitirdi.
türk diplomatlara yönelik saldırıların büyük çoğunluğu, asala ve jcag tarafından düzenlendi.
ermeni terörü, asala'nın 15 temmuz 1983'te paris orly havalimanı'ndaki türk hava yolları (thy) bürosu önüne yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu ikisi türk, dördü fransız, biri amerikalı ve biri isveçli sekiz kişinin hayatını kaybetmesi ve 28'i türk 55 kişinin yaralanması üzerine batı ülkelerinden gelen tepkilerin artmasıyla tedricen ivme kaybetti. bunun yanı sıra örgüt içi hesaplaşmalar vuku buldu ve örgüt 1986'dan sonra kendinden söz ettirmedi.
öte yandan, o tarihe kadar zımni veya açık şekilde ermeni terörüne müsamaha gösteren ülkeler, saldırılar kendi vatandaşlarına zarar vermeye başladığında durumun vahametini anladı ve bu terörün sona ermesi gereğini hissetti.
ermeni soykırımı iddialarının savunucusu olan ermenistan yönetimi ve ermeni diasporası, bir yandan ermeni terörünü unutturmaya çalışırken, diğer yandan da terör örgütleri ve teröristleri anmak ve yüceltmek amacıyla çeşitli faaliyetlerde bulunuyor.
ermenistan'ın başkenti erivan'daki "yerablur" devlet askeri mezarlığında asala mensupları anısına dikilmiş büyük bir anıt bulunurken, öte yandan asala'nın önde gelen mensuplarından olan, 1993'te yukarı karabağ'daki çatışmalarda ölen ve ermeni makamlarınca milli kahraman ilan edilen monte melkonyan isimli teröristin ölüm yıl dönümlerinde anma törenleri düzenleniyor.
ayrıca asala teröristlerini sözde "kahraman" olarak yansıtan bazı kitaplar ermenistan resmi makamlarının desteğiyle yayımlanıyor.
türkiye'nin los angeles başkonsolosu kemal arıkan'ı 1982'de şehit eden ve abd'de müebbet hapse mahkum olan jcag mensubu terörist hampig sasunyan'a ermeni makamları tarafından ermenistan vatandaşlığı verilmesi, 1973’te los angeles başkonsolosu mehmet baydar ve muavin konsolos bahadır demir'i şehit eden gurgen yanıkyan'ın cenazesinin bu yılın mayıs ayında yerablur askeri mezarlığına düzenlenen törenle yeniden defni, 1982'de ankara esenboğa havalimanındaki terörist saldırısının faillerinden zohrab sarkisyan'ın bu yılın ağustos ayında askeri mezarlıkta yapılan törenle anılması ve 1983'te türkiye'nin lizbon büyükelçiliğine düzenlenen bombalı saldırının "lizbon beşlisi" olarak adlandırılan faillerinin, diaspora ermenileri tarafından çeşitli ülkelerde düzenlenen törenlerle anılmaları teröristleri kahramanlaştıran ve eylemlerini yücelten yaklaşımın yakın tarihli diğer örnekleri arasında yer alıyor.
türkiye'nin beyrut büyükelçiliğine bu yıl gönderilen tehdit mesajı ve 24 nisan günü türk bayrağının yakılması gibi hadiseler de türkiye'ye yönelik saldırgan tutumun ulaştığı boyutu gösteriyor.
diğer bir ermeni terör örgütü jcag ise 1975'te beyrut'ta taşnaklar tarafından kuruldu. örgütün kuruluşu, taşnakların 1972'de 20. kongresinde kararlaştırıldı. ancak jcag'ın, asala gibi marksist-leninist değil, milliyetçi çizgiye sahip olduğu biliniyor.
yabancı ortaklar yerine sadece ermeni diasporasından destek aldığını iddia eden jcag, sadece türkiye ve türklerin çıkarlarını hedef alırken, diğer ülkelerin çıkarlarına yapılacak saldırıların sözde "ermeni davası"na zarar vereceği görüşünü savundu.
türkiye'nin viyana büyükelçisi daniş tunalıgil'in 22 ekim 1975’te şehit edildiği saldırıyı asala ile üstlenen jcag, adını ilk kez bu vesileyle dünyaya duyurdu.
iki örgüt arasındaki ülkü farkı, asala'nın geçmişte ermenilerin çoğunlukta olduğu iddia edilen türkiye'nin doğu bölgelerini sovyet ermenistanı'na bağlama amacı taşımış olması, jcag'ın ise bu topraklarda bağımsız bir ermenistan kurulmasını hedeflemesinden kaynaklanıyor.
31 türk diplomat ve yakınları ermeni terör örgütlerinin kurbanı oldu
ermeni terör örgütlerinin 1970'ler ve sonrasında düzenlediği saldırılarda, bugüne kadar 31 türk diplomat ve yakını hayatını kaybetti.
aa muhabirinin derlediği bilgilere göre, büyük çoğunluğu asala ve jcag gibi ermeni terör örgütlerinin saldırılarında, bugüne kadar 58'i türk vatandaşı olmak üzere (31'i diplomat ve aile mensubu) 77 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
türkiye'ye karşı terör yoluyla savaşma amacını taşıyan ilk ermeni terör örgütü asala, 1975'te kuruldu. örgütün, aşırı sol eğilimli yapısı itibarıyla geleneksel ermeni partilerinden sosyal demokrat hınçak partisine daha yakın olduğu biliniyor.
türkiye'nin yanı sıra diğer bazı ülkelerin çıkarlarını da hedef alan asala, ilk kez 20 ocak 1975'te dünya kiliseler konseyinin beyrut bürosuna yaptığı bombalı saldırıyla adını duyurdu.
diğer bir ermeni terör örgütü jcag ise 1975'te beyrut'ta taşnaklar tarafından kuruldu. örgütün kuruluşu, taşnakların 1972'de 20. kongresinde kararlaştırıldı. ancak jcag'ın, asala gibi marksist-leninist değil, milliyetçi çizgiye sahip olduğu biliniyor.
yabancı ortaklar yerine sadece ermeni diasporasından destek aldığını iddia eden jcag, sadece türkiye ve türklerin çıkarlarını hedef alırken, diğer ülkelerin çıkarlarına yapılacak saldırıların sözde "ermeni davası"na zarar vereceği görüşünü savundu.
türkiye'nin viyana büyükelçisi daniş tunalıgil'in 22 ekim 1975’te şehit edildiği saldırıyı asala ile üstlenen jcag, adını ilk kez bu vesileyle dünyaya duyurdu.
iki örgüt arasındaki ülkü farkı, asala'nın geçmişte ermenilerin çoğunlukta olduğu iddia edilen türkiye'nin doğu bölgelerini sovyet ermenistanı'na bağlama amacı taşımış olması, jcag'ın ise bu topraklarda bağımsız bir ermenistan kurulmasını hedeflemesinden kaynaklanıyor.
ermeni terör örgütlerinin saldırılarında 77 kişi hayatını kaybetti
ermeni terör örgütlerinin eylemleri neticesinde 1970'ler ve sonrasında 58'i türk vatandaşı olmak üzere 77 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
öte yandan, ermeni teröristlerin suikastlarına ilave olarak, 1991 ve 1994'te türkiye'nin atina büyükelçiliği basın ataşe yardımcısı çetin görgü ve büyükelçilik müsteşarı ömer haluk sipahioğlu, 1993'te türkiye'nin bağdat büyükelçiliği idari ataşesi çağlar yücel, 2004'te musul'da güvenlik ataşeleri nihat akbaş, bilal urgen, adem çiçek, bülent kıranşal ve süleyman karahasanoğlu, 2013'te türkiye'nin mogadişu büyükelçiliğinde görevli polis memuru sinan yılmaz ve bu yıl ise türkiye'nin erbil başkonsolosluğu mensubu osman köse şehit edildi.
