renk körü değilim, bu tıbbi bir gerçek. ama 2005 yılında iskenderun deniz er eğitim alayı'na benimle birlikte aynı gün teslim olan 5.000 askerin geçmesi gereken bir takım prosedürler arasında bu test de vardı. testin başına da bir uzman çavuş yerleştirmişler, saat olmuş sabahın 4'ü, bir şey söylemeden kaşı gözüyle testi işaret ediyor, "kelebek görüyorum" dedim. renk körüdür kaşesini basıp gönderdi. o zaman anladım renk körlüğü testi olduğunu.
arkadaşlar, devlet faşizmi ile yeni tanıştığınız için suçlayacak kesim arıyorsunuz ama devlet faşizmi yeri geldiğinde türk bayraklıya da saldırır (saldırdı), başörtülüye de saldırır (saldırdı), milliyetçiye de saldırır (saldırdı). dolayısıyla devlet, eline hangi imkan verilirse onunla karşısına geçen tüm eylemleri manipüle ederek meşruiyetini kaybettirmeye çalışır. yeri gelir iktidar gözünde ateist olursunuz, zerdüşt olursunuz, ermeni olursunuz, yahudi olursunuz, alevi olursunuz. şimdi de hepiniz lgbt ve dhkp/c'li oldunuz. siz daha taze olduğunuz için zamanla alışacaksınız.
eylemlerde sanki lgbt veya solcular olmasa rektör istifa edecekti, hükümet düşecekti. ay benim canım ya. siz portakalda vitaminken bugün edindiğiniz bir çok hakkı bu insanların ödediği bedellere borçlusunuz. altı üstü 5-6 megabyte iziniz var bu ülkede. umutsuzluk söz konusu olduğunda başkalarını suçlamaya çabuk alıştınız.
arkadaşlar, devlet faşizmi ile yeni tanıştığınız için suçlayacak kesim arıyorsunuz ama devlet faşizmi yeri geldiğinde türk bayraklıya da saldırır (saldırdı), başörtülüye de saldırır (saldırdı), milliyetçiye de saldırır (saldırdı). dolayısıyla devlet, eline hangi imkan verilirse onunla karşısına geçen tüm eylemleri manipüle ederek meşruiyetini kaybettirmeye çalışır. siz daha taze olduğunuz için zamanla alışırsınız. öpüyorum gözlerinizden.
barış atay, içişleri bakanı tarafından bizzat ve alenen hedef gösterilmiş bir milletvekilidir. seversiniz, sevmezsiniz orası ayrı. ben sevmem. ama buraya gelip devlet-polis tapınmacılığı yapmak sizin faşist kodlarınızı gösteriyor. hak arayan, hak arayana destek veren, hak arayanın taleplerini tekrar dile getiren bir kesimin uğradığı devlet şiddetine "ama"larla yaklaşan herkes bu kurumsal şiddetin ortağıdır.
kafanızda kodlanan "emek ve demokrası güçleri" kimlerden oluşuyor? gerçek kötüler mi? suicide squad mı? ben söyleyeyim, disk, kesk, ttb, tmmob. kafanızda emek ve demokrasi sözcüklerini terör ile özdeşleştiren bu kurumsal faşizm sizin can düşmanınızdır. ezbere yaptığınız her türlü dangalaklığın temelinde bu kurumsal faşizm ve devlet-polis tapınmacılığı yatıyor. çok değil, bir kaç yıl sonra bu yaptığınız polis tapınmacılığı kitaplara şebeklik olarak geçeceği için gelecek açısından içim rahat. bireysel olarak her biriniz için ayrı ayrı üzgünüm sadece.
kahramanlık yaptığını zannederek kafasına göre gözaltı kararı uygulatan (ister "aşağıdan" demiş olsun, ister "aşağı bak" fark etmez) polis amirleri nedeniyle devletin (yani senin benim) şakır şakır ödediği bir tazminattır.
haksız gözaltı tazminatı kendisini milli kahraman, cumhurbaşkanı yaveri, iron man falan zanneden ilgili amire rücu edilse bakın görün ülkeyi infiale sürükleyen olaylar bir daha çıkıyor mu.
sosyal medya tanımına uyan bir durum güncellemesidir. ancak gösterilen tepkiler genellikle "bize ne bundan" çerçevesiyle sınırlı.
oysa sıra buna gelene kadar ben senin her türlü değersiz ve vasat fikirlerinden, iğrenç fotoğraflarından, zerre umurumda olmayan müzik zevkinden, ne kadar tatlı olduğu beni hiç ilgilendirmeyen çocuğundan/yeğeninden şikayet ediyor muyum? etmiyorum. çünkü buraya görebileceğim her türlü saçmalığı önkabulle giriyorum. gözlerimi ve beynimi buna hazır hâle getiriyorum.
yani dünyanın etrafınızda dönmediğini, dolayısıyla yazılan/paylaşılan hiçbir şeyin size özel paylaşılmadığını fark ettiğiniz an internetten daha çok keyif alırsınız. bırakın bu mıymıy alınganlıklarınızı.
nerede o uğruna the offspring fanıyken ayıla bayıla cradle of filth hayranıymış gibi yaptığımız yıkanmayan gotik kızlar? ne oldu o thales cafe'nin köşelerinde yiyişebilmek için mıknatıslı küpe takan kankalarımıza? neredesiniz ulaşın bana.
türkiye tarafından ithal edilip "sokaktaki kürt, afgan, suriyeli hepsini tespit edip paketleyeceğiz" denilse sevinçten dört köşe olacak kişiler tarafından karşı çıkılan teknoloji.
milliyetçilik ve ırkçılık, bu dünyanın başına gelmiş en kötü şeydir. başlı başına terördür. huawei de ırkçı bir teknoloji geliştirmiştir.
tdk'ye göre terörizm: "yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş"
ülkü ocakları sokaklarda gazeteci ve siyasetçilere saldırılar düzenleyen, ülkenin savcılarını tehdit eden, halkta, siyasi gündemde korku yayılmasını hedefleyen terörist bir gruptur. bir albayın terör oluşumunu ziyaret etmesi inanılmazdır.
soru: bir insan neden sözlük ortamına kendi resimini koyma ihtiyacı hisseder ?
cevap: sözlük ortamı'ndan kasıtın ne olduğunu anlayamadığım için cevap veremiyorum. bunu özellikle belirtmedeki motivasyon açıklanırsa doğru düzgün bir cevap verilebilir. sözlük ortamını diğer ortamlardan ayıran şey nedir mesela?
soru: amaç burda anonim şekilde yazıp eğlenmek değil mi ?
cevap: belli ki değil. herkesin amacı sizinle aynı olmayabilir, hiçkimse anonim olmak zorunda değil.
soru: profil resminin amacı nedir ?
cevap: kullanıcıyı tanımlar. bu ister kullanıcının fotoğrafı olur, ister izzet altınmeşe'nin beni olur.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.