abd'nin santa barbara kentinde 27 ocak 1973'te türkiye'nin los angeles başkonsolosu mehmet baydar ile konsolos bahadır demir'in ermeni asıllı amerikalı gurgen mıgırdiç yanıkyan tarafından şehit edilmeleri, türk diplomatlara yönelik yapılan ilk saldırı oldu.
osmanlı imparatorluğu'nun son döneminde doğu anadolu'da faaliyet gösteren ermeni komitacılarından yanıkyan'ın bireysel terörizm olarak nitelendirilebilecek söz konusu saldırısı, türk diplomatlarına karşı suikastlar zincirini başlattı ve örgütlü ermeni terörizmini tetikledi.
türkiye'nin paris büyükelçisi ismail erez 1975'te, vatikan büyükelçisi taha carım 1977'de, sydney başkonsolosu şarık aynak 1980'de, los angeles başkonsolosu kemal arıkan ve boston fahri başkonsolosu orhan gündüz 1982'de ve belgrad büyükelçisi galip balkar 1983'te bu örgütlerin eylemlerinde şehit oldu.
türk diplomatlara yönelik eylemlerde 1985 sonrası azalma gözlense de saldırılar sürdü. atina basın müşavir yardımcısı çetin görgü 1991'de ve büyükelçilik müsteşarı ömer haluk sipahioğlu 1994'teki terör eylemlerinde şehit edildi.
terör örgütlerinin saldırılarında diplomatların yanı sıra aileleri ve şoförleri de hedef alındı. türkiye'nin madrid büyükelçisi zeki kuneralp'ın eşi necla kuneralp ve emekli büyükelçi beşir balcıoğlu 1978'de büyükelçilik aracına düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybetti. lizbon idari ataşesi erkut akbay'ın eşi nadide akbay da araçta uğradığı silahlı saldırıda öldü. türkiye'nin lizbon büyükelçiliğinde görevli müsteşarı yurtsev mıhçıoğlu ve eşi cahide mıhçıoğlu da büyükelçiliğe düzenlenen saldırıda yaşamını yitirdi.
türk diplomatlara yönelik saldırıların büyük çoğunluğu, asala ve jcag tarafından düzenlendi.
ermeni terörü, asala'nın 15 temmuz 1983'te paris orly havalimanı'ndaki türk hava yolları (thy) bürosu önüne yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu ikisi türk, dördü fransız, biri amerikalı ve biri isveçli sekiz kişinin hayatını kaybetmesi ve 28'i türk 55 kişinin yaralanması üzerine batı ülkelerinden gelen tepkilerin artmasıyla tedricen ivme kaybetti. bunun yanı sıra örgüt içi hesaplaşmalar vuku buldu ve örgüt 1986'dan sonra kendinden söz ettirmedi.
öte yandan, o tarihe kadar zımni veya açık şekilde ermeni terörüne müsamaha gösteren ülkeler, saldırılar kendi vatandaşlarına zarar vermeye başladığında durumun vahametini anladı ve bu terörün sona ermesi gereğini hissetti.
ermeni soykırımı iddialarının savunucusu olan ermenistan yönetimi ve ermeni diasporası, bir yandan ermeni terörünü unutturmaya çalışırken, diğer yandan da terör örgütleri ve teröristleri anmak ve yüceltmek amacıyla çeşitli faaliyetlerde bulunuyor.
ermenistan'ın başkenti erivan'daki "yerablur" devlet askeri mezarlığında asala mensupları anısına dikilmiş büyük bir anıt bulunurken, öte yandan asala'nın önde gelen mensuplarından olan, 1993'te yukarı karabağ'daki çatışmalarda ölen ve ermeni makamlarınca milli kahraman ilan edilen monte melkonyan isimli teröristin ölüm yıl dönümlerinde anma törenleri düzenleniyor.
ayrıca asala teröristlerini sözde "kahraman" olarak yansıtan bazı kitaplar ermenistan resmi makamlarının desteğiyle yayımlanıyor.
türkiye'nin los angeles başkonsolosu kemal arıkan'ı 1982'de şehit eden ve abd'de müebbet hapse mahkum olan jcag mensubu terörist hampig sasunyan'a ermeni makamları tarafından ermenistan vatandaşlığı verilmesi, 1973’te los angeles başkonsolosu mehmet baydar ve muavin konsolos bahadır demir'i şehit eden gurgen yanıkyan'ın cenazesinin bu yılın mayıs ayında yerablur askeri mezarlığına düzenlenen törenle yeniden defni, 1982'de ankara esenboğa havalimanındaki terörist saldırısının faillerinden zohrab sarkisyan'ın bu yılın ağustos ayında askeri mezarlıkta yapılan törenle anılması ve 1983'te türkiye'nin lizbon büyükelçiliğine düzenlenen bombalı saldırının "lizbon beşlisi" olarak adlandırılan faillerinin, diaspora ermenileri tarafından çeşitli ülkelerde düzenlenen törenlerle anılmaları teröristleri kahramanlaştıran ve eylemlerini yücelten yaklaşımın yakın tarihli diğer örnekleri arasında yer alıyor.
türkiye'nin beyrut büyükelçiliğine bu yıl gönderilen tehdit mesajı ve 24 nisan günü türk bayrağının yakılması gibi hadiseler de türkiye'ye yönelik saldırgan tutumun ulaştığı boyutu gösteriyor.
devamını gör...
16.
25 nisan 1915 canlı çanakkale savaşı
saat 02.00 - 27. alay, 8. bölük’ten bigalı idris ve gelibolulu cemil, ayışığında arıburnu açıklarında gemi silüetleri farkediyorlar.
saat 02.05 - 8. bölük komutanı yüzbaşı faik açıktaki gemileri görüyor ve bağlı olduğu 2. tabur komutanını telefonla uyarıyor.
saat 02.30 - 8. bölük komutanı yüzbaşı faik, durumu 9. tümen komutanı halil sami’ye de bildiriyor.
saat 02.35 - ae2 denizaltısı boğaz’a girdi. su yüzeyinde dizel motoruyla giderek, elektrik bataryalarını dolu tutuyor.
saat 03.00 - arıburnu sahillerine çıkacak ilk askerleri taşıyan itilaf gemileri, kıyıya doğru yaklaşmaya başladı.
saat 03.20 - 26. alay/2. tabur komutanlığı, 3. kolordu’yu tekke burnu açığındaki düşman faaliyeti konusunda alarma geçiriyor.
saat 03.30 - london, queen ve prince of wales gemilerine yanaşan istimbotlar, ilk çıkarma kafilesini taşıyan kayıkları kıyıya çekmeye başladı.
saat 04.00 - queen elizabeth gemisi, çıkarmaları desteklemek üzere ateş pozisyonu almaya başladı.
saat 04.03 - 2. tabur komutanı binbaşı ismet, gemi hareketleri ilgili olarak 9. tümen’i uyarıyor.
saat 04.10 - 7. bölük komutanı üstteğmen asım, 2. tabur’a rapor yollayarak arıburnu’ndaki durumu bildiriyor.
saat 04.13 - 3. kolordu, 7. bölük’ten gelen bilgiye istinaden 5. ordu komutanlığını durumdan haberdar ediyor.
saat 04.25 - çıkarma filikaları, arıburnu sahiline 50 yarda (45 metre) kala fora edildi. askerler küreklere asılıyor.
saat 04.29 - arıburnu noktasında 8. bölük 2. takım’dan asteğmen muharrem komutasında 20 türk askeri filikalara ilk ateşi açtı.
saat 04.30 - 9. quennsland taburu’ndan olduğu düşünülen ilk avustralyalı asker, anzak koyu’nun kuzey ucu arıburnu’nda karaya ayak basıyor.
saat 04.45 - şafak söküyor. ilk ışıklarla birlikte türk topçusu anzak koyu civarını şarapnel ateşine tutuyor.
saat 04.47 - takviyeyle beraber sayıları 160’ı bulan türkler karşısında yaklaşık 1500 avustralyalı var.
saat 04.48 - avustralya birlikleri ikinci tepeler hattına doğru ilerliyor, türk keskin nişancıları onları hedef alıyor.
saat 04.49 - ikinci dalga anzac birlikleri karaya çıkmaya başladı.
saat 04.58 - avustralya birlikleri ikinci tepeler hattındaki kanlısırt platosu’na ulaşmaya başladı.
saat 05.03 - gelibolu’daki türk 5. ordu karargahına muhtelif çıkarma bölgelerinden rapor akışı başladı.
saat 05.10 - türk topçusu, ateşini henüz karaya çıkmamış avustralya destek kuvvetlerini taşıyan gemilere kaydırdı.
saat 05.11 - maltepe’deki 77. alay komutanı, 19. tümen komutanı mustafa kemal’e ilk raporu yolluyor.
saat 05.13 - royal fusiliers birlikleri ikiz koyu’na çıkmaya başladı. karşılarında sadece 9 kişilik bir gözetleme postası var.
saat 05.14 - avustralyalılar kanlısırt’a yakın bir noktada bulunan bir sahra bataryasını ele geçirdiler.
saat 05.21 - fransız kruvazörü jeanne d’arc, yenişehir ve kumkale’deki türk pozisyonlarını bombalamaya başladı.
saat 05.23 - arıburnu’nda 2. tabur komutanı, 9. tümen komutanından takviye birlikler istiyor.
saat 05.26 - morto koyu doğu ucuna planlanan çıkarma, kuvvetli akıntı yüzünden gecikiyor.
saat 05.27 - 9. tümen komutanlığı 19. tümen’e gönderdiği ilk raporda arıburnu çıkarmasının başladığını haber veriyor.
saat 05.31 - 2. avustralya taburu arıburnu sahillerine çıkmaya başlıyor. türk topçu ateşi askerlere zayiat verdiriyor.
saat 05.36 - balıkçı damları’na çıkan avustralyalı askerler, kıyıdaki türk ileri karakolundan gelen ateşle ağır zayiat veriyorlar.
saat 05.45 - 9. tümen komutanlığı, 27. alay komutanlığına düşmanı denize dökmek üzere kabatepe istikametinde hareket emri verdi.
saat 05.55 - an itibarıyla arıburnu ve civarında karaya çıkmış itilaf askeri sayısı 4 bine yakın. türk savunma kuvvetleri 320 kişi.
saat 05.56 - kabatepe kuzeyine yapılan çıkarmayı destekleyecek yeni zelanda piyade tugayı’nın ilk bölümü mondros’tan ayrılıyor.
saat 05.58 - lancashire fusiliers taburu askerlerini taşıyan ilk dalga filikalar tekke koyuna yaklaşmaya başladı.
saat 06.00 - tekke koyundaki türk savunması, yaklaşan ingiliz birliklerine karaya 50 metre kala yoğun bir tüfek ateşi açıyor.
saat 06.01 - ingiliz kraliyet bahriye ve plymouth taburları pınariçi koyuna çıkıyor. hiçbir direniş yok.
saat 06.02 - arıburnu’nda birinci tepeler hattının (haintepe- cesaret tepe arası) kontrolü tamamen avustralya birliklerine geçti.
saat 06.05 - tekke koyundaki yoğun ateş yüzünden filikaları terk emri verilen ingiliz askerlerinden çoğu 35 kiloluk yükleriyle boğuluyor.
saat 06.08 - 9. tümen’den düşmanın arıburnu- kabatepe arasına çıktığını bildiren ilk rapor 19. tümen’e geliyor.
saat 06.10 - tekke koyu’na çıkmayı başaran ingiliz askerlerinin çoğunun tüfek mekanizmaları kum ve tuzlu sudan bozulmuş durumda.
saat 06.16 - türk topçusu kumkale’yi bombardımana tutan gemileri hedef alıyor ama herhangi bir hasar veremiyor.
saat 06.19 - ilk dalga fransız kuvvetleri kumkale sahiline çıkarma yapmak üzere filikalara binme emri alıyor.
saat 06.25 - ertuğrul koyunu savunan türkler, yaklaşan ingiliz askerlerine amansız bir tüfek ateşi açıyor. çoğu asker sahile ulaşamadan ölüyor.
saat 06.26 - ae2 denizaltısı, anadolu mecidiye tabyası önünde karaya oturuyor ama kurtuluyor.
saat 06.29 - 9. tümen komutanı halil sami,19. tümen komutanı mustafa kemal’den yardım talep eden ilk raporu yazıyor.
saat 06.33 - kumkale civarındaki türk bataryaları agamemnon gemisini hedef alıyor ama isabet kaydedemiyor.
saat 06.35 - royal munster fusiliers askerleri river clyde’dan sahile çıkıyor. ilk 50 kişiden 48’i amansız ateş karşısında ölüyor veya yaralanıyor.
saat 06.38 - ikinci grup royal munster fusiliers birlikleri, river clyde’ın içinde veya hemen yanında sıkışıyor.
saat 06.39 - kuvvetli akıntıya kapılan ae2 denizaltısı bu defa avrupa yakasında karaya oturuyor ve yine kurtuluyor.
saat 06.45 - queen elizabeth’ten ertuğrul koyunu inceleyen general hamilton, çıkarmanın tıkandığını görüyor.
saat 06.48 - bacchante kruvazörü kabatepe sahillerine yaklaşarak, türk topçusunu yakın ateşe alıyor ve geçici olarak susturuyor.
saat 06.52 - albay maclagan, birliklerine ikinci tepeler hattı üzerinde siper kazma emri veriyor.
saat 06.58 - zığındere bölgesinde, pınariçi koyundan çıkan ingilizlere 6. bölük’ten bir takım arasında çarpışmalar başladı.
saat 07.00 - ordu komutanı, başkomutanlığa çektiği şifreli telgrafta çıkarmaların başladığını bildirdi, takviye bir tümen istedi.
07:10 - 9. tümenin arıburnu’na takviye tabur isteyen 06.30’da yazılmış yazısı 19. tümen’e ulaştı.
07:30 - ae2 denizaltısı nagara burnu’nu geçiyor ve türk gemilerinden saklanmak amacıyla deniz tabanına oturuyor.
07:33 - morto koyu ucundaki eski hisarlık burnunda 850 ingiliz askerine karşı, 2. tabur 8. bölük’ten 80 kişi var.
07:34 - seddülbahir’de tekke koyu çıkarmasını karşılayan 12. bölük, cephane ve yardımcı kuvvet istiyor.
07:39 - bigalı’daki 57. piyade alayı, toplanmasını tamamlayıp kocadere batı sırtlarında düşmanı karşılamak için harekete geçiyor.
07:50 - 19. tümen komutanı mustafa kemal, 3. kolordu komutanına harekete geçtiğini bildiriyor.
07:53 - lancashire fusiliers askerleri tekke koyunda kontrolü ele geçiriyor. tabur mevcudunun yüzde 35’ini kaybetti.
07:55 - morto koyu ucuna hakim yarları (bugün şehitler abidesi’nin bulunduğu nokta) ele geçiren ingilizler, 15 türk askerini esir alıyor.
07:56 - river clyde içinde ve çevresinde mahsur kalan ingilizler’in üçüncü karaya çıkma girişimi de ağır kayıp vermeleriyle sonuçlanıyor.
07:59 - 27. alay, 3. tabur, 165 rakımlı tepe üzerinden, taarruz için besmele-i şerif ile açılmaya başlıyor.
saat 08.00 - avustralyalı askerler, üçüncü sırt ve kemalyeri üzerinden yayılarak gelen türk askerlerini görüyorlar.
08:01 - üçüncü sırt üzerine kadar ilerlemiş az sayıda avustralya askeri, türk ilerleyişi karşısında geri çekilmeye başlıyor.
08:10 - 19. tümen komutanı ve maiyeti, bigalı’daki karargahtan ayrılıyor.
08:15 - 26. alay 2. tabur 7. bölük, ikiz koyundan çıkan ingiliz birliklerine kızıltoprak sırtlarından taarruza başladı.
08:28 - balıkçı damları’ndan geri çekilerek 261 rakımlı tepeye çıkan türk askerlerinin cephanesi kalmadı.
08:30 - 27. alayın 1. ve 3. tabur avcıları avustralyalılar karşı ilk selam ateşlerini açmaya başlıyorlar.
08:40 - morto koyu ucuna çıkarak eskihisarlık tepeyi kontrol eden ingilizlerin kaybı sadece 63 kişi.
08:41 - eskihisarlık tepeyi tutan ingiliz birlikleri, ana çıkarmaları destekleme emri aldıkları için ilerlemiyor.
08:50 - agamemnon muharebe gemisi, türk topçusunu susturmak amacıyla kumkale üzerine ateş açıyor.
08:51 - tekke koyundan çıkan ingiliz taburları karacaoğlan tepeyi zorluyor.
08:52 - kemalyeri batısında fundalık sırtlarında, avustralyalılarla 27. alay 3. tabur askerleri arasında yakın muharebe teması başlıyor.
08:53 - kemalyeri batı sırtlarındaki avustralya askerleri geri çekilmeye başlıyor.
08:55 - river clyde’ın içinden karaya çıkma denemesi tekrar felaketle sonuçlanıyor. sadece birkaç asker karaya ulaşabiliyor.
08:57 - 3. avustralya tugayı’na bağlı askerler, conkbayırı’na 900 metre mesafedeki düztepe istikametine doğru baskı yapıyor.
08:58 - düztepe’ye doğru saldıran avustralya birlikleri, türk keskin nişancı ateşi karşısında kayıp vermeye başlıyor.
saat 09:05 - ertuğrul koyundaki durumdan habersiz 29. tümen komutanı hunter-weston, buradaki birliklere mesaj yolladı.
09:25 - öncü avustralya birlikleri, batı istikametinden gelen türk baskısıyla, düztepe’den kılıçbayırı’na doğru çekiliyor.
09:35 - hampshire ve worcester alaylarından ingilizler, filikalarla ertuğrul koyuna çıkmayı deniyor. ağır zayiat var, general napier ölüyor.
09:40 - 19. tümen komutanı mustafa kemal, kurmayları ve bir piyade bölüğü kocaçimentepe’ye ulaştı.
saat 10:01 - tekke koyunun kuzeybatı ucundaki karacaoğlan tepe’de çarpışmalar çok şiddetlendi.
10:02 - süvari üstteğmeni mehmet salih, conkbayırı’nda m. kemal’in yanına gelerek 27. alayın muharebeye başladığını haber veriyor.
10:03 - fransız çıkarma birlikleri kumkale kıyılarına ayak basıyor.
10:04 - kanlısırt platosu üzerine yoğunlaşan türk ateşi, avustralya hattının sağ yanında zayiata yol açıyor, siper kazmak zorlaşıyor.
10:06 - türk topçu ateşi anzak koyu üzerine yoğunlaştı. taşıma gemileri kıyıdan uzaklaşmak zorunda kalıyor, çıkarmalar aksıyor.
10:07 - 27. alay birlikleri kemalyeri üzerinden avustralya hattının ortasına doğru ilerlemeyi sürdürüyor.
10:08 - avustralya topçu tümeni komutanı albay hobbs karaya çıkıyor ve toplar için uygun yer aramaya başlıyor.
10:15 - 3. kolordu, 5. ordu komutanlığından 7. tümen’in bir kısmının güneye kaydırılmasını istedi.
10:21 - çok ağır kayıplar verilmesi yüzünden, hamilton, ertuğrul koyuna yeni çıkarma yapılmamasını emretti.
10:24 - 19. tümen komutanı mustafa kemal ve 57. alay taburları, avustralya hattının sol cenahına taarruza başlıyor.
10:30 - 27. alayın 8. dağ cebel topçu bataryası kemalyeri’ne gelip alay komutanının emrine girdi.
10:36 - itilaf güçlerinin ilk kara topu 26. hint dağ bataryası anzak koyuna indiriliyor.
10:40 - agamemnon muharebe gemisi ve destroyerler ateş açarak boğaz’a giriyor. türk topları cevap veriyor.
10:50 - 3. kolordu komutanı esad paşa ve karargahı, gelibolu iskelesinden eceabat’a doğru yola çıktı.
saat 11:05 - ikiz koyuna başlayan türk karşı saldırısı sonucu, royal fusiliers birlikleri neredeyse sahile kadar çekilmek zorunda kaldı.
11:20 - 57. alay, 2. tabur’un taarruzu sonucu, 261 rakımlı tepeye kadar ilerlemiş avustralya birlikleri geri çekilmeye başladı.
11:25 - kumkale’de 31. alay’ın 2. tabur, 6. bölüğü köy mezarlığına çekilerek çarpışmaya devam ediyor.
11:30 - 27. alay, mustafa kemal komutanlığındaki 19. tümen’in emrine giriyor.
11:40 - 57. alay, 1. tabur, dikdere’den inerek avustralya birliklerine karşı taarruza katılıyor.
saat 12:01 - yeni zelanda ve avustralya tümeni komutanı general godly, anzak koyuna çıkıyor.
12:02 - ikinci dalga fransız askerleri kumkale’ye çıkıyor ve önceki birlikleri takviye ediyor.
12:03 - river clyde’daki bir ingiliz deniz subayı, ertuğrul koyundaki koşulların “korkunç” olduğunu ifade ediyor.
12:15 - türk topçusu, 26. hint dağ bataryasının yerini saptayıp ateş açıyor. batarya personelinin çoğu ölüyor veya yaralanıyor.
12:30 - conkbayırı’ndan kayaltepe- eğerlitepe bölgesine hareket eden mustafa kemal, kocadere köyü batısında 77. alay’a rastlıyor.
12:32 - türk topçusunun ve boğaz içinden endirekt atış yapan geminin etkili atışları, anzak koyundaki tüm faaliyeti durma noktasına getirdi.
12:55 - ertuğrul-tekke-ikiz koyu hattında yaklaşık 10 ingiliz taburu karaya çıkmış durumda.
saat 13:30 - 77. alay’a palamutluk sırtı doğrultusunda hareket emri iptal edildi. 72. alay kocadere köyüne doğru yürüyüş emri aldı.
13:35 - avustralya 2. tugayı’nın son ihtiyatı da kanlısırt civarındaki çarpışmalara katılıyor.
saat 14:05 - 3. kolordu komutanı, 5. ordu komutan liman von sanders’e seddülbahir’deki birliklerin zor durumda olduğunu bildiriyor.
14:08 - yeni zelanda otago taburu birlikleri, anzak koyuna çıkmaya başlıyor.
14:10 - kılıçbayırı’ndaki yeni zelandalılar, türklerin ilerlemesi karşısında zayiat vermeye başladı.
14:12 - 19. tümen komutanı, 77. alay’a 27. alay’ın solundan taarruza kalkma emri veriyor.
14:27 - river clyde’daki kıdemli subay albay carrington-smith, ertuğrul koyunda herhangi bir ilerlemenin imkansız olduğunu rapor ediyor.
14:30 - türk birlikleri çıkarma sahillerinin kuzeyinden aşağıya doğru dikkatli şekilde ilerliyor.
14:35 - anzak hattının solundan tekrar taarruza kalkan türk birliklerinin ateşiyle, anzac birliklerindeki zayiat artmaya başladı.
saat 15:05 - 27. alay birlikleri kanlısırt’ı süngü hücumuyla ele geçiriyor.
15:20 - kumkale bölgesinde, 39. alay, 1. tabur birlikleri orhaniye’ye ulaştı.
15:30 - river clyde’daki kıdemli ingiliz subayı albay carrington-smith, bir türk keskin nişancısı tarafından öldürülüyor.
saat 16:02 - avustralya 1. tümeni’nin son ihtiyatı olan 2. tabur’a bağlı iki bölük, sol kanadı desteklemek üzere boyun noktasına gönderiliyor.
16:04 - türkler anzac hattının solundaki kılıçbayırı’na doğru büyük bir taarruza geçiyor.
16:05 - seddülbahir’de tekke koyundan çıkan ingiliz birlikleri gözcübaba tepesi’ni işgal ediyor ama ertuğrul koyuna ilerleyemiyor.
16:08 - arıburnu sırtlarındaki muharebe giderek sertleşiyor, anzac birlikleri yenilenen türk saldırıları karşısında cephane sıkıntısı çekiyor.
16:10 - kanlısırt’ta sabah avustralyalıların zaptettiği üç dağ topu türkler tarafından geri alınıyor.
16:30 - türklerin gevşemeyen baskısı sonucu kılıçbayırı avustralyalıların elinden çıkıyor.
16:32 - kanlısırt platosu merkezindeki avustralya birlikleri, yoğun türk ateşi ve taarruzu karşısında geri çekiliyor.
16:55 - avustralya tümeni’nin son ihtiyatı 4. tabur, kanlısırt’taki birliklere destek olarak gönderiliyor.
saat 17:15 - donanma topları üçüncü sırtta kanlısırt karşısındaki türk topçusunu hedef alıyor. toplar susuyor.
17:35 - anzak koyu’na çıkarılan ilk avustralya topu kıyının güney ucunda konuşlandırıldı.
17:40 - ingilizler seddülbahir’de aytepe’ye hakim oldu.
17:41 - 19. tümen komutanı mustafa kemal bey'den 57. alay komutanına: “düşman çekiliyor. alay taarruza devam ile düşmanı kamilen mahvetmelidir.”
17:55 - 57. alay birlikleri düztepe’yi ele geçirdiler.
saat 18:05 - kumkale’de 3. tümen komutanı albay nicolai gece taarruzuna karar veriyor.
18:07 - avustralya topçusu, kabatepe civarındaki türk topçu pozisyonlarını hedef alıyor.
18:08 - ertesi gün ateş desteği sağlamak üzere, 21. hint dağ topçu bataryası anzak koyuna çıkarılıyor.
18:09 - 4. avustralya tugayı’na bağlı 16. tabur’un ilk birlikleri anzak koyuna çıkmaya başladı.
18:10 - 57. alay, anzac’ları cesaret tepesi’ne kadar geri attı.
saat 19:05 - günbatımının yaklaşmasıyla türk topçusunun atışları isabetsizleşiyor ve kesiliyor. anzac birlikleri rahatlıyor.
19:25 - 15. kolordu komutanı, 3. tümen komutanına “kumkale’yi bu gece alınız” emri verdi.
19:30 - ertuğrul koyunda gün boyu river clyde gemisi içinde sıkışanlar, karanlığın basmasından faydalanarak nihayet karaya çıkıyor.
19:32 - çok sayıda avustralyalı komutan, çıkarmanın hedeflerine ulaşmaması dolayısıyla, kıyıbaşını tahliye etmeyi öneriyor.
19:35 - türk birlikleri pınariçi koyu üzerindeki ingiliz pozisyonlarına taarruz ediyor.
19:40 - ingiliz donanma subayları, ordu ve donanma arasında topçu ateşi konusundaki koordinasyonun zayıf olduğunu belirtiyorlar.
19:45 - ingiliz sıhhıye askerleri ertuğrul koyundaki yaralıları topluyor; yağmur başlıyor ve birliklerin sefaleti artıyor.
saat 02.05 - 8. bölük komutanı yüzbaşı faik açıktaki gemileri görüyor ve bağlı olduğu 2. tabur komutanını telefonla uyarıyor.
saat 02.30 - 8. bölük komutanı yüzbaşı faik, durumu 9. tümen komutanı halil sami’ye de bildiriyor.
saat 02.35 - ae2 denizaltısı boğaz’a girdi. su yüzeyinde dizel motoruyla giderek, elektrik bataryalarını dolu tutuyor.
saat 03.00 - arıburnu sahillerine çıkacak ilk askerleri taşıyan itilaf gemileri, kıyıya doğru yaklaşmaya başladı.
saat 03.20 - 26. alay/2. tabur komutanlığı, 3. kolordu’yu tekke burnu açığındaki düşman faaliyeti konusunda alarma geçiriyor.
saat 03.30 - london, queen ve prince of wales gemilerine yanaşan istimbotlar, ilk çıkarma kafilesini taşıyan kayıkları kıyıya çekmeye başladı.
saat 04.00 - queen elizabeth gemisi, çıkarmaları desteklemek üzere ateş pozisyonu almaya başladı.
saat 04.03 - 2. tabur komutanı binbaşı ismet, gemi hareketleri ilgili olarak 9. tümen’i uyarıyor.
saat 04.10 - 7. bölük komutanı üstteğmen asım, 2. tabur’a rapor yollayarak arıburnu’ndaki durumu bildiriyor.
saat 04.13 - 3. kolordu, 7. bölük’ten gelen bilgiye istinaden 5. ordu komutanlığını durumdan haberdar ediyor.
saat 04.25 - çıkarma filikaları, arıburnu sahiline 50 yarda (45 metre) kala fora edildi. askerler küreklere asılıyor.
saat 04.29 - arıburnu noktasında 8. bölük 2. takım’dan asteğmen muharrem komutasında 20 türk askeri filikalara ilk ateşi açtı.
saat 04.30 - 9. quennsland taburu’ndan olduğu düşünülen ilk avustralyalı asker, anzak koyu’nun kuzey ucu arıburnu’nda karaya ayak basıyor.
saat 04.45 - şafak söküyor. ilk ışıklarla birlikte türk topçusu anzak koyu civarını şarapnel ateşine tutuyor.
saat 04.47 - takviyeyle beraber sayıları 160’ı bulan türkler karşısında yaklaşık 1500 avustralyalı var.
saat 04.48 - avustralya birlikleri ikinci tepeler hattına doğru ilerliyor, türk keskin nişancıları onları hedef alıyor.
saat 04.49 - ikinci dalga anzac birlikleri karaya çıkmaya başladı.
saat 04.58 - avustralya birlikleri ikinci tepeler hattındaki kanlısırt platosu’na ulaşmaya başladı.
saat 05.03 - gelibolu’daki türk 5. ordu karargahına muhtelif çıkarma bölgelerinden rapor akışı başladı.
saat 05.10 - türk topçusu, ateşini henüz karaya çıkmamış avustralya destek kuvvetlerini taşıyan gemilere kaydırdı.
saat 05.11 - maltepe’deki 77. alay komutanı, 19. tümen komutanı mustafa kemal’e ilk raporu yolluyor.
saat 05.13 - royal fusiliers birlikleri ikiz koyu’na çıkmaya başladı. karşılarında sadece 9 kişilik bir gözetleme postası var.
saat 05.14 - avustralyalılar kanlısırt’a yakın bir noktada bulunan bir sahra bataryasını ele geçirdiler.
saat 05.21 - fransız kruvazörü jeanne d’arc, yenişehir ve kumkale’deki türk pozisyonlarını bombalamaya başladı.
saat 05.23 - arıburnu’nda 2. tabur komutanı, 9. tümen komutanından takviye birlikler istiyor.
saat 05.26 - morto koyu doğu ucuna planlanan çıkarma, kuvvetli akıntı yüzünden gecikiyor.
saat 05.27 - 9. tümen komutanlığı 19. tümen’e gönderdiği ilk raporda arıburnu çıkarmasının başladığını haber veriyor.
saat 05.31 - 2. avustralya taburu arıburnu sahillerine çıkmaya başlıyor. türk topçu ateşi askerlere zayiat verdiriyor.
saat 05.36 - balıkçı damları’na çıkan avustralyalı askerler, kıyıdaki türk ileri karakolundan gelen ateşle ağır zayiat veriyorlar.
saat 05.45 - 9. tümen komutanlığı, 27. alay komutanlığına düşmanı denize dökmek üzere kabatepe istikametinde hareket emri verdi.
saat 05.55 - an itibarıyla arıburnu ve civarında karaya çıkmış itilaf askeri sayısı 4 bine yakın. türk savunma kuvvetleri 320 kişi.
saat 05.56 - kabatepe kuzeyine yapılan çıkarmayı destekleyecek yeni zelanda piyade tugayı’nın ilk bölümü mondros’tan ayrılıyor.
saat 05.58 - lancashire fusiliers taburu askerlerini taşıyan ilk dalga filikalar tekke koyuna yaklaşmaya başladı.
saat 06.00 - tekke koyundaki türk savunması, yaklaşan ingiliz birliklerine karaya 50 metre kala yoğun bir tüfek ateşi açıyor.
saat 06.01 - ingiliz kraliyet bahriye ve plymouth taburları pınariçi koyuna çıkıyor. hiçbir direniş yok.
saat 06.02 - arıburnu’nda birinci tepeler hattının (haintepe- cesaret tepe arası) kontrolü tamamen avustralya birliklerine geçti.
saat 06.05 - tekke koyundaki yoğun ateş yüzünden filikaları terk emri verilen ingiliz askerlerinden çoğu 35 kiloluk yükleriyle boğuluyor.
saat 06.08 - 9. tümen’den düşmanın arıburnu- kabatepe arasına çıktığını bildiren ilk rapor 19. tümen’e geliyor.
saat 06.10 - tekke koyu’na çıkmayı başaran ingiliz askerlerinin çoğunun tüfek mekanizmaları kum ve tuzlu sudan bozulmuş durumda.
saat 06.16 - türk topçusu kumkale’yi bombardımana tutan gemileri hedef alıyor ama herhangi bir hasar veremiyor.
saat 06.19 - ilk dalga fransız kuvvetleri kumkale sahiline çıkarma yapmak üzere filikalara binme emri alıyor.
saat 06.25 - ertuğrul koyunu savunan türkler, yaklaşan ingiliz askerlerine amansız bir tüfek ateşi açıyor. çoğu asker sahile ulaşamadan ölüyor.
saat 06.26 - ae2 denizaltısı, anadolu mecidiye tabyası önünde karaya oturuyor ama kurtuluyor.
saat 06.29 - 9. tümen komutanı halil sami,19. tümen komutanı mustafa kemal’den yardım talep eden ilk raporu yazıyor.
saat 06.33 - kumkale civarındaki türk bataryaları agamemnon gemisini hedef alıyor ama isabet kaydedemiyor.
saat 06.35 - royal munster fusiliers askerleri river clyde’dan sahile çıkıyor. ilk 50 kişiden 48’i amansız ateş karşısında ölüyor veya yaralanıyor.
saat 06.38 - ikinci grup royal munster fusiliers birlikleri, river clyde’ın içinde veya hemen yanında sıkışıyor.
saat 06.39 - kuvvetli akıntıya kapılan ae2 denizaltısı bu defa avrupa yakasında karaya oturuyor ve yine kurtuluyor.
saat 06.45 - queen elizabeth’ten ertuğrul koyunu inceleyen general hamilton, çıkarmanın tıkandığını görüyor.
saat 06.48 - bacchante kruvazörü kabatepe sahillerine yaklaşarak, türk topçusunu yakın ateşe alıyor ve geçici olarak susturuyor.
saat 06.52 - albay maclagan, birliklerine ikinci tepeler hattı üzerinde siper kazma emri veriyor.
saat 06.58 - zığındere bölgesinde, pınariçi koyundan çıkan ingilizlere 6. bölük’ten bir takım arasında çarpışmalar başladı.
saat 07.00 - ordu komutanı, başkomutanlığa çektiği şifreli telgrafta çıkarmaların başladığını bildirdi, takviye bir tümen istedi.
07:10 - 9. tümenin arıburnu’na takviye tabur isteyen 06.30’da yazılmış yazısı 19. tümen’e ulaştı.
07:30 - ae2 denizaltısı nagara burnu’nu geçiyor ve türk gemilerinden saklanmak amacıyla deniz tabanına oturuyor.
07:33 - morto koyu ucundaki eski hisarlık burnunda 850 ingiliz askerine karşı, 2. tabur 8. bölük’ten 80 kişi var.
07:34 - seddülbahir’de tekke koyu çıkarmasını karşılayan 12. bölük, cephane ve yardımcı kuvvet istiyor.
07:39 - bigalı’daki 57. piyade alayı, toplanmasını tamamlayıp kocadere batı sırtlarında düşmanı karşılamak için harekete geçiyor.
07:50 - 19. tümen komutanı mustafa kemal, 3. kolordu komutanına harekete geçtiğini bildiriyor.
07:53 - lancashire fusiliers askerleri tekke koyunda kontrolü ele geçiriyor. tabur mevcudunun yüzde 35’ini kaybetti.
07:55 - morto koyu ucuna hakim yarları (bugün şehitler abidesi’nin bulunduğu nokta) ele geçiren ingilizler, 15 türk askerini esir alıyor.
07:56 - river clyde içinde ve çevresinde mahsur kalan ingilizler’in üçüncü karaya çıkma girişimi de ağır kayıp vermeleriyle sonuçlanıyor.
07:59 - 27. alay, 3. tabur, 165 rakımlı tepe üzerinden, taarruz için besmele-i şerif ile açılmaya başlıyor.
saat 08.00 - avustralyalı askerler, üçüncü sırt ve kemalyeri üzerinden yayılarak gelen türk askerlerini görüyorlar.
08:01 - üçüncü sırt üzerine kadar ilerlemiş az sayıda avustralya askeri, türk ilerleyişi karşısında geri çekilmeye başlıyor.
08:10 - 19. tümen komutanı ve maiyeti, bigalı’daki karargahtan ayrılıyor.
08:15 - 26. alay 2. tabur 7. bölük, ikiz koyundan çıkan ingiliz birliklerine kızıltoprak sırtlarından taarruza başladı.
08:28 - balıkçı damları’ndan geri çekilerek 261 rakımlı tepeye çıkan türk askerlerinin cephanesi kalmadı.
08:30 - 27. alayın 1. ve 3. tabur avcıları avustralyalılar karşı ilk selam ateşlerini açmaya başlıyorlar.
08:40 - morto koyu ucuna çıkarak eskihisarlık tepeyi kontrol eden ingilizlerin kaybı sadece 63 kişi.
08:41 - eskihisarlık tepeyi tutan ingiliz birlikleri, ana çıkarmaları destekleme emri aldıkları için ilerlemiyor.
08:50 - agamemnon muharebe gemisi, türk topçusunu susturmak amacıyla kumkale üzerine ateş açıyor.
08:51 - tekke koyundan çıkan ingiliz taburları karacaoğlan tepeyi zorluyor.
08:52 - kemalyeri batısında fundalık sırtlarında, avustralyalılarla 27. alay 3. tabur askerleri arasında yakın muharebe teması başlıyor.
08:53 - kemalyeri batı sırtlarındaki avustralya askerleri geri çekilmeye başlıyor.
08:55 - river clyde’ın içinden karaya çıkma denemesi tekrar felaketle sonuçlanıyor. sadece birkaç asker karaya ulaşabiliyor.
08:57 - 3. avustralya tugayı’na bağlı askerler, conkbayırı’na 900 metre mesafedeki düztepe istikametine doğru baskı yapıyor.
08:58 - düztepe’ye doğru saldıran avustralya birlikleri, türk keskin nişancı ateşi karşısında kayıp vermeye başlıyor.
saat 09:05 - ertuğrul koyundaki durumdan habersiz 29. tümen komutanı hunter-weston, buradaki birliklere mesaj yolladı.
09:25 - öncü avustralya birlikleri, batı istikametinden gelen türk baskısıyla, düztepe’den kılıçbayırı’na doğru çekiliyor.
09:35 - hampshire ve worcester alaylarından ingilizler, filikalarla ertuğrul koyuna çıkmayı deniyor. ağır zayiat var, general napier ölüyor.
09:40 - 19. tümen komutanı mustafa kemal, kurmayları ve bir piyade bölüğü kocaçimentepe’ye ulaştı.
saat 10:01 - tekke koyunun kuzeybatı ucundaki karacaoğlan tepe’de çarpışmalar çok şiddetlendi.
10:02 - süvari üstteğmeni mehmet salih, conkbayırı’nda m. kemal’in yanına gelerek 27. alayın muharebeye başladığını haber veriyor.
10:03 - fransız çıkarma birlikleri kumkale kıyılarına ayak basıyor.
10:04 - kanlısırt platosu üzerine yoğunlaşan türk ateşi, avustralya hattının sağ yanında zayiata yol açıyor, siper kazmak zorlaşıyor.
10:06 - türk topçu ateşi anzak koyu üzerine yoğunlaştı. taşıma gemileri kıyıdan uzaklaşmak zorunda kalıyor, çıkarmalar aksıyor.
10:07 - 27. alay birlikleri kemalyeri üzerinden avustralya hattının ortasına doğru ilerlemeyi sürdürüyor.
10:08 - avustralya topçu tümeni komutanı albay hobbs karaya çıkıyor ve toplar için uygun yer aramaya başlıyor.
10:15 - 3. kolordu, 5. ordu komutanlığından 7. tümen’in bir kısmının güneye kaydırılmasını istedi.
10:21 - çok ağır kayıplar verilmesi yüzünden, hamilton, ertuğrul koyuna yeni çıkarma yapılmamasını emretti.
10:24 - 19. tümen komutanı mustafa kemal ve 57. alay taburları, avustralya hattının sol cenahına taarruza başlıyor.
10:30 - 27. alayın 8. dağ cebel topçu bataryası kemalyeri’ne gelip alay komutanının emrine girdi.
10:36 - itilaf güçlerinin ilk kara topu 26. hint dağ bataryası anzak koyuna indiriliyor.
10:40 - agamemnon muharebe gemisi ve destroyerler ateş açarak boğaz’a giriyor. türk topları cevap veriyor.
10:50 - 3. kolordu komutanı esad paşa ve karargahı, gelibolu iskelesinden eceabat’a doğru yola çıktı.
saat 11:05 - ikiz koyuna başlayan türk karşı saldırısı sonucu, royal fusiliers birlikleri neredeyse sahile kadar çekilmek zorunda kaldı.
11:20 - 57. alay, 2. tabur’un taarruzu sonucu, 261 rakımlı tepeye kadar ilerlemiş avustralya birlikleri geri çekilmeye başladı.
11:25 - kumkale’de 31. alay’ın 2. tabur, 6. bölüğü köy mezarlığına çekilerek çarpışmaya devam ediyor.
11:30 - 27. alay, mustafa kemal komutanlığındaki 19. tümen’in emrine giriyor.
11:40 - 57. alay, 1. tabur, dikdere’den inerek avustralya birliklerine karşı taarruza katılıyor.
saat 12:01 - yeni zelanda ve avustralya tümeni komutanı general godly, anzak koyuna çıkıyor.
12:02 - ikinci dalga fransız askerleri kumkale’ye çıkıyor ve önceki birlikleri takviye ediyor.
12:03 - river clyde’daki bir ingiliz deniz subayı, ertuğrul koyundaki koşulların “korkunç” olduğunu ifade ediyor.
12:15 - türk topçusu, 26. hint dağ bataryasının yerini saptayıp ateş açıyor. batarya personelinin çoğu ölüyor veya yaralanıyor.
12:30 - conkbayırı’ndan kayaltepe- eğerlitepe bölgesine hareket eden mustafa kemal, kocadere köyü batısında 77. alay’a rastlıyor.
12:32 - türk topçusunun ve boğaz içinden endirekt atış yapan geminin etkili atışları, anzak koyundaki tüm faaliyeti durma noktasına getirdi.
12:55 - ertuğrul-tekke-ikiz koyu hattında yaklaşık 10 ingiliz taburu karaya çıkmış durumda.
saat 13:30 - 77. alay’a palamutluk sırtı doğrultusunda hareket emri iptal edildi. 72. alay kocadere köyüne doğru yürüyüş emri aldı.
13:35 - avustralya 2. tugayı’nın son ihtiyatı da kanlısırt civarındaki çarpışmalara katılıyor.
saat 14:05 - 3. kolordu komutanı, 5. ordu komutan liman von sanders’e seddülbahir’deki birliklerin zor durumda olduğunu bildiriyor.
14:08 - yeni zelanda otago taburu birlikleri, anzak koyuna çıkmaya başlıyor.
14:10 - kılıçbayırı’ndaki yeni zelandalılar, türklerin ilerlemesi karşısında zayiat vermeye başladı.
14:12 - 19. tümen komutanı, 77. alay’a 27. alay’ın solundan taarruza kalkma emri veriyor.
14:27 - river clyde’daki kıdemli subay albay carrington-smith, ertuğrul koyunda herhangi bir ilerlemenin imkansız olduğunu rapor ediyor.
14:30 - türk birlikleri çıkarma sahillerinin kuzeyinden aşağıya doğru dikkatli şekilde ilerliyor.
14:35 - anzak hattının solundan tekrar taarruza kalkan türk birliklerinin ateşiyle, anzac birliklerindeki zayiat artmaya başladı.
saat 15:05 - 27. alay birlikleri kanlısırt’ı süngü hücumuyla ele geçiriyor.
15:20 - kumkale bölgesinde, 39. alay, 1. tabur birlikleri orhaniye’ye ulaştı.
15:30 - river clyde’daki kıdemli ingiliz subayı albay carrington-smith, bir türk keskin nişancısı tarafından öldürülüyor.
saat 16:02 - avustralya 1. tümeni’nin son ihtiyatı olan 2. tabur’a bağlı iki bölük, sol kanadı desteklemek üzere boyun noktasına gönderiliyor.
16:04 - türkler anzac hattının solundaki kılıçbayırı’na doğru büyük bir taarruza geçiyor.
16:05 - seddülbahir’de tekke koyundan çıkan ingiliz birlikleri gözcübaba tepesi’ni işgal ediyor ama ertuğrul koyuna ilerleyemiyor.
16:08 - arıburnu sırtlarındaki muharebe giderek sertleşiyor, anzac birlikleri yenilenen türk saldırıları karşısında cephane sıkıntısı çekiyor.
16:10 - kanlısırt’ta sabah avustralyalıların zaptettiği üç dağ topu türkler tarafından geri alınıyor.
16:30 - türklerin gevşemeyen baskısı sonucu kılıçbayırı avustralyalıların elinden çıkıyor.
16:32 - kanlısırt platosu merkezindeki avustralya birlikleri, yoğun türk ateşi ve taarruzu karşısında geri çekiliyor.
16:55 - avustralya tümeni’nin son ihtiyatı 4. tabur, kanlısırt’taki birliklere destek olarak gönderiliyor.
saat 17:15 - donanma topları üçüncü sırtta kanlısırt karşısındaki türk topçusunu hedef alıyor. toplar susuyor.
17:35 - anzak koyu’na çıkarılan ilk avustralya topu kıyının güney ucunda konuşlandırıldı.
17:40 - ingilizler seddülbahir’de aytepe’ye hakim oldu.
17:41 - 19. tümen komutanı mustafa kemal bey'den 57. alay komutanına: “düşman çekiliyor. alay taarruza devam ile düşmanı kamilen mahvetmelidir.”
17:55 - 57. alay birlikleri düztepe’yi ele geçirdiler.
saat 18:05 - kumkale’de 3. tümen komutanı albay nicolai gece taarruzuna karar veriyor.
18:07 - avustralya topçusu, kabatepe civarındaki türk topçu pozisyonlarını hedef alıyor.
18:08 - ertesi gün ateş desteği sağlamak üzere, 21. hint dağ topçu bataryası anzak koyuna çıkarılıyor.
18:09 - 4. avustralya tugayı’na bağlı 16. tabur’un ilk birlikleri anzak koyuna çıkmaya başladı.
18:10 - 57. alay, anzac’ları cesaret tepesi’ne kadar geri attı.
saat 19:05 - günbatımının yaklaşmasıyla türk topçusunun atışları isabetsizleşiyor ve kesiliyor. anzac birlikleri rahatlıyor.
19:25 - 15. kolordu komutanı, 3. tümen komutanına “kumkale’yi bu gece alınız” emri verdi.
19:30 - ertuğrul koyunda gün boyu river clyde gemisi içinde sıkışanlar, karanlığın basmasından faydalanarak nihayet karaya çıkıyor.
19:32 - çok sayıda avustralyalı komutan, çıkarmanın hedeflerine ulaşmaması dolayısıyla, kıyıbaşını tahliye etmeyi öneriyor.
19:35 - türk birlikleri pınariçi koyu üzerindeki ingiliz pozisyonlarına taarruz ediyor.
19:40 - ingiliz donanma subayları, ordu ve donanma arasında topçu ateşi konusundaki koordinasyonun zayıf olduğunu belirtiyorlar.
19:45 - ingiliz sıhhıye askerleri ertuğrul koyundaki yaralıları topluyor; yağmur başlıyor ve birliklerin sefaleti artıyor.
devamını gör...
17.
kazan bey oğlu uruz'un tutsak olması
dede korkut hikayeleri içerisindeki bölümlerden birisidir.
kazan bey, oğlunun henüz kan akıtıp, baş kesip isim sahibi olamayışına üzüldüğünü bildirir. oğlu da babasından nasıl savaş edildiğini, kan döküldüğünü kendisine öğretmesini ister. kazan han bunun üzerine oğlunu ava çıkarır, bu sırada düşman gelir ve kazan han savaşmaya başlar. oğluna sadece izlemesini söylemesine rağmen oğlan babasına fark ettirmeden savaşır. babası, oğlunu bulamaz; evde de göremeyince düşmanla savaşılan yere gelir. oğlunun kılıcını görünce onun esir düştüğünü anlar. düşmanla tek başına savaşa giden kazan bey, yenilir. bunun üzerine hatun kırk kızla ve diğer oğuz beyleriyle kafirleri yener. oğuzlar yurtlarına dönerler. yedi gün yedi gece yemek yerler, oynarlar. dede korkut dua eder ve hikâye biter.
buradan
kazan bey, oğlunun henüz kan akıtıp, baş kesip isim sahibi olamayışına üzüldüğünü bildirir. oğlu da babasından nasıl savaş edildiğini, kan döküldüğünü kendisine öğretmesini ister. kazan han bunun üzerine oğlunu ava çıkarır, bu sırada düşman gelir ve kazan han savaşmaya başlar. oğluna sadece izlemesini söylemesine rağmen oğlan babasına fark ettirmeden savaşır. babası, oğlunu bulamaz; evde de göremeyince düşmanla savaşılan yere gelir. oğlunun kılıcını görünce onun esir düştüğünü anlar. düşmanla tek başına savaşa giden kazan bey, yenilir. bunun üzerine hatun kırk kızla ve diğer oğuz beyleriyle kafirleri yener. oğuzlar yurtlarına dönerler. yedi gün yedi gece yemek yerler, oynarlar. dede korkut dua eder ve hikâye biter.
buradan
devamını gör...
18.
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
salkum salkum tan yilleri esdüginde
sakallı bozaç turgay sayradukta
sakalı uzun tat eri banladukta
bidevi atlar issini görüp okradukta
aklu karalu seçilen çağda
göksi gözel kaba tağlara gün degende
big yigitler cılasunlar birbirine koyulan çağda
"...meğer dirse han derlerdi bir beyin oğlu-kızı yok idi.. söylemiş hanım ne söylemiş:
serin serin tan yelleri estiğinde
sakalı boza çalan çayır kuşu öttüğünde
sakalı uzun müezzin ezan okuduğunda
büyük cins atlar sahibini görüp homurdandığında
aklı karalı seçilen çağda
göğsü güzel koca dağlara gün vurunca
bey yiğitlerin kahramanların birbirine koyulduğu çağda
sabahın ilk aydınlığında dirse han kalkarak yerinden doğrulup kırk yiğidini beraberine alıp bayındır han'ın sohbetine gidiyordu..."
muharrem ergin / dede korkut kitabı / dirse han oğluı boğaç han destanı
sakallı bozaç turgay sayradukta
sakalı uzun tat eri banladukta
bidevi atlar issini görüp okradukta
aklu karalu seçilen çağda
göksi gözel kaba tağlara gün degende
big yigitler cılasunlar birbirine koyulan çağda
"...meğer dirse han derlerdi bir beyin oğlu-kızı yok idi.. söylemiş hanım ne söylemiş:
serin serin tan yelleri estiğinde
sakalı boza çalan çayır kuşu öttüğünde
sakalı uzun müezzin ezan okuduğunda
büyük cins atlar sahibini görüp homurdandığında
aklı karalı seçilen çağda
göğsü güzel koca dağlara gün vurunca
bey yiğitlerin kahramanların birbirine koyulduğu çağda
sabahın ilk aydınlığında dirse han kalkarak yerinden doğrulup kırk yiğidini beraberine alıp bayındır han'ın sohbetine gidiyordu..."
muharrem ergin / dede korkut kitabı / dirse han oğluı boğaç han destanı
devamını gör...
20.
kösedağ savaşı
gıyaseddin isimli babasından zerre nasip almamış gösteriş meraklısı sözde hükümdarın 80.000 askerle 30.000 askerlik baycu noyan komutasındaki moğol ordusuna kepaze olmasının savaşıdır.
savaş meydanından öyle bir kaçmıştır ki, moğollar bunu taktik zannetmiştir.
yüz karasıdır.
savaş meydanından öyle bir kaçmıştır ki, moğollar bunu taktik zannetmiştir.
yüz karasıdır.
devamını gör